Jurassic World Evolution 3 - İnceleme

Biz buraya dinozorları kurtarmaya geldik, misyonumuzdan şüphe edenleri DIN’e davet ediyorum

Yeni nesil dinozor parkı yapmaktan anlamıyor azizim... Melez dinozor diye Alien yapanı mı ararsın, topukluyla T-Rex’ten kaçanı mı... Ama olmuyor. Bu değil, bu değil, bu hiç değil! Kendi dinozor parkımı yapacağım!

Eğer son çıkan Jurrassic World filmlerini izlediyseniz neden bahsettiğimi anlamışsınızdır. Gerçekten de olmuyor. Dominion’da Jurrasic Park tadını yakalamak için orijinal kadroyu bile getirmişler, hatta filmin birçok sahne ve konseptini de ilkinden araklamışlar ama yine olmamış; ruh yok, ruh! Doğrusu Jurrassic World filmlerinden aldığım keyfin on, hatta yüz katını şu oyundan aldım. Dinozora doydum vallahi, ama dinozorlar bana doyamadı. Neden? Çünkü tamircinin, mühendisin, bilim insanının parasını eksik etmiyorum da ondan! Her köşede bir acil durum sığınağı! Oyunda DIN (Dinosaur Integration Network) olarak misyonumuz dinozorları korumak ve rehabilite etmek. Biosyn’e, InGen’e benzemiyoruz kısacası. Peki neden doğal yaşam alanı yerine dinozor parkı yapıyoruz? Çünkü para lazım. Kilometrelerce elektrikli çit, etçillere et, otçullara bilmemkaç metre boyunda yetişmiş ağaç... Laboratuvarıydı, şusuydu busuydu derken para su gibi akıp gidiyor. Bilim insanlarına bastığımız Silikon Vadisi’ni kıskandıracak maaşlara hiç girmiyorum bile!

E ne yapacağız? Geçmişe bakıp John Hammond’ın iyi yönlerini alacağız arkadaşlar. Kabul edelim adamın vizyonu vardı. Güvenlik açıkları olmasa o park para basardı, söyleyeyim. Para basmak da gerekiyor açıkçası zira bir dinozor üretmek bile ufak çaplı bir ülkenin milli gelirine sahip olmayı gerektiriyor resmen. Yumurtasını sentezlemeye 1 milyon dolar harcadığınız Megalodon’u sırf asabi çıktı diye çöpe atıp yenisini yapamıyorsunuz haliyle. Aslında keşke satabilsek o dinozorları. Mutlaka bir yerlerde vahşi bir Megalodon’a ihtiyacı olanlar da vardır. Mesela Kim Jong Un, eminim ki eniştesini sıradan köpekbalıkları yerine...

…neyse, misyonumuz var evet. Biz dünyanın dört bir yanına topladığımız dinozorları ıslah edip rahat ettiriyoruz. Öyle kolay kolay da rahat etmiyorlar ama şimdiden söyleyeyim. Neredeyse ağaçları tek tek dikecektim mekâna, o derece. “Yeterince yüksek yaprak yok.” Koyalım. “Biraz da su olsun.” Ekledim. “Şimdi de hiç koşturacak çayır çimen kalmadı.” E ama?!?! Hele bir tanesi var beni çileden çıkardı. Devasa akvaryumda bir çift Mosasaur. Bir tane dişi yavruları oldu, annesi tutturmasın mı “Bu havuzda çok fazla dişi var!!!” diye. Milyon dolarlar harcayıp bir tane daha erkek ürettim sayıları eşit olsun diye. Yok, bana mısın demiyor! O senin yavrun be, yavrun! Balık kafalı! Salacaktım Meg’i şunların yanına, görecekti dişi... İstenmeyen dinozorlardan kurtulmanın bir yolu olması lazım. The Sims taktiklerine başvurmak istemiyorum…

Oyunun en büyük eksisi zaten havuzlar. Sadece daire şeklinde yapabiliyorsunuz ve yanına daireler ekleyerek genişletebiliyorsunuz. Haliyle dar alanlarda tam bir eziyet haline geliyorlar. Bir de içine bir şey eklemeye çalışın… Kolaysa! Bir tane yuva koyayım da üresinler dediniz mesela. Hayır, o alanda şu an bir dinozor var! Şimdi de öbür dinozor orada. İmkânsız! Vazgeçtim, üremesinler kardeşim. Yani hepsini bayıltıp yeni havuza mı taşıyayım ne yapayım? On tane dinozor var orada! Hiçbiri de birlikte yaşamak istemiyor. Açıkçası su dinozorları konusunda bambaşka beklentilerim vardı bu oyundan. Hele ki bize masmavi suları olan adalar verince demiştim ki “Tamam adanın kenarına şöyle doğal yaşam parkı gibi kuracağız burada, Mosasaur’lar yunus gibi atlayacak.” Olamadı.

Halbuki karada harikalar yaratabiliyoruz. Gerçekten de bu sefer çok güzel olmuş; gerek senaryo gerekse Sandbox modunda park yaratmak çok keyifli. En baştan başlayayım, senaryo modu yine önceki oyunda da olduğu gibi “Bu parkı ancak sen adam edersin!” diye başlıyor. Alışık olduğumuz bir durum, yine elinizden tutarak birkaç standart şeyi öğretiyor: Dinozorların yaşayacağı yeri yapmak, rahat ettirmek, kontrol ve bakım binaları ve tüm bunları çalıştıracak elektrik sistemleri... Ve tabii ki de hepsini araştıracak geliştirecek bilim insanları. Sonrasında da parktan nasıl para kazanılır temalı kısa bir sekans. Bu temelleri size öğrettikten sonraysa hiç işi uzatmıyor, fırlatıyor sizi aksiyonun içine! Açıkçası açılışı kısa tutmaları beni memnun etti, oyunun sürekli neyi nereye koyacağımı dikte etmesi hoşuma gitmiyor.

Onun yerine ben size dikte edeceğim!! , öhm tavsiye vereceğim. Sonunuzun Dr. Hammond’ın sonu gibi olmaması için yapılması gerekenler:

Öncelikle Control Room başucu kitabınız olsun. Yönetimden fosillere, bilim insanlarından kazı haritalarına kadar her şey bu ekranda. Sağ alt köşedeki kontratlar size hem para hem de şöhret getiriyor. 3 konuda şöhretiniz var: Dinozor koruma, Eğlence sektörü, Güvenlik. Bunları kontratlarla arttırmak çok çok kolay olduğundan ilk aşamada asıl önem verdiğiniz şey para olsun. Özellikle yavru dinozorların fotoğrafları para basıyor, fotonun kendisinden 100 bin, “En az 50k değerinde foto çek” kontratından da 500 bin alıp bu parayı hemen parkın ihtiyacı olan şeylere yatırabilirsiniz. Paraya sıkıştığınızda fotoğrafçılık aklınızda olsun yani. Bazı kontratlarsa zaten ulaşmak üzere olduğunuz şeyleri isteyecek sizden. Yani dakikada 980 dolar kazanıyorsunuz, kontratta 1000 kazan diyor mesela. Hemen kabul edin, kontratların sınırı yok. Bitirir bitirmez yenisini alın. Baktınız başaramayacak gibisiniz ya da çok uzun sürüyor, atıp yenisini alın.

Sol alt köşede göreceğiniz müşteri memnuniyeti kısmında parkınızın yıldızını arttırmak için gerekenleri göreceksiniz. Her parkın kendine özel kondisyonları oluyor. Ama sabit olan bir iki şey var: Amenities, yani olanaklar.  Yeme içme, alışveriş, tuvalet, otel gibi işin müşteri rahatlığıyla alakalı kısımları. Bunların alayı bir tane dinozor üretmekten daha ucuz olduğu için götürüsü az fakat getirisi yüksek şeyler, asla ihmal etmeyin. Amenity Coverage haritasından bakıp neyin eksik olduğunu kolayca görebilirsiniz. Arada bir yeme-içme ve alışveriş binalarını konfigüre etmeyi de unutmayın. Müşteri profiliniz değiştikçe beklentileri de değişiyor. Sushi yerine hamburger satmak ve kapının önüne armut koltuk atmak size dakikada 50 bin daha fazla para getirebilir.

Bu tavsiyelerimle ceplerinizi doldurduysanız şimdi gelelim bu parayı en efektif harcama şekline! Birinci önceliğiniz en gerekli binaları yapmak olmalı. Zaten oyun bu kısmı size öğretiyor. Sonra Maintainance Post’larla bütün binaları kapsadığınızdan emin olun ki onlar işi otomatik halletsinler, size gerek kalmasın. Ranger Post’lar ve de tüm dinozor alanlarını kapsadığınızdan emin olun ve her Ranger Post’a bir de sağlık ünitesi ve Response ünitesi atayın. Bunlar da dinozorlarınız hastalandığında otomatik olarak konuyla ilgilenecek ya da kaçtıklarında bayıltıp yakalayacak olan birimler.

Her şeyi otomatiğe bağladıktan sonra gelelim geliştirmelere. Geliştirme için araştırma lazım, araştırma için de bilim insanlarına ihtiyaç var. Bunlar da 3 farklı yetenekle geliyor: Lojistik, Genetik, Sağlık. Binalarınızı geliştirecek olan özellikler genellikle Lojistik oluyor, buna ilk aşamada öncelik verin. Sonrasındaysa hepsine ihtiyacınız olacak; ben aşağı yukarı eşit tutmaya çalıştım bu yetenekleri. Bilim insanlarını işe alırken maaş beklentilerini boş verin, önemli olan şey ekstra özellikleri. Bazı ekstralar inanılmaz faydalı oluyor. Mesela saha araştırmalarını yarı fiyatına yapan bir lojistik uzmanıyla yarı sürede iş yapan uzmanı bir arada yollayın. İşi hem yarı zamanda hem yarı fiyatına bitirsinler. Kalan parayı yılbaşı bonusu olarak ceplerine koyabilsem yapardım, hak ediyorlar valla. Gözünüz Faster, Cheaper ve her derde deva Positive Influence özelliklerinde olsun. Hammond değilseniz Disloyal gibi olumsuz özelliği olanları almayın tabii ki. Ya da aksiyon arıyorsanız alın ama sonra bana gelip de “Bunlar bizim dinozorları el altından satıyormuş!!” demeyin.

Bilim insanlarını ihtiyaç oldukça alın ve dengeli bir ekip kurmaya özen gösterin ve ilk fırsatta da Staff Center 2 geliştirmesini yapın böylece yetenek puanlarını daha da arttırabilirsiniz. Bunun dışında Power 2 geliştirmesini de erkenden yaparsanız benzine bağımlılıktan kurtulur çok daha ucuz ve stabil elektrik hatlarına geçersiniz. Yine de sabotaj riskine karşılık bir iki tane jeneratörü el altında tutmanızı tavsiye ederim.

Parkınızı ve para akışınızı stabil hale getirdikten sonra gen modifikasyonlarına başlayabilirsiniz. Bunlar belli bir miktarda genom açmış olmanızı gerektiriyor yani bol bol saha araştırması yapmalı ve topladığınız genleri sentezlemelisiniz. Genetik modifikasyonlar sayesinde dinozorlarınızı daha uysal, daha arkadaş canlısı ve üremeye yatkın yapabileceğiniz gibi renklerini de değiştirebilirsiniz. Ben renk değiştirme işini çok sevdim, pek sevimli oldu keratalar. Hem erkek ve dişilere farklı renk atayarak bir bakışta anlama olanağı vermesi de cabası.

Buraya kadar geldiyseniz zaten tecrübeli park yöneticisi olmuşsunuz demektir, başka tavsiyem yok. Kafanıza göre takılın, hibrit mibrit yapın. En akıllı dinozorları siz üretin ki dünyayı ele geçirsinler. Yürüyün be!

İlk park projemizin altından kalkıp, şöyle az ayaklarımı uzatıp da dinleneyim dediğiniz anda da hoop kendinizi yeni bir projeye fırlatılmış buluyorsunuz. Malum işini iyi yapanı asla rahat bırakmazlar. Vay efendim Çin’de doğal yaşam alanı, Japonya’da el değmeden kafese sokulmuş vegan dinozor parkı, Endonezya’da salgın hastalıklara karşı aşı çalışmaları... Hatta Malta’da dinozor mafyasına borcu olan parkı bile kurtarıyoruz ayaklarına sıkmadan... Filmleri izleyenler ortama aşinadır ama biz aksiyona girmiyor ve borcumuzu paşa paşa ödüyoruz. Güzel kardeşim, şeyi sormak istiyorum… Siz hangi kafayla kara borsada dinozor satan tiplere borç taktınız ya? Adamlar evde raptor besliyor ya hani…

Neyse, olan olmuş artık. İyi tarafından bakarsak bu sefer projelerimizi yarım bırakmak zorunda değiliz. Biz Malta’da borç batağındayken bir yandan Çin’de kurduğumuz 5 yıldızlı park çılgınca para basıyor mesela. Ha oradaki parayı bir cebimizden alıp öbür cebimize koyamıyoruz (vergisiyle vürgüsüyle uğraşmak zor herhalde) ama genom araştırmaları ortak! Sonuçta bilgi paylaşmak kolay. Mesela Çin’de 20 tane bilim adamınızla bir sürü dinozorun genomunu dizdiniz mi? Süper, o verilerle hemen Malta’da üretime geçebiliyorsunuz. Böylece (zaten var olmayan) milyonlarınızı genom araştırmalarına harcamak zorunda kalmıyorsunuz. İstediğiniz anda bölgeler arası geçiş yapabildiğiniz için bu özelliği görevlerinizi hızlı hızlı tamamlamakta kullanabilirsiniz. Hiç kullanmayıp kendinize ekstra zorluk da çıkarabilirsiniz tabii ki, size kalmış.

Genel olarak kendinize zorluk çıkarmayı seven biriyseniz, ne bileyim herkes normal normal oynarken kendinizden on seviye yüksek yaratıklara dalasınız falan geliyorsa Challenge modu sizi memnun edecektir diye düşünüyorum. Burada kötü yönetimden tutun para kıtlığına her türlü enkazı devralıp ortalığı çekip çevirebilirsiniz. Zorluk çıkarmak demişken, oyun da tabii sizden belalı olmasın, iş çıkarmaktan geri kalmıyor. Kum fırtınası gibi doğal felaketleri şöyle bir kenara koyalım, bir de aktivist gruplar çıktı başımıza. Dinozorların ölüp gitmesi taraftarı olan “Extinction Now!” hiç beklemediğiniz anda elektriklerinizi kesiyor, barınak kapılarını bozuyor... Ondan sonra her yere dağılmış 15 Dilophosaurus’u topla toplayabilirsen. Kaç metreye asit tükürebiliyordu bunlar?

Yetmedi mi? Daha sayacaklarım da bitmedi zaten. Sandbox modunda ister sorunların sizi teğet geçtiği, sıfır müşteri ve sınırsız paraya sahip olduğunuz dinozor cennetini yaratın isterseniz de her türlü çorabı kendi başınıza örün. Olanaklar gerçekten de sonsuz gibi. Bir de üstüne Workshop modu sayesinde oyundaki eşya ve binalara kendiniz tasarım yapabiliyor, başkalarının tasarladıklarını da indirip kullanabiliyorsunuz. Komple vahşi batı ortamında park yapmak mümkün yani. Ya da Kyoto merkeze Brontosaurlar inmiş gibi nefis huzurlu zen bir ortam. Tabii başkalarının yaptığı komple haritaları da indirebiliyorsunuz – ki bu noktada hepimizin tahmin edebileceği gibi Isla Nublar yapmayanı dövüyorlar. Kısacası Jurrassic Park seviyorsanız bu oyun sizi uzun süre oyalar.

SON KARAR

Yüzen ve uçan dinozorları da doğal park ortamına entegre etseler benden on puan alabilecek oyundu, yine de şimdiye kadarki en iyi dinozor parkı ve en severek oynadığım Management/Tycoon oyunu oldu.

Jurassic World Evolution 3
Harika
9.0
Artılar
  • Bebek dinozorlar çok tatlış
  • Her türlü kişiselleştirme opsiyonu
  • Ian Malcolm yorumlarıyla yine şenlendiriyor
  • Farklı zorluklar ve mücadeleler sunması
  • Workshop desteğiyle yapılabilecekler gerçekten arşa çıkıyor
Eksiler
  • Su dinozorları ve kanatlıların derdiyle uğraşmak pek de keyifli değil
YORUMLAR
Parolamı Unuttum