Oyungezer'e Neler Oluyor?

Fark ettik ki sadece bildiğimiz sınırlarda oynamak o kadar da heyecan verici değil artık, uzakları da merak ediyoruz.

Oyungezer'in ilk sayısını hazırladığımız o tuhaf günlerin üstünden 70 ay geçmiş. Kocaman 70 ay. İlk sayının sayfalarına bakıyorum, bir de 70'inci sayıya...

Yaşadığımız onca tecrübeyi yansıtmaya yetmemiş sanki sayfalar, bir şeyler eksik kalmış. Sanki 70 ay önce, uzaklarda bir yerde bir duvar çekmişiz kendimize ve orayı geçmemeye yemin etmişiz. Gelip gelip o duvara toslamışız, geri dönmüşüz, güvenli alanlarda oynamaya devam etmişiz.

Halbuki Oyungezer'in tek maddelik bir manifestosu vardı; "Bu dergi, yerinde durmayacak" demiştik. Ama bunu söylerken aklımızdaki şey kuyruğunu kovalayan bir Goyun değildi. Şimdi dergiye baktığımda gördüğüm şeyden işte bu yüzden mutlu değilim.

Bu ayın başından beri sizlerden hiç olmadığı kadar çok mektup alıyorum, hepsine de "korkma, ne yaptığımızı biliyoruz" anlamına gelen cevaplar yazıyorum (halbuki hiç de emin değilim bundan, ayrı mesele). Evet, haklısınız, Oyungezer'e bir şeyler oluyor. Haklısınız, "çalışıyorsa tamir etmemek gerek". Ama size bir şey söyleyeyim; artık çalışmıyor...

Oyungezer'i "çalışır" kılan en önemli şey, derginin içindeki mürekkebe kadar işlemiş olan heyecanı oldu her zaman. İşte dert burada başlıyor. Fark ettik ki sadece bildiğimiz sınırlarda oynamak o kadar da heyecan verici değil artık, uzakları da merak ediyoruz.

Oyungezer durmaksızın bir duvara toslamaktan yoruldu. "Oyun dergisi" sınırlarını da, "Bu bizim işimiz değil" sınırlarını da, "Okur tepki duyabilir" sınırlarını da tanımayan bir enerji birikti içeride. 70 aydır bilgisayarlarımızın alt klasörlerinde yığılan, dergide kendine yer bulamayan o enerjiyi paylaşma zamanı geldi.

Oyungezer'e bir şeyler oluyor, doğru. Ama kötü şeyler değil bunlar. Kaygınızı gidermeye yeter mi bilmiyorum ama heyecanımızın sebebini, spoiler vermemeye çalışarak paylaşmak istiyorum birkaç maddeyle:

1. Çok konuşup az söyleyen, karakter sınırını baz alan bir dergi olmak istemiyoruz. Bir oyun hakkında söyleyecek çok lafımız varsa bokunu çıkarmaktan, diyecek bir şeyimiz yoksa susmaktan çekinmiyoruz artık.

2. "Oyuncu" kimdir, ne yer ne içer sorusunun cevabı geride bıraktığımız beş yıl içinde çok değişti, kendimizden biliyoruz. Sizi tanıdığımızı düşünüyoruz, sizi anladığımızı düşünüyoruz. Ama artık düşünmekle kalmak istemiyoruz. Hayatınızda kapladığımız alanı genişletmek konusunda açgözlü planlarımız var.

3. OGZ_S1.Ep1'den bu yana hayal ettiğimiz şeylerden biri, sizin de derginin içinde olmanızdı. Şu ana kadar bunu yeterince başaramadık. Artık birlikte oynadığımız, tartıştığımız, güldüğümüz, birlikte şaşırdığımız bir Oyungezer istiyoruz.

4. Oyungezer hâlâ kokusu olan, sayfaları hışırdayan bir dergi. İnternet değiliz, olmak istemiyoruz. 15 dakikada üretilen hızlı içeriğin karşısına neyle çıkmamız gerektiğini pek tabii ki biliyoruz. Ve artık kullanmaktan çekinmiyoruz (ovv ye!).

Önümüzdeki ay, yani 2013 Eylül sayısında derginin iki yeni bölümüyle karşınızda olacağız. Ama her şeyi tamamlamak için hâlâ vakte ihtiyacımız var. Sanıyorum ki Kasım sayısında aklımızdaki parçalar fiziksel olarak da birleşmiş olacak. O zamana kadar ortalık biraz dağınık, kafalar biraz bulanık, affedin bizi =)

Sevgiler,

Serpil Ulutürk

YORUMLAR
Parolamı Unuttum