Tartarus İnceleme - Bir Türk Bilimkurgusu

Eksik yanlarına rağmen potansiyelini hissettiren bir yapımla karşı karşıyayız

Bazen inceleme yaparken kendimi sıfırcı hoca gibi hissettiğim oluyor. Belki de normal oyuncuların hayatta takmayacağı şeyler gözüme çarpıyor, aman bu da kusur mu denilebilecek şeyler önümdeki not defterine eksi olarak karalanmış oluyor. Elbette eksi gördüğüm her şeyi puana yansıtmıyorum, ama dikkatimi dağıtan şeyleri de paylaşmayı seviyorum. Tartarus'u oynarken irili ufaklı pek çok detaya takıldım, bunları sıralayacağım ama bunun sebebi oyunu acımasızca eleştirmek veya yerden yere vurmak falan değil. Aksine ben oyunu gayet de beğendim. Ama bu incelemeyi Abyss Gameworks'teki arkadaşlarımızın da okuyacağını biliyorum ve bu tür yapıcı eleştirileri dikkate aldıkları taktirde bir sonraki oyunların çok daha iyi olacağına da yürekten inanıyorum. Çünkü ortada gerçekten de yüksek bir potansiyel var.

Tartarus birinci şahıs perspektifinden oynanan bir macera oyunu. Bir uzay gemisinde aşçı olan Cooper'ı canlandırıyoruz. Asıl mesleği maden operatörlüğü olan Cooper bilgisayarlardan pek anlamıyor. Daha doğrusu bilgisayarlar demeyelim de, uzay gemisi ile ilgili teknik konulara uzak ve terminaller ona çok yabancı. Niye olmasın ki zaten, onun işi yemek yapmak. Tartarus isimli bu gemide Neptün'e doğru giderlerken bir sorun çıkıyor ve güvenlik protokolü mürettebatın bulundukları yerlerde kilitli kalmalarına neden oluyor. İşleri düzeltmek Cooper'ın elinde ama ne o, ne de biz işin teknik kısmından zerre anlamıyoruz. Bize bu konuda yardımcı olan isim ise radyo sistemi sayesinde iletişim kurduğumuz, geminin ikinci kaptanı ve sistem mühendisi olan Andrews.

Daha oyunun en başından itibaren Cooper'ın terminaller konusunda ne kadar bilgisiz olduğuna şahit oluyoruz ve oyun boyunca da bu bilgisizlik harika biçimde yansıtılmış. İlk kez yaptığınız ve bilgi sahibi olmadığınız bir şeyi başardığınızda yaşadığınız sevinç ve gururu düşünün. Oyun boyunca Cooper da, biz de bu hisleri yaşayıp duruyoruz. Yavaş yavaş terminaller nasıl kullanılır onu öğreniyoruz, hayatımızda ilk defa kargo bölmelerinin havasını boşaltıyor, ilk defa radar istasyonuyla bağlantı kuruyoruz. Tüm bunları da her biri birbirinden farklı bulmacalar içeren terminalleri kullanarak gerçekleştiriyoruz. Bu bulmacalar terminallere komut girme, detaylara dikkat etme ve basit hesaplar yapmaya dayanan bulmacalar.

Oyunun terminal yapısı gerçekten harika hazırlanmış ve son derece gerçekçi. Bu bakımdan Abyss Gameworks'ü cidden tebrik etmek lazım. Terminallerle cebelleşirken resmen bundan 20 yıl öncesine döndüm sevgili Oyungezerler. 1996 yılında üniversiteye başladığımda bu tür Unix tabanlı terminaller kullanırdık. Aynı Cooper gibi ben de karıştıra karıştıra terminallerin çoğu özelliğini çözmüş, hatta zaman ayarlı komutlarla geceleri kaçak download falan yapmaya başlamıştım :) Yani beni Tartarus'a bıraksanız orada da bir yolunu bulup bu tür işlere girişebilirmişim. Tartarus'taki terminaller alışık olduğumuz komutlara benzer komutlarla çalışıyorlar. Örneğin klasörlere girmek için cd komutu yerine sf komutu kullanıyoruz, dosyaları listelemek için dir veya ls yerine list diyoruz. Help komutu sayesinde bu komutlar daima gözümüzün önünde oluyor ama zaten kafa karıştırıcı bir özellik yok. Bulmacalar sırasında bazı dosyalara erişmemiz gerekiyor ama bu samanlıkta iğne aramak gibi değil, zaten az sayıda dosya var ve hangi dosyanın işe yarayacağı rahatça anlaşılıyor.

Tartarus bir macera oyunu ve dolayısıyla insan bolca bulmaca bekliyor ama yanlış saymadıysam topu topu 4 veya 5 tanecik bulmaca var. Dolayısıyla bu terminal potansiyelinin yeterince kullanılmadığını düşünüyorum, bu durum bende büyük hayal kırıklığı yarattı. Kaldı ki bu bulmacalar zor mu derseniz cevabım ı ıh olacak. Yani çok fazla araştırma yapmanıza, acaba şimdi ne yapmalıyım demenize neden olmuyorlar çünkü tüm cevaplar zaten gözünüzün önünde. Atıyorum mesela monitörün solunda üzerinde ipucu yazan bir post-it var, ekranın sağ tarafta ise o ipucunun karşılığını yakalıyorsunuz. Yani oyun araştırma yapmaktan çok "o ekranda gizli olan bilgiyi fark et ve çöz" mantığına dayanıyor. Yine de özellikle son bulmacayı çok sevdim, Matematik bölümü mezunu olduğum için bana çok kolay gelmiş olsa da mantığı ve ipuçlarının ekranda verilen halini çok beğendim. Ama dediğim gibi bu bulmacanın da zor veya kolay oluşu tamamen matematikle aranızın nasıl olduğuna bakıyor. Bulmacaların en harika özelliği ise tüm matematiksel değerlerin her oyunda farklılık göstermesi. Yani bir başkasının hesaplarıyla sizinki aynı olmayacak, bu da doğrudan "P1'e 51.854 yazın" gibi çözümleri ortadan kaldırıyor. Nefis düşünülmüş bir ayrıntı.

Oyun boyunca her adımda Andrews'tan bilgi alıyoruz, işte şuraya git, şu terminali bul, şu işi yap şeklinde bizi yönlendiriyor. Cooper ile Andrews arasındaki diyalogları ise çok fazla beğenmediğimi söylemem lazım. Sürekli olarak birbiriyle dalga geçen, devamlı küfür içerikli diyalog bana biraz zorlama geldi. Tamam erkekler etraflarında kadınlar yokken genelde bu şekilde küfürlü konuşurlar doğrudur, ama buradaki örnek biraz abartı olmuş. Oyunun İngilizce diyaloglarında bu kadar abartılı bir durum sözkonusu değil, ama Türkçe altyazıyla oynarken hikayenin ciddiliğine konsantre olmak zor. Cooper ile Andrews'ın bu denli argo konuşması için yıllardır yediği içtiği ayrı gitmeyen iki dost olması lazım gibi sanki. Dediğim gibi orijinal diyaloglar ikili arasındaki ilişkiyi daha iyi yansıtmış bu yüzden.

Tartarus Türk yapımı bir oyun olduğu halde işin Türkçe kısmına yeterince önem verilmediğini de gördüm. Anadili İngilizce olmayan bir oyunda bazı İngilizce cümlelerdeki amatörlüğü normal karşılayabilirim ama Türkçe diyaloglarda hatalarla karşılaşmak pek hoş olmuyor. Çeviriyi genel olarak beğendiğimi söylemem lazım, hatta yer yer son derece başarılı kelime ve cümle seçimleriyle karşılaştım. Esprili diyalogların yansıtılışı falan gayet güzel ama yer yer bazı kalıplarda ufak tefek hatalar yapılmış. Hadi buna takılmayayım ama böyle bir oyunda en azından Türkçe metinleri bir kontrol etmek lazım. Harf hataları, imla hataları falan gerçekten beni anında soğutuyor. 'Oğlum' yerine 'oğlım' kelimesi gördüğümde bu hemen dikkatimi çekiveriyor, oyunu test edenler bunları nasıl gözden kaçırmış anlamak zor. Ama bunlar bir yama ile düzeltilebilecek şeyler ve umuyorum ki Abyss Gameworks kısa süre içinde bunu yapacaktır. Gerek İngilizce, gerek Türkçe metinlerin imla ve yazım bakımından bir kez daha elden geçirilmesi çok iyi olur.

Oyunun Türkçe bakımından en büyük eksikliklerinden biri ise dil desteğinin yalnızca altyazı ile sınırlı kalması. Ne menüler, ne görev talimatları, ne terminallerdeki metinlerde Türkçe yok. Bunun önemli bir eksiklik olduğunu düşünüyorum. Sonuçta bu oyunu sırf Türk oyunu olduğu için satın alıp destekleyecek çok sayıda oyuncu olacak, en azından görev talimatlarının Türkçeleştirilmesinin hiç de zor olmayacağını düşünüyorum.

Tartarus görsel açıdan cidden çok iyi bir oyun, Abyss Gameworks bu konuda da ortaya gayet iyi bir iş çıkarmış. Uzay gemisinin tasarımına, sağda solda yakaladığım ince detaylara, özellikle de sonlardaki reaktör tasarımına falan bayıldım. Grafiksel anlamda bizden çıkmış olan en iyi görünen oyunlardan biri Tartarus. Ama maalesef burada da potansiyelin yanlış kullanıldığı yerler var. Oyunda yalnızca oyunun size dikte ettirdiği şeylerle etkileşim kurabilmek büyük eksiklik ve atmosferi öldürüyor. En basitinden radyo iletişiminden örnek vereyim. Andrews ile konuş dendiğinde kullanabileceğiniz tek bir comm cihazı oluyor, başka bir comm cihazına giderseniz oradan konuşamıyorsunuz. Neden? Dahası 5 dakika önce kullandığınız comm cihazı tıklanabilir bile olmuyor, en azından Cooper 'bu bozulmuş, başkasını kullanayım' falan dese oyuncu daha iyi yönlendirilebilirdi. Örneğin geminin kargo alanına giriyorsunuz, üst kattaki platformları falan görüyorsunuz. Bu platformlara çıkan merdivenler de var. Ama merdiven kullanılmıyor. Niye? Bırakın oyuncu gördüğü üst katı da gezsin. En azından merdivene çıkmaya çalışınca 'üst katla oyalanmayayım' falan dese atmosfer de korunmuş olurdu. Bir dakika önce tıklanamayan kapının bir dakika sonra açılabilir hale gelişi falan beni rahatsız etti. Halbuki dediğim gibi bu harika gemi tasarımını daha çok gezebilmeyi çok isterdim.

Görsel açıdan çok iyi desem de göze çarpan eksiklikler de yok değil. Tuvalete ayna koymak tamam, ama aynanın karşısına geçtiğimde en ufak bir yansıma falan olmaması büyük bir hata. Derdim Cooper nasıl biri, onu görmek değil ama ayna dediğin karşısına geçen şeyi gösterir. En azından kirli ayna yaparsın, bulanık gösterir ama yine de gösterir. Vampir miyiz yahu da yansımamız olmasın? Otomatlarda vs kullanılan dokular yakından bakınca bayağı kalitesizleşebiliyor, onu da söylemem lazım. Bir de 2230 yılında geçen bir oyunda, bir uzay gemisinde masalarda floppy disketler, bildiğimiz plastik çöp kutuları falan tuhaf kaçmış.

Oyundaki sesler genel olarak hoşuma gitti, kullanılan ses efektleri geminin atmosferini zenginleştirmiş. Seslendirmeler konusunda ise itiraf etmeliyim ki büyük kafa karışıklığı yaşadım. Şöyle ki notlarımda Andrews'un konuşmalarını ve tonlamalarını çok beğendiğimi yazmışım; ama Cooper'ın bazı cümlelerdeki vurgularını, yer yer öfkesini yansıtmaya çalışıp beceremeyişini falan başarısız bulmuştum. Hele oyunun sonundaki aksiyon sekansındaki 'son of a bitch' deyişi komik bile geldi. Oyunun sonuna kadar sanki Cooper'ı bir Türk seslendirmiş gibime gelmişti, ama Credits ekranında bir de gördüm ki Andrews'ı da, Cooper'ı da seslendiren aynı kişiymiş! Abyss Gameworks Observer'da Adam Lazarski'yi seslendiren Brandon Fague ile çalışmış, seçilen isim cidden başarılı bir seslendirme sanatçısı ama gerçekten de iki karakter arasındaki bu farklılığın sebebini anlayamadım. Ha bu durum belki de yalnızca bana böyle gelmiştir, o da mümkün tabi.

Tartarus çok kısa bir oyun. Ben oyunu yaklaşık 2,5 saat gibi bir sürede bitirmişim, elbette bulmacalarda takılma durumunuza göre bu süre 4-5 saate de çıkabilir ama 'takılma' kısımlarını çıkarırsak oyunun sunduğu oyun süresi cidden çok kısa. Bunu düşününce fiyat - içerik oranı bana biraz zayıf geldi. Çünkü dediğim gibi oyunda harika fikirler var. "Niye bu kadar çabuk bitti" sorusunun ardında aslında çok beğendiğim bulmaca tarzını daha fazla deneyimleyebilme arzusu yatıyor aslında. Daha çok bulmaca, gezilecek daha çok yer, daha dolu bir hikaye isterken buldum kendimi. Bu aslında Tartarus'un başarılı ama yetersiz bir oyun olduğu anlamına geliyor benim için. Böylesine güzel bir potansiyelin aceleyle tüketilmiş olmasına üzüldüm.

Başta da dediğim gibi biraz fazla detaya girmiş olabilirim, saydıklarımdan bazıları umurunuzda bile olmayabilir. Ama olsun, ben Tartarus'un ince detaylara da değinen bir incelemeyi hak ettiğini düşünüyorum çünkü ilerisi için beni gerçekten de umutlandıran bir oyundu bu. Bizden böyle farklı oyunlar çıkıyor olması çok güzel bir şey, detaylara ve içeriğe özenildiği taktirde Abyss Gameworks'ten bundan sonra çok daha iyi projeler görebiliriz. Sırf bu potansiyel düşünüldüğünde bile destek olunması gereken bir ekiple karşı karşıya olduğumuzu gönül rahatlığıyla söyleyebiliyorum.

Artılar:

  • Cooper'ın bilgi eksikliği çok iyi yansıtılmış, bir şeyler başardıkça yaşadığı gururu hissettiriyor
  • Uzay gemisinin tasarımı çok iyi, renkli çizgiler sayesinde kaybolma derdi de yok
  • Bulmacaların kişiye özel değişmesi çok iyi bir fikir
  • Bulmaca mantığını çok sevdim, hesap ve dikkat gerektiriyorlar

Eksiler:

  • Oyun süresi çok kısa, keşke bu tarz daha fazla bulmacası olsaydı
  • Bazı dokuların kalitesiz oluşu ve ayna yansıması gibi detaylar dikkat çekiyor
  • Gemiyi doya doya gezmemize izin vermiyor, etrafta çok fazla obje var ama etkileşim yok
  • Cooper ile Andrews arasındaki diyaloğun dozu rahatsız edici
  • El feneri kullanımı biraz abartılmış
NOT:6.9

Son Karar: Abyss Gameworks'ün ilk oyunu olan Tartarus son derece güzel fikirlere sahip, ama bu potansiyeli tam olarak kullanamamış bir oyun olmuş. Oyun kesinlikle sıkmıyor, hatta fazlasını istetiyor ki bu bile stüdyonun doğru yolda olduğunun bir göstergesi. Gelecekte kendilerinden daha iyi oyunlar göreceğimize eminim.

YORUMLAR
Parolamı Unuttum