"11 senelik bir külliyat, 22 tane film, sayısız teori, çok fazla kahraman, çok fazla kötü adam, hepsi tam da bu an içinmiş." Filmden sonra ilk dediğim şey sanırım bu oldu. Marvel Sinematik Evreni içerisinde bir dönemin sonuna geldik. Şöyle 2008'den bugüne kadar bakınca çok güzel maceralara tanıklık ettik. Tamam bazen eleştirdik, bazen saçmaladıklarını itiraf ettik ama hayatın içerisinde hiçbir şey mükemmel değilken MCU'nun mükemmel olmasını beklemek biraz haksızlıktı.
Yağmurlu Bir New York Öğleden Sonrası ve Hayata Devam Etme Serüvenleri
Iron Man ile 2008 yılında başlayan yolculuğun bu filmdeki bitişi, bazılarınızı derinden yaralayacak, bazılarınıza saçma gelecek, bazılarınız "şöyle olsa daha iyi olabilirdi" diyerek hayıflanacak. Fakat olayların başına ve sonuna bakmaktansa aradaki yolculuğun keyfini çıkarmak, çok daha değerli. Endgame bu yolculuğun en güzel anlarını bizlere anımsattı, hatta bazı sahnelerde başka filmlerden de çok güzel referanslarla suratta bir tebessüm oluşturmayı başardı. Zaten MCU'nun alametifarikası bu, insanın suratında hafif bir tebessüm oluşturmayı başarıyor, hikayenin en umutsuz anlarında bile bunu yapabiliyor. Bu durum Endgame için de çok farklı değildi, kaldı ki Infinity War'ı hatırlarsanız, ortaya çıkan dünyada "eğlenmek" pek akla gelebilecek bir şey değil, ama hayat bir şekilde devam ediyor, Avengers: Endgame'in ilk yarısının özeti buydu sanırım. Hayat bir şekilde devam ediyor...
Filmin 3 saat olduğunu düşünecek olursak olaylar oldukça uzun ve detaylı bir şekilde yansıtılmaya çalışılmış. Herkes kendi favori karakteriyle ilgili çok güzel sahneler bulacaktır. Hatta filmin Blu-Ray/DVD versiyonu çıktıktan sonra ortalık bu filmden giflerle ve fotoğraflarla dolacaktır, bazı sahneler internetin "meme" kültürüne büyük şeyler katacaktır. Filmin ilk yarısına dönecek olursak, neleri merak ediyorsam buldum. Karakterlere ne oldu? Dünya meşhur parmak şıklatma hadisesinin ardından nasıl bir halde? Thanos nerede? Avengers'ın son durumu ne? gibi soruların hepsinin cevabını ilk yarıda cebimize koyuyoruz. İlk yarının sonlarına doğru giderken de "asıl macera" şimdi başlıyor diye heyecanlanıyoruz, aranın tam burada olması çok güzel oldu. Her salonda aynı yerde ara mı veriliyor bilmiyorum ama sanırım aynıdır, yani umarım aynıdır. Çünkü benim izlediğim salonda ara yeri çok güzeldi. Tam heyecan başlarken yerinde bir ara oldu.
Genel hatlarıyla insanı biraz buruk mutluluğa sevk eden, biraz umutlandıran, biraz heyecanlandıran tam kıvamında bir ilk yarıydı. Çoğu filmin tamamında yakalayamadığım bu kadar duyguyu sadece ilk yarıda yaşayınca ikinci yarıya olan beklentim iyice yükseldi. Zaten spoiler yememek için sosyal medyadan ve internet aleminden elimden geldiğince uzak durmaya çalışıyordum, film boyunca telefona dokunmaya cesaret bile edemedim. Bunun da karşılığını aldım. Gelelim ikinci yarıya...
Rüzgarlı Bir New York Akşamı ve Kurtuluş Arama Serüvenleri
Filmin ilk yarısı tam macera başlarken bittiği için, ışıklar kapandığı anda kaldığımız yerden devam ettik. Zaten filmin son kısmına kadar heyecan hiç bitmedi. Sürekli karmaşık duygular içerisinde, atılan senaryo tohumları ne zaman filizlenecek diye merak ederek biraz "huzursuz" bir biçimde ikinci yarıyı izledik. Normalde bu filmin bir son olmayacağını bilsem, bazı şeyleri önümüzdeki filmlere bırakacaklarını düşünürdüm ama bu filmde her şeyin bağlanacağını bildiğim için sürekli bir merak içerisinde devam etti film. Bu da insanı filme bağlamak için harika bir yöntemdi, Russo Kardeşler burada gerekeni yapmış. Filmden bir an bile kopamadım, dışına çıkamadım. 3 saatlik bir filmin insanı sıkmaması büyük bir olay. Russo Kardeşlere bu konuda teşekkürler. Filmde yer alan çizgi roman referansları ise ayrı bir övgüyü hak ediyor. Özellikle bir sahnede, eğer sıkı bir çizgi roman takipçisiyseniz oldukça mutlu olacaksınız. Endgame belki de çizgi roman referansları konusunda en başarılı Marvel Sinematik Evreni filmiydi. Lakin Stan Lee cameosu, beklediğim kadar güzel olmamıştı, gerçi bu cameonun sonuncu olacağını kim tahmin edebilirdi ki?
Filmde mantık hataları yok muydu? Elbette vardı, hem de bolca. Lakin filmi izlerken bu mantık hataları aldığınız keyfin önüne geçiyor mu derseniz, hayır geçmiyor. Hatta film bitene kadar şu yazıyı kafamda oturtmaya başlayana kadar o mantık hataları pek aklıma gelmedi. Eğer MCU filmlerini seviyorsanız, bu filmi sevmeme şansınız yok. Bahsettiğim mantık hatalarına burada değinmek istesem de, hepsi spoiler içereceği için ve bence çok da önemli olmadıkları için bahsetmemeyi uygun gördüm, isterseniz yorumlarda "spoiler" özelliğini kullanarak bir fikir karşılaştırması yapabiliriz ama bunun yeri bence yazının içi değil.
Mantık hatalarının çok da etkilemediği maceraya geri dönecek olursak, filmde öyle sahneler vardı ki, otururken dikilmek zorunda kaldım, bazı yerlerde de iyice koltuğa çöküp, "ne olur, olmasın" diye tedirgin bir bakışla filmi izlerken buldum kendimi. Yani on beş dakika içerisinde hem umut hem korku hem heyecan hem de gerilim duygularını hissettiğim dönemler oldu. Bu bahsettiğim sahnelerin birçoğu epik olmuş, hani en fazla bu kadar epik olabilirdi diyebileceğim sahneler vardı. O kısımlarda çokça gaza geldim. Özellikle Captain America sizin favori karakterinizse filmin belirli kısımları tamamen sizin için yapılmış "fan service" sahneleri. Zaten hemen hemen tüm karakterler için çok güzel "hayranları tatmin etmek için konulmuş sahneler" mevcuttu. Yani Avengers ekibinden kimi seviyorsanız, kendinizi bütünleştirdiğiniz bir karakter varsa, onla ilgili epik bir sahne mevcuttu diyebilirim. Bu da genele vurulduğunda filmin duygu bütünlüğüne muhteşem bir anlam katıyor.
Güneşli bir New York Sabahı ve Umut Bulma Serüvenleri
Harika ve aksiyon dolu bir ikinci yarının ardından filmin son kısmına geliyoruz, yani son kısmı belirleyen bir ara yoktu ama filmde son kısmın başladığını anlatacak çok fazla olay vardı. Yaşanan onca olayın ardından filme daha ikonik bir son yapılabilir miydi? Yapılırdı belki ama bu sona kötü demek cidden çok zor. Hatta bazı karakterleri onore etmek için yapılan olaylar, birliktelik duygusunun yeniden ayağa kalkması, yeni bir MCU'ya atılan ilk tohumun belirgin bir şekilde gözükmesi. Muhteşemdi, sonunda ben belki ağlamadım ama çok duygulandım, bir daha izlersem özellikle tüm MCU filmlerini bir maraton yapıp izlersem(ki bunun için bir ömür gerek 22 filmden bahsediyoruz) kesinlikle çok daha fazla duygulanırım. İçinizde ağlayanlar olmuş olabilir, sorun değil paylaşabiliriz. 2012 yılında ilk "Avengers Assemble"sahnesini görünce içinde bir şeyler kıpırdayan herkes bu filmin sonunda içinde bir şeylerin huzura erdiğini hissedecektir.
Genel hatlarıyla Endgame, koca bir külliyata yakışan bir son olmuş sevgili Oyungezerler. Yani en azından benim için öyle, 22 film arasında en sevdiğim MCU filmi oldu mu? Diye soracak olursanız, benim gönlümde halen Captain America: The Winter Soldier'ı geçemedi ama onun arkasından ikinci sıraya Endgame'i yazarım ben, hatta biraz mantıklı baktığım zaman belki ilk sırayı bile alabilir. Özellikle bahsettiğim ilk yarıdaki duyguların ikinci yarıda geçirdiği evrim ve işin sonuna geldiğimizde hissedilen o buruk mutluluk çok güzeldi. Filmin spesifik olarak bazı dövüş sahnelerini tekrar tekrar izlemekten sıkılmam. Hatta filmin dijital versiyonu çıktığı zaman geri sararak çok sefer izlemek istediğim birkaç sahne de mevcut. Halen filmi izlemediyseniz ve bu yazının sonuna geldiyseniz, film hem zamanınıza hem de paranıza kesinlikle değer. Zaten MCU'nun sıkı bir hayranıysanız bu yazıyı okumadan önce çoktan izlemişsinizdir diye tahmin ediyorum. Hiç MCU ile alakası olmayanlar içinse gitmeden önce mutlaka Infinity War'ı izlemelerini tavsiye ederim. Bu iki filmi peş peşe izlemek büyük bir keyif olacak. Unutmadan söyleyeyim, filmde credits sonrası sahne bulunmuyor ama ilk creditsi sonuna kadar izlemenizi tavsiye ederim, 22 filmde yer alan tüm herkese yapılmış harika bir son. Üstüne üstlük bizim klasik Avengers ekibi de müthiş bir şekilde onore edilmiş, hem 22 filme hem de Endgame'in getirdiği bu şahane sona yakışan bir credits olmuş.
Infinity Saga, MCU'nun ilk büyük döneminin sonuydu. Her güzel şey gibi bitti. Endgame buna yakışan bir final oldu. Artık önümüzdeki maçlara bakma zamanı. Benim kişisel görüşüm bir daha hiçbir MCU filmi Endgame kadar büyük bir beklentiyle karşılaşamaz. Muhtemelen gişe gelirleri de bu yönde bir değişim gösterecektir. Disney-Marvel ortaklığı zirvesine Endgame ile ulaşmayı başardı gibi gözüküyor, daha filmin gişe sonuçlarını konuşmak için çok erken ama Infinity War'ın 2 milyar doları geçtiğini düşünecek olursak, Avatar'ın rekorunu kırabilecek tek film Endgame gibi duruyor. Bakalım film vizyondan kalktığı zaman kırılan rekoru mu konuşacağız, yoksa hiç tahmin etmesem de bir hayal kırıklığını mı? Eh bir de adetten filme puan vermek gerekirse; 9/10, Avengers: Endgame için benim açımdan ideal bir puan olacaktır.