Frostpunk: The Last Autumn - İnceleme

Etraf buza kesmeden önce neler yapmışız bakalım…

2010 yılında eski CD Projekt Red ve Metropolis Software çalışanları tarafından kurulan 11 Bit Studios’u çoğumuz This War of Mine ile tanıdık. Savaşın sivillerin hayatında yarattığı yıkım üzerine çok etkileyici bir oyundu ve aldığımız kararların yol açtığı etkiler üzerine düşündürmeyi başarıyor, bizleri zorlu ikilemlerle baş başa bırakıyordu. 2018 yılında çıkardıkları Frostpunk da This War of Mine’dan geri kalan bir oyun değildi. Bu sefer bireylerin değil, bir toplumun hayatta kalma mücadelesine eşlik ediyorduk. Yine bizleri zor kararlar ve zorlu ikilemler bekliyordu. Belki başlarda yeterince ilgi görmedi ama zamanla, daha çok kişiye ulaştı, daha fazla oynanıp daha çok sevildi.

Frostpunk, kışı iliklerimize kadar hissettiriyordu. Hele bir de şu günlerde oynadığınızda empati kurmak daha da kolaylaşıyor olsa gerek :) Büyük ve sonu görünmeyen bir kış gelmiş, insanlar buz kesen havada hayatta kalabilmek için dev bir jeneratör etrafında toplanmış ve umutsuz bir mücadeleye girişmiş durumdaydı. Bir yandan kıt kaynaklarla toplumu ayakta tutmaya bir yandan da keşfe çıkıp hayatta kalan başka kişilerle irtibat kurmaya çalışıyorduk. Ne olmuştu da bu hale gelmiştik? Bu felaketin gelişi öngörülmüş müydü? Öngörüldüyse, bunun için ne gibi hazırlıklar yapılmıştı? Cevap bekleyen pek çok soru bizleri bekliyordu.

Frostpunk: The Last Autumn tanıtımlarında tanıdık bir sima yer alıyor...

İşte The Last Autumn, o büyük felaketin hemen öncesinde, etrafın henüz karla kaplanmadığı, insanların yeşillikler üzerinde gezmekte olduğu, bilim insanlarının yaklaşan felaket hakkında uyarılarda bulunduğu ve uyarıları ciddiye alan ekipler tarafından hazırlıklar yapıldığı bir dönemde geçiyor. Oyunun meşhur mekanı 113. Saha’da yaşanan olaylara ve o büyük jeneratörün yapılma çalışmalarına şahitlik ediyoruz.

Ek paket ana oyunun öncesine gittiği için haliyle bazı değişiklikler söz konusu. Öncelikle, hava sıcaklıkları henüz dondurucu seviyelerde değil. Dolayısıyla ortamı ısıtmak gibi bir mesele yok gündemimizde. Ama kısıtlı kaynak sorunu olduğu gibi yerinde duruyor. Başlangıçta etraftaki hazır kaynak yığınlarından istifade ederken, sonrasında kaynak binaları marifetiyle bu sorunu aşmaya çalışıyoruz.

Oyundaki yeniliklerden birisi de burada devreye giriyor; inşa edilebilecek binalar arasına limanlar eklenmiş durumda. İlk limanda 3 ana kaynak grubundan birisini (kömür, çelik, odun) seçip gemilerle bu kaynağı temin edebiliyoruz; ihtiyaç değiştikçe de talep ettiğimiz kaynağı değiştiriyoruz. Sonrasında araştırmalar vasıtasıyla balıkçı limanı inşa edip gıda da temin edebilir hale geliyoruz. Bir diğer kaynak da gemi batıkları. Bir de telegraf kulesini inşa ettikten sonra anakaradan takviye talebinde bulunabiliyoruz.

Bunun dışında belirtebileceğimiz bir diğer değişiklik Kanunlar Kitabı (Book of Laws) içerisinde alınabilecek yeni kararlar. Ana oyuna göre daha farklı şartlarla karşı karşıya olduğumuz için buna uygun tercihlerle karşılaşıyor, buna uygun kararlar vermek durumunda kalıyoruz. Ana gündemimiz jeneratör inşası olduğundan buna yönelik çalışmalarımız ağırlıkta oluyor. Belirli bir altyapıyı oluşturduktan sonra jeneratör için gerekli binaları inşa edip malzemeleri oluşturmaya başlıyoruz. Sonrasında da tam gaz jeneratör inşaatına dalıyoruz.

Ek paketin yeniliklerinden birisi de iş güvenliği ile ilgili olarak gelen talepler ve bunlar hakkında alacağımız kararlar. Örneğin iş saatlerini kısaltıp uzatabiliyoruz (ana oyunda da böyle bir şey vardı ancak bunun iş güvenliğine yansımaları burada öncelikli meselemiz oluyor, iş güvenliği nedeniyle isyanlar çıkıp grevler yapılabiliyor) veya dispanser kurabiliyoruz.

İnsanların motivasyonunu artırmak için şapeller veya halkevleri açmak, motivasyon düşmesin veya huzursuzluk artmasın diye yakınlarından gelen mektupları sansürlemek gibi detaylar da düşünüldüğünde göz önünde bulundurmamız gereken pek çok unsur, uğraşmak durumunda olduğumuz pek çok konu olduğunu söylemek mümkün. Uğraşmak demişken, oyunun bir tık daha zorlaştığını da not etmiş olalım. O yüzden ilk oynayışta mümkün mertebe kolay bir zorluk derecesiyle başlamayı düşünebilirsiniz. Yoksa daha 10. günün sonunda kapının önünde bulabiliyorsunuz kendinizi, tecrübe ile sabit :)

Kaçınılmaz son :)

Özetle, yine pek çok detayla bizi uzun düşüncelere sevk edecek bir strateji oyunu olmaya devam ediyor Frostpunk. Felaket öncesi son çırpınışlar hakkında başarılı bir hikâye sunulduğunu, ana oyun gibi ek pakette de iyi bir işe imza atıldığını söyleyerek toparlayayım.

Not: 8.0

YORUMLAR
Parolamı Unuttum