Neden önemli yatırımcılar ve biliminsanları yapay zekaya karşı bizi uyarıyor?
Devamını okuRoguelike FPSleri, bulmaca ağırlıklı olanları… Kısacası genel olarak deneysel FPS’leri seviyorum. Yanlış anlamayın, bir elimde silah adam vurmak çok eğlenceli ve Wolfenstein 3D’den bu yana bıkmış değilim. Yine de insan arada bir çeşitlilik görmek istiyor.
BIOS’a bir FPS-parkur oyunu diyebiliriz. Amacınız sağ salim ve çabucak bitiş noktasına ulaşmak. Koridorların, labirentlerin içinde koşturuyor, önünüze çıkan taret ve düşmanlara ateş edip indiriyorsunuz. Alışmak için biraz zaman vermeniz gerekebilir zira bir yandan koşup bir yandan şarjör değiştirmek zorluyor ve hareketsiz durduğunuz her saniye aleyhinize işliyor. Yediğiniz birkaç mermi ve rokette öldüğünüzü düşününce kazanmak için bir taktik geliştirmeniz şart. Düşmanlarınızı yok ederek az bir sağlık puanı kazanabiliyorsunuz ama en iyisi pek uğraşmamak.
Strike modu az önce anlattığım gibi. Anomaly’de ise parkurlarda size zombiler de eşlik ediyor ve onların yanından sıvışmanız gerekiyor. Co-op modunda bu kez bir arkadaşınızı yanınıza alıp birlikte tabanları yağlıyorsunuz. Kendisini deneme imkânım olmadı çünkü hem sunucular boştu hem de oyuna sahip bir arkadaşım yoktu. Toplamda 8 farklı mekâna ait 34 kadar görev bulunuyor. Az gelebilir ama normal zorluk seviyesinde bile peş peşe ölüyorsunuz ve bölümün sonuna yaklaşana kadar defalarca kez denemeniz gerekebiliyor. Normali böyleyse zorda yandık diye düşünüyorsunuz ve hakikaten de öyle oluyor.

Unreal 4 motorunu kullanan oyunun en büyük eksiği ortada bir hikâyenin olmaması. Böyle bir oyundan nasıl bir hikâye bekliyordun ki diye sorabilirsiniz belki. Ama düşünecek olursanız bir başka deneysel FPS olan SUPERHOT’ın olayı siz hareket ettiğiniz müddetçe zamanın akması ve karşınıza çıkan tüm kırmızı adamları vurmaktı. Buna rağmen oyundaki asıl amacı destekleyen kısa bir senaryo modu bulunuyordu, BIOS’ta bu yok. Ana senaryosu çıkartılmış bir oyunun, bitirdiğinizde açılan modlarını oynuyor gibi hissediyorsunuz.

Bir diğer eleştirim de BIOS’u özel yapan parkur temelli oynanışın, öncüleri Mirror’s Edge ve Dying Light’ın gerisinde kalması. Koşup engellerin üzerinden atlıyorsunuz ama ne duvarda yürüyebiliyor, ne engellerin üzerine tırmanabiliyor, ne de yerde kayabiliyorsunuz. Benim gibi detaylara fazla takılan biriyseniz doyurucu bir parkur deneyimi yaşamanız güç. İçinizden yüksek puan almak için kasmak gelmiyor. BIOS, güzel bir fikrin yeterince iyi işlenemediği bir FPS olmuş. Erken erişimden tam sürüme bu şekilde geçmesi düşündürücü ama umarım zamanla daha iyi olur.
Artılar:
- Piyasadaki FPS’lerden farklı
- Tadımlık, hızlı oynanış
- Bölüm açıklama yazılarını okumak keyifli
Eksiler:
- Hikâye yok
- Parkur elementleri eksik
Son Karar: Çeviklik isteyen zor oyunları seviyorsanız indirim zamanı bir göz atabilirsiniz.
















