Manor Lords - Erken Erişim İnceleme

Erken Erişim değil de test aşamasında diyelim bence…

Steam’de gelmiş geçmiş en çok istek listesi kasan oyun… Manor Lords. Üstelik de bu devasa beklentinin arkasında tek bir geliştirici var. Bir “üstelik” daha gelsin çünkü Manor Lords bir strateji oyunu. Strateji oyunları “niş” kategorisine kadar düştü ve eski popülerliğini mumla arıyor. O sırada da aradan Manor Lords fırlıyor. Ne kadar tuhaf değil mi? Aslında değil ama oraya sonra geleceğiz sevgili Oyungezerler.

Dile kolay üç milyondan fazla kişi bu oyunu istek listesine koydu. Oyun Orta Çağ döneminde geçiyor. Gerçekçi ve detaylı şehir geliştirme mekanikleriyle, taktiksel savaşla, derin ekonomik sistemler bir araya gelmiş ve ortaya oldukça doyurucu bir sonuç çıkmış… En azından belirli alanlarda böyle diyebilirim. Zira Manor Lords’un Erken Erişim sürümünün kırk fırın ekmek yemesi lazım; üstüne bir de direkt fırını gömmesi lazım. Bu türün müptelası değilseniz beklemek size çok şey kazandırır, çünkü oyun erken erişimden çok Demo sürümü tadında olmuş.

Ha, şehir kurma oyunlarını seviyorsanız, Orta Çağ olsun bizim olsun diyorsanız çok eğlenceli birkaç saat sizi bekliyor. Kendi köyünüzü kurmak, bu köye yeni aileler katmak, bir yandan haydutlarla savaşıp bir yandan sağlıklı bir genişleme politikası çizmek… Bunların hepsi gerçekten çok eğlenceli detaylar ve oyuncuyu anında yakalıyor.

Öğretici metinleri tane tane okuyun…

Genişleme politikanızı da ekonominize, mevsimlere, gelecek tahsilata, politik ilişkilerinize göre tasarlıyor olmak ayrı bir harika. Bunların hiçbiri de göstermelik şeyler değil hani. Planı programı bir sürü mikro sisteme göre yapmak lazım, yoksa her şey adım adım ters gitmeye başlıyor. Bu noktada yeni oyuncular için yapabileceğim en önemli tavsiye oyunun öğretici notlarını açık tutmak ve hepsini tane tane okumak olacak. Yoksa bir anda zibilyon detay arasında kaybolabilirsiniz. Öğretici adımları atlamadan geçmek bir sebepten dolayı daha çok önemli: İnsanı çileden çıkaran oyun hataları!

Yerleşkenize dair aldığınız ve alacağınız uyarıların bir kısmı “buglanabiliyor” ve oyun kaydınızı erişilmez hale bile getirebiliyor. Eğer öğretici adımları tane tane uygular ve atlamadan geçerseniz bu tür sorunlarla karşılaşma ihtimaliniz nispeten düşük. Mesela oyunun en başında size verilen “İşsizler Kampını” ev yapmadan yükseltirseniz geçmiş olsun. Ya kayıt dosyanız yanıyor ya da “evsizlik” uyarısı orada takılı kalıyor ve halkın memnuniyet artışı bu alanda takılı kalıyor.

İrili ufaklı böyle sayısız hatayla karşılaşacaksınız ama nihayetinde “Erken Erişim” oyunu bu. AAA oyunların tam sürümü bile üstü forma altı eşofman çıkıyorken artık kızamıyorum bile. Oyun sektörünün geldiği bu hal üzücü ama konumuz bu değil tabii.

Önce sürdürülebilir ekonomi

Manor Lords’ta irili ufaklı pek çok savaş göreceksiniz ama beklentiniz ve nihai hedefiniz ordu kurup büyük savaşlar görmekse çok yanlış geldiniz. Bu oyunda her şeyden önce amaç sürdürülebilir ve güçlü bir ekonomi kurmak. Milis güçlerinizi ve akabinde ordunuzu düzeni korumak için, memleketinizi dış güçlerden korumak için geliştiriyorsunuz.

Oyunun en iyi yaptığı şeylerden biri de aslında bu alanda ders vermek diyebilirim. Her an bir savaş, bir haydutlu tehlikesi olmasa düzenli ordunun ne kadar gereksiz bir masraf, ne kadar boşa giden bir kaynak olduğunu anlamanıza sebep oluyor. Ne yazık ki tıpkı gerçek dünya gibi Manor Lords’un geçtiği dönem de huzurlu değil. Hele ki gelişen bir ekonominiz varsa dikkatleri direkt üzerinize çekiyorsunuz. Bir kere radara girince de ekonominizin önemli bir kısmı en kötü elinizdekileri korumak için ordu kurmaya gidiyor.

Neyse ki ordular ve savaşlar da oyunun ana döngüsünün bir parçası olarak tasarlanmış. Hatta mevsimsel şoklar, özellikle kış mevsiminden sağ salim ya da az kayıpla çıkmak çoğu zaman daha önemli bir rol oynuyor. İleride gelecek “Hardcore” zorluk modlarıyla memleket yönetme macerasının çok daha etraflıca olacağını da hayal etmek hiç zor değil tabii. Peki güçlü ve sürdürülebilir ekonomi kurmak için nelere dikkat etmek gerekiyor? Bir sürü şeye! Ne kadar spesifik bir yanıt verdim değil mi? İsterseniz Eski Mısır misali içine kapanık bir memleket kurup ekonominizi dış etkenlere kapatabiliyorsunuz. İsterseniz üretim ve ticarete dayalı bir politika izleyebiliyorsunuz.

Memleketinizdeki aileleri envaı çeşit göreve atamak, onların bu alanlarda uzmanlaşmasını görmek, pazar yeri kurup orada ekonomiyi kalkındırmalarını izlemek insana ayrı bir keyif veriyor. Tabii bunları yaparken ülke ekonomisini çok dikkatli takip etmeniz gerekli. Odunculuk erken gelişim için olmazsa olmaz bir şey, fakat yanlışlıkla çok fazla odunu işlemeye gönderebilirsiniz ve gelişme hızınız yavaşlayabilir. Depolarınız ve mahzenleriniz değeri düşük kaynaklarla dolup taşabilir ya da zorlu hava şartları karşısında direnç göstermeyecek kaynakları elinizden çıkarmakta yavaş kalabilirsiniz.

Kısaca Manor Lords’un ekonomik yapısını tamamen çözmek ve kusursuz bir işleyiş yakalamak için bir sürü mikro mekaniği öğrenmek ve DNA’nıza işlemek zorundasınız. Bunu üçüncü defa sıfırdan başladığımda kusursuz bir noktaya getirdim. Önceki iki köyümün akıbetini sormayın :)

Güçlü ve sadık bir ordu

Orta Çağ’da geçen bir şehir yapma oyununda savaşlar da kaçınılmaz oluyor tabii ki. Neticede o dönemlerde toprak demek her şey demekti. Para, güç ve nüfuz; bunların hepsi verimli ve stratejik topraklara sahip olmaktan geçiyordu. Haliyle ne kadar çok o kadar iyi. Eh, verimli toprağın taliplisi de çok olur tabii. Hele ki lordlar ve leydiler arası ego çatışmaları da devreye girince önünü alamazsınız. Manor Lords işin politika kısmında biraz basite kaçmış olsa da ordu kurmak ve bu orduyu idame ettirmek için gerekli olan ekonomik sistemleri oldukça iyi bir şekilde işlemiş.

Ekonomik gücünüzü aşacak şekilde bir ordu kurmak pek çok açıdan kötü. Hem onaylanma oranınız düşüyor, hem sürekli savaş halkı yorabiliyor hem de ordunuza kattığınız savaşçılar günün sonunda bir aileye sahip. Yani dominant zaferler elde etseniz bile orta ve uzun vadede memleketin huzuru kaçabiliyor. Bundan dolayı yayılma ve genişleme, veyahut ülke koruma politikanızı etraflıca düşünmeniz gerekiyor. Hele ki minik bir köyken sizinle birlikte maceraya atılan ilk aileler söz konusu olunca insan ekstra duygusal olabiliyor.

Bunun bir benzerini zamanında The Battle for Middle-earth’ün hikâyesini oynarken yaşıyordum. Tabii orada böylesine etraflıca bir sistem yoktu ama sizinle birlikte savaşan birimleri hangi haritada, maceranın hangi noktasında yanınıza kattığınızı takip edebiliyordunuz. Bir süre sonra da ekrandaki piksellerle duygusal bağ kurmaya başlıyordunuz. Manor Lords bunun birkaç kat fazlasını yapmayı başarıyor. Üstelik haritaya yayıldıkça ve ülkeleştikçe aile sayısı uçup gidiyor olmasına rağmen.

Savaşlar görsel anlamda yeterince doyurucu ama öyle aman aman bir beklentiye de girmeyin derim. Football Manager oyunlarında maç izlemek gibi desem abartmış olmam herhalde. Onun da tutkunu var neticede. Tıpkı gerçek bir savaş misali doğru hava şartlarında, doğru ekonomik şartlar altında, en doğru taktiksel pozisyonu ele geçirip düşmanı hataya zorlayarak zafer kazanıyorsunuz. Kılıçlar da çarpışıyor tabii ama düşmanı stratejik hatalara zorlayabilmek başlarda büyük keyif veriyor. Ne yazık ki günün sonunda sınırlı bir yapay zekâya karşı savaştığınızı da unutmayın derim. Düşman yapay zekâ taktiksel derinlik olarak sizinle kafa kafaya gitmekte zorlanıyor. Zaten savaş aşamasına geldiğinizde oyunda artık bir hayli tecrübeli oluyorsunuz, hata yapma ihtimaliniz de oldukça düşüyor.

Manor Lords pek çok açıdan umut veren bir oyun olsa da daha önce de belirttiğim gibi Erken Erişim’den ziyade konsept aşamasını yeni terk etmiş, çiçeği burnunda bir oyun demosu gibi daha çok. Yapabileceğiniz şeyler çok sınırlı. Bir sürü eğlenceli ve detaylı sistemi olsa da sık sık bitmemiş özellikler veya henüz geliştirme aşamasında olan sistemler yüzünden duvara tosluyorsunuz.

Bu aşamada alıp zaman ayırsanız yine bolca keyif alırsınız ama bekleyip tam pişmiş halini tüketmenizi tavsiye ederim.


ARTILAR

  • Detaylı mikro mekaniklere bağlı ekonomi sistemi
  • Şehir kurma ve şehri ayakta tutma kısımları başarılı kurulmuş
  • Ordu ve savaşlar oyunun ana döngüsüne güzel yedirilmiş

EKSİLER

  • Save’inizi yakacak kadar ciddi hatalar
  • Öğrenme eğrisi biraz dik
  • Savaşlar biraz daha interaktif olabilirmiş

SON KARAR: Erken Erişim’den çok bir nevi Demo sürümü gibi duruyor. Alelacele alıp hatalarıyla boğuşmaktansa bitmiş halini beklemenizi tavsiye ederim.

YORUMLAR
Parolamı Unuttum