Şu “ekran sanal bebeği” türündeki oyunları çok seviyorum. Aslında benim favorim, iş yaptıkça ilerleyenler. Yani örneğin yazı yazıp tıkladıkça ilerleyenler, hani Bongo cat gibi. (Evet, Anton saydırdı Bongo Cat’e.) Hem insanın işi yazı yazmak olunca gerçekten motive de ediyor, “Hadi bir 1000 karakter daha yazayım da ne çıkacak acaba şapka olarak,” falan diye son zamanlarda kısa kısa yazılarımı çok daha hızlı bitirdiğimi fark ettim.
İş böyle olunca da Desktop Heroes’un duyurusu aklımda kaldı, demosu da çıkınca dedim indirip deneyeyim. İncelemeyi de demoyu denerken yazarım. Böylelikle çalışırken insana destek mi oluyor köstek mi oluyor, görmüş oluruz.
E bunlar benimle çalışmıyor?!
Desktop Heroes “idle” türünde bir oyun ama çok da “idle” değil. Yani aktif olarak ilgilenmeniz gerekiyor. Bir kere ilgilenmeye başladınız mı da aman adamcığım ölmesin diye sürekli bir gözünüz ekranda oluyor.
Buraya ironik bir ekran görüntüsü alalım. Öyle ki, ay şimdi mi ölecek sonra mı ölecek derken “gözünüz” kelimesini kırk defa yanlış yazdım.
Revive’a tıkladığınızdaysa her şey kaldığı yerden devam ediyor. Hiç değilse şimdilik. Hiç değilse… Bana öyle gibi geldi. Ama yani ben bir kahve yapmaya gitsem, bu adamcık ölür?! Benim “masaüstü sanal bebeği” beklentilerim bu noktada suya düştü. Yıkıldım. Adamcığım yıkılmasın diye ara sıra alt barı yoklayıp ona can basmaya devam ettim tabii ki.
Ki… Burada ikinci sorunumu dile getirmek istiyorum. Ben her can basmak istediğimde elimi klavyeden kaldırmak durumunda kalıyorum ve bu çalışma akışımı cidden bozuyor. Halbuki bu işlere bir klavye kısayolu atansa, çok daha akıcı bir “oyun” tecrübesi sağlayabilir Desktop Heroes.
Amaaan ben de çok çalışmıyorum zaten!
Öbür yandan, sosyal medya yöneticiliği yaptığım ve bilgisayar başında çok ve zaman zaman da boş beleş vakit geçirdiğim dönemlerde, Desktop Heroes çok iyi bir çalışma arkadaşı olabilirdi.
Çünkü sonuç itibariyle bu incelemeyi yazıyorum ben şu anda. O kadar vakit istiyor ki gözümü oyundan alamıyorum seviyesinde bir dikkat gerektirmiyor. Moderatörlük yaparken, milletten soru cevap beklerken hem iş yapabilir, hem de aradaki boşluklarda karakterimin geliştirmelerini açabilir, kişiselleştirmelerini yapabilirdim. Verimliliğimi de düşürmezdi yani.
Öbür yandan şu anda yazdığım satırlar oyunun altında kalmaya başladı ve ben de bu işe biraz gıcık olmaya başladım. Durun… Hah, tamam. Oyuna ekran değiştirtip geldim. Ay dünya varmış! Tamam, neyse. Yazı yazarken oynanacak bir oyun değilmiş gerçekten. Çünkü cidden oyun yani. Sık sık yeniden can potcuğu basmak, upgrade almak falan gerekiyor. Tahminimce bu tür şeyler, siz bir karakter için ya da yeni bir harita için oyun içi para biriktiriyorsanız oyun sizden habersiz harcamasın diye var.
Öbür yandan bir pericik bizi takip edip, bir ihtimal potcuk kullanarak bizi iyileştirebiliyor. Ve tahmin ediyorum ki oynadıkça da daha az ilgilenmek gerekecek oyunla, çünkü karakterimiz güçlenmiş olacak.
Fakat benim yetişmesi gereken işlerim var ve bu yazının da bitmesi gerek. Dediğim gibi, ben bu tür oyunları seviyorum ama bana sorarsanız henüz demodan bu oyuna kıymetli ekranımda yer ayırıp ayırmayacağımı söylemek pek mümkün değil. Bu tür oyunlarda kişiselleştirme özelliklerinin daha çok öne çıkması gerektiğine inanıyorum. Sonuç itibariyle insanların asıl aradığı bir “oyun” değil, interaktif bir ekran süsü bence. Ama ana karakterden bir sonraki karakteri açmak için 5M oyun parası gerekiyor.
O milyon değil de ne bileyim, makarna, menemen gibi bir şeydir diye umuyorum. Yoksa çok muannit bir oyuncu olup, müebbeten Desktop Heroes oynayıp o meblağı muaccel bir biçimde ödemek gerekir... Diye düşünüyorum…
Artılar
- Tasarımı çok minnoş
- Canavarlar çeşitli, yani 45 dakika bu incelemeyi yazarken oynadım ve bu süre zarfında 3-4 yeni “düşman” eklendi
- Bilgisayarın başka çalışmalarını etkilemiyor, Görev Yöneticisi’nden de baktım, varla yok arası kendi kendine takılıyor
Eksiler
- Büyükçe bir monitörünüz yoksa yatay ekranda bir tık fazla yer kaplıyor sanki
- Yazı yazmak, kodlama gibi klavye ağırlıklı bir işiniz varsa her oyunla etkileşime girmeniz gerektiğinde elinizi kaldırıp fare kullanmak gerçekten iş akışını bozuyor




















