Trine 4: The Nightmare Prince - İlk Bakış

Özlemişiz yahu :)

Modus Games ve Frozenbyte, Trine serisinin yeni üyesi Trine 4: The Nightmare Prince ile karşımıza çıkmaya hazırlanıyorlar. Çıkışına yaklaşık 1 ay kadar bir süre kalmışken oyunu denemek ve ilk izlenimlerimizi sizinle paylaşmak imkânı çıkınca hayır diyemezdim, öyle değil mi :) Hem anıları yad etmek hem arayı kapatmak hem de yeni maceramıza hazırlanmak için bahane oldu, bence güzel de oldu. Buyurun ilk bakışımıza…

Eski ekibi toplayalım…

Büyücümüz Amadeus, şövalyemiz Pontius ve hırsızımız Zoya… Birbirinden farklı yetenekleriyle 3 karakterimiz, Astral Academy’den gelen davet mektuplarıyla kaybolan Prens Selius’u bulmak üzere yepyeni bir maceraya atılıyorlar.

Serinin dördüncü halkası, Trine’ı sevdiren detayların üzerine koyup, özellikle üçüncü oyunda takipçilerden gelen eleştirileri aşmak gibi bir hedefle yola çıkmış. Üçüncü oyunda hikâyenin eksik bırakılması eleştiri konusuydu. Şimdi bu konunun üzerine eğildikleri görülüyor. Bir de serinin önceki iki oyununun aksine 3. boyuta geçiş yapmış ve bu da kimilerince beğenilmemişti. Dördüncü oyun 2,5D olarak çıkıyor karşımıza. Amaç seriyi tekrar sevilen, beğenilen bir seri haline getirmek ve bunu başarabilecek bir havası olduğunu söylemek mümkün.

Ön inceleme kopyasında oyunun üç karakterinin hazırlık bölümleri yanında ana hikâyenin 3 bölümü yer alıyor. Seriyi bilmeyenlerin de işin içine rahatlıkla girebilmesini sağlayan hazırlık bölümlerinde karakterleri ve özelliklerini birer birer tanımak imkânı bulurken esas bölümlere geldiğimizde her bir karakterin nev-i şahsına münhasır özelliklerini kullanarak çeşit çeşit bulmacaları çözmeye ve düşmanları alt etmeye çalışıyoruz. Bölümün finalinde de bizi bir boss savaşı bekliyor.

Oyunu diler tek kişi dilerseniz dört kişiye kadar yerel veya online co-op oynamak mümkün. 2 kişi yerel co-op oynamak imkânımız oldu ve bunun gayet keyifli bir deneyim olduğunu söyleyebilirim. Aynı anda değişik karakterlerin kendilerine has özelliklerini kullanıp bulmacaları çözmek ve boss savaşlarında bir karakterle ana düşmanı oyalayıp diğeriyle yancıları haklamak, sonrasında da ana düşmana sağlı sollu girişmek gayet eğlenceli.

Oyunun görsel tasarımı bir yandan geçmiş oyunların mirasını taşıyor bir yandan da günümüz oyuncularına hoş görünebilecek bir çizgide ilerliyor. Renk paleti gayet hoş. Karakterler, düşmanlar ve dünya seride alıştığımız şekilde gayet güzel tasarlanmışlar. Görsel tasarımı oyunun herhalde en az eleştirilebilecek yönlerinden birisi olacaktır.

Toparlarsak; oyun gayet keyifli gidiyor ve üçüncü oyundaki sorunları büyük oranda aşmış gibi görünüyor. Ama devam eden bir sıkıntı söz konusu, teknik problemler. Ön inceleme esnasında 4-5 defa kitlendi ve oyunu yeniden başlatmak durumunda kaldım. Bir de kamera açısının sıkıntılı olduğu ara sahnelere denk geldim, karakterlerin vücutları görünüyor, ama yüzlerini göremiyorduk. Umuyorum ki oyunun çıkışına kadar geçecek dönemde bu sıkıntılar aşılır. Bunun dışında hemen her şey yolunda görünüyor. Grafikleri gayet hoş. Bulmacaları da düşmanlar ve boss savaşları da gayet güzel. Co-op oynanış ayrı bir keyif. Dolayısıyla, takip listenize almakta fayda var sevgili Oyungezerler, bu yılın başarılı platform oyunlarından birisi ile buluşmamıza 1 ay kalmış gibi görünüyor:)

Tür: Aksiyon/Bulmaca-Platform

Yapım: Frozenbyte

Dağıtım: Modus Games

Çıkış Tarihi: 8 Ekim 2019

YORUMLAR

Son Jeton - The Longest Journey

En uzun yolculuk, en unutulmaz macera

Son Jeton - The Longest Journey

League of Legends Türkiye Büyük Finali’nin Şampiyonu Royal Youth Oldu

Türkiye’nin ilk ve en büyük profesyonel espor liginde büyük final heyecanı

League of Legends Türkiye Büyük Finali’nin Şampiyonu Royal Youth Oldu

Vodafone Freezone Şampiyonluk Ligi’nde 2019 Yaz Mevsimi’nin en iyisi belli oldu. Espor tutkunlarını Riot Games Espor Sahnesi’nde buluşturan ve 1 milyona yakın izleyicinin ekranlardan takip ettiği büyük finalin sonunda kupanın sahibi, rakibini 3-2’lik skorla mağlup eden Royal Youth oldu. Tansiyonun bir an olsun düşmediği final mücadelesinde, TBF tarihinde ilk kez final serisi 5 maça kadar uzadı.

Riot Games Türkiye tarafından bu yıl yedinci kez gerçekleştirilen ve Türkiye’nin en büyük espor etkinliklerinden olan Vodafone FreeZone Şampiyonluk Ligi Türkiye Büyük Finali’nde yıldızlar, şampiyonluk için mücadele etti.Bahçeşehir SuperMassive ile Royal Youth arasında geçen zorlu mücadelede Royal Youth, geriden gelerek başladığı final serisinde son düzlükte rakibini geçerek şampiyonluk ipini göğüsledi.


Büyük Final günü Riot Games Espor Sahnesi 1.000’den fazla League of Legends ve espor tutkununu ağırlarken, Sahne’nin yanında kurulan festival alanı da 2 binden fazla espor tutkununu sabahın erken saatlerinden itibaren bir araya getirdi. Tüm gün devam eden aktivitelerle Büyük Final heyecanını doyasıya yaşayan ziyaretçiler, festival alanında LoL ve LoLespor dünyasının tanıdık yüzleriyle bir araya geldi. Ayrıca YouTube, Twitch ve Facebook üzerinden yapılan canlı yayınlarla 1 milyona yakın kişi de bu büyük heyecana ekranları başında ortak oldu.

Büyük finalden galibiyetle ayrılan Royal Youth, Ekim ayında Berlin’de başlayacak ve 10 Kasım’da Paris’te noktalanacak League of Legends Dünya Şampiyonası’nda, bilinen adıyla Worlds’de ülkemizi temsil edecek.

 

 

Unutulmaz Oyun Müzikleri: Diablo - Tristram

Nota nota, nefes nefes içime işleyen müziklerde bu haftanın konuğu…

Unutulmaz Oyun Müzikleri: Diablo - Tristram

[ Haftalık Unutulmaz Oyun Müzikleri köşemizde hafızalarımızdan çıkmak bilmeyen, hepimizde derin izler ve tatlı anılar bırakan oyun müziklerini birlikte hatırlıyoruz. ]

Diablo denildiği vakit benim için akan sular durur. İlk oyunu kaç kere bitirdiğimi unutmuş durumdayım, inanın. İkinci oyunu da, üçüncü oyunu da yıllar boyu bekledik. Dördüncüsünü beklerken herhalde torun torba sahibi olacağız :) (Immortal faslına hiç girmeyelim lütfen, mazi kalbimde bir yaradır)

Diablo’yu bu kadar farklı, kimileri için vazgeçilmez kılan neydi diyecek olursanız üşenmem, sayfalar dolusu yazarım. Ama konumuz başka, o hafızalarımıza kazınan oyun anlarından ziyade yine hafızalarımıza kazınan bir oyun müziği, Tristram…


Diablo / Matt Uelmen - Tristram

Matthew Francis "Matt" Uelmen, oyun müzikleri konusunda gerçekten çok başarılı işlere imza atmış bir isim. Diablo I-II, Starcraft, World of Warcraft gibi Blizzard oyunlarının yanında daha sonradan katıldığı Runic Games oyunları Torchlight I-II ve Hob için de müzikler besteledi. Kimilerine göre Blizzard’ın bugünlerde eksikliğini çektiği şeylerden birisi de Uelmen müzikleri. Zira onun eserleri oyunlara bir başka hava katıyor, atmosferi oluşturan başat unsurlardan birisi haline  geliyordu. Bu sayede saygı duyulann bir kariyere sahip olduğunu söylemek mümkün. İşte bu başarılı kariyerin belki de ilk kilometre taşı bundan 22 sene önce ilk Diablo oyunuyla atıldı.

Diablo’ya ilk başladığımız anda Tristram adlı bir kasabayı ziyaret ediyorduk; bütün hikayenin başladığı nokta… O kasabaya bir yabancı olarak gelsek de maceramız adım adım ilerledikçe bizim evimiz haline gelmeye başlıyor, kasabadakileri koruyabilmek için katedralin derinliklerindeki melun yaratıkların, Cehennemin hizmetkarlarının köküne kibrit suyu dökmek boynumuzun borcu oluyordu.

İşte bu kasabanın adıyla anılan bir de parça yer alıyordu oyunda. Aslında oyunun bir özeti gibiydi; içinde her duygudan biraz barındırıyordu. Biraz umut, biraz yeis, biraz korku, biraz cesaret, biraz öfke, biraz acıma ve çok daha fazlası… Oyunun atmosferini o kadar güzel tamamlıyordu, oyunla o kadar özdeşleşiyordu ki bu parça, yalnızca ilk oyunda değil ikincisinde de kendisine yer bulmuştu. Hatta üçüncü oyunun duyurusu bu parça ile yapılmış, oyunda ise New Tristram kasabası gibi bir de New Tristram parçası karşımıza çıkmıştı.

Diablo denildiğinde Tristram, Tristram’ı duyduğumuzda Diablo aklımıza geliyorsa, unutulmaz oyun müzikleri arasında anılmayı hak ettiğinden de şüphe etmemek lazım, öyle değil mi?

Parolamı Unuttum