Çünkü yıllardan beri aradığım oyunu buldum da ondan!
Devamını oku90’lardaki çok eski King’s Bounty’i bir kenara koyalım. King’s Bounty: The Legend’la 2008’de başlayan ve 2014’e kadar bir sürü yeni oyunla ve genişleme paketiyle başımıza yağan King’s Bounty serisi Heroes severleri yeni Heroes’lardan bile daha fazla ihya etmişti.
Her ne kadar Heroes’larla çok benzeşse de çok temel bir farkı vardı King’s Bounty’lerin; ana harita oynanışı strateji değil izometrik RYO yapısındaydı. Yani bildiğiniz gerçek zamanlı şekilde oraya buraya gider, görev alıp yapar, hazine falan peşinde koşardınız. Savaşa girdiğinizde ancak sıra tabanlı stratejiye dönüşürdüler.
King’s Bounty II de aynı ama çok önemli bir farkla: Bu sefer kamera izometrik değil, direkt üçüncü şahıstan oynuyoruz. Farklı yeteneklere ve kişiliklere sahip 3 karakterden istediğimizi seçip bildiğiniz Dragon Age vs. misali sağa sola koşturuyor, milletle muhabbet ediyor, hazine var mı diye çalı çırpının arasını karıştırıyoruz.
Çağ dışı karakter modellemeleri hariç çok da çekici, güzel bir dünya hazırlamışlar. Fena olmayan bir hikâye, fena olmayan bir yazım, başarılı seslendirmeler, bol bol görev derken keşfetmesi keyifli... olabilirdi ama karakterin yürüme hızının yavaşlığı beni biraz deli etti şahsen. Henüz beta tabii, değiştirirler belki. Beta demişken, beta olmasına rağmen oyunda ciddi bir bug’la falan karşılaşmadım, sorunsuz çıkış yapacağa benzer böyle giderse.
Ben orduyu cebimden çıkarırım
Savaşlara 5 birlikle girebiliyoruz ve bu birliklerdeki birim sayıları, önceki King’s Bounty’lerin aksine bayağı sınırlı, binlerce birimli birlikler yok bu sefer. Ha ama ne yapabiliyorsunuz? Savaşa girecek 5 birliğin dışında paranız yettiğince cebinizde sınırsız birlik bulundurabiliyorsunuz. Savaşa girmeden önce rakiplerinizi de görebildiğinizden önünüzdeki savaşa göre onlarca birlik içinden istediğiniz gibi bir beşli belirleyebiliyorsunuz.
Savaşlar bence oyunun en başarılı yanı olmuş zaten. 5 birliğe karşı 5 birlik deyince stratejik derinlik azalmıştır belki diyor insan ama hiç öyle değil. Her birliğin bir sürü aktif ve pasif yeteneğinin olması dışında savaş alanları da son derece değişken. Yükseltilerin sağladığı avantajlardan yararlanabiliyorsunuz, veya savaş alanındaki engebeler okçularınızın saldırılarını engelleyebiliyor vs.
Dördün ikisi
Oyunun en öne çıkan yanlarından biri, verdiğiniz kararlarla 4 mantaliteden 2’sine kayabilmeniz. Bu mantaliteler Düzen ve Anarşi / Güç ve İncelik. Örneğin adamda size lazım olan bir şey var, onu adamı döverek alırsanız Güç, patronuna gidip böyle böyle diye anlatıp adamın o eşyayı size vermesini sağlarsanız İncelik puanı kazanıyorsunuz. Oyunun ilerlerinde bir tarafa yakın karakterlerin diğer taraftaki seçenekleri seçememesi gibi şeyler var ama onun da ötesinde savaşlarda kullandığınız her birlik bu dört mantaliteden birine ait ve diğer mantalitelere ait birliklerle aynı anda savaş alanına sürerseniz performansları düşüyor. Bir de bu dört mantaliteye ait ayrı ayrı yetenek ağaçları olduğunu düşünürseniz birbirine bağlı bir sürü daldan oluşan derin bir sistem çıkıyor karşınıza. Güzel olmuş.
Önceki King’s Bounty’ler gerçekten iyi oyunlardı ama önemli bir şikâyetim vardı; çok fazla savaş ediyordunuz ve bunların birçoğu da birbirinin tıpkısının aynısı oluyordu. Hiçbir şeyi değiştirmeden, sürekli aynı şeyi yaptığınız 20 tane savaşa üst üste girebiliyordunuz, o da bünyeyi yoruyordu. Şimdilik King’s Bounty II betasındaki en büyük şikâyetimse bunun tam tersi. Savaşlar müthiş keyifli ama oranları çok azaltılmış. Oyun süremin çoğunluğu keşif ve diyaloglarla geçti ve diyaloglar neyse de keşif kısmının temposunun biraz fazla düşük olması sebebiyle oyuna bir türlü istediğim kadar gömülemedim. Hikâye ilerlesin, liderlik özelliğim gelişsin, para biriktireyim, ordumu büyüteyim, savaşlara gireyim gibi motivasyonlarım yüksek olsa da saatlerce oynamama rağmen bunları tatmin edici seviyelerde ilerletemeyince biraz moralim bozuldu. Dediğim gibi, bu henüz beta, çok üstüne varmayayım ama oyun çıktığında keşif kısmı biraz daha tempolu olsa, savaş sayısını da şöyle 2 katına falan çıkarsalar daha tatlı olur gibime gelmekte.