What If 1. Sezon - İnceleme

Bırak beni boğulayım ihtimaller denizinde

Gündelik hayatta "keşke" ve "eğer" gibi kelimeleri kullanmayı pek sevmem. Ne geçmişe takılı kalmak ne de sonsuz ihtimalleri düşünmek bana pek akıl işi gelmiyor. Lakin kurgusal bir evrende değişimleri gerçekleştirmek mümkün olduğu için bu sonsuz ihtimaller heyecan yaratıyor. Çizgi romanlarının pek çoğunu da sevdiğim What If senaryoları nihayet ekrana taşındı hem de Marvel Sinematik Evreni güvencesi altında. Normal şartlar altında çoğu "cheesy" kıvamda olan What If öyküleri MCU ile birleşince 40 kaplan gücüne ulaşmış. 

İncelememize dizinin yayınlanan ilk üç bölümüyle başlayacak, yeni bölümler yayınlandıkça yazımızı güncelleyeceğiz.

EDIT: Final bölümü eklendi.


1 - Captain Carter

Şu ana kadar dizinin ilk dört bölümü yayınlandı, ilk bölümü pek sevmesem de olayın mantığını ilk defa görenler için güzel bir giriş olmuş. Steve Rogers yerine Peggy Carter'ın süper asker serumunu almasını anlatan ilk bölümü izleyip diziyi bıraktıysanız geri dönün. Çünkü her bölüm birbiriyle alakasız 30 dakikalık bir hikaye sunuyor. Steve Rogers'ın ilk bölüme katkısı bu kez günü kurtarmaya yetmemiş. Captain Carter bölümü epey tahmin edilebilir değişikliklere sahne olurken alttan alta sürekli bir mesaj kaygısı da sunduğu için biraz bayağı kalmış. Yine de Disneyvari birkaç aksiyon sahnesi ve farklı bir tat için 30 dakika gayet tolore edilebilir bir süreydi. 

2 - Star-Panther

İkinci bölümün hemen başında çok güzel şeyler olacağı kendini belli ediyordu. Geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz Chadwick Boseman anısında muhteşem bir T'Challa hikayesi sizleri bekliyor. Peter Quill yerine Wakanda'nın prensini kaçıran Yondu bambaşka ve muhteşem bir paralel evrenin kapılarını açıyor. Marvel Evreni'nin kozmik tarafına cuk oturan yeni Star-Lord ile birlikte "Peki ya eğer Robin Hood uzaylı olsaydı?" sorusunun cevabını da buluyoruz. Muhteşem yan karakterleri ve duygusal sonuyla ikinci bölüm benim şimdilik favorim olmayı başardı.

3 - Avengers Neydi? Avengers Emekti!

MCU'nun böylesine büyük bir popülerliğe sahip olmasında aslan pay şüphesiz orijinal Avengers ekibinin. İşte ben bu yazıyı yazarken yayınlanan üçüncü bölümde "Avengers olmasaydı ne halt ederdik?" sorusunun cevabını görüyoruz. Samuel L. Jackson'ın seslendirdiği Nick Fury karakterinin yıldızlaştığı üçüncü bölümün sürpriz bir kahramanı daha var. Bölümü güzelden, çok güzele taşıyan detay ise arkaplandaki kötü adam düşüncesi olmuş. 30 dakika içerisine güzel bir gizem hikayesi de katılmış. Her ne kadar sonu biraz tahmin edilir olsa da düşünce ve kurgu gayet yerli yerinde. Yine de bir Star-Panther değil...

4 - Duel of Capes

Konusu gereği What If'te geçmişteki bazı olayların farklı şekillerdeki halini izliyoruz. Ancak işin içine gerçekten geçmişe gidip olayları değiştirebilecek birisi girince durum epey karmaşık bir hale geliyor. Evet Doctor Strange'den bahsediyorum. Eye of Agamotto, tüm Marvel Evreni içerisindeki en güçlü eşyalardan birisi. Aklı başında bir Stephenn Strange tarafından kullanılırsa sorun yok. Lakin dördüncü bölümde her şeyden öteye "Dr. Strange kontrolü kaybederse neler olur?" hikayesi işlenmiş. Epey karanlık bir atmosfere sahip. Hatta H.G. Wells'inn Time Machine kitabından da bol bol esinti bölümde yer alıyor. Şimdilik Star Panther kadar etkileyici olmasa da What If konseptinin hakkını layığıyla veren bir bölüm izledik. 

5- Zombisiz What If Olmazmış

Zombi temalı oyunlar ve filmlerle pek aram yoktur. Lakin işin içine Marvel karakterleri girince biraz ilgimi çekiyor. Çizgi romanlarda da Marvel Zombileri serisini ilk olarak The Walking Dead'in de yaratıcısı olan Robert Kirkman kaleme almıştı. What If fragmanlarında zombileri görünce Kirkman hikayesi mi diye düşündüm ama tam olarak öyle değilmiş. Konsept çok benzer olsa da MCU usulü bir zombi hikayesiyle karşılaştık. Ancak çok sayıdaki karakterin zombi halini görmek, zombi olmamış isimlerin hikayesini dinlemek eğlenceliydi. Spider-Man bölümün yıldızı olurken, Scott Lang gizli kahraman olmuş. Yarım saatlik bir Marvel Zombi serüveni için beşinci bölüm gayet tatmin ediciydi. 

6- Masterplan

Marvel Sinematik Evreni kuruluşuyla birlikte Tony Stark'ı merkezine almıştı. Iron Man'in yükselişi, MCU'ya da ileriye taşımaya yetmişti. What If hikayelerinin en cezbedici yanı her şeyin değişebilmesi. Altıncı bölümde Tony Stark'ı merkezde göreceğimizi zannederken Killmonger'ın efsanevi planına şahitlik ettik. Hem Stark'ı hem Amerika'yı hem de Wakanda'yı bir araya getiren bölüm hikaye anlamında yarım saate çok fazla şey sığdırmayı başarmış. Bölümün en üzücü yanı da yine sadece yarım saat sürmesi. "Keşke bu hikayenin devamını da izleyebilseydik." dedirtiyor. Kim bilir belki ikinci sezonda MCU bu acayip Killmonger/Wakanda/Stark üçgenine devam eder? 

7- No Thor No Party

Yedi rakamı uğurlu sayım olduğundan mıdır nedir bilemiyorum ama What If'in yedinci bölümü gerçekten son zamanlarda izlediğim en eğlenceli şeydi. Bu sefer Asgard'ın iki prensinin Thor ve Loki'nin yollarının kesişim noktasını değiştiriyoruz. Sonrasında ortaya çıkan Thor ve Loki ise bildiğimiz MCU kardeşlerden çok daha eğlenceli olmuşlar. Dünya'yı baştan sona kapsayan uzaylılarla dolu bir parti hayal edin ve partinin ortasına Thor'u koyun. Yedinci bölüm bol bol cameosu, göndermesi ve harika şakalarıyla şüphesiz en eğlenceli What If bölümüydü. Hatta işin eğlence kısmında çıtayı öyle yükseğe çekti ki bu noktadan sonra MCU'nun işi hiç de kolay olmayacak. 

8- Ne Kadar Evren O Kadar Bela

What If çizgi romanlarını okurken hep var olan hikayelerin farklı hallerine tanıklık ederdik. Şu zamana kadar dizinin gidişatı da tam olarak bu yöndeydi. Ancak sekizinci bölüm ile birlikte durum inanılmaz bir hal aldı. Buradaki inanılmaz durum sadece What If hikayeleri için değil tüm Marvel Sinematik Evreni için geçerli. Yani bu diziyi bu zamana kadar yan hikayelerle eğlenmek için izliyorsanız sekizinci bölüm işleri epey değiştirecek. Bölüm ismi ne kadar da naif, "Peki ya eğer Ultron kazansaydı?" evrenin en kompleks yapay zekasının sınırsız bir güce kavuşması bir anda bu naifliği ortadan kaldırıyor. İşin içine Watcher dahil herkes girse bile son umudun Avengers olması epey tuhaf bir kısır döngü oluşturmuş. Eğer bu Ultron hikayesi gerçek anlamda sinematik evrene de sirayet ederse çok acayip bir düşman ve gelmiş geçmiş en kompleks hikayelerden birine tanıklık edebiliriz. 

9- Gerçek What If Bu Değil

What If duyurulduktan sonra, inceleme yazarken bölüm bölüm gitmenin daha mantkılı olduğunu düşünmüştüm. Çünkü her hikaye bambaşka bir evrende, bambaşka bir değişimi anlatıyordu. Zaten çizgi romanlarda da What If'in en eğlenceli kısmı ve özü tam olarak buydu. Lakin işin içerisine MCU girince hiçbir şey sanıldığı kadar basit olamıyor. Bu "kompleksleşme kompleksi" bence MCU'ya artık zarar vermeye başladı. Birinci sezon finali bittikten sonra What If ile ilgili akıllarda güzel bölümlerdeki eğlenceli anlar kalacakken her şey karmaşık bir hale geldi. Sezon finali diye tüm diğer sekiz bölümü bir kazanda eritmek çok büyük senaryo boşluklarına da yol açmış. Bildiğimiz, sevdiğimiz What If konsepti bu değildi ama MCU versiyonu böyle oldu. Önümüzde bir ikinci sezon daha olacak, o da muhtemelen ayrı ayrı gibi başlayıp bir noktada karman çorman bir hale gelecektir. Eğer öz hakiki What If hikayelerini merak ediyorsanız halen bakmanız gereken tek yer çizgi romanlar. 

Günün sonunda elimizde yepyeni bir Marvel içeriği var sevgili Oyungezerler. Diziyi izledikten sonra başka What If hikayelerine de bakmak isteyebilirsiniz. Okurken çok eğlendiğim 3 tanesini aşağıda paylaştım. Yeni bölümlerde görüşünceye kadar Excelsior!

En Eğlenceli 3 What If Çizgi Romanı

1-) What If Phoenix Had Not Died? 

X-Men'i az buçuk takip eden herkes Jean Grey'in ölümden dönmesine alışıktır. Ancak bu sefer Phoenix'in geri dönüşüne bambaşka bir pencereden bakılmış. Bu sayede Phoenix'in kozmik evrendeki güç skalasındaki yerini de net bir şekilde öğrenmiştik.

2-) What If Dr. Doom Had Become a Hero?

Bence Magneto ile birlikte Marvel'ın en kaliteli kötüsü olan Dr. Doom'u iyi adam olarak görme deneyimi her zaman karşınıza çıkmaz. Hoş kendisi ne zaman kötü oldu orası da ayrı bir tartışma konusu...

3-) What If the Hulk Went Berserk?!

Bruce Banner kadar sorunlu bir bilinçaltına sahipseniz hayat gerçekten çok zor. Alternatif bir evrende Rick Jones'u kurtaramayan Bruce, yine Hulk'a dönüşüyor. Fakat bu sefer kontrol edilemeyen bir güç halinde. Fantastik Dörtlü ve Iron Man'i de gördüğümüz sayıdan sonra Hulk'a bir daha aynı gözle bakmak pek mümkün değil. 

YORUMLAR
Parolamı Unuttum