Korku oyunlarını ve PvP'yi sevenler için yeni, oldukça heyecan verici bir oyun geliyor. Hunt: Showdown!
Crytek tarafından geliştirilen ve gayet başarılı bir atmosfere sahip olan oyunda bir yandan yaratıkları ve şeytanları avlamaya, onlardan düşen ganimetleri alıp haritadan kaçmaya çalışırken bir yandan da diğer oyuncular tarafından öldürülmemeye ya da onların canını ve malını almaya çalışıyoruz.
Korku ve PvP temalı başka oyunlar da var. Mesela DayZ ve H1Z1 ilk akla gelenler. Fakat Hunt: Showdown'ı gördüğünüzde bahsettiğim korku faktörünün bu oyunlardakilerle kıyaslanamayacak olduğunu fark edeceksiniz. Sizi en çok etkileyen, gerçekten korkutan oyunları düşünün, işte Hunt'ta böyle bir deneyim yaşayacaksınız.
Hunt: Showdown takım oyununa dayalı bir oyun. İkişer kişilik 5 takım tarafından oynanan maçlarda görev basit: Şeytanı bul, öldür, lootu kap ve ölmeden haritadan kaç. Fakat işler öyle buraya yazmak gibi kolay değil. Çünkü oyunda başarılı olmak için gerçekten de zorlu yaratıklarla savaşmalı ve diğer oyuncular tarafından öldürülmekten kaçınmalısınız.
Her takımın haritanın bir köşesinde/sınırında başladığı maçta ana hedef şeytan olarak tabir edilen büyük yaratıkları avlamak. Şu ana kadar anladığım kadarıyla bu şeytanlardan 3 tane oluyor ve yerleri belirtilmiyor. Onları bulmak için bataklıklara gire çıka yola devam etmeli, arkamızı kollamalı ve portal olarak geçen şeyleri bulup aktif etmemiz gerek. Toplamda 3 tane olan bu portallardan her birini aktif hale getirdiğimizde anlık olarak şeytanın gözünden görüyor ve onun nerede olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Üçünü de aktif edersek avımız haritamızda işaretleniyor. Fakat tahmin edebileceğiniz üzere 3 portalı da bulmak oldukça zorlu bir mücadeleye dönüşüyor.
Haritada birçok küçük yaratık var ve bu arkadaşlar ışık gördüklerinde direkt oraya gidiyorlar. İşin kötü yanı; haritada can/sağlık doldurabileceğimiz yerler ve şeytanların çıkabileceği yerler aydınlık alanlar. Yani bu alanlara gittiğimizde hem küçük yaratıklar hem de diğer oyuncular tarafından fark edilebiliyoruz. Bu yüzden özellikle şeytanların çıkabilecekleri yerlere girmeden önce kendisinin orda olduğundan emin olmak gerekiyor. Aksi takdirde hem kıymetli cephanemizi yakacak, hem ölümle burun buruna gelecek hem de oradan elimiz boş ayrılacağız.
Şeytanı bulup öldürmek pek de zor değil aslında. Asıl zorluk bundan sonra başlıyor. Şeytanı öldürdüğümüzde ganimeti alabilmek için onu cehenneme göndermemiz gerekiyor. Fakat cehenneme gönderme işlemine başladığımız gibi haritadaki tüm takımlara bilgilendirme yapılıyor!
Burada iki seçeneğimiz var. Ya şeytanı bulduğumuz gibi öldürmeli ve olabildince hızlı ve güvenli şekilde cehenneme gönderme işlemini tamamlayarak ganimeti de alıp haritadan kaçmalı, ya da başka bir takıma pusu kurup tüm işi onlara yaptırdıktan sonra onları öldürüp ellerinde avuçlarında ne varsa alıp tüymeliyiz.
Hunt: Showdown'ın en kritik özelliklerinden biri de permadeath! Yani DayZ ve türevi oyunlarda olduğu gibi karakterimiz öldüğünde her şeyi kaybedecek olmamız! Silahlar, cephane, yetenekler (evet, oyunda yetenetler de var fakat bu konuda çok bilgili olmadığım için daha sonra daha detaylı olarak anlatacağım), teçhizat... Adını siz koyun. Bu yüzden Hunt: Showdown'da etrafta deli gibi koşturan çok fazla oyuncu görmemeyi umuyorum. (Çünkü böyle arkadaşların oyunun tüm atmosferini öldürdüğüne hem fikiriz sanırım)
Crytek; görselleri, atmosferi ve mekanikleri ile oldukça başarılı ve ses getirecek bir oyunla tekrar karşımıza çıkacak gibi gözüküyor. Her ne kadar korku oyunlarını sevmesem de Hunt: Showdown beni heyecanlandırdı. Kendisi hakkında yeni bilgiler edinmeyi, mümkünse oynayabilmeyi ve deneyimlerimi/bildiklerimi sizlerle paylaşabilmeyi iple çekiyorum.
Bu arada Hunt: Showdown; PC, PS4 ve Xbox One için geliştiriliyor. Oyunun çıkış tarihi ise henüz açıklanmadı.
