Minecraft: Playstation 4 Edition İnceleme

KAZMA, KAZMAYLA KAZMA!

Bu yazı daha önce Oyungezer dergisinde yayınlanmıştır. Oyungezer'e abone olmak için hemen tıklayın.

Bir oyuncu olarak değil ama dergi yazarı olarak acı çektiğim aylardan birini yaşıyorum sevgili okurlar. Kimi beklentileri karşılayamasa da sayısız önemli oyunun ardı ardına çıktığı bu dönemde, ben masamda karşılıklı bakıştığım GTA 5'i değil, yıllar sonra seriye ilgimi ateşleyen AC Unity'yi değil, işim gereği zamanında aylarımı harcadığım Minecraft'ı oynuyorum çünkü. Bu inceleme sayfasını gördüğünüzde sizin de aklınıza gelmiştir zaten. Bir neslin yaratıcılığından doğrudan sorumlu olan, küçük çocukların bile adını bildiği Minecraft gibi devasa bir oyun hakkında yeni ne söylenebilir ki? Oyunu kutusundan çıkarıp konsoluma koyana kadar benim de aklımdan bunlar geçiyordu. Daha sonra kazmaya başladım...

mc-1

Envanter ve içerikle uğraşmak oldukça kolay. Yine de mouse klavye kadar hızlı olamıyor.

KUTU KUTU PENSE

Minecraft'ı çıktığı sayısız platformlardan birinde, yani cep telefonunuzda, bilgisayarınızda, el konsolunuzda veya tuvaletinizde oynamadıysanız, muhtemelen ıssız ada kavramı sizin sözlüğünüzde “ev” kelimesine denk düşüyor demektir. Mario'dan sonra gelmiş en büyük fenomenlerden biri olmaya aday bir oyundan bahsediyoruz sonuçta. Küplerden oluşan Minecraft dünyasının konsepti basit olduğu kadar da detaylı. İsterseniz inşaat modunda kafanıza göre binalar, yapılar üretebiliyorsunuz, isterseniz hayatta kalma moduyla, açlık ve canavarlarla dolu bir dünyada sağ kalıp keşfetmeye çalışıyorsunuz. Bütün dünya küplerden oluşuyor ve doğru ekipmanla hemen hemen hepsini kırmak mümkün. Kırılan parçalarla da yeni eşyalar ve yapılar üreterek, keşfetmeye ve yaşamaya devam ediyor olacaksınız. Çok çok basit görünen bu mekanikler merak duygusu ve basit ama etkileyici görsellerle birleşince, öğrenmesi kolay bırakması zor bir oyun çıkıyor ortaya.

mc-2

Creeper gemisinin, Minecraft'daki kıyamet alametlerinden olduğunu biliyor muydunuz?

Bağımsız oyunlarla gönül bağı olan bir oyuncu olarak, Minecraft'ı alpha döneminde satın almış ve uzun bir dönem delicesine oynamıştım ama hâlâ oyunun nereden nereye geldiğini gördükçe şaşırmadan edemiyorum. Temeli aynı olsa da, zırh ve açlık gibi kavramların oyuna gelmesi, enderman'lerle tanışmam ve sonunda oyunun bir sonunun ve amacının olması bile Minecraft'ı farklı bir oyun yapıyor. Minecraft'ın gücünü Playstation 4 gibi göreceli olarak güçlü bir cihazdan almasının da artıları olmamış diyemem. Java altyapısı yüzünden, bana mısın demeyen PC'de bile tekleyen oyunu televizyonumda HD olarak gayet akıcı şekilde oynamak iyi geldi doğrusu. Eskiden ya internetten bulduğumuz ya da şans eseri keşfettiğimiz eşya yapma sistemi de elden geçirilip düzenlenmiş ki o da çok rahatlatmış oyunu doğrusu. Onca işin gücün içinde nasıl kürek yapacağımı ezberlemek zaten bana göre değildi açıkçası. Biraz da oyunu internetten oynayıp neler döndüğünü göreyim dedim ama dürüst olmak gerekirse oynadığım sunuculardaki oyuncuların yaşlarını topladığımda bile hâlâ onlardan büyük olmamdan dolayı, çok da “aksiyonun” içine giremedim diyebiliriz.

mc-3

Köyleri, madenleriyle sizi bekleyen dünyayı görmek insanı heyecanlandırıyor.

KUYUYA ATILAN KÜP

Minecraft hâlâ bildiğiniz Minecraft. İnsana huzur veriyor, eğlendiriyor ve hepsinden önemlisi yaratmaya zorluyor. Siz Playstation 4'ünüzde yetişkin oyunları oynarken, ufaklığa kafasını kullanacağı bir şeyler vermek istiyorsanız veya en azından stres atmak için daha sade bir şeyler arıyorsanız, muhakkak elinizin altında bulundurmalısınız.

NOT