Zeynep:
Tarsier Studios, Little Nightmares oyunlarıyla tanıdığımız İsveçli bir oyun stüdyosu. Little Nightmares ve Little Nightmares II’deki gibi Reanimal ile de bize yeni kabuslar yaşatmak üzerine çalışıyorlar. Reanimal, grafikleri ve olay örgüsüyle Little Nightmares’in ruhani devamı olacak gibi hissettiriyor. Demosu da önceki oyunlarından alışık olduğumuz gibi tüyler ürpertici olaylar ve karakterlerle karşılaşacağımızı gösteriyor.
Demo bize neler gösterdi?
Reanimal, LN ve LN II’deki gibi karakterlerimizin bir kabustan uyanışıyla başlıyor. Kabusta oyun içerisinde bulmamız gereken arkadaşlarımızı görüyoruz ve uyandığımızda kendimizi suların ortasında minicik bir kayığın içerisinde buluyoruz. Biraz ilerledikten sonra kardeşimizi boğulmaktan kurtarıyor ve yolumuza birlikte devam ediyoruz. Aklımızda aynı soru var: “Diğerleri nerede?”
Kıyıya vardığımızda büyük bir binaya giriyoruz ve orada arkadaşlarımızdan birini görüyoruz. Onu kurtarmak için uğraşmayıp kaçmamızı istiyor. Biraz daha ilerlediğimizde karşımıza tuhaf bir karakter çıkıyor: “Sniffer”. Ortamdaki bedenleri kullanarak hareket ediyor. Demonun sonuna doğruysa arkadaşlarımızdan birini kurtarıp Sniffer’dan hep birlikte kaçmaya çalışıyoruz ve demomuz sona eriyor. Aklımızdaysa pek çok soru oluşuyor. Bu ada neresi, bu çocuklar kim ve neden buradalar, en önemlisi çocukların başına daha neler gelecek?
Önceki oyunlarında oluşturdukları atmosferi başarıyla Reanimal’a da aktarmayı başarmışlar diyebiliriz. Hatta bunu daha da etkili bir hale getirip karakterlerle bağımızın güçlenmesi adına diyaloglar da eklemişler. Bu sefer karakterler hikâyenin bir kısmını bize diyaloglar aracılığıyla anlatacak gibi görünüyor. Şu anlık kardeşler arasında ufak bir konuşma geçmiş olsa da arkadaşlarımızı buldukça hem diyalogların artacağını hem de hikâyeyi öğrenmemiz adına daha çok detay ile karşılaşacağımızı ve sorularımızın cevaplarına kavuşacağımızı düşünüyorum.
Tarsier’in yeni kabusuna 2026’nın başında birlikte tanıklık edeceğiz.
Merakla ve sevgiyle kalın.
Engin:
Little Nightmares III maceramızın üzerinden henüz az bir zaman geçmişken, ilk 2 oyunun geliştiricisi Tarsier Studios’un sıradaki oyunu Reanimal’ın demosunu oynama şansı bulmak da çok güzel oldu benim için. Ne kadar LN oyunu gelse ne kadar benzeri çıksa da benim için kâfi değil, oynadıkça daha fazlasını istiyorum, ne yapayım :) Haliyle Reanimal da en çok beklediğim oyunlar listesinin üst sıralarında kendisine yer bulmuş durumda. Demosuyla bizi nelerin beklediğini ucundan kıyısından da olsa tecrübe etme şansı buluyoruz. Sonda söyleyeceğimi baştan söylemiş olayım, gördüklerimden gayet memnunum.
Gördüğümüz kadarıyla önceki oyunlardan alıştığımıza benzer bir atmosfer bizleri bekliyor. Yine puslu, karanlık, gerilimli ortamlarda dolanıyor ve yine bu tekinsiz ortamlarda birbirinden garip varlıkların ellerinden kurtulmaya çalışıyoruz. Görsel ve işitsel yönden oluşturulan atmosfer, oynanışla da destekleniyor.
Oyundaki gerilimi artırabilecek bir detay, artık saklandığınız “güvenli” noktaların hep güvenli kalmaması. Bir noktada fazla beklediğinizde orası da artık peşinizdekilerin radarına girebiliyor. En azından demoda böyle sahneler bulunuyordu. Bunun tek seferlik veya rastgele bir şey olmadığını, diğer bölümlerde de benzer bir yapının kurulduğunu ümit ediyorum. Umarım beni yanıltmazlar.
Oyunda diyaloglara da yer verildiğini görüyoruz ve bu da hikâye anlatımında en azından biraz daha açık bir anlatım yöntemini tercih edebileceklerini düşündürüyor. Elbette yine birçok şeyi muğlak bırakacak, yine merak duygumuza oynayacaklardır. Ama en azından bazı konuları sözle anlatmak yönünde de adım atmışlar gördüğümüz üzere.
Reanimal’ın LN 3’e kıyasla artı olarak değerlendirilebilecek bir özelliği, yerel eşli oyuncu modunun da bulunması. Yani aynı PC veya konsolda 2 kişi oynayabildiğimiz bir oyun olacak. Bu da bence oyuna ayrı bir renk katacak.
Toparlarsak, demoda gördüklerimizden hareketle Tarsier Studios’un yine gayet güzel bir oyunla karşımıza çıkmaya hazırlandığını söyleyebiliriz. Reanimal tam da beklediğimiz tarzda bir oyun olacak gibi görünüyor. Haliyle bizler de sabırsızlıkla bekliyoruz kendisini.


























Hayda! Yine mi Törkişçe yok?!