2017'nin Unutulan Oyunları

Aaa siz de mi vardınız?

 2017, sundukları deneyimlerle çıkışlarından aylar sonra bile bizi kendilerine hapseden ve üzerlerinde saatlerce konuşturan oyunlarla doldu taştı. Fakat bu yıl o kadar fazla kaliteli oyun çıktı ki, Online editörleri olarak yılın en iyi oyunları listelerini hazırlarken bu da mı bu sene çıktı yahu dediğimiz bir sürü oyun oldu. Bazıları dağıtımcılarından yeterli reklam bütçesi alamadıkları için, bazıları çıkış dönemlerinden, bazıları da tartışılabilir kalitelerinden dolayı daha yılın sonunu göremeden hafızalarımızdan silindiler. İşte karşınızda, 2017’nin unutulan oyunları.

For Honor(Yasin)

Ubisoft'un 2017 yılındaki belki de en büyük başarısızlığı For Honor diyebiliriz. Çok oyunculu modlarıyla kalpleri fethetmesini bekliyorduk, ama onun yerine sunucu sıkıntıları, maç bulma sisteminin her açıdan sınıfta kalması ve üstüne bir de maçların kısa sürmesi gibi temel sıkıntılarla karşılaştık. Yani istediğimiz maç türünü seçememek, üstüne her maç için dakikalarca beklemek gerçekten sıkıcı bir hale gelmişti. Üstelik oyunda aylar boyunca dereceli maç sistemi de yer almadı. Yetmedi mi? Kendi seviyemizde oyuncuların sayısı az olduğundan ortalama her iki üç maçtan birinde üst seviye oyunculara karşı oynamak zorunda kaldık.

> For Honor incelemesi için tıklayın.

Oynanışta da temel sıkıntılar mevcuttu, zira her güncellemeyle bir şampiyon öne çıktı. Meta oldu olmasına ama bu şampiyonların meta olma sebebi oyun hataları içeren hareketleri sayesindeydi. Yani ne yapsak elimizde kaldı oyun. Şimdilerde pek çok sıkıntısı giderildi diyorlar, ama oynayacak arkadaş mı kaldı ki? Harika mekaniklere ve görsellere sahip bir oyun olarak çıktı, senaryo modu da tuzsuz yemek gibi olsa da kendisini oynatmayı başarmıştı. For Honor'u şu an en iyisi unutmak sanırım. Sadece çıkış haftasında keyifliydi :/.

Sniper Ghost Warriror 3(Mert)

Şubat ayında ezeli rakibi Sniper Elite 4’ün olumlu yorumlar alarak çıkmasından sonra Ghost Warrior’a daha fazla iş düşüyordu. O da farklı açık dünya görevlerini çeşitli yollarla yapmayı vaat ediyordu ancak bir sorun vardı: oyun zevkli değildi. Özellikle teknik açıdan o kadar fazla sorunu vardı ki… Dakikalar süren yükleme ekranını mı söyleyeyim, şu anda bile hataları ayıklanamamış oynanışını mı, yoksa optimizasyon faciasını mı bilemedim. Geliştirici CI Games hatalarının farkında olduklarını söylese de oyuncular çoktan oyunu terk etmeye başlamıştı bile.

Bu kadar uzun süren geliştirme sürecinin ardından ortaya çıkan bu sayısız teknik sorunlar oyunun hafızalarımızdan silinmesine neden olan tek sebep değil. Ana senaryonun tahmin edilebilir olması, seslendirmenin yapaylığı derken bu durumlar oyuncuları hali hazırda yeni çıkmış alternatifi Sniper Elite 4’e yönlendirmiş oldu. 50 dolar çıkış fiyatının şu anda bile düşmemesi de cabası. Biz de haliyle Sniper Ghost Warrior 3’ün varlığını hatırlayamaz olduk.

Mass Effect: Andromeda (Utku)

Andromeda, ya da diğer adıyla Mass Effect serisinin kalbine bıçak saplayan oyun benim için bu yılın en büyük hâyâl kırıklıklarından biriydi. Gerçekten anlamak mümkün değil. Elinizde Mass Effect gibi, bir sürü farklı ırkın yer aldığı, sağlam bir lore’a sahip, bol aksiyon ve drama potansiyelli harika bir bilim kurgu evreni var ama siz gidip de yaratabileceğiniz en sığ karakterleri, hiçbir derinliği olmayan bir hikâyenin içine koyuyorsunuz. Gerçeği bilmesem BioWare seriyi sabote etti derdim herhalde.

> Mass Effect: Andromeda incelemesi için tıklayın.

Mass Effect serisinin diğer oyunlarının çıkış dönemlerini hatırlıyorum da, ne muhabbetler dönmüştü internette. Oyunda sadece adı geçen bir yan karakter bile forumlarda aylar boyunca sürecek tartışmaları başlatabiliyordu. Ama Andromeda... Andromeda sadece “var oldu” ve unutuldu. Bu oyunun Mass Effect serisine verdiği zararı ve BioWare’in yeni oyunu Anthem’in de gelişini düşünürsek, Andromeda hayatımız boyunca görebileceğimiz son Mass Effect oyunu olabilir.

The Surge(Eser)

The Surge hangisi miydi? Hani şu büyük umutlarla Dark Souls'un robotlusu olarak lanse edilen oyun var ya? Hani bir başka Dark Souls klonu olan Lords of the Fallen'ın geliştiricisi Deck 13'ün hatalarından ders aldığını iddia ettiği oyun. Çağrışım yapmadı mı? Bakın, unutmuşsunuz bile. Halbuki bu oyun Deck 13'ün gerçekten yıldızlaşacağı oyun olacaktı, Souls konseptine kendi mekaniklerini katarak ortaya bambaşka bir oyun çıkaracaklar ve aradığımız o taze kanı bize sunacaklardı. Ama işte bir yerlerde, bir şeyler çok yanlış gitti ve The Surge bekleneni vermekten çok uzak kaldı.

> The Surge incelemesi için tıklayın.

Oyun aslında hikayeyi bir kenara bırakarak tamamen kendine has dövüş mekaniklerine yoğunlaşarak puan kazanmaya çalıştı. Bunda tam olarak başarısız oldu diyemeyiz, özellikle uzuv hedefleme sistemi gayet de akıllıca sunulan bir yenilikti ve başlarda keyifliydi bile. Ama kısa süre içinde düşmanların gereksiz zorluğu, sırf sizi öldürmek ve oyunu zorlaştırmak adına hazırlandığı belli olan bazı çevre ve düşman tasarımları, oynadıkça insanın içine bayan tekdüze çevre tasarımları derken çoğumuz oyunu bitirmeden bir kenara bırakıp gitti. The Surge maalesef türe eklediği yeni şeylerin potansiyelini kullanmakta başarılı olamadı ve Lords of the Fallen ile aynı hataya düştü.

Lawbreakers(Eser)

Gears of War'un tasarımcısı Cliff Bleszinski'nin büyük umutlar ve reklamlar eşliğinde çıkardığı LawBreakers için senenin en büyük fiyaskolarından biri desek sanırım yanlış olmaz. Oyun yayınlandığında düşük satış rakamları CliffyB'yi fazla üzmemişti, hatta "bu bir sprint değil ki, maraton" diyerek oyunun uzun vadede oyuncu sayısını arttıracağını ve sağlam bir kitleyi peşine takacağını düşünüyordu. Sonuç ne mi oldu? Oyunun oyuncu sayısı bir ara eş zamanlı 10 kişiye kadar düştü. Hatta şu an baktığımda oyunu oynamakta olan oyuncu sayısı yalnızca 29'du. Demek ki özellikle de aynı türdeki Overwatch ve ücretsiz Paladins gibi dişli rakiplerine bulunduğu online FPS pazarına 30$'lık fiyat ile girmeye çalışmak çok da akıllıca bir fikir değildi.

> LawBreakers'ı neden hiç kimse oynamıyor?

CliffyB yine de umudunu kaybetmedi, oyunu indirime soktu, bir haftasonu boyunca ücretsiz hale getirdi. Ama bunların hiçbiri işe yaramadı, çünkü oyuncuların kafasındaki "Overwatch klonu" imajını bir türlü yıkamadı LawBreakers. Halbuki bir kez oynadığınızda aslında oyunun farklı bir şeyler yapmaya çalıştığını görüyordunuz ama yüksek fiyatı ve hedefi tutturamayan başarısız reklam kampanyaları oyunun ipini erkenden çekmiş oldu. Hala daha neden oynaması ücretsiz hale getirilmediği ise büyük bir soru işareti.


Outlast 2(Utku)

Outlast 2 fena bir oyun değildi ona 10 üzerinden 8 vermiştim. Hatta Outlast 2 benim gözümde gelmiş geçmiş en iyi korku oyunlarından biri. Fakat bu oyunun Outlast 1 kadar büyük etki yapmamasının altındaki yatan sebep, büyük ihtimalle ilk oyun kadar çığır açıcı olmamasıydı.

> Outlast 2 incelemesi için tıklayın.

Outlast 1, 2013 yılında, FPS korku oyunlarının endüstriyi yavaş yavaş etkisi altına almaya başladığı dönemde çıkmıştı. O oyunun yarattığı etki ve birçok oyunda görmediğimiz vahşet öğelerinin –kelimenin tam anlamıyla- bütün çıplaklığıyla ekranlarımıza yansıtılması Outlast 1’i anında efsaneleştirmişti. Tabii burada YouTube yayıncılarının da etkisini azımsamayalım. Galiba Outlast 2, birçok oyuncu için bunu gördüm bunu yaptım etkisi yarattığından dolayı 2017’nin unutulan oyunlarından biri oldu.

Ghost Recon Wildlands(Yasin)

Satışlarda haftalarca ve hatta Kuzey Amerika'da aylarca zirvelerde kalmayı başardı. Oyunun sinematikleri harikaydı ve Ubisoft bu işi gerçekten biliyor dedirtti. Bununla birlikte tıpkı her Ubisoft oyununda olduğu gibi (seni hariç tutuyorum Rainbow Six Siege, sen bir tanesin. Gerçi sen de çıkışında sıkıntılıydın ya neyse...) Wildlands'te de sunucu sıkıntıları mevcuttu. Birlikte oynadığımız insanların araçları bazen bizim ekranımızda kayboluyor, tuhaf tuhaf olaylar gerçekleşiyor, millet sağa sola teleport olup duruyordu.

> Ghost Recon Wildlands incelemesi için tıklayın.

Açık dünyası da kuruydu oyunun. Tabii bu açık dünyanın kocaman olması da bir etken olabilir. Görsel olarak muhteşem bir oyun vardı karşımızda. En süper grafikleri sunmadı belki, ama farklı bölgelerin farklı atmosferi muhteşem yansıtılmıştı. Wildlands de birkaç ay sonra unutulanlar arasına girdi zira çok oyunculu modu olmayan ya da işlemeyen oyunlar gözden ırak oluyorlar. En azından kaderi For Honor'dan iyi oldu ve elle tutulur bir senaryo modu var.

Agents of Mayhem(Mert)

Saints Row serisini absürtlüğü ve mizahıyla çok sevsek de artık yeni şeyler görmek gerekiyordu ve geliştirici ekip Volition da insanların ilgisini çekmek için Saints Row evreninde geçen başka bir oyunla karşımıza çıkmaya karar verdi. Ama o da ne? Tanıtım videolarından tek gördüğümüz sadece “hadi şu işi bitirelim dostum!” diyen karakterle dolu, önüne geleni vurduğumuz bir sıradan bir shooter'dı. “Elbet güzel şeyler vardır” diyerek kendimi avutsam da Agents of Mayhem tekdüze ilerleyen bir oyun olmaktan kurtulamadı.

Kendini tekrar eden vasat görev yapısı, hatırlanabilir olmayan karakterler ve diyaloglar, sürüş mekaniklerindeki sıkıntıların yanına bir de optimizasyon sorunu eklenince Agents of Mayhem’in hafızamızdan silinmesi oldukça tez vakitte oldu. Volition, ilgi çekilmesi açısından Saints Row’un meşhur karakteri Johhny Gat’i ve daha birçok ücretli DLC’leri oyuna getirse de bunlar oyunu hatırlamamız için bile yeterli olmadı.

Sniper Elite 4(Utku)

Bu listeyi hazırlamak için 2017’de çıkan oyunlara bakarken Sniper Elite 4’ü görüp şok oldum. Sniper Elite 4 de bu yıl piyasaya sürülmüş yahu! Ne yazık ki yılın başında çıkan oyunlar yıl sonuna gelindiğinde çoğu zaman unutulmaya yüz tutuyorlar. 2015 Ocak ayında çıkan ve o yılın bence en iyi ikinci oyunu olan ama herkesin unuttuğu Dying Light’ın selamı var!

> Sniper Elite 4 incelemesi için tıklayın.

Oyunla ilgili neredeyse hiçbir şey hatırlamıyorum desem abartmış olmam herhalde. Şimdi yazdığım incelemesine baktım, 10 üzerinden 6.8 vermişim. Artılarında, X-Ray vision var, açık bölümler var... Hah evet! Oyunun açık bölümleri hedefinize birçok farklı yönden saldırmanıza olanak sağlıyordu, eh bir de üstüne serinin imza özelliği olan X-Ray vision da eklenenince ortalama bir keskin nişancılık deneyimi yaşamıştık. Ama hatırlıyor muyuz? Eh.

Styx: Shards Of Darkness(Utku Çakır)

Bu yılın unutulan bir başka oyunu da Styx serisinin en yeni üyesi Shards of Darkness. İlk oyunun temelini attığı oynanış mekanikleri üstüne kabul edilebilir kalitede eklemeler yaparak çıkan Shards of Darkness, tam bir hardcore gizlilik oyunuydu.

Shards of Darkness’ı birçoklarının hafızasının derinlerine atansa, kağıt üzerinde güzel olan oynanış mekaniklerini oyunun geneline yayılan bir cila ile destekleyememesiydi. Animasyon, grafik ve yapay zeka hataları, benim gibi gizlilik seven bir oyuncuyu bile kendinden bıktırmaya başarmıştı.

YORUMLAR
Parolamı Unuttum