The Sims 5'te, Animal Crossing Benzeri Bir Multiplayer Seçeneği Olabilir

Ne zaman geleceğine dair hala bir bilgi yok

The Sims 5, serinin ilk multiplayer destekli oyunu olmaya geliyor. Project Rene adıyla tanıdığımız projenin bu modu ise, Animal Crossing'den ilham alacak. Bunu biz değil, Sims serisinin en tepesindeki iki isimden biri olan Lyndsay Pearson söylüyor.

Geçtiğimiz günlerde One More Life isimli podcast'e katılan yönetici, The Sims'in yeni dünyada multiplayer sistemine yaklaşımını detaylandırdı. Oyunun kesinlikle multiplayer seçeneğe kavuşmasını istediklerini belirten Pearson, bu seçeneğin "çok fazla oyuncuyla dolup taşan" bir dünya olmasını istemediklerini ifade ediyor.

"Arkadaşlarınızla birlikte nasıl oynamak istersiniz? Aslında bu soruya verebilecek çok fazla cevabımız var. Bu nedenle de farklı formülleri denemekten çekinmiyoruz. Multiplayer modu da 'Sims' hissiyatını vermek zorunda."

Yıllar içerisinde multiplayer anlayışının değiştiğini dile getiren yönetici, bazı oyunların çok daha "casual" tecrübeler sunduğunun altını çizmiş. Bu tecrübelerden biri de Animal Crossing. Hatta Pearson, açıklamasında Animal Crossing'i örnek göstererek multiplayer sisteminin Sims ile uyumlu olduğunu paylaşmış.

"Animal Crossing hakkında çok konuşuyoruz çünkü bizim için çok iyi bir örnek. Küçük adama arkadaşlarımı davet edebiliyorum. Son yıllarda birlikte oynama kavramını geliştiren bir oyun oldu. İnsanlar Animal Crossing içerisinde talk show'lar bile yapabiliyor. Bence bu inanılmaz bir şey."

Sizce Animal Crossing'e benzer bir sistem The Sims'e uyum sağlar mı?

YORUMLAR

Dragon's Dogma 2'nin Çıkış Tarihi Sızdı

Gel bakalım Mart, gel

Dragon's Dogma 2'nin Çıkış Tarihi Sızdı

Avrupa derecelendirme kuruluşu PEGI sayfalarında yer bulan bilgiye göre Dragon's Dogma 2'nin çıkış tarihi 22 Mart 2024 olarak belirlenmiş. PEGI bu bilgi sızdıktan sonra sayfayı kaldırdı. Sayfada ayrıca oyunun 18 ile derecelendirildiği görünüyordu.

Capcom 28 Kasım tarihinde 15 dakikalık bir Dragon's Dogma sunumu yayınlayacak. Muhtemelen o sunumda oyunun çıkış tarihi de açıklanacak ama derecelendirmesi için gönderilen PEGI bu bilgiyi biraz erkenden sızdırmış oldu. Tabii sunumda çıkış tarihi almama ihtimalimiz de var, Capcom'un sağı solu belli olmaz.

Aslında Capcom geçen ay da 2024 Mart ayına kadar çıkacak olan "büyük ve henüz duyurulmamış bir oyundan" bahsetmişti. Ama Dragon's Dogma 2 çoktan duyurulduğu için bu kapsama girmiyor, bu da Dragon's Dogma 2'ye ek olarak o tarihlerde bir büyük oyun daha göreceğimiz anlamına geliyor.

Dragon's Dogma 2'ye dört vocation arasından (fighter, mage, thief ve archer) seçim yaparak başlayacağız ve oyunda ilerledikçe yenileri açılacak.

Sony, The Last of Us Part II Remastered’ı Resmen Duyurdu

19 Ocak'ta geliyor

Sony, The Last of Us Part II Remastered’ı Resmen Duyurdu

Geçtiğimiz günlerde The Last of Us Part II Remastered ile ilgili iddialar gündeme gelmişti. Oyunun duyurusu da gecikmedi, bir fragman eşliğinde yapılan duyuruyla resmiyet kazanmış oldu:

Oyunun remastered versiyonu tahmin edilebileceği üzere güncellenmiş grafiklerle, 4K desteğiyle ve DualSense entegrasyonuyla geliyor. Bunların yanında oyuna Speedrun modu, Guitar Free Play modu ve bir roguelike hayatta kalma modu da ekleniyor. Ayrıca, oyunun geliştirilme sürecinin erken aşamalarında çıkarılan 3 yeni bölümü de görebileceğiz.

PlayStation hesabının paylaştığı yenilikler şöyle sıralanmış:

  • Dönüş Yok isimli Roguelike modu
  • Orijinal oyundan kesilen, oynanabilen yeni sekanslar
  • Teknolojik geliştirmeler
  • PS4'teki oyuna sahip olanlar için yükseltme seçeneği ve daha fazlası

> The Last of Us Part II - İnceleme

İlk oyundan da biliyoruz zaten, Sony ve Naughty Dog aynı oyunu tekrar tekrar satışa sunmayı seviyor; bu geleneği 2. oyunda da sürdürmeye karar vermişler gördüğümüz üzere :) Eğer orijinal oyuna sahipseniz, remastered versiyonuna yükseltmek için 10$ daha harcamanız gerekecek.

The Last of Us Part II Remastered, 19 Ocak 2024’te PS5’e geliyor. PC versiyonu henüz duyurulmamış olmasa da önümüzdeki dönemde böyle bir haber de alabiliriz.

İlk Bakış - New Cycle

Güzel bir yerli strateji oyunu yolda

İlk Bakış - New Cycle

Önümüzdeki dönemde çıkacak yerli oyunlar arasında kendisinden söz ettirebileceklerden birisi olduğunu düşündüğüm New Cycle ile ilk kez Steam Next Fest kapsamında paylaşılan demosu sayesinde tanışmıştık. Sonrasında bir kez daha Steam Next Fest’te gördük kendisini, o zaman da önerdiğimiz demolar arasında yer verdik. Şimdi de oyuna bir ilk bakış atma fırsatı bulduk. Böylece bizleri nasıl bir oyunun beklediğine biraz daha yakından bakabilme şansımız oldu.

New Cycle koloni kurma/şehir yönetimi türünde bir strateji oyunu. Böyle dediğimizde akıllara gelen belli başlı birkaç oyun var elbette (ki zaten New Cycle’ı ilk gördüğüm anda da aklıma Frostpunk gelmişti). Eminim demosunu oynayan, oyuna bir şekilde göz atan birçok oyuncu da The Settlers ve Anno serilerini anımsatan yanlarını fark etmiştir. Hem hikâye hem de oyun dinamikleri açısından benzerlikler kurmak mümkün.

Frostpunk’ta Büyük Kış, New Cycle’da ise bir Güneş patlaması medeniyetin sonunu getiriyor. Bize düşen de insanlığın sıfırdan bir kez daha başladığı uzun yolculuğuna o ilk adımdan itibaren eşlik etmek. Küçük bir yerleşim yerinden başlayıp adım adım bu yerleşim yerini büyütecek ve insanlığın ayakları üzerinde durmasını sağlayacağız.

Tabii farklı oyun modlarında farklı durumlar da söz konusu. Bu bahsettiğim sıfırdan başlayıp gelişmiş bir yerleşim birimi kurmaya çalıştığımız tablo, oyunun “Serbest” ve “Hikâye” modlarında geçerli. Öte yandan, “Delilik” modunda ileri seviyeli bir yerleşim birimini yöneteceğiz. “Eski Yollar” modundaysa, yapımcı ekibin ifadesiyle “nefsi müdafaa mekanikleri” devreye girecek. İlk yerleşkesini kaybetmiş ortalama boyutlarda bir topluluğa liderlik edecek, ilk yerleşim birimimizi yok eden güçlere karşı bu yeni yerleşkemizi korumaya çalışacağız.

İlk bakış versiyonunda “Delilik” ve “Eski Yollar” modlarını deneme şansımız olmadı, ama bu modları da merakla beklediğimi söyleyebilirim. Bu tarz modların oyuna yeni bir hava katması muhtemel, bu yüzden burada ciddi bir potansiyel olduğunu söylemek mümkün. Fakat şimdi afaki konuşmayı bırakıp elde neler var, onlardan bahsedelim.

Oyunun ilk bakış versiyonunda ana modlar diyebileceğimiz ikiliye (“Serbest” ve “Hikâye” modları) göz atabildim. Aslında bu iki mod birbirlerine benziyorlar. Elbette oyunun hikâye modu tam olarak yerli yerine oturduğunda farklılaşacaklardır. Şu an için başlangıçlar benzeşiyor.

Oynayacağınız modu seçtikten sonra harita, daha doğrusu biyom seçim ekranı bekliyor sizleri. Çayır, Tundra, Bozkır ve Dağ (ilk bakış versiyonunda oynanabilir değil) şeklinde 4 farklı biyom bulunuyor. Bu biyomlar bazı artılar ve eksilerle geliyor, seçtiğiniz biyoma göre oyunun sunduğu tecrübe ve zorluk düzeyi de farklılaşabiliyor.

Benzer yapıdaki oyunlarda yaptığımız gibi burada da ilk olarak temel kaynakları toplayıp yerleşkemizin ana ihtiyaçlarını temin etmeye çalışıyoruz. Odun toplayıp kütük üretiyor, mantar toplayıp aşevlerinde yemek yapıyoruz. Sonrasında hem inşa edilebilecek binalar gelişip çeşitleniyor hem üretebileceklerimiz. Tabii bunu temin etmek için araştırmalar yapıp gelişim ağacında da adım adım yükselmemiz gerekiyor. Gelişim ağacında yükselebilmenin bir ön şartı da o gelişimlerin yapılabileceği çağa geçiş yapmış olmak. Bunun için de o çağa geçiş için geçerli hedefleri (nüfusun belirli bir düzeye yükselmesi, belli binaları inşa etmeniz, bazı kaynaklarda belirlenmiş stok düzeyine ulaşmanız gibi) yerine getirmeniz lazım.

Genelde ilk bakışlarda kesin kanaatlerde bulunmaktan kaçınmaya çalışırım. Sonuç olarak oyunun çıkışında işler değişebilir, erken erişim sürecinde farklı bir yola sapılabilir ve oyun başta umut edilen noktaya varmayabilir (bakınız Dune: Spice Wars örneği). Ama ben yine de New Cycle’ın gerek gelişim ağacı açısından gerek binalar ve üretilebilecek şeyler açısından çeşitlilik anlamında yeterli bir performans sergilediğini belirtmek istiyorum. Bu açıdan, oyun büyük oranda tamamlanmış gibi hissettirdi bana.

Yine bu tür oyunlarla benzerlik kurabileceğimiz bir detay, zaman zaman karşılaştığımız olaylar. Kimi zaman yerleşkenizin sakinleri bazı taleplerle geliyorlar karşınıza, kimi zaman kendilerine yeni bir sığınak arayan siviller ziyaret ediyor yerleşkenizi, kimi zaman bir başka yerleşke sizin yardımınıza ihtiyaç duyuyor, kimi zaman da daha büyük güçlerin kapınıza dayandığını görüyorsunuz. Bu olaylar, bazı görevleri tetikliyor. Başardığınızda topluluğunuzun morali artabiliyor, ek kaynaklara kavuşabiliyor, yeni dostlar (veya yeni düşmanlar!) edinebiliyorsunuz. Yeri gelmişken bir parantez açıp paylaşmış olayım, diğer yerleşim yerleriyle irtibat kurduktan sonra ticaret de yapabilir hale geliyorsunuz.

Oyunda bu gibi olayların yanında doğa olaylarıyla da karşılaşıyoruz. Kimi zaman bir yıldırım düşüp binalarınızdan birisini küle döndürebiliyor. Kum fırtınaları, yerleşkenizi toz bulutu altında bırakabiliyor. Büyük felaketimiz Güneş patlamasını hatırlara getiren ışınları gözlemlediğinizde “Bu iş nereye varacak?” diye düşünmeye başlıyorsunuz. Tabii bunun cevabını alabilmek için henüz çok erken, oyunun çıkışını beklememiz gerekecek.

Sadece bu tür doğa olayları da test etmiyor yerleşkenizi. İklim koşulları da hayatta kalma mücadeleniz üzerinde önemli etkiler gösteriyor. Kuraklık riski yükseldikçe olabildiğince kaynak stoklayıp o dönemi sıkıntısız atlatmaya odaklanıyorsunuz. Kış geldiğinde mantar toplayıp da yemek hazırlama imkânınız olmayacak haliyle, o zaman öncesinde yeterince stoklamakta fayda var, öyle değil mi?

Bu tür detaylar, oyunun stratejik boyutuna derinlik katıyor ve yaşayacağınız tecrübeyi daha keyifli kılıyor bence.

Görsel yönü hakkında da birkaç şey söylemek istiyorum. Bence temaya gayet uygun düşen bir görsel tarz benimsenmiş, tasarım açısından da iyi bir performans sergilenmiş. Gerek kullanılan renk paleti gerek coğrafya gerek yaşanan doğa olayları gerekse binalar, yaşatılmak istenen duyguyu görsel yönden de destekleyen unsurlar olarak çıkıyor karşımıza. Oyunun arayüzü de hoşuma giden yönlerinden birisi oldu.

Özetleyecek olursam; New Cycle’ın umut vadeden bir oyun olduğunu düşünüyorum. Ülkemizden çok fazla strateji oyunu çıkmıyor. Bu işi layıkıyla yapabilecek bir örnekle karşı karşıya olduğumuz kanaatindeyim. İlk bakış versiyonunda bu görüşü destekleyebilecek detaylar sunuyordu. Bundan sonrası için de oyunun çıkışını bekliyoruz artık. Sizler de takip listelerinize ekleyin derim.

> Röportaj - New Cycle’ın Geliştiricisi Core Engage ile Konuştuk

Dragon's Dogma 2'nin Çıkış Tarihi Sızdı

Gel bakalım Mart, gel

Dragon's Dogma 2'nin Çıkış Tarihi Sızdı

Avrupa derecelendirme kuruluşu PEGI sayfalarında yer bulan bilgiye göre Dragon's Dogma 2'nin çıkış tarihi 22 Mart 2024 olarak belirlenmiş. PEGI bu bilgi sızdıktan sonra sayfayı kaldırdı. Sayfada ayrıca oyunun 18 ile derecelendirildiği görünüyordu.

Capcom 28 Kasım tarihinde 15 dakikalık bir Dragon's Dogma sunumu yayınlayacak. Muhtemelen o sunumda oyunun çıkış tarihi de açıklanacak ama derecelendirmesi için gönderilen PEGI bu bilgiyi biraz erkenden sızdırmış oldu. Tabii sunumda çıkış tarihi almama ihtimalimiz de var, Capcom'un sağı solu belli olmaz.

Aslında Capcom geçen ay da 2024 Mart ayına kadar çıkacak olan "büyük ve henüz duyurulmamış bir oyundan" bahsetmişti. Ama Dragon's Dogma 2 çoktan duyurulduğu için bu kapsama girmiyor, bu da Dragon's Dogma 2'ye ek olarak o tarihlerde bir büyük oyun daha göreceğimiz anlamına geliyor.

Dragon's Dogma 2'ye dört vocation arasından (fighter, mage, thief ve archer) seçim yaparak başlayacağız ve oyunda ilerledikçe yenileri açılacak.

Sony, The Last of Us Part II Remastered’ı Resmen Duyurdu

19 Ocak'ta geliyor

Sony, The Last of Us Part II Remastered’ı Resmen Duyurdu

Geçtiğimiz günlerde The Last of Us Part II Remastered ile ilgili iddialar gündeme gelmişti. Oyunun duyurusu da gecikmedi, bir fragman eşliğinde yapılan duyuruyla resmiyet kazanmış oldu:

Oyunun remastered versiyonu tahmin edilebileceği üzere güncellenmiş grafiklerle, 4K desteğiyle ve DualSense entegrasyonuyla geliyor. Bunların yanında oyuna Speedrun modu, Guitar Free Play modu ve bir roguelike hayatta kalma modu da ekleniyor. Ayrıca, oyunun geliştirilme sürecinin erken aşamalarında çıkarılan 3 yeni bölümü de görebileceğiz.

PlayStation hesabının paylaştığı yenilikler şöyle sıralanmış:

  • Dönüş Yok isimli Roguelike modu
  • Orijinal oyundan kesilen, oynanabilen yeni sekanslar
  • Teknolojik geliştirmeler
  • PS4'teki oyuna sahip olanlar için yükseltme seçeneği ve daha fazlası

> The Last of Us Part II - İnceleme

İlk oyundan da biliyoruz zaten, Sony ve Naughty Dog aynı oyunu tekrar tekrar satışa sunmayı seviyor; bu geleneği 2. oyunda da sürdürmeye karar vermişler gördüğümüz üzere :) Eğer orijinal oyuna sahipseniz, remastered versiyonuna yükseltmek için 10$ daha harcamanız gerekecek.

The Last of Us Part II Remastered, 19 Ocak 2024’te PS5’e geliyor. PC versiyonu henüz duyurulmamış olmasa da önümüzdeki dönemde böyle bir haber de alabiliriz.

Sony, The Last of Us Part II Remastered’ı Resmen Duyurdu

19 Ocak'ta geliyor

Sony, The Last of Us Part II Remastered’ı Resmen Duyurdu

Geçtiğimiz günlerde The Last of Us Part II Remastered ile ilgili iddialar gündeme gelmişti. Oyunun duyurusu da gecikmedi, bir fragman eşliğinde yapılan duyuruyla resmiyet kazanmış oldu:

Oyunun remastered versiyonu tahmin edilebileceği üzere güncellenmiş grafiklerle, 4K desteğiyle ve DualSense entegrasyonuyla geliyor. Bunların yanında oyuna Speedrun modu, Guitar Free Play modu ve bir roguelike hayatta kalma modu da ekleniyor. Ayrıca, oyunun geliştirilme sürecinin erken aşamalarında çıkarılan 3 yeni bölümü de görebileceğiz.

PlayStation hesabının paylaştığı yenilikler şöyle sıralanmış:

  • Dönüş Yok isimli Roguelike modu
  • Orijinal oyundan kesilen, oynanabilen yeni sekanslar
  • Teknolojik geliştirmeler
  • PS4'teki oyuna sahip olanlar için yükseltme seçeneği ve daha fazlası

> The Last of Us Part II - İnceleme

İlk oyundan da biliyoruz zaten, Sony ve Naughty Dog aynı oyunu tekrar tekrar satışa sunmayı seviyor; bu geleneği 2. oyunda da sürdürmeye karar vermişler gördüğümüz üzere :) Eğer orijinal oyuna sahipseniz, remastered versiyonuna yükseltmek için 10$ daha harcamanız gerekecek.

The Last of Us Part II Remastered, 19 Ocak 2024’te PS5’e geliyor. PC versiyonu henüz duyurulmamış olmasa da önümüzdeki dönemde böyle bir haber de alabiliriz.

İlk Bakış - New Cycle

Güzel bir yerli strateji oyunu yolda

İlk Bakış - New Cycle

Önümüzdeki dönemde çıkacak yerli oyunlar arasında kendisinden söz ettirebileceklerden birisi olduğunu düşündüğüm New Cycle ile ilk kez Steam Next Fest kapsamında paylaşılan demosu sayesinde tanışmıştık. Sonrasında bir kez daha Steam Next Fest’te gördük kendisini, o zaman da önerdiğimiz demolar arasında yer verdik. Şimdi de oyuna bir ilk bakış atma fırsatı bulduk. Böylece bizleri nasıl bir oyunun beklediğine biraz daha yakından bakabilme şansımız oldu.

New Cycle koloni kurma/şehir yönetimi türünde bir strateji oyunu. Böyle dediğimizde akıllara gelen belli başlı birkaç oyun var elbette (ki zaten New Cycle’ı ilk gördüğüm anda da aklıma Frostpunk gelmişti). Eminim demosunu oynayan, oyuna bir şekilde göz atan birçok oyuncu da The Settlers ve Anno serilerini anımsatan yanlarını fark etmiştir. Hem hikâye hem de oyun dinamikleri açısından benzerlikler kurmak mümkün.

Frostpunk’ta Büyük Kış, New Cycle’da ise bir Güneş patlaması medeniyetin sonunu getiriyor. Bize düşen de insanlığın sıfırdan bir kez daha başladığı uzun yolculuğuna o ilk adımdan itibaren eşlik etmek. Küçük bir yerleşim yerinden başlayıp adım adım bu yerleşim yerini büyütecek ve insanlığın ayakları üzerinde durmasını sağlayacağız.

Tabii farklı oyun modlarında farklı durumlar da söz konusu. Bu bahsettiğim sıfırdan başlayıp gelişmiş bir yerleşim birimi kurmaya çalıştığımız tablo, oyunun “Serbest” ve “Hikâye” modlarında geçerli. Öte yandan, “Delilik” modunda ileri seviyeli bir yerleşim birimini yöneteceğiz. “Eski Yollar” modundaysa, yapımcı ekibin ifadesiyle “nefsi müdafaa mekanikleri” devreye girecek. İlk yerleşkesini kaybetmiş ortalama boyutlarda bir topluluğa liderlik edecek, ilk yerleşim birimimizi yok eden güçlere karşı bu yeni yerleşkemizi korumaya çalışacağız.

İlk bakış versiyonunda “Delilik” ve “Eski Yollar” modlarını deneme şansımız olmadı, ama bu modları da merakla beklediğimi söyleyebilirim. Bu tarz modların oyuna yeni bir hava katması muhtemel, bu yüzden burada ciddi bir potansiyel olduğunu söylemek mümkün. Fakat şimdi afaki konuşmayı bırakıp elde neler var, onlardan bahsedelim.

Oyunun ilk bakış versiyonunda ana modlar diyebileceğimiz ikiliye (“Serbest” ve “Hikâye” modları) göz atabildim. Aslında bu iki mod birbirlerine benziyorlar. Elbette oyunun hikâye modu tam olarak yerli yerine oturduğunda farklılaşacaklardır. Şu an için başlangıçlar benzeşiyor.

Oynayacağınız modu seçtikten sonra harita, daha doğrusu biyom seçim ekranı bekliyor sizleri. Çayır, Tundra, Bozkır ve Dağ (ilk bakış versiyonunda oynanabilir değil) şeklinde 4 farklı biyom bulunuyor. Bu biyomlar bazı artılar ve eksilerle geliyor, seçtiğiniz biyoma göre oyunun sunduğu tecrübe ve zorluk düzeyi de farklılaşabiliyor.

Benzer yapıdaki oyunlarda yaptığımız gibi burada da ilk olarak temel kaynakları toplayıp yerleşkemizin ana ihtiyaçlarını temin etmeye çalışıyoruz. Odun toplayıp kütük üretiyor, mantar toplayıp aşevlerinde yemek yapıyoruz. Sonrasında hem inşa edilebilecek binalar gelişip çeşitleniyor hem üretebileceklerimiz. Tabii bunu temin etmek için araştırmalar yapıp gelişim ağacında da adım adım yükselmemiz gerekiyor. Gelişim ağacında yükselebilmenin bir ön şartı da o gelişimlerin yapılabileceği çağa geçiş yapmış olmak. Bunun için de o çağa geçiş için geçerli hedefleri (nüfusun belirli bir düzeye yükselmesi, belli binaları inşa etmeniz, bazı kaynaklarda belirlenmiş stok düzeyine ulaşmanız gibi) yerine getirmeniz lazım.

Genelde ilk bakışlarda kesin kanaatlerde bulunmaktan kaçınmaya çalışırım. Sonuç olarak oyunun çıkışında işler değişebilir, erken erişim sürecinde farklı bir yola sapılabilir ve oyun başta umut edilen noktaya varmayabilir (bakınız Dune: Spice Wars örneği). Ama ben yine de New Cycle’ın gerek gelişim ağacı açısından gerek binalar ve üretilebilecek şeyler açısından çeşitlilik anlamında yeterli bir performans sergilediğini belirtmek istiyorum. Bu açıdan, oyun büyük oranda tamamlanmış gibi hissettirdi bana.

Yine bu tür oyunlarla benzerlik kurabileceğimiz bir detay, zaman zaman karşılaştığımız olaylar. Kimi zaman yerleşkenizin sakinleri bazı taleplerle geliyorlar karşınıza, kimi zaman kendilerine yeni bir sığınak arayan siviller ziyaret ediyor yerleşkenizi, kimi zaman bir başka yerleşke sizin yardımınıza ihtiyaç duyuyor, kimi zaman da daha büyük güçlerin kapınıza dayandığını görüyorsunuz. Bu olaylar, bazı görevleri tetikliyor. Başardığınızda topluluğunuzun morali artabiliyor, ek kaynaklara kavuşabiliyor, yeni dostlar (veya yeni düşmanlar!) edinebiliyorsunuz. Yeri gelmişken bir parantez açıp paylaşmış olayım, diğer yerleşim yerleriyle irtibat kurduktan sonra ticaret de yapabilir hale geliyorsunuz.

Oyunda bu gibi olayların yanında doğa olaylarıyla da karşılaşıyoruz. Kimi zaman bir yıldırım düşüp binalarınızdan birisini küle döndürebiliyor. Kum fırtınaları, yerleşkenizi toz bulutu altında bırakabiliyor. Büyük felaketimiz Güneş patlamasını hatırlara getiren ışınları gözlemlediğinizde “Bu iş nereye varacak?” diye düşünmeye başlıyorsunuz. Tabii bunun cevabını alabilmek için henüz çok erken, oyunun çıkışını beklememiz gerekecek.

Sadece bu tür doğa olayları da test etmiyor yerleşkenizi. İklim koşulları da hayatta kalma mücadeleniz üzerinde önemli etkiler gösteriyor. Kuraklık riski yükseldikçe olabildiğince kaynak stoklayıp o dönemi sıkıntısız atlatmaya odaklanıyorsunuz. Kış geldiğinde mantar toplayıp da yemek hazırlama imkânınız olmayacak haliyle, o zaman öncesinde yeterince stoklamakta fayda var, öyle değil mi?

Bu tür detaylar, oyunun stratejik boyutuna derinlik katıyor ve yaşayacağınız tecrübeyi daha keyifli kılıyor bence.

Görsel yönü hakkında da birkaç şey söylemek istiyorum. Bence temaya gayet uygun düşen bir görsel tarz benimsenmiş, tasarım açısından da iyi bir performans sergilenmiş. Gerek kullanılan renk paleti gerek coğrafya gerek yaşanan doğa olayları gerekse binalar, yaşatılmak istenen duyguyu görsel yönden de destekleyen unsurlar olarak çıkıyor karşımıza. Oyunun arayüzü de hoşuma giden yönlerinden birisi oldu.

Özetleyecek olursam; New Cycle’ın umut vadeden bir oyun olduğunu düşünüyorum. Ülkemizden çok fazla strateji oyunu çıkmıyor. Bu işi layıkıyla yapabilecek bir örnekle karşı karşıya olduğumuz kanaatindeyim. İlk bakış versiyonunda bu görüşü destekleyebilecek detaylar sunuyordu. Bundan sonrası için de oyunun çıkışını bekliyoruz artık. Sizler de takip listelerinize ekleyin derim.

> Röportaj - New Cycle’ın Geliştiricisi Core Engage ile Konuştuk

Dragon's Dogma 2'nin Çıkış Tarihi Sızdı

Gel bakalım Mart, gel

Dragon's Dogma 2'nin Çıkış Tarihi Sızdı

Avrupa derecelendirme kuruluşu PEGI sayfalarında yer bulan bilgiye göre Dragon's Dogma 2'nin çıkış tarihi 22 Mart 2024 olarak belirlenmiş. PEGI bu bilgi sızdıktan sonra sayfayı kaldırdı. Sayfada ayrıca oyunun 18 ile derecelendirildiği görünüyordu.

Capcom 28 Kasım tarihinde 15 dakikalık bir Dragon's Dogma sunumu yayınlayacak. Muhtemelen o sunumda oyunun çıkış tarihi de açıklanacak ama derecelendirmesi için gönderilen PEGI bu bilgiyi biraz erkenden sızdırmış oldu. Tabii sunumda çıkış tarihi almama ihtimalimiz de var, Capcom'un sağı solu belli olmaz.

Aslında Capcom geçen ay da 2024 Mart ayına kadar çıkacak olan "büyük ve henüz duyurulmamış bir oyundan" bahsetmişti. Ama Dragon's Dogma 2 çoktan duyurulduğu için bu kapsama girmiyor, bu da Dragon's Dogma 2'ye ek olarak o tarihlerde bir büyük oyun daha göreceğimiz anlamına geliyor.

Dragon's Dogma 2'ye dört vocation arasından (fighter, mage, thief ve archer) seçim yaparak başlayacağız ve oyunda ilerledikçe yenileri açılacak.

Sony, The Last of Us Part II Remastered’ı Resmen Duyurdu

19 Ocak'ta geliyor

Sony, The Last of Us Part II Remastered’ı Resmen Duyurdu

Geçtiğimiz günlerde The Last of Us Part II Remastered ile ilgili iddialar gündeme gelmişti. Oyunun duyurusu da gecikmedi, bir fragman eşliğinde yapılan duyuruyla resmiyet kazanmış oldu:

Oyunun remastered versiyonu tahmin edilebileceği üzere güncellenmiş grafiklerle, 4K desteğiyle ve DualSense entegrasyonuyla geliyor. Bunların yanında oyuna Speedrun modu, Guitar Free Play modu ve bir roguelike hayatta kalma modu da ekleniyor. Ayrıca, oyunun geliştirilme sürecinin erken aşamalarında çıkarılan 3 yeni bölümü de görebileceğiz.

PlayStation hesabının paylaştığı yenilikler şöyle sıralanmış:

  • Dönüş Yok isimli Roguelike modu
  • Orijinal oyundan kesilen, oynanabilen yeni sekanslar
  • Teknolojik geliştirmeler
  • PS4'teki oyuna sahip olanlar için yükseltme seçeneği ve daha fazlası

> The Last of Us Part II - İnceleme

İlk oyundan da biliyoruz zaten, Sony ve Naughty Dog aynı oyunu tekrar tekrar satışa sunmayı seviyor; bu geleneği 2. oyunda da sürdürmeye karar vermişler gördüğümüz üzere :) Eğer orijinal oyuna sahipseniz, remastered versiyonuna yükseltmek için 10$ daha harcamanız gerekecek.

The Last of Us Part II Remastered, 19 Ocak 2024’te PS5’e geliyor. PC versiyonu henüz duyurulmamış olmasa da önümüzdeki dönemde böyle bir haber de alabiliriz.

Sony, The Last of Us Part II Remastered’ı Resmen Duyurdu

19 Ocak'ta geliyor

Sony, The Last of Us Part II Remastered’ı Resmen Duyurdu

Geçtiğimiz günlerde The Last of Us Part II Remastered ile ilgili iddialar gündeme gelmişti. Oyunun duyurusu da gecikmedi, bir fragman eşliğinde yapılan duyuruyla resmiyet kazanmış oldu:

Oyunun remastered versiyonu tahmin edilebileceği üzere güncellenmiş grafiklerle, 4K desteğiyle ve DualSense entegrasyonuyla geliyor. Bunların yanında oyuna Speedrun modu, Guitar Free Play modu ve bir roguelike hayatta kalma modu da ekleniyor. Ayrıca, oyunun geliştirilme sürecinin erken aşamalarında çıkarılan 3 yeni bölümü de görebileceğiz.

PlayStation hesabının paylaştığı yenilikler şöyle sıralanmış:

  • Dönüş Yok isimli Roguelike modu
  • Orijinal oyundan kesilen, oynanabilen yeni sekanslar
  • Teknolojik geliştirmeler
  • PS4'teki oyuna sahip olanlar için yükseltme seçeneği ve daha fazlası

> The Last of Us Part II - İnceleme

İlk oyundan da biliyoruz zaten, Sony ve Naughty Dog aynı oyunu tekrar tekrar satışa sunmayı seviyor; bu geleneği 2. oyunda da sürdürmeye karar vermişler gördüğümüz üzere :) Eğer orijinal oyuna sahipseniz, remastered versiyonuna yükseltmek için 10$ daha harcamanız gerekecek.

The Last of Us Part II Remastered, 19 Ocak 2024’te PS5’e geliyor. PC versiyonu henüz duyurulmamış olmasa da önümüzdeki dönemde böyle bir haber de alabiliriz.

İlk Bakış - New Cycle

Güzel bir yerli strateji oyunu yolda

İlk Bakış - New Cycle

Önümüzdeki dönemde çıkacak yerli oyunlar arasında kendisinden söz ettirebileceklerden birisi olduğunu düşündüğüm New Cycle ile ilk kez Steam Next Fest kapsamında paylaşılan demosu sayesinde tanışmıştık. Sonrasında bir kez daha Steam Next Fest’te gördük kendisini, o zaman da önerdiğimiz demolar arasında yer verdik. Şimdi de oyuna bir ilk bakış atma fırsatı bulduk. Böylece bizleri nasıl bir oyunun beklediğine biraz daha yakından bakabilme şansımız oldu.

New Cycle koloni kurma/şehir yönetimi türünde bir strateji oyunu. Böyle dediğimizde akıllara gelen belli başlı birkaç oyun var elbette (ki zaten New Cycle’ı ilk gördüğüm anda da aklıma Frostpunk gelmişti). Eminim demosunu oynayan, oyuna bir şekilde göz atan birçok oyuncu da The Settlers ve Anno serilerini anımsatan yanlarını fark etmiştir. Hem hikâye hem de oyun dinamikleri açısından benzerlikler kurmak mümkün.

Frostpunk’ta Büyük Kış, New Cycle’da ise bir Güneş patlaması medeniyetin sonunu getiriyor. Bize düşen de insanlığın sıfırdan bir kez daha başladığı uzun yolculuğuna o ilk adımdan itibaren eşlik etmek. Küçük bir yerleşim yerinden başlayıp adım adım bu yerleşim yerini büyütecek ve insanlığın ayakları üzerinde durmasını sağlayacağız.

Tabii farklı oyun modlarında farklı durumlar da söz konusu. Bu bahsettiğim sıfırdan başlayıp gelişmiş bir yerleşim birimi kurmaya çalıştığımız tablo, oyunun “Serbest” ve “Hikâye” modlarında geçerli. Öte yandan, “Delilik” modunda ileri seviyeli bir yerleşim birimini yöneteceğiz. “Eski Yollar” modundaysa, yapımcı ekibin ifadesiyle “nefsi müdafaa mekanikleri” devreye girecek. İlk yerleşkesini kaybetmiş ortalama boyutlarda bir topluluğa liderlik edecek, ilk yerleşim birimimizi yok eden güçlere karşı bu yeni yerleşkemizi korumaya çalışacağız.

İlk bakış versiyonunda “Delilik” ve “Eski Yollar” modlarını deneme şansımız olmadı, ama bu modları da merakla beklediğimi söyleyebilirim. Bu tarz modların oyuna yeni bir hava katması muhtemel, bu yüzden burada ciddi bir potansiyel olduğunu söylemek mümkün. Fakat şimdi afaki konuşmayı bırakıp elde neler var, onlardan bahsedelim.

Oyunun ilk bakış versiyonunda ana modlar diyebileceğimiz ikiliye (“Serbest” ve “Hikâye” modları) göz atabildim. Aslında bu iki mod birbirlerine benziyorlar. Elbette oyunun hikâye modu tam olarak yerli yerine oturduğunda farklılaşacaklardır. Şu an için başlangıçlar benzeşiyor.

Oynayacağınız modu seçtikten sonra harita, daha doğrusu biyom seçim ekranı bekliyor sizleri. Çayır, Tundra, Bozkır ve Dağ (ilk bakış versiyonunda oynanabilir değil) şeklinde 4 farklı biyom bulunuyor. Bu biyomlar bazı artılar ve eksilerle geliyor, seçtiğiniz biyoma göre oyunun sunduğu tecrübe ve zorluk düzeyi de farklılaşabiliyor.

Benzer yapıdaki oyunlarda yaptığımız gibi burada da ilk olarak temel kaynakları toplayıp yerleşkemizin ana ihtiyaçlarını temin etmeye çalışıyoruz. Odun toplayıp kütük üretiyor, mantar toplayıp aşevlerinde yemek yapıyoruz. Sonrasında hem inşa edilebilecek binalar gelişip çeşitleniyor hem üretebileceklerimiz. Tabii bunu temin etmek için araştırmalar yapıp gelişim ağacında da adım adım yükselmemiz gerekiyor. Gelişim ağacında yükselebilmenin bir ön şartı da o gelişimlerin yapılabileceği çağa geçiş yapmış olmak. Bunun için de o çağa geçiş için geçerli hedefleri (nüfusun belirli bir düzeye yükselmesi, belli binaları inşa etmeniz, bazı kaynaklarda belirlenmiş stok düzeyine ulaşmanız gibi) yerine getirmeniz lazım.

Genelde ilk bakışlarda kesin kanaatlerde bulunmaktan kaçınmaya çalışırım. Sonuç olarak oyunun çıkışında işler değişebilir, erken erişim sürecinde farklı bir yola sapılabilir ve oyun başta umut edilen noktaya varmayabilir (bakınız Dune: Spice Wars örneği). Ama ben yine de New Cycle’ın gerek gelişim ağacı açısından gerek binalar ve üretilebilecek şeyler açısından çeşitlilik anlamında yeterli bir performans sergilediğini belirtmek istiyorum. Bu açıdan, oyun büyük oranda tamamlanmış gibi hissettirdi bana.

Yine bu tür oyunlarla benzerlik kurabileceğimiz bir detay, zaman zaman karşılaştığımız olaylar. Kimi zaman yerleşkenizin sakinleri bazı taleplerle geliyorlar karşınıza, kimi zaman kendilerine yeni bir sığınak arayan siviller ziyaret ediyor yerleşkenizi, kimi zaman bir başka yerleşke sizin yardımınıza ihtiyaç duyuyor, kimi zaman da daha büyük güçlerin kapınıza dayandığını görüyorsunuz. Bu olaylar, bazı görevleri tetikliyor. Başardığınızda topluluğunuzun morali artabiliyor, ek kaynaklara kavuşabiliyor, yeni dostlar (veya yeni düşmanlar!) edinebiliyorsunuz. Yeri gelmişken bir parantez açıp paylaşmış olayım, diğer yerleşim yerleriyle irtibat kurduktan sonra ticaret de yapabilir hale geliyorsunuz.

Oyunda bu gibi olayların yanında doğa olaylarıyla da karşılaşıyoruz. Kimi zaman bir yıldırım düşüp binalarınızdan birisini küle döndürebiliyor. Kum fırtınaları, yerleşkenizi toz bulutu altında bırakabiliyor. Büyük felaketimiz Güneş patlamasını hatırlara getiren ışınları gözlemlediğinizde “Bu iş nereye varacak?” diye düşünmeye başlıyorsunuz. Tabii bunun cevabını alabilmek için henüz çok erken, oyunun çıkışını beklememiz gerekecek.

Sadece bu tür doğa olayları da test etmiyor yerleşkenizi. İklim koşulları da hayatta kalma mücadeleniz üzerinde önemli etkiler gösteriyor. Kuraklık riski yükseldikçe olabildiğince kaynak stoklayıp o dönemi sıkıntısız atlatmaya odaklanıyorsunuz. Kış geldiğinde mantar toplayıp da yemek hazırlama imkânınız olmayacak haliyle, o zaman öncesinde yeterince stoklamakta fayda var, öyle değil mi?

Bu tür detaylar, oyunun stratejik boyutuna derinlik katıyor ve yaşayacağınız tecrübeyi daha keyifli kılıyor bence.

Görsel yönü hakkında da birkaç şey söylemek istiyorum. Bence temaya gayet uygun düşen bir görsel tarz benimsenmiş, tasarım açısından da iyi bir performans sergilenmiş. Gerek kullanılan renk paleti gerek coğrafya gerek yaşanan doğa olayları gerekse binalar, yaşatılmak istenen duyguyu görsel yönden de destekleyen unsurlar olarak çıkıyor karşımıza. Oyunun arayüzü de hoşuma giden yönlerinden birisi oldu.

Özetleyecek olursam; New Cycle’ın umut vadeden bir oyun olduğunu düşünüyorum. Ülkemizden çok fazla strateji oyunu çıkmıyor. Bu işi layıkıyla yapabilecek bir örnekle karşı karşıya olduğumuz kanaatindeyim. İlk bakış versiyonunda bu görüşü destekleyebilecek detaylar sunuyordu. Bundan sonrası için de oyunun çıkışını bekliyoruz artık. Sizler de takip listelerinize ekleyin derim.

> Röportaj - New Cycle’ın Geliştiricisi Core Engage ile Konuştuk

Dragon's Dogma 2'nin Çıkış Tarihi Sızdı

Gel bakalım Mart, gel

Dragon's Dogma 2'nin Çıkış Tarihi Sızdı

Avrupa derecelendirme kuruluşu PEGI sayfalarında yer bulan bilgiye göre Dragon's Dogma 2'nin çıkış tarihi 22 Mart 2024 olarak belirlenmiş. PEGI bu bilgi sızdıktan sonra sayfayı kaldırdı. Sayfada ayrıca oyunun 18 ile derecelendirildiği görünüyordu.

Capcom 28 Kasım tarihinde 15 dakikalık bir Dragon's Dogma sunumu yayınlayacak. Muhtemelen o sunumda oyunun çıkış tarihi de açıklanacak ama derecelendirmesi için gönderilen PEGI bu bilgiyi biraz erkenden sızdırmış oldu. Tabii sunumda çıkış tarihi almama ihtimalimiz de var, Capcom'un sağı solu belli olmaz.

Aslında Capcom geçen ay da 2024 Mart ayına kadar çıkacak olan "büyük ve henüz duyurulmamış bir oyundan" bahsetmişti. Ama Dragon's Dogma 2 çoktan duyurulduğu için bu kapsama girmiyor, bu da Dragon's Dogma 2'ye ek olarak o tarihlerde bir büyük oyun daha göreceğimiz anlamına geliyor.

Dragon's Dogma 2'ye dört vocation arasından (fighter, mage, thief ve archer) seçim yaparak başlayacağız ve oyunda ilerledikçe yenileri açılacak.

Sony, The Last of Us Part II Remastered’ı Resmen Duyurdu

19 Ocak'ta geliyor

Sony, The Last of Us Part II Remastered’ı Resmen Duyurdu

Geçtiğimiz günlerde The Last of Us Part II Remastered ile ilgili iddialar gündeme gelmişti. Oyunun duyurusu da gecikmedi, bir fragman eşliğinde yapılan duyuruyla resmiyet kazanmış oldu:

Oyunun remastered versiyonu tahmin edilebileceği üzere güncellenmiş grafiklerle, 4K desteğiyle ve DualSense entegrasyonuyla geliyor. Bunların yanında oyuna Speedrun modu, Guitar Free Play modu ve bir roguelike hayatta kalma modu da ekleniyor. Ayrıca, oyunun geliştirilme sürecinin erken aşamalarında çıkarılan 3 yeni bölümü de görebileceğiz.

PlayStation hesabının paylaştığı yenilikler şöyle sıralanmış:

  • Dönüş Yok isimli Roguelike modu
  • Orijinal oyundan kesilen, oynanabilen yeni sekanslar
  • Teknolojik geliştirmeler
  • PS4'teki oyuna sahip olanlar için yükseltme seçeneği ve daha fazlası

> The Last of Us Part II - İnceleme

İlk oyundan da biliyoruz zaten, Sony ve Naughty Dog aynı oyunu tekrar tekrar satışa sunmayı seviyor; bu geleneği 2. oyunda da sürdürmeye karar vermişler gördüğümüz üzere :) Eğer orijinal oyuna sahipseniz, remastered versiyonuna yükseltmek için 10$ daha harcamanız gerekecek.

The Last of Us Part II Remastered, 19 Ocak 2024’te PS5’e geliyor. PC versiyonu henüz duyurulmamış olmasa da önümüzdeki dönemde böyle bir haber de alabiliriz.

Sony, The Last of Us Part II Remastered’ı Resmen Duyurdu

19 Ocak'ta geliyor

Sony, The Last of Us Part II Remastered’ı Resmen Duyurdu

Geçtiğimiz günlerde The Last of Us Part II Remastered ile ilgili iddialar gündeme gelmişti. Oyunun duyurusu da gecikmedi, bir fragman eşliğinde yapılan duyuruyla resmiyet kazanmış oldu:

Oyunun remastered versiyonu tahmin edilebileceği üzere güncellenmiş grafiklerle, 4K desteğiyle ve DualSense entegrasyonuyla geliyor. Bunların yanında oyuna Speedrun modu, Guitar Free Play modu ve bir roguelike hayatta kalma modu da ekleniyor. Ayrıca, oyunun geliştirilme sürecinin erken aşamalarında çıkarılan 3 yeni bölümü de görebileceğiz.

PlayStation hesabının paylaştığı yenilikler şöyle sıralanmış:

  • Dönüş Yok isimli Roguelike modu
  • Orijinal oyundan kesilen, oynanabilen yeni sekanslar
  • Teknolojik geliştirmeler
  • PS4'teki oyuna sahip olanlar için yükseltme seçeneği ve daha fazlası

> The Last of Us Part II - İnceleme

İlk oyundan da biliyoruz zaten, Sony ve Naughty Dog aynı oyunu tekrar tekrar satışa sunmayı seviyor; bu geleneği 2. oyunda da sürdürmeye karar vermişler gördüğümüz üzere :) Eğer orijinal oyuna sahipseniz, remastered versiyonuna yükseltmek için 10$ daha harcamanız gerekecek.

The Last of Us Part II Remastered, 19 Ocak 2024’te PS5’e geliyor. PC versiyonu henüz duyurulmamış olmasa da önümüzdeki dönemde böyle bir haber de alabiliriz.

İlk Bakış - New Cycle

Güzel bir yerli strateji oyunu yolda

İlk Bakış - New Cycle

Önümüzdeki dönemde çıkacak yerli oyunlar arasında kendisinden söz ettirebileceklerden birisi olduğunu düşündüğüm New Cycle ile ilk kez Steam Next Fest kapsamında paylaşılan demosu sayesinde tanışmıştık. Sonrasında bir kez daha Steam Next Fest’te gördük kendisini, o zaman da önerdiğimiz demolar arasında yer verdik. Şimdi de oyuna bir ilk bakış atma fırsatı bulduk. Böylece bizleri nasıl bir oyunun beklediğine biraz daha yakından bakabilme şansımız oldu.

New Cycle koloni kurma/şehir yönetimi türünde bir strateji oyunu. Böyle dediğimizde akıllara gelen belli başlı birkaç oyun var elbette (ki zaten New Cycle’ı ilk gördüğüm anda da aklıma Frostpunk gelmişti). Eminim demosunu oynayan, oyuna bir şekilde göz atan birçok oyuncu da The Settlers ve Anno serilerini anımsatan yanlarını fark etmiştir. Hem hikâye hem de oyun dinamikleri açısından benzerlikler kurmak mümkün.

Frostpunk’ta Büyük Kış, New Cycle’da ise bir Güneş patlaması medeniyetin sonunu getiriyor. Bize düşen de insanlığın sıfırdan bir kez daha başladığı uzun yolculuğuna o ilk adımdan itibaren eşlik etmek. Küçük bir yerleşim yerinden başlayıp adım adım bu yerleşim yerini büyütecek ve insanlığın ayakları üzerinde durmasını sağlayacağız.

Tabii farklı oyun modlarında farklı durumlar da söz konusu. Bu bahsettiğim sıfırdan başlayıp gelişmiş bir yerleşim birimi kurmaya çalıştığımız tablo, oyunun “Serbest” ve “Hikâye” modlarında geçerli. Öte yandan, “Delilik” modunda ileri seviyeli bir yerleşim birimini yöneteceğiz. “Eski Yollar” modundaysa, yapımcı ekibin ifadesiyle “nefsi müdafaa mekanikleri” devreye girecek. İlk yerleşkesini kaybetmiş ortalama boyutlarda bir topluluğa liderlik edecek, ilk yerleşim birimimizi yok eden güçlere karşı bu yeni yerleşkemizi korumaya çalışacağız.

İlk bakış versiyonunda “Delilik” ve “Eski Yollar” modlarını deneme şansımız olmadı, ama bu modları da merakla beklediğimi söyleyebilirim. Bu tarz modların oyuna yeni bir hava katması muhtemel, bu yüzden burada ciddi bir potansiyel olduğunu söylemek mümkün. Fakat şimdi afaki konuşmayı bırakıp elde neler var, onlardan bahsedelim.

Oyunun ilk bakış versiyonunda ana modlar diyebileceğimiz ikiliye (“Serbest” ve “Hikâye” modları) göz atabildim. Aslında bu iki mod birbirlerine benziyorlar. Elbette oyunun hikâye modu tam olarak yerli yerine oturduğunda farklılaşacaklardır. Şu an için başlangıçlar benzeşiyor.

Oynayacağınız modu seçtikten sonra harita, daha doğrusu biyom seçim ekranı bekliyor sizleri. Çayır, Tundra, Bozkır ve Dağ (ilk bakış versiyonunda oynanabilir değil) şeklinde 4 farklı biyom bulunuyor. Bu biyomlar bazı artılar ve eksilerle geliyor, seçtiğiniz biyoma göre oyunun sunduğu tecrübe ve zorluk düzeyi de farklılaşabiliyor.

Benzer yapıdaki oyunlarda yaptığımız gibi burada da ilk olarak temel kaynakları toplayıp yerleşkemizin ana ihtiyaçlarını temin etmeye çalışıyoruz. Odun toplayıp kütük üretiyor, mantar toplayıp aşevlerinde yemek yapıyoruz. Sonrasında hem inşa edilebilecek binalar gelişip çeşitleniyor hem üretebileceklerimiz. Tabii bunu temin etmek için araştırmalar yapıp gelişim ağacında da adım adım yükselmemiz gerekiyor. Gelişim ağacında yükselebilmenin bir ön şartı da o gelişimlerin yapılabileceği çağa geçiş yapmış olmak. Bunun için de o çağa geçiş için geçerli hedefleri (nüfusun belirli bir düzeye yükselmesi, belli binaları inşa etmeniz, bazı kaynaklarda belirlenmiş stok düzeyine ulaşmanız gibi) yerine getirmeniz lazım.

Genelde ilk bakışlarda kesin kanaatlerde bulunmaktan kaçınmaya çalışırım. Sonuç olarak oyunun çıkışında işler değişebilir, erken erişim sürecinde farklı bir yola sapılabilir ve oyun başta umut edilen noktaya varmayabilir (bakınız Dune: Spice Wars örneği). Ama ben yine de New Cycle’ın gerek gelişim ağacı açısından gerek binalar ve üretilebilecek şeyler açısından çeşitlilik anlamında yeterli bir performans sergilediğini belirtmek istiyorum. Bu açıdan, oyun büyük oranda tamamlanmış gibi hissettirdi bana.

Yine bu tür oyunlarla benzerlik kurabileceğimiz bir detay, zaman zaman karşılaştığımız olaylar. Kimi zaman yerleşkenizin sakinleri bazı taleplerle geliyorlar karşınıza, kimi zaman kendilerine yeni bir sığınak arayan siviller ziyaret ediyor yerleşkenizi, kimi zaman bir başka yerleşke sizin yardımınıza ihtiyaç duyuyor, kimi zaman da daha büyük güçlerin kapınıza dayandığını görüyorsunuz. Bu olaylar, bazı görevleri tetikliyor. Başardığınızda topluluğunuzun morali artabiliyor, ek kaynaklara kavuşabiliyor, yeni dostlar (veya yeni düşmanlar!) edinebiliyorsunuz. Yeri gelmişken bir parantez açıp paylaşmış olayım, diğer yerleşim yerleriyle irtibat kurduktan sonra ticaret de yapabilir hale geliyorsunuz.

Oyunda bu gibi olayların yanında doğa olaylarıyla da karşılaşıyoruz. Kimi zaman bir yıldırım düşüp binalarınızdan birisini küle döndürebiliyor. Kum fırtınaları, yerleşkenizi toz bulutu altında bırakabiliyor. Büyük felaketimiz Güneş patlamasını hatırlara getiren ışınları gözlemlediğinizde “Bu iş nereye varacak?” diye düşünmeye başlıyorsunuz. Tabii bunun cevabını alabilmek için henüz çok erken, oyunun çıkışını beklememiz gerekecek.

Sadece bu tür doğa olayları da test etmiyor yerleşkenizi. İklim koşulları da hayatta kalma mücadeleniz üzerinde önemli etkiler gösteriyor. Kuraklık riski yükseldikçe olabildiğince kaynak stoklayıp o dönemi sıkıntısız atlatmaya odaklanıyorsunuz. Kış geldiğinde mantar toplayıp da yemek hazırlama imkânınız olmayacak haliyle, o zaman öncesinde yeterince stoklamakta fayda var, öyle değil mi?

Bu tür detaylar, oyunun stratejik boyutuna derinlik katıyor ve yaşayacağınız tecrübeyi daha keyifli kılıyor bence.

Görsel yönü hakkında da birkaç şey söylemek istiyorum. Bence temaya gayet uygun düşen bir görsel tarz benimsenmiş, tasarım açısından da iyi bir performans sergilenmiş. Gerek kullanılan renk paleti gerek coğrafya gerek yaşanan doğa olayları gerekse binalar, yaşatılmak istenen duyguyu görsel yönden de destekleyen unsurlar olarak çıkıyor karşımıza. Oyunun arayüzü de hoşuma giden yönlerinden birisi oldu.

Özetleyecek olursam; New Cycle’ın umut vadeden bir oyun olduğunu düşünüyorum. Ülkemizden çok fazla strateji oyunu çıkmıyor. Bu işi layıkıyla yapabilecek bir örnekle karşı karşıya olduğumuz kanaatindeyim. İlk bakış versiyonunda bu görüşü destekleyebilecek detaylar sunuyordu. Bundan sonrası için de oyunun çıkışını bekliyoruz artık. Sizler de takip listelerinize ekleyin derim.

> Röportaj - New Cycle’ın Geliştiricisi Core Engage ile Konuştuk

Dragon's Dogma 2'nin Çıkış Tarihi Sızdı

Gel bakalım Mart, gel

Dragon's Dogma 2'nin Çıkış Tarihi Sızdı

Avrupa derecelendirme kuruluşu PEGI sayfalarında yer bulan bilgiye göre Dragon's Dogma 2'nin çıkış tarihi 22 Mart 2024 olarak belirlenmiş. PEGI bu bilgi sızdıktan sonra sayfayı kaldırdı. Sayfada ayrıca oyunun 18 ile derecelendirildiği görünüyordu.

Capcom 28 Kasım tarihinde 15 dakikalık bir Dragon's Dogma sunumu yayınlayacak. Muhtemelen o sunumda oyunun çıkış tarihi de açıklanacak ama derecelendirmesi için gönderilen PEGI bu bilgiyi biraz erkenden sızdırmış oldu. Tabii sunumda çıkış tarihi almama ihtimalimiz de var, Capcom'un sağı solu belli olmaz.

Aslında Capcom geçen ay da 2024 Mart ayına kadar çıkacak olan "büyük ve henüz duyurulmamış bir oyundan" bahsetmişti. Ama Dragon's Dogma 2 çoktan duyurulduğu için bu kapsama girmiyor, bu da Dragon's Dogma 2'ye ek olarak o tarihlerde bir büyük oyun daha göreceğimiz anlamına geliyor.

Dragon's Dogma 2'ye dört vocation arasından (fighter, mage, thief ve archer) seçim yaparak başlayacağız ve oyunda ilerledikçe yenileri açılacak.

İlk Bakış - New Cycle

Güzel bir yerli strateji oyunu yolda

İlk Bakış - New Cycle

Önümüzdeki dönemde çıkacak yerli oyunlar arasında kendisinden söz ettirebileceklerden birisi olduğunu düşündüğüm New Cycle ile ilk kez Steam Next Fest kapsamında paylaşılan demosu sayesinde tanışmıştık. Sonrasında bir kez daha Steam Next Fest’te gördük kendisini, o zaman da önerdiğimiz demolar arasında yer verdik. Şimdi de oyuna bir ilk bakış atma fırsatı bulduk. Böylece bizleri nasıl bir oyunun beklediğine biraz daha yakından bakabilme şansımız oldu.

New Cycle koloni kurma/şehir yönetimi türünde bir strateji oyunu. Böyle dediğimizde akıllara gelen belli başlı birkaç oyun var elbette (ki zaten New Cycle’ı ilk gördüğüm anda da aklıma Frostpunk gelmişti). Eminim demosunu oynayan, oyuna bir şekilde göz atan birçok oyuncu da The Settlers ve Anno serilerini anımsatan yanlarını fark etmiştir. Hem hikâye hem de oyun dinamikleri açısından benzerlikler kurmak mümkün.

Frostpunk’ta Büyük Kış, New Cycle’da ise bir Güneş patlaması medeniyetin sonunu getiriyor. Bize düşen de insanlığın sıfırdan bir kez daha başladığı uzun yolculuğuna o ilk adımdan itibaren eşlik etmek. Küçük bir yerleşim yerinden başlayıp adım adım bu yerleşim yerini büyütecek ve insanlığın ayakları üzerinde durmasını sağlayacağız.

Tabii farklı oyun modlarında farklı durumlar da söz konusu. Bu bahsettiğim sıfırdan başlayıp gelişmiş bir yerleşim birimi kurmaya çalıştığımız tablo, oyunun “Serbest” ve “Hikâye” modlarında geçerli. Öte yandan, “Delilik” modunda ileri seviyeli bir yerleşim birimini yöneteceğiz. “Eski Yollar” modundaysa, yapımcı ekibin ifadesiyle “nefsi müdafaa mekanikleri” devreye girecek. İlk yerleşkesini kaybetmiş ortalama boyutlarda bir topluluğa liderlik edecek, ilk yerleşim birimimizi yok eden güçlere karşı bu yeni yerleşkemizi korumaya çalışacağız.

İlk bakış versiyonunda “Delilik” ve “Eski Yollar” modlarını deneme şansımız olmadı, ama bu modları da merakla beklediğimi söyleyebilirim. Bu tarz modların oyuna yeni bir hava katması muhtemel, bu yüzden burada ciddi bir potansiyel olduğunu söylemek mümkün. Fakat şimdi afaki konuşmayı bırakıp elde neler var, onlardan bahsedelim.

Oyunun ilk bakış versiyonunda ana modlar diyebileceğimiz ikiliye (“Serbest” ve “Hikâye” modları) göz atabildim. Aslında bu iki mod birbirlerine benziyorlar. Elbette oyunun hikâye modu tam olarak yerli yerine oturduğunda farklılaşacaklardır. Şu an için başlangıçlar benzeşiyor.

Oynayacağınız modu seçtikten sonra harita, daha doğrusu biyom seçim ekranı bekliyor sizleri. Çayır, Tundra, Bozkır ve Dağ (ilk bakış versiyonunda oynanabilir değil) şeklinde 4 farklı biyom bulunuyor. Bu biyomlar bazı artılar ve eksilerle geliyor, seçtiğiniz biyoma göre oyunun sunduğu tecrübe ve zorluk düzeyi de farklılaşabiliyor.

Benzer yapıdaki oyunlarda yaptığımız gibi burada da ilk olarak temel kaynakları toplayıp yerleşkemizin ana ihtiyaçlarını temin etmeye çalışıyoruz. Odun toplayıp kütük üretiyor, mantar toplayıp aşevlerinde yemek yapıyoruz. Sonrasında hem inşa edilebilecek binalar gelişip çeşitleniyor hem üretebileceklerimiz. Tabii bunu temin etmek için araştırmalar yapıp gelişim ağacında da adım adım yükselmemiz gerekiyor. Gelişim ağacında yükselebilmenin bir ön şartı da o gelişimlerin yapılabileceği çağa geçiş yapmış olmak. Bunun için de o çağa geçiş için geçerli hedefleri (nüfusun belirli bir düzeye yükselmesi, belli binaları inşa etmeniz, bazı kaynaklarda belirlenmiş stok düzeyine ulaşmanız gibi) yerine getirmeniz lazım.

Genelde ilk bakışlarda kesin kanaatlerde bulunmaktan kaçınmaya çalışırım. Sonuç olarak oyunun çıkışında işler değişebilir, erken erişim sürecinde farklı bir yola sapılabilir ve oyun başta umut edilen noktaya varmayabilir (bakınız Dune: Spice Wars örneği). Ama ben yine de New Cycle’ın gerek gelişim ağacı açısından gerek binalar ve üretilebilecek şeyler açısından çeşitlilik anlamında yeterli bir performans sergilediğini belirtmek istiyorum. Bu açıdan, oyun büyük oranda tamamlanmış gibi hissettirdi bana.

Yine bu tür oyunlarla benzerlik kurabileceğimiz bir detay, zaman zaman karşılaştığımız olaylar. Kimi zaman yerleşkenizin sakinleri bazı taleplerle geliyorlar karşınıza, kimi zaman kendilerine yeni bir sığınak arayan siviller ziyaret ediyor yerleşkenizi, kimi zaman bir başka yerleşke sizin yardımınıza ihtiyaç duyuyor, kimi zaman da daha büyük güçlerin kapınıza dayandığını görüyorsunuz. Bu olaylar, bazı görevleri tetikliyor. Başardığınızda topluluğunuzun morali artabiliyor, ek kaynaklara kavuşabiliyor, yeni dostlar (veya yeni düşmanlar!) edinebiliyorsunuz. Yeri gelmişken bir parantez açıp paylaşmış olayım, diğer yerleşim yerleriyle irtibat kurduktan sonra ticaret de yapabilir hale geliyorsunuz.

Oyunda bu gibi olayların yanında doğa olaylarıyla da karşılaşıyoruz. Kimi zaman bir yıldırım düşüp binalarınızdan birisini küle döndürebiliyor. Kum fırtınaları, yerleşkenizi toz bulutu altında bırakabiliyor. Büyük felaketimiz Güneş patlamasını hatırlara getiren ışınları gözlemlediğinizde “Bu iş nereye varacak?” diye düşünmeye başlıyorsunuz. Tabii bunun cevabını alabilmek için henüz çok erken, oyunun çıkışını beklememiz gerekecek.

Sadece bu tür doğa olayları da test etmiyor yerleşkenizi. İklim koşulları da hayatta kalma mücadeleniz üzerinde önemli etkiler gösteriyor. Kuraklık riski yükseldikçe olabildiğince kaynak stoklayıp o dönemi sıkıntısız atlatmaya odaklanıyorsunuz. Kış geldiğinde mantar toplayıp da yemek hazırlama imkânınız olmayacak haliyle, o zaman öncesinde yeterince stoklamakta fayda var, öyle değil mi?

Bu tür detaylar, oyunun stratejik boyutuna derinlik katıyor ve yaşayacağınız tecrübeyi daha keyifli kılıyor bence.

Görsel yönü hakkında da birkaç şey söylemek istiyorum. Bence temaya gayet uygun düşen bir görsel tarz benimsenmiş, tasarım açısından da iyi bir performans sergilenmiş. Gerek kullanılan renk paleti gerek coğrafya gerek yaşanan doğa olayları gerekse binalar, yaşatılmak istenen duyguyu görsel yönden de destekleyen unsurlar olarak çıkıyor karşımıza. Oyunun arayüzü de hoşuma giden yönlerinden birisi oldu.

Özetleyecek olursam; New Cycle’ın umut vadeden bir oyun olduğunu düşünüyorum. Ülkemizden çok fazla strateji oyunu çıkmıyor. Bu işi layıkıyla yapabilecek bir örnekle karşı karşıya olduğumuz kanaatindeyim. İlk bakış versiyonunda bu görüşü destekleyebilecek detaylar sunuyordu. Bundan sonrası için de oyunun çıkışını bekliyoruz artık. Sizler de takip listelerinize ekleyin derim.

> Röportaj - New Cycle’ın Geliştiricisi Core Engage ile Konuştuk

İlk Bakış - New Cycle

Güzel bir yerli strateji oyunu yolda

İlk Bakış - New Cycle

Önümüzdeki dönemde çıkacak yerli oyunlar arasında kendisinden söz ettirebileceklerden birisi olduğunu düşündüğüm New Cycle ile ilk kez Steam Next Fest kapsamında paylaşılan demosu sayesinde tanışmıştık. Sonrasında bir kez daha Steam Next Fest’te gördük kendisini, o zaman da önerdiğimiz demolar arasında yer verdik. Şimdi de oyuna bir ilk bakış atma fırsatı bulduk. Böylece bizleri nasıl bir oyunun beklediğine biraz daha yakından bakabilme şansımız oldu.

New Cycle koloni kurma/şehir yönetimi türünde bir strateji oyunu. Böyle dediğimizde akıllara gelen belli başlı birkaç oyun var elbette (ki zaten New Cycle’ı ilk gördüğüm anda da aklıma Frostpunk gelmişti). Eminim demosunu oynayan, oyuna bir şekilde göz atan birçok oyuncu da The Settlers ve Anno serilerini anımsatan yanlarını fark etmiştir. Hem hikâye hem de oyun dinamikleri açısından benzerlikler kurmak mümkün.

Frostpunk’ta Büyük Kış, New Cycle’da ise bir Güneş patlaması medeniyetin sonunu getiriyor. Bize düşen de insanlığın sıfırdan bir kez daha başladığı uzun yolculuğuna o ilk adımdan itibaren eşlik etmek. Küçük bir yerleşim yerinden başlayıp adım adım bu yerleşim yerini büyütecek ve insanlığın ayakları üzerinde durmasını sağlayacağız.

Tabii farklı oyun modlarında farklı durumlar da söz konusu. Bu bahsettiğim sıfırdan başlayıp gelişmiş bir yerleşim birimi kurmaya çalıştığımız tablo, oyunun “Serbest” ve “Hikâye” modlarında geçerli. Öte yandan, “Delilik” modunda ileri seviyeli bir yerleşim birimini yöneteceğiz. “Eski Yollar” modundaysa, yapımcı ekibin ifadesiyle “nefsi müdafaa mekanikleri” devreye girecek. İlk yerleşkesini kaybetmiş ortalama boyutlarda bir topluluğa liderlik edecek, ilk yerleşim birimimizi yok eden güçlere karşı bu yeni yerleşkemizi korumaya çalışacağız.

İlk bakış versiyonunda “Delilik” ve “Eski Yollar” modlarını deneme şansımız olmadı, ama bu modları da merakla beklediğimi söyleyebilirim. Bu tarz modların oyuna yeni bir hava katması muhtemel, bu yüzden burada ciddi bir potansiyel olduğunu söylemek mümkün. Fakat şimdi afaki konuşmayı bırakıp elde neler var, onlardan bahsedelim.

Oyunun ilk bakış versiyonunda ana modlar diyebileceğimiz ikiliye (“Serbest” ve “Hikâye” modları) göz atabildim. Aslında bu iki mod birbirlerine benziyorlar. Elbette oyunun hikâye modu tam olarak yerli yerine oturduğunda farklılaşacaklardır. Şu an için başlangıçlar benzeşiyor.

Oynayacağınız modu seçtikten sonra harita, daha doğrusu biyom seçim ekranı bekliyor sizleri. Çayır, Tundra, Bozkır ve Dağ (ilk bakış versiyonunda oynanabilir değil) şeklinde 4 farklı biyom bulunuyor. Bu biyomlar bazı artılar ve eksilerle geliyor, seçtiğiniz biyoma göre oyunun sunduğu tecrübe ve zorluk düzeyi de farklılaşabiliyor.

Benzer yapıdaki oyunlarda yaptığımız gibi burada da ilk olarak temel kaynakları toplayıp yerleşkemizin ana ihtiyaçlarını temin etmeye çalışıyoruz. Odun toplayıp kütük üretiyor, mantar toplayıp aşevlerinde yemek yapıyoruz. Sonrasında hem inşa edilebilecek binalar gelişip çeşitleniyor hem üretebileceklerimiz. Tabii bunu temin etmek için araştırmalar yapıp gelişim ağacında da adım adım yükselmemiz gerekiyor. Gelişim ağacında yükselebilmenin bir ön şartı da o gelişimlerin yapılabileceği çağa geçiş yapmış olmak. Bunun için de o çağa geçiş için geçerli hedefleri (nüfusun belirli bir düzeye yükselmesi, belli binaları inşa etmeniz, bazı kaynaklarda belirlenmiş stok düzeyine ulaşmanız gibi) yerine getirmeniz lazım.

Genelde ilk bakışlarda kesin kanaatlerde bulunmaktan kaçınmaya çalışırım. Sonuç olarak oyunun çıkışında işler değişebilir, erken erişim sürecinde farklı bir yola sapılabilir ve oyun başta umut edilen noktaya varmayabilir (bakınız Dune: Spice Wars örneği). Ama ben yine de New Cycle’ın gerek gelişim ağacı açısından gerek binalar ve üretilebilecek şeyler açısından çeşitlilik anlamında yeterli bir performans sergilediğini belirtmek istiyorum. Bu açıdan, oyun büyük oranda tamamlanmış gibi hissettirdi bana.

Yine bu tür oyunlarla benzerlik kurabileceğimiz bir detay, zaman zaman karşılaştığımız olaylar. Kimi zaman yerleşkenizin sakinleri bazı taleplerle geliyorlar karşınıza, kimi zaman kendilerine yeni bir sığınak arayan siviller ziyaret ediyor yerleşkenizi, kimi zaman bir başka yerleşke sizin yardımınıza ihtiyaç duyuyor, kimi zaman da daha büyük güçlerin kapınıza dayandığını görüyorsunuz. Bu olaylar, bazı görevleri tetikliyor. Başardığınızda topluluğunuzun morali artabiliyor, ek kaynaklara kavuşabiliyor, yeni dostlar (veya yeni düşmanlar!) edinebiliyorsunuz. Yeri gelmişken bir parantez açıp paylaşmış olayım, diğer yerleşim yerleriyle irtibat kurduktan sonra ticaret de yapabilir hale geliyorsunuz.

Oyunda bu gibi olayların yanında doğa olaylarıyla da karşılaşıyoruz. Kimi zaman bir yıldırım düşüp binalarınızdan birisini küle döndürebiliyor. Kum fırtınaları, yerleşkenizi toz bulutu altında bırakabiliyor. Büyük felaketimiz Güneş patlamasını hatırlara getiren ışınları gözlemlediğinizde “Bu iş nereye varacak?” diye düşünmeye başlıyorsunuz. Tabii bunun cevabını alabilmek için henüz çok erken, oyunun çıkışını beklememiz gerekecek.

Sadece bu tür doğa olayları da test etmiyor yerleşkenizi. İklim koşulları da hayatta kalma mücadeleniz üzerinde önemli etkiler gösteriyor. Kuraklık riski yükseldikçe olabildiğince kaynak stoklayıp o dönemi sıkıntısız atlatmaya odaklanıyorsunuz. Kış geldiğinde mantar toplayıp da yemek hazırlama imkânınız olmayacak haliyle, o zaman öncesinde yeterince stoklamakta fayda var, öyle değil mi?

Bu tür detaylar, oyunun stratejik boyutuna derinlik katıyor ve yaşayacağınız tecrübeyi daha keyifli kılıyor bence.

Görsel yönü hakkında da birkaç şey söylemek istiyorum. Bence temaya gayet uygun düşen bir görsel tarz benimsenmiş, tasarım açısından da iyi bir performans sergilenmiş. Gerek kullanılan renk paleti gerek coğrafya gerek yaşanan doğa olayları gerekse binalar, yaşatılmak istenen duyguyu görsel yönden de destekleyen unsurlar olarak çıkıyor karşımıza. Oyunun arayüzü de hoşuma giden yönlerinden birisi oldu.

Özetleyecek olursam; New Cycle’ın umut vadeden bir oyun olduğunu düşünüyorum. Ülkemizden çok fazla strateji oyunu çıkmıyor. Bu işi layıkıyla yapabilecek bir örnekle karşı karşıya olduğumuz kanaatindeyim. İlk bakış versiyonunda bu görüşü destekleyebilecek detaylar sunuyordu. Bundan sonrası için de oyunun çıkışını bekliyoruz artık. Sizler de takip listelerinize ekleyin derim.

> Röportaj - New Cycle’ın Geliştiricisi Core Engage ile Konuştuk

Dragon's Dogma 2'nin Çıkış Tarihi Sızdı

Gel bakalım Mart, gel

Dragon's Dogma 2'nin Çıkış Tarihi Sızdı

Avrupa derecelendirme kuruluşu PEGI sayfalarında yer bulan bilgiye göre Dragon's Dogma 2'nin çıkış tarihi 22 Mart 2024 olarak belirlenmiş. PEGI bu bilgi sızdıktan sonra sayfayı kaldırdı. Sayfada ayrıca oyunun 18 ile derecelendirildiği görünüyordu.

Capcom 28 Kasım tarihinde 15 dakikalık bir Dragon's Dogma sunumu yayınlayacak. Muhtemelen o sunumda oyunun çıkış tarihi de açıklanacak ama derecelendirmesi için gönderilen PEGI bu bilgiyi biraz erkenden sızdırmış oldu. Tabii sunumda çıkış tarihi almama ihtimalimiz de var, Capcom'un sağı solu belli olmaz.

Aslında Capcom geçen ay da 2024 Mart ayına kadar çıkacak olan "büyük ve henüz duyurulmamış bir oyundan" bahsetmişti. Ama Dragon's Dogma 2 çoktan duyurulduğu için bu kapsama girmiyor, bu da Dragon's Dogma 2'ye ek olarak o tarihlerde bir büyük oyun daha göreceğimiz anlamına geliyor.

Dragon's Dogma 2'ye dört vocation arasından (fighter, mage, thief ve archer) seçim yaparak başlayacağız ve oyunda ilerledikçe yenileri açılacak.

İlk Bakış - New Cycle

Güzel bir yerli strateji oyunu yolda

İlk Bakış - New Cycle

Önümüzdeki dönemde çıkacak yerli oyunlar arasında kendisinden söz ettirebileceklerden birisi olduğunu düşündüğüm New Cycle ile ilk kez Steam Next Fest kapsamında paylaşılan demosu sayesinde tanışmıştık. Sonrasında bir kez daha Steam Next Fest’te gördük kendisini, o zaman da önerdiğimiz demolar arasında yer verdik. Şimdi de oyuna bir ilk bakış atma fırsatı bulduk. Böylece bizleri nasıl bir oyunun beklediğine biraz daha yakından bakabilme şansımız oldu.

New Cycle koloni kurma/şehir yönetimi türünde bir strateji oyunu. Böyle dediğimizde akıllara gelen belli başlı birkaç oyun var elbette (ki zaten New Cycle’ı ilk gördüğüm anda da aklıma Frostpunk gelmişti). Eminim demosunu oynayan, oyuna bir şekilde göz atan birçok oyuncu da The Settlers ve Anno serilerini anımsatan yanlarını fark etmiştir. Hem hikâye hem de oyun dinamikleri açısından benzerlikler kurmak mümkün.

Frostpunk’ta Büyük Kış, New Cycle’da ise bir Güneş patlaması medeniyetin sonunu getiriyor. Bize düşen de insanlığın sıfırdan bir kez daha başladığı uzun yolculuğuna o ilk adımdan itibaren eşlik etmek. Küçük bir yerleşim yerinden başlayıp adım adım bu yerleşim yerini büyütecek ve insanlığın ayakları üzerinde durmasını sağlayacağız.

Tabii farklı oyun modlarında farklı durumlar da söz konusu. Bu bahsettiğim sıfırdan başlayıp gelişmiş bir yerleşim birimi kurmaya çalıştığımız tablo, oyunun “Serbest” ve “Hikâye” modlarında geçerli. Öte yandan, “Delilik” modunda ileri seviyeli bir yerleşim birimini yöneteceğiz. “Eski Yollar” modundaysa, yapımcı ekibin ifadesiyle “nefsi müdafaa mekanikleri” devreye girecek. İlk yerleşkesini kaybetmiş ortalama boyutlarda bir topluluğa liderlik edecek, ilk yerleşim birimimizi yok eden güçlere karşı bu yeni yerleşkemizi korumaya çalışacağız.

İlk bakış versiyonunda “Delilik” ve “Eski Yollar” modlarını deneme şansımız olmadı, ama bu modları da merakla beklediğimi söyleyebilirim. Bu tarz modların oyuna yeni bir hava katması muhtemel, bu yüzden burada ciddi bir potansiyel olduğunu söylemek mümkün. Fakat şimdi afaki konuşmayı bırakıp elde neler var, onlardan bahsedelim.

Oyunun ilk bakış versiyonunda ana modlar diyebileceğimiz ikiliye (“Serbest” ve “Hikâye” modları) göz atabildim. Aslında bu iki mod birbirlerine benziyorlar. Elbette oyunun hikâye modu tam olarak yerli yerine oturduğunda farklılaşacaklardır. Şu an için başlangıçlar benzeşiyor.

Oynayacağınız modu seçtikten sonra harita, daha doğrusu biyom seçim ekranı bekliyor sizleri. Çayır, Tundra, Bozkır ve Dağ (ilk bakış versiyonunda oynanabilir değil) şeklinde 4 farklı biyom bulunuyor. Bu biyomlar bazı artılar ve eksilerle geliyor, seçtiğiniz biyoma göre oyunun sunduğu tecrübe ve zorluk düzeyi de farklılaşabiliyor.

Benzer yapıdaki oyunlarda yaptığımız gibi burada da ilk olarak temel kaynakları toplayıp yerleşkemizin ana ihtiyaçlarını temin etmeye çalışıyoruz. Odun toplayıp kütük üretiyor, mantar toplayıp aşevlerinde yemek yapıyoruz. Sonrasında hem inşa edilebilecek binalar gelişip çeşitleniyor hem üretebileceklerimiz. Tabii bunu temin etmek için araştırmalar yapıp gelişim ağacında da adım adım yükselmemiz gerekiyor. Gelişim ağacında yükselebilmenin bir ön şartı da o gelişimlerin yapılabileceği çağa geçiş yapmış olmak. Bunun için de o çağa geçiş için geçerli hedefleri (nüfusun belirli bir düzeye yükselmesi, belli binaları inşa etmeniz, bazı kaynaklarda belirlenmiş stok düzeyine ulaşmanız gibi) yerine getirmeniz lazım.

Genelde ilk bakışlarda kesin kanaatlerde bulunmaktan kaçınmaya çalışırım. Sonuç olarak oyunun çıkışında işler değişebilir, erken erişim sürecinde farklı bir yola sapılabilir ve oyun başta umut edilen noktaya varmayabilir (bakınız Dune: Spice Wars örneği). Ama ben yine de New Cycle’ın gerek gelişim ağacı açısından gerek binalar ve üretilebilecek şeyler açısından çeşitlilik anlamında yeterli bir performans sergilediğini belirtmek istiyorum. Bu açıdan, oyun büyük oranda tamamlanmış gibi hissettirdi bana.

Yine bu tür oyunlarla benzerlik kurabileceğimiz bir detay, zaman zaman karşılaştığımız olaylar. Kimi zaman yerleşkenizin sakinleri bazı taleplerle geliyorlar karşınıza, kimi zaman kendilerine yeni bir sığınak arayan siviller ziyaret ediyor yerleşkenizi, kimi zaman bir başka yerleşke sizin yardımınıza ihtiyaç duyuyor, kimi zaman da daha büyük güçlerin kapınıza dayandığını görüyorsunuz. Bu olaylar, bazı görevleri tetikliyor. Başardığınızda topluluğunuzun morali artabiliyor, ek kaynaklara kavuşabiliyor, yeni dostlar (veya yeni düşmanlar!) edinebiliyorsunuz. Yeri gelmişken bir parantez açıp paylaşmış olayım, diğer yerleşim yerleriyle irtibat kurduktan sonra ticaret de yapabilir hale geliyorsunuz.

Oyunda bu gibi olayların yanında doğa olaylarıyla da karşılaşıyoruz. Kimi zaman bir yıldırım düşüp binalarınızdan birisini küle döndürebiliyor. Kum fırtınaları, yerleşkenizi toz bulutu altında bırakabiliyor. Büyük felaketimiz Güneş patlamasını hatırlara getiren ışınları gözlemlediğinizde “Bu iş nereye varacak?” diye düşünmeye başlıyorsunuz. Tabii bunun cevabını alabilmek için henüz çok erken, oyunun çıkışını beklememiz gerekecek.

Sadece bu tür doğa olayları da test etmiyor yerleşkenizi. İklim koşulları da hayatta kalma mücadeleniz üzerinde önemli etkiler gösteriyor. Kuraklık riski yükseldikçe olabildiğince kaynak stoklayıp o dönemi sıkıntısız atlatmaya odaklanıyorsunuz. Kış geldiğinde mantar toplayıp da yemek hazırlama imkânınız olmayacak haliyle, o zaman öncesinde yeterince stoklamakta fayda var, öyle değil mi?

Bu tür detaylar, oyunun stratejik boyutuna derinlik katıyor ve yaşayacağınız tecrübeyi daha keyifli kılıyor bence.

Görsel yönü hakkında da birkaç şey söylemek istiyorum. Bence temaya gayet uygun düşen bir görsel tarz benimsenmiş, tasarım açısından da iyi bir performans sergilenmiş. Gerek kullanılan renk paleti gerek coğrafya gerek yaşanan doğa olayları gerekse binalar, yaşatılmak istenen duyguyu görsel yönden de destekleyen unsurlar olarak çıkıyor karşımıza. Oyunun arayüzü de hoşuma giden yönlerinden birisi oldu.

Özetleyecek olursam; New Cycle’ın umut vadeden bir oyun olduğunu düşünüyorum. Ülkemizden çok fazla strateji oyunu çıkmıyor. Bu işi layıkıyla yapabilecek bir örnekle karşı karşıya olduğumuz kanaatindeyim. İlk bakış versiyonunda bu görüşü destekleyebilecek detaylar sunuyordu. Bundan sonrası için de oyunun çıkışını bekliyoruz artık. Sizler de takip listelerinize ekleyin derim.

> Röportaj - New Cycle’ın Geliştiricisi Core Engage ile Konuştuk

İlk Bakış - New Cycle

Güzel bir yerli strateji oyunu yolda

İlk Bakış - New Cycle

Önümüzdeki dönemde çıkacak yerli oyunlar arasında kendisinden söz ettirebileceklerden birisi olduğunu düşündüğüm New Cycle ile ilk kez Steam Next Fest kapsamında paylaşılan demosu sayesinde tanışmıştık. Sonrasında bir kez daha Steam Next Fest’te gördük kendisini, o zaman da önerdiğimiz demolar arasında yer verdik. Şimdi de oyuna bir ilk bakış atma fırsatı bulduk. Böylece bizleri nasıl bir oyunun beklediğine biraz daha yakından bakabilme şansımız oldu.

New Cycle koloni kurma/şehir yönetimi türünde bir strateji oyunu. Böyle dediğimizde akıllara gelen belli başlı birkaç oyun var elbette (ki zaten New Cycle’ı ilk gördüğüm anda da aklıma Frostpunk gelmişti). Eminim demosunu oynayan, oyuna bir şekilde göz atan birçok oyuncu da The Settlers ve Anno serilerini anımsatan yanlarını fark etmiştir. Hem hikâye hem de oyun dinamikleri açısından benzerlikler kurmak mümkün.

Frostpunk’ta Büyük Kış, New Cycle’da ise bir Güneş patlaması medeniyetin sonunu getiriyor. Bize düşen de insanlığın sıfırdan bir kez daha başladığı uzun yolculuğuna o ilk adımdan itibaren eşlik etmek. Küçük bir yerleşim yerinden başlayıp adım adım bu yerleşim yerini büyütecek ve insanlığın ayakları üzerinde durmasını sağlayacağız.

Tabii farklı oyun modlarında farklı durumlar da söz konusu. Bu bahsettiğim sıfırdan başlayıp gelişmiş bir yerleşim birimi kurmaya çalıştığımız tablo, oyunun “Serbest” ve “Hikâye” modlarında geçerli. Öte yandan, “Delilik” modunda ileri seviyeli bir yerleşim birimini yöneteceğiz. “Eski Yollar” modundaysa, yapımcı ekibin ifadesiyle “nefsi müdafaa mekanikleri” devreye girecek. İlk yerleşkesini kaybetmiş ortalama boyutlarda bir topluluğa liderlik edecek, ilk yerleşim birimimizi yok eden güçlere karşı bu yeni yerleşkemizi korumaya çalışacağız.

İlk bakış versiyonunda “Delilik” ve “Eski Yollar” modlarını deneme şansımız olmadı, ama bu modları da merakla beklediğimi söyleyebilirim. Bu tarz modların oyuna yeni bir hava katması muhtemel, bu yüzden burada ciddi bir potansiyel olduğunu söylemek mümkün. Fakat şimdi afaki konuşmayı bırakıp elde neler var, onlardan bahsedelim.

Oyunun ilk bakış versiyonunda ana modlar diyebileceğimiz ikiliye (“Serbest” ve “Hikâye” modları) göz atabildim. Aslında bu iki mod birbirlerine benziyorlar. Elbette oyunun hikâye modu tam olarak yerli yerine oturduğunda farklılaşacaklardır. Şu an için başlangıçlar benzeşiyor.

Oynayacağınız modu seçtikten sonra harita, daha doğrusu biyom seçim ekranı bekliyor sizleri. Çayır, Tundra, Bozkır ve Dağ (ilk bakış versiyonunda oynanabilir değil) şeklinde 4 farklı biyom bulunuyor. Bu biyomlar bazı artılar ve eksilerle geliyor, seçtiğiniz biyoma göre oyunun sunduğu tecrübe ve zorluk düzeyi de farklılaşabiliyor.

Benzer yapıdaki oyunlarda yaptığımız gibi burada da ilk olarak temel kaynakları toplayıp yerleşkemizin ana ihtiyaçlarını temin etmeye çalışıyoruz. Odun toplayıp kütük üretiyor, mantar toplayıp aşevlerinde yemek yapıyoruz. Sonrasında hem inşa edilebilecek binalar gelişip çeşitleniyor hem üretebileceklerimiz. Tabii bunu temin etmek için araştırmalar yapıp gelişim ağacında da adım adım yükselmemiz gerekiyor. Gelişim ağacında yükselebilmenin bir ön şartı da o gelişimlerin yapılabileceği çağa geçiş yapmış olmak. Bunun için de o çağa geçiş için geçerli hedefleri (nüfusun belirli bir düzeye yükselmesi, belli binaları inşa etmeniz, bazı kaynaklarda belirlenmiş stok düzeyine ulaşmanız gibi) yerine getirmeniz lazım.

Genelde ilk bakışlarda kesin kanaatlerde bulunmaktan kaçınmaya çalışırım. Sonuç olarak oyunun çıkışında işler değişebilir, erken erişim sürecinde farklı bir yola sapılabilir ve oyun başta umut edilen noktaya varmayabilir (bakınız Dune: Spice Wars örneği). Ama ben yine de New Cycle’ın gerek gelişim ağacı açısından gerek binalar ve üretilebilecek şeyler açısından çeşitlilik anlamında yeterli bir performans sergilediğini belirtmek istiyorum. Bu açıdan, oyun büyük oranda tamamlanmış gibi hissettirdi bana.

Yine bu tür oyunlarla benzerlik kurabileceğimiz bir detay, zaman zaman karşılaştığımız olaylar. Kimi zaman yerleşkenizin sakinleri bazı taleplerle geliyorlar karşınıza, kimi zaman kendilerine yeni bir sığınak arayan siviller ziyaret ediyor yerleşkenizi, kimi zaman bir başka yerleşke sizin yardımınıza ihtiyaç duyuyor, kimi zaman da daha büyük güçlerin kapınıza dayandığını görüyorsunuz. Bu olaylar, bazı görevleri tetikliyor. Başardığınızda topluluğunuzun morali artabiliyor, ek kaynaklara kavuşabiliyor, yeni dostlar (veya yeni düşmanlar!) edinebiliyorsunuz. Yeri gelmişken bir parantez açıp paylaşmış olayım, diğer yerleşim yerleriyle irtibat kurduktan sonra ticaret de yapabilir hale geliyorsunuz.

Oyunda bu gibi olayların yanında doğa olaylarıyla da karşılaşıyoruz. Kimi zaman bir yıldırım düşüp binalarınızdan birisini küle döndürebiliyor. Kum fırtınaları, yerleşkenizi toz bulutu altında bırakabiliyor. Büyük felaketimiz Güneş patlamasını hatırlara getiren ışınları gözlemlediğinizde “Bu iş nereye varacak?” diye düşünmeye başlıyorsunuz. Tabii bunun cevabını alabilmek için henüz çok erken, oyunun çıkışını beklememiz gerekecek.

Sadece bu tür doğa olayları da test etmiyor yerleşkenizi. İklim koşulları da hayatta kalma mücadeleniz üzerinde önemli etkiler gösteriyor. Kuraklık riski yükseldikçe olabildiğince kaynak stoklayıp o dönemi sıkıntısız atlatmaya odaklanıyorsunuz. Kış geldiğinde mantar toplayıp da yemek hazırlama imkânınız olmayacak haliyle, o zaman öncesinde yeterince stoklamakta fayda var, öyle değil mi?

Bu tür detaylar, oyunun stratejik boyutuna derinlik katıyor ve yaşayacağınız tecrübeyi daha keyifli kılıyor bence.

Görsel yönü hakkında da birkaç şey söylemek istiyorum. Bence temaya gayet uygun düşen bir görsel tarz benimsenmiş, tasarım açısından da iyi bir performans sergilenmiş. Gerek kullanılan renk paleti gerek coğrafya gerek yaşanan doğa olayları gerekse binalar, yaşatılmak istenen duyguyu görsel yönden de destekleyen unsurlar olarak çıkıyor karşımıza. Oyunun arayüzü de hoşuma giden yönlerinden birisi oldu.

Özetleyecek olursam; New Cycle’ın umut vadeden bir oyun olduğunu düşünüyorum. Ülkemizden çok fazla strateji oyunu çıkmıyor. Bu işi layıkıyla yapabilecek bir örnekle karşı karşıya olduğumuz kanaatindeyim. İlk bakış versiyonunda bu görüşü destekleyebilecek detaylar sunuyordu. Bundan sonrası için de oyunun çıkışını bekliyoruz artık. Sizler de takip listelerinize ekleyin derim.

> Röportaj - New Cycle’ın Geliştiricisi Core Engage ile Konuştuk

İlk Bakış - New Cycle

Güzel bir yerli strateji oyunu yolda

İlk Bakış - New Cycle

Önümüzdeki dönemde çıkacak yerli oyunlar arasında kendisinden söz ettirebileceklerden birisi olduğunu düşündüğüm New Cycle ile ilk kez Steam Next Fest kapsamında paylaşılan demosu sayesinde tanışmıştık. Sonrasında bir kez daha Steam Next Fest’te gördük kendisini, o zaman da önerdiğimiz demolar arasında yer verdik. Şimdi de oyuna bir ilk bakış atma fırsatı bulduk. Böylece bizleri nasıl bir oyunun beklediğine biraz daha yakından bakabilme şansımız oldu.

New Cycle koloni kurma/şehir yönetimi türünde bir strateji oyunu. Böyle dediğimizde akıllara gelen belli başlı birkaç oyun var elbette (ki zaten New Cycle’ı ilk gördüğüm anda da aklıma Frostpunk gelmişti). Eminim demosunu oynayan, oyuna bir şekilde göz atan birçok oyuncu da The Settlers ve Anno serilerini anımsatan yanlarını fark etmiştir. Hem hikâye hem de oyun dinamikleri açısından benzerlikler kurmak mümkün.

Frostpunk’ta Büyük Kış, New Cycle’da ise bir Güneş patlaması medeniyetin sonunu getiriyor. Bize düşen de insanlığın sıfırdan bir kez daha başladığı uzun yolculuğuna o ilk adımdan itibaren eşlik etmek. Küçük bir yerleşim yerinden başlayıp adım adım bu yerleşim yerini büyütecek ve insanlığın ayakları üzerinde durmasını sağlayacağız.

Tabii farklı oyun modlarında farklı durumlar da söz konusu. Bu bahsettiğim sıfırdan başlayıp gelişmiş bir yerleşim birimi kurmaya çalıştığımız tablo, oyunun “Serbest” ve “Hikâye” modlarında geçerli. Öte yandan, “Delilik” modunda ileri seviyeli bir yerleşim birimini yöneteceğiz. “Eski Yollar” modundaysa, yapımcı ekibin ifadesiyle “nefsi müdafaa mekanikleri” devreye girecek. İlk yerleşkesini kaybetmiş ortalama boyutlarda bir topluluğa liderlik edecek, ilk yerleşim birimimizi yok eden güçlere karşı bu yeni yerleşkemizi korumaya çalışacağız.

İlk bakış versiyonunda “Delilik” ve “Eski Yollar” modlarını deneme şansımız olmadı, ama bu modları da merakla beklediğimi söyleyebilirim. Bu tarz modların oyuna yeni bir hava katması muhtemel, bu yüzden burada ciddi bir potansiyel olduğunu söylemek mümkün. Fakat şimdi afaki konuşmayı bırakıp elde neler var, onlardan bahsedelim.

Oyunun ilk bakış versiyonunda ana modlar diyebileceğimiz ikiliye (“Serbest” ve “Hikâye” modları) göz atabildim. Aslında bu iki mod birbirlerine benziyorlar. Elbette oyunun hikâye modu tam olarak yerli yerine oturduğunda farklılaşacaklardır. Şu an için başlangıçlar benzeşiyor.

Oynayacağınız modu seçtikten sonra harita, daha doğrusu biyom seçim ekranı bekliyor sizleri. Çayır, Tundra, Bozkır ve Dağ (ilk bakış versiyonunda oynanabilir değil) şeklinde 4 farklı biyom bulunuyor. Bu biyomlar bazı artılar ve eksilerle geliyor, seçtiğiniz biyoma göre oyunun sunduğu tecrübe ve zorluk düzeyi de farklılaşabiliyor.

Benzer yapıdaki oyunlarda yaptığımız gibi burada da ilk olarak temel kaynakları toplayıp yerleşkemizin ana ihtiyaçlarını temin etmeye çalışıyoruz. Odun toplayıp kütük üretiyor, mantar toplayıp aşevlerinde yemek yapıyoruz. Sonrasında hem inşa edilebilecek binalar gelişip çeşitleniyor hem üretebileceklerimiz. Tabii bunu temin etmek için araştırmalar yapıp gelişim ağacında da adım adım yükselmemiz gerekiyor. Gelişim ağacında yükselebilmenin bir ön şartı da o gelişimlerin yapılabileceği çağa geçiş yapmış olmak. Bunun için de o çağa geçiş için geçerli hedefleri (nüfusun belirli bir düzeye yükselmesi, belli binaları inşa etmeniz, bazı kaynaklarda belirlenmiş stok düzeyine ulaşmanız gibi) yerine getirmeniz lazım.

Genelde ilk bakışlarda kesin kanaatlerde bulunmaktan kaçınmaya çalışırım. Sonuç olarak oyunun çıkışında işler değişebilir, erken erişim sürecinde farklı bir yola sapılabilir ve oyun başta umut edilen noktaya varmayabilir (bakınız Dune: Spice Wars örneği). Ama ben yine de New Cycle’ın gerek gelişim ağacı açısından gerek binalar ve üretilebilecek şeyler açısından çeşitlilik anlamında yeterli bir performans sergilediğini belirtmek istiyorum. Bu açıdan, oyun büyük oranda tamamlanmış gibi hissettirdi bana.

Yine bu tür oyunlarla benzerlik kurabileceğimiz bir detay, zaman zaman karşılaştığımız olaylar. Kimi zaman yerleşkenizin sakinleri bazı taleplerle geliyorlar karşınıza, kimi zaman kendilerine yeni bir sığınak arayan siviller ziyaret ediyor yerleşkenizi, kimi zaman bir başka yerleşke sizin yardımınıza ihtiyaç duyuyor, kimi zaman da daha büyük güçlerin kapınıza dayandığını görüyorsunuz. Bu olaylar, bazı görevleri tetikliyor. Başardığınızda topluluğunuzun morali artabiliyor, ek kaynaklara kavuşabiliyor, yeni dostlar (veya yeni düşmanlar!) edinebiliyorsunuz. Yeri gelmişken bir parantez açıp paylaşmış olayım, diğer yerleşim yerleriyle irtibat kurduktan sonra ticaret de yapabilir hale geliyorsunuz.

Oyunda bu gibi olayların yanında doğa olaylarıyla da karşılaşıyoruz. Kimi zaman bir yıldırım düşüp binalarınızdan birisini küle döndürebiliyor. Kum fırtınaları, yerleşkenizi toz bulutu altında bırakabiliyor. Büyük felaketimiz Güneş patlamasını hatırlara getiren ışınları gözlemlediğinizde “Bu iş nereye varacak?” diye düşünmeye başlıyorsunuz. Tabii bunun cevabını alabilmek için henüz çok erken, oyunun çıkışını beklememiz gerekecek.

Sadece bu tür doğa olayları da test etmiyor yerleşkenizi. İklim koşulları da hayatta kalma mücadeleniz üzerinde önemli etkiler gösteriyor. Kuraklık riski yükseldikçe olabildiğince kaynak stoklayıp o dönemi sıkıntısız atlatmaya odaklanıyorsunuz. Kış geldiğinde mantar toplayıp da yemek hazırlama imkânınız olmayacak haliyle, o zaman öncesinde yeterince stoklamakta fayda var, öyle değil mi?

Bu tür detaylar, oyunun stratejik boyutuna derinlik katıyor ve yaşayacağınız tecrübeyi daha keyifli kılıyor bence.

Görsel yönü hakkında da birkaç şey söylemek istiyorum. Bence temaya gayet uygun düşen bir görsel tarz benimsenmiş, tasarım açısından da iyi bir performans sergilenmiş. Gerek kullanılan renk paleti gerek coğrafya gerek yaşanan doğa olayları gerekse binalar, yaşatılmak istenen duyguyu görsel yönden de destekleyen unsurlar olarak çıkıyor karşımıza. Oyunun arayüzü de hoşuma giden yönlerinden birisi oldu.

Özetleyecek olursam; New Cycle’ın umut vadeden bir oyun olduğunu düşünüyorum. Ülkemizden çok fazla strateji oyunu çıkmıyor. Bu işi layıkıyla yapabilecek bir örnekle karşı karşıya olduğumuz kanaatindeyim. İlk bakış versiyonunda bu görüşü destekleyebilecek detaylar sunuyordu. Bundan sonrası için de oyunun çıkışını bekliyoruz artık. Sizler de takip listelerinize ekleyin derim.

> Röportaj - New Cycle’ın Geliştiricisi Core Engage ile Konuştuk

Dragon's Dogma 2'nin Çıkış Tarihi Sızdı

Gel bakalım Mart, gel

Dragon's Dogma 2'nin Çıkış Tarihi Sızdı

Avrupa derecelendirme kuruluşu PEGI sayfalarında yer bulan bilgiye göre Dragon's Dogma 2'nin çıkış tarihi 22 Mart 2024 olarak belirlenmiş. PEGI bu bilgi sızdıktan sonra sayfayı kaldırdı. Sayfada ayrıca oyunun 18 ile derecelendirildiği görünüyordu.

Capcom 28 Kasım tarihinde 15 dakikalık bir Dragon's Dogma sunumu yayınlayacak. Muhtemelen o sunumda oyunun çıkış tarihi de açıklanacak ama derecelendirmesi için gönderilen PEGI bu bilgiyi biraz erkenden sızdırmış oldu. Tabii sunumda çıkış tarihi almama ihtimalimiz de var, Capcom'un sağı solu belli olmaz.

Aslında Capcom geçen ay da 2024 Mart ayına kadar çıkacak olan "büyük ve henüz duyurulmamış bir oyundan" bahsetmişti. Ama Dragon's Dogma 2 çoktan duyurulduğu için bu kapsama girmiyor, bu da Dragon's Dogma 2'ye ek olarak o tarihlerde bir büyük oyun daha göreceğimiz anlamına geliyor.

Dragon's Dogma 2'ye dört vocation arasından (fighter, mage, thief ve archer) seçim yaparak başlayacağız ve oyunda ilerledikçe yenileri açılacak.

Parolamı Unuttum