Clair Obscur Üzerine Düşünceler

Sanat, sanat için midir?

Kişisel oyun tarihimde çok fazla oyundan etkilendim, biraz ayran gönüllüyüm, beni yakalayacak ufacık birkaç detay olsa bir oyuna şıpsevdi gibi düşüveririm. Lakin hayatım boyunca 10 üzerinden 10 dediğim sadece iki oyun oldu. Red Dead Redemption 2 ve Clair Obscur. 

Clair Obscur ile ilgili bir şeyler karalama fikri epeydir aklımda vardı ama beni bu kadar çarpan bir oyun için sıcağı sıcağına o şehvet duygusuna kapılıp sonradan pişman olmak istemedim. Aradan takribi bir ay geçti ve bu tutku pek bitecek gibi durmuyor. Bunda da sanırım aslan payı oyunun olağanüstü müziklerine ait. Fakat sadece müzikler değil Clair ile aramızdaki aşkı anlatacak olan şey, genel bir hissiyat meselesi. 

Aruz Vezni 

Şiir ile epey haşır neşir bir insan olarak Divan Edebiyatı ve Halk Edebiyatı muharebesinde her daim halkçı bir insan olmuşumdur. Okuma yazma dahi bilmeyen aşıkların parmak hesabıyla yazdıkları o muhteşem şiirler beni de gaza getirmiştir. Ancak gizliden gizliye Divan'ın o Aruz Vezni ile yazılmış şaheserlerine de hayran hayran dalmayı pek severim. İşte Clair Obscure de adeta bir Aruz Vezni inceliğiyle, nakış nakış işlenmiş tutku dolu bir iş. Her köşesinde, her detayında bir aşk var. 

Halk şiiri gibi toplumsal mesaj kaygıları yok, ortada bir toplum olsa da hikayemizin bununla ilgisi yok... Bir düş dünyasının bozuk bir gerçekliğe toslaması, bir döngüye kısılmış kaybetme korkusundan mustarip hepimizin yaşayabileceği ikilemleri yaşayan insanlar topluluğunun bireysel kaygıları. Bir de tüm bunların umut sosuyla servis edilmiş sorgulanışları. Clair Obscure insanın içini çok fazla yerden gıdıklamayı başarıyor. 

Aldanma Ki Şair Sözü Elbet Yalandır 

"Eğer dese ki Fuzuli güzellerde vefa var,
Aldanma ki şair sözü elbette yalandır." 

Fuzuli'nin vakt-i zamanında satırlara döktüğü şu dizeleri Clair Obscure'e cuk oturuyor. Zira bir oyunun bu kadar güzel gözüküp insanı bu kadar derbeder edebilmesi ancak divan şiirlerinde gözükecek bir tezattır. Dedim ya nakış nakış aruz vezni gibi işlenmiş bir oyun daha ilk anında sizi bir umutsuz aşk ile sarsıyor. Yetmiyor hüzünlü melankoninize baltayla girişiyor ve dımdızlak bir şekilde ormanın ortasında intihara meyilli bir şekilde hayata başlatıyor. 

Böylesine başlayan bir hayattan ise tıpkı bir kaktüs çiçeği gibi imkansız koşullarda umut tohumlarını filizlendirmeyi başarıyor. Belki de oyunun bu kadar çarpıcı bir başlangıcı olmasa içine girmek de bu kadar kolay olmayacaktı. Ancak ilmek ilmek işlenmiş bir tablonun içinde yaşar gibi Clair Obscure'un her anını yaşadım. Bundan mütevellit olsa gerek ki oyun bittikten sonra dahi her dizesinde, her fırça darbesinde başka bir anlam aradım. İlginçtir ki Clair Obscure'un anlatacak hikayesi de hiç bitmedi.

Baki Kalan Bu Kubbede Bir Hoş Seda İmiş 

"Avâzeyi bu aleme Davûd gibi sal,
Bâki kalan bu kubbede bir hoş seda imiş"

Hayatta baki kalan çok fazla şey yok sevgili Oyungezerler. Etrafımızda gördüğümüz çoğu şey çok değil birkaç yıl sonra önce anlamını sonra da varlığını kaybedecek. Koskoca dünya tarihinin minicik bir parçası olan insanoğlu da bu kısıtlı zamanda ölümsüzlükle kafayı kırmış durumda. Lokman Hekim misali şahsi bir ölümsüzlük gayesi olmayan birkaç kafası kırık insan da gerçek ölümsüzlüğü arkalarında bıraktıkları mirasa gizlemeyi başarmış durumda. 

Clair Obscure bugün belki birkaç milyon insan tarafından anlaşılacak, kimileri burun kıvıracak. "Sıra tabanlı oyun mu olur yea" "Bu ne hacı abi içimiz sıkıldı yok mu vurdulu kırdılı bir şey" naraları arasında yeni nesil AEZAKMI yazma heyecanıyla tarihin tozlu sayfalarına gömülecek. Ancak çok eminim ki bundan belki beş yüz belki bin yıl sonra eğer insanlık var olursa ve bugünlere dönüp bakarsa sanat anlamında Clair Obscure'e hayran kalacaklar. Bugün bizim Mona Lisa'ya Davut Heykeli'ne baktığımız gibi bakacaklar. Muhtemelen o zaman da bunu anlamayanlar olacak ama Clair Obscure ilelebet payidar kalacak. 

YORUMLAR
Parolamı Unuttum