İnceleme: Final Fantasy XIV: A Realm Reborn - 2. Bölüm

Not: Bu yazı daha önce Oyungezer dergisinin Aralık 2013 sayısında yayınlanmıştır.

Not 2: Bu, iki parçalık bir yazının ikinci parçasıdır. İlkine şuradan ulaşabilirsiniz.

2 ay önce bu sayfalarda FF14 için bir girizgâh yapmıştım ama sonuçta FF14 yılın en büyük DVO projesi. Endgame'i de görmeden son sözü söylemek doğru olmaz diye düşünmüş, yazının devamını ertelemiştim. Şimdi oyunu bir kez daha masaya yatırma vaktidir.

Önceki yazıda genel olarak oyunun orijinallikten uzak olduğundan ama klasik DVO oynanışını gayet başarılı bir şekilde kullandığından ve de güzel ve içerik açısından son derece zengin bir dünya sunduğundan söz etmiştim. Tüm iyimserliğimle bir aya kadar endgame'i görebileceğimi ve yazıyı devam ettireceğimi de söylemiştim ama oraya ulaşmak inanılmaz uzun sürdü. Hani çalışan falan bir adam olarak bayağı fazla oynadığımı söyleyebilirim ve oyunu bitirmem iki buçuk ayımı aldı (araya Naruto'lar, Dragon's Crown'lar da girdi ama onlar sayılmaz, FF14 oynuyorum diye onların incelemelerini başkasına kaptıracak değildim ya!).

Hydra için yarım saat tank bekleyen zavallı summoner

Buradan yola çıkarak şunu söyleyebilirim ki FF14 bir an önce endgame'e ulaşmaya çalıştığınız, hayatın 50. seviyeden sonra başladığı bir DVO değil. O noktaya ulaşana dek geçirdiğiniz süre çok uzun ve o süreçten keyif almasını bilmelisiniz. Canınız ana görev yapmak istiyorsa onu yapmalı, yan meslekleri ve farklı sınıfları denemeli, free company’lere (guild) girip insanlarla etkileşime geçmeli, kısacası rahat bir kafayla oynamalısınız. Patır patır görev yapayım, zindan bitireyim, seviye atlayayım mantığıyla yaklaşırsanız kesinlikle sıkılacaksınızdır.

Sephiroth pozları vermen seni Sephiroth yapmaz be kardeşim

Ama elbette bir DVO’da endgame’in önemi tartışılmaz. Normal oyun ister 50 saatte bitsin, ister FF14 gibi 200 saatten fazla sürsün (rakam tahmini, ne kadar oynadığınız bilgisini veren bir komut yok maalesef) bir DVO’ya başlayan oyuncu onu yıllarca oynamak ister. Sonuçta DVO’larda ana hikâye bir yere kadar önemlidir ve World of Warcraft gibi dünyasında ne olup bittiğini merak ettiğiniz için oynanabilecek istisnai oyunlar dışında hikâye odaklı bir oyun oynamak istiyorsanız tek kişilik RYO oynarsınız. Bir FF14’ü bitireceğiniz sürede onunkinden kat kat iyi bir hikâyeye sahip 4-5 tane RYO bitirebilirsiniz. FF14 oyun bittikten sonra sizi esir etmeye devam ediyor mu, bu önemli bir soru. Cevabı ise evet, ama şu an için kocaman bir EVET değil.

Orta boyutlu bir evet

Endgame’de birincil amacınız şu an için oyundaki en güçlü silah olan Relic silahınıza erişmek. Bu silaha erişmek için hem ilgili görevin gerektirdiği zindan ve boss dövüşlerine girmeli, hem de endgame’de açılan iki yeni para biriminden biri olan Philosophy Tome (diğeri de Mythology Tome) biriktirmelisiniz.

Elinizde bir kere oyunu bitirmek için zaten girmiş olduğunuz Castrum Meridianum ve The Praetorium zindanlarına tekrar girme şansı var ama buralara geri dönmek pek anlamlı değil. Hem az kazanç sağlıyorlar, hem uzunlar, hem de oyunu daha yeni bitirecek olanlar ara sahneleri geçmek istemeyeceklerinden daha da uzuyorlar (onları beklemeyip sahneler bitmeden savaşa girme trollüğünü yapmayacak kadar iyi niyetli olduğunuzu varsayıyorum).

46 ve 49. seviyeler arasında görev az olduğundan seviye atlamak için toplaşan FATE grupları

Asıl radarınıza almak isteyeceğiniz bu iki zindandan sonra açılan The Wanderer’s Place ve Amdapor Keep. Özellikle de Amdapor Keep. Bu dört kişilik iki zindana Relic silahının görevi doğrultusunda birer kere zaten gireceksiniz ama onun dışında da tekrar tekrar ziyaret etmeniz gerekecek. Özellikle haftada maksimum 300 Mythology Tome kazanabileceğinizi ve Amdapor Keep’in bir kerede 40 Mythology Tome verdiğini düşünürseniz haftada 6-7 kere Amdapor Keep’e girmek istemeniz muhtemel.

Relic göreviniz daha sonrasında sizi Chimera ve Hydra dövüşlerine sokuyor. Bu iki dövüşe maalesef Duty Finder’dan ulaşamıyorsunuz. Revenant’s Toll’e gidip kendinize grup bulmalı ya da yeni grup kurmalısınız. Bu dövüşlere ilk kez girecekseniz kendiniz grup kurmaya çalışmayın tabii. Grup bulmak için de gayet ilkel bir yaklaşımla, SMN LFG HYDRA (summoner looking for group hydra) veya benzeri bir şekilde bağırmalısınız. Status ayarlama ve aratma seçenekleri de var ama pek kullanışlı olmadığından kullanan az. Bu dövüşleri Duty Finder’a eklemediği için de Square-Enix’e sitemlerimi yolluyorum.

Lightning de ara sıra oyunumuza misafir oluyor

Bu iki orta zorluktaki dövüşün ardından ise sırada daha önce ana hikâye sırasında girdiğiniz Primal dövüşlerinin zor versiyonları bulunuyor. Sırasıyla Ifrit, Garuda ve Titan savaşlarına, bu kez 8’er kişilik gruplar halinde giriyorsunuz. Ifrit ve Garuda da orta zorlukta savaşlar. Mekaniklerine alışmak ilk başta zor gelebilir ama iyi bir gruba denk gelirseniz ilk denemenizde bile kesebilirsiniz. Titan ise bambaşka bir hikâye. Zorluğu oyuncular arasında şimdiden efsane olmuş durumda. Zaten bu dövüşe girebilmek için item seviyenizin ortalamasının en az 65 olması gerek ki bu şu anlama geliyor: Ifrit ve Garuda dövüşlerini kendi sınıfınıza ait silah düşene kadar tekrar tekrar yapmalı, zırhlarınızın seviyesini arttırmak için de bolca Philosophy Tome biriktirip Revenant’s Toll’deki dükkâna uğramalısınız. Titan’ı yenmeyi başardığınızda item seviyesi 90 olan Relic silahınıza da ulaşmış oluyorsunuz.

Relic silahı görevinizi tamamladığınızda ise önünüzde tek bir endgame içeriği kalıyor: Binding Coil of Bahamut (Bahamut’s Coil olarak da bilinir). Açık ara en zor içerik olan Bahamut Coil, 5 mini zindandan oluşan 8 kişilik bir zindan. Her mini zindan arasında oyununuz kaydediliyor ve daha sonra oradan devam edebiliyorsunuz. Ama pazartesi günleri hepsi sıfırlanıyor. Yani bitirmeye niyetliyseniz bunu 1 haftada yapmalısınız. Bahamut’s Coil gerçekten zor ve 90’ıncı seviye item’lar kazanabildiğinizden zorluğunun hakkını veriyor.

Garuda'cığımıza bayağı lanet okuyacaksınız

Final'lar ve End'ler

Kısacası FF14’ün endgame’inde durum şu: sizi çok uzun süre meşgul edecek içerik var ama bu içerik aynı yerleri tekrar tekrar bitirmeye dayalı. Solo bir oyuncuysanız ve birlikte zindanlara girecek bir arkadaş grubunuz yoksa erken sıkılabilirsiniz. Dengeli bir gruba denk gelmeniz de şansa bağlı olduğundan zor zindan ve boss’lara lanet edebilirsiniz. Hele solo DPS olmak gibi bir hataya düşmeyin derim. 4 kişilik zindanlar 1 tank, 1 healer, 2 DPS istiyor (8 kişilikler de bunların iki katı). Ve solo DPS olarak 90 dakika sıra beklediğimi bilirim. Keşke zindanları 5 kişilik yapıp, istenen DPS sayısını arttırıp, zorluğu ona göre ayarlasalar diyeceğim ama pek olası görünmüyor. Ama elbette sıra beklerken başka bir sınıfta gelişirim derseniz bu durum sizin için sıkıntı olmaktan çıkar.

Seviyorum bu oyunda balık tutmayı

Endgame’in tekrar odaklı olmasından dem vurdum ama tabii FF14’ün en güçlü yanlarından biri arkasında Square-Enix gibi büyük bir firma olması. Endgame içeriğinin sürekli zenginleşeceğine kesin gözüyle bakabiliriz yani. Nitekim 17 Aralık’ta ilk büyük güncelleme olan 2.1 yayınlanacak ve oyuna extreme zorluktaki Primal savaşları, free company’lerin ev sahibi olabilmesi, The Wolves Den adında takım bazlı bir PvP alanı ve en önemlisi 24 kişilik bir raid zindan olan The Crystal Tower eklenecek.

Sözün özü, iki ay önce fazla vurgulayamadığım sözü bu sefer daha kesin bir şekilde tekrar dile getirmek istiyorum: DVO’sundan çok bir orijinallik beklemeyen ama güzel ve içerik bakımından zengin bir dünya bekleyenler için en iyi tercih World of Warcraft’sa ikinci sırada da artık FF14 var. Aylık ücret isteyen büyük DVO’ların devri henüz kapanmadı.

Tomberry King'i özleyen?

Sunucu Durumu

Oyuna Kuzey Amerika sunucularında başlamış, yaşadığım sıkıntıları mesafeye bağlamış, imkân olunca Avrupa'ya geçmiş ve ilk zamanlar sıkıntılarımdan kurtulmuştum. Ama maalesef sunucu doldukça nahoş durumlar yine ortaya çıktı. Hayvani bağlantıya sahip olduğum ofiste sorun yok ama ortalama üstü bir bağlantıya sahip olduğum evde, yoğun saatlerde, geç oluşan NPC'ler, çökmeler gibi sorunlar yaşadım. Ama bağlantının asıl önemli olduğu yerler zindanlar ve oralarda hiçbir sıkıntı yok. En fazla görev alacağınız NPC'nin yanına gidip birkaç dakika oluşmasını beklemeniz gerekiyor, o kadar.

FF14 vs WoW

Klasik yapıdaki en büyük iki DVO'yu karşılaştırmamak olmaz. FF14 görsel olarak daha gerçekçiye yakın bir tarza sahipken WoW malum, daha kutu kutumsu bir görsel tarza sahip. Atmosfer de aynı şekilde. WoW'da belli bir mekânda belli bir görsel ton hâkimken FF14'te mekânlar daha gerçekçi. WoW elbette yılların getirdiği bir olgunluğa ve içerik zenginliğine sahip ve ne FF14 ne de başka bir DVO onunla aşık atabilecek seviyede değil. Bunun dışında FF14'ün yeni olmasını da yeni oyuncular için avantaj sayabiliriz. Şu an WoW'a yeni başlamak insanın gözünü korkutacak bir şeyken FF14 henüz taze.

Genel olarak WoW,FF14'ü rahat kesiyor ama öte taraftan tercih meselesi. WoW'un tarzına ısınamamışlar veya ondan gözü korkan birçok kişi FF14'e yönelmiş durumda.

KÜNYE

KARNE

Artılar

• İçerik açısından çok zengin
• Oyunun geçtiği Eorzea dünyası gerçekten çekici bir yer
• Esnek sınıf sistemi
• Aklı başında ve iyi niyetli oyuncu topluluğu
• Arkasında oyunu güncel tutacak büyük bir firma olması

Eksiler

• Hikâyesi ve karakterleri fena değil ama bir Final Fantasy oyununa da yakışmıyor
• Endgame'i biraz tekrara dayalı
• Solo DPS olmak zor

SON KARAR: Güzel, zengin ve kalıcı olacağı kesin olan, klasik yapıda bir DVO.

NOTU: 8+