Oynadınız Mı? serimizde bu sefer de FMV türünden bir oyunla karşınızdayım sevgili Oyungezerler. İnteraktif film türü oyunlar genelde niş bir kitleye hitap ediyor dersek herhalde yanlış olmaz. Yine de elimizden geldiğince bu türden oyunlara da yer vermeye çalışıyoruz. Hazır fırsat bulmuşken, The Empty House - A Dementia Interactive Experience ile bir kez daha bu türe dönelim istedim, bakalım bu sefer nasıl bir film bekliyormuş bizleri.
İnsan unuttuğu zaman mı unutulur, unutulduğu zaman mı unutur?
The Empty House - A Dementia Interactive Experience, adından da rahatlıkla anlaşılabileceği üzere demans rahatsızlığını konu edinen bir film-oyun. Demans hastası bir kadın, geçmişine dair izleri sürmek, anılarını bir kez daha canlandırabilmek için çocukluk yıllarının geçtiği eve dönüyor. Oyunun adının ilk kısmı da tam olarak bu eve işaret ediyor işte – boş ev.
Bu hanımefendi eve adım attığı anda küçük bir kız çocuğuna dönüştüğünü görüyoruz. O kız çocuğunun gözünden bu eve ve evin içerisinde kalan kırık dökük eşyalara bakıp geçmişin anılarını saklandıkları köşelerden çıkarmaya, unuttuklarımızı yeniden hatırlamaya çalışıyoruz. Bunun ne kadar zor olabileceğini de görmüş oluyoruz tabii.
Oyuna girdiğinizde sizden “Light Path” veya “Shadows Path” arasında bir seçim yapmanız isteniyor. İlk oynayışta “Light Path”i seçmeniz tavsiye edilmiş. Ama diğer yolu seçmenizde de bir sakınca yok. Sadece daha karanlık bir yol olduğunu belirtmekte fayda var. Shadows Path’te gölgeler zihninize daha fazla saldırıyor, daha yoğun bir hal alıyor, algılarınız daha çabuk bozuluyor, yapımcısının ifadesiyle “hafıza ile kâbus arasındaki sınır silikleşiyor”. Özetle kâbus olarak değerlendirilebilecek sahneleri daha çabuk ve daha çok görüyorsunuz.
Bu tür yapımlar diğer oyun tarzları gibi değerlendirmeleri mümkün olmadığından ele alınabilecek belli başlı özellikleri olur; çekim kalitesi ve oyunculuklar, seslendirme ve müzikler, senaryo ve farklı sonlar gibi mesela.
The Empty House, çekim kalitesi açısından belirli bir kaliteyi tutturmuş, müzikler ve ortam sesleri konusunda da geçer not alıyor. Tek karakterli, herhangi bir diyaloga yer verilmemiş bir oyun olduğundan seslendirme ve diyalog yazımı konusunda bir değerlendirmeye tabii değil, ama bunu olumsuz bir özellik olarak değerlendirmemize de gerek yok, sonuçta böyle bir tarz da var. Kaldı ki, anlatmak istediklerini bu şekilde sunması da makul görünüyor, ele aldığı temayı düşününce.
Farklı sonlar konusundaysa ortada kaldım. Her ne kadar farklı tercihlerin hikâye akışını farklı sahnelerle devam ettirdiğini görüyorsak da sonların ne kadar farklılaştığı konusu tartışmaya açık. Yine de hissettirmek istediklerini bir şekilde hissettiriyor, sonlar benzer olsa da akışın farklılaşması da bir anlamda amaca hizmet ediyor. Sonuçta burada esas amaç; demans ve Alzheimer hastalarının neler yaşadıklarını bir nebze olsun aktarabilmek ve buna ilişkin farkındalığımızı artırmak. Bu amaca ulaşmak için de 20 farklı sona sahip olması şart değil, izlediğimiz sahneler ve araya serpiştirilmiş mesajlarla da yapabiliyor bunu.
Oyunun etkileşim kısmındaysa türün en sade örnekleriyle benzer bir durumdan bahsetmek mümkün. Son yıllarda özellikle Wales Interactive gibi firmaların yaptığı tarzda türe yeni bazı özellikler eklemeye çalışmamış. Sahneleri izliyor, karşınıza çıkan metinlerden birisini tercih ediyor, sonraki sahneyi izliyorsunuz. Bir noktada da oyunun/filmin sonlarından birisine bağlanıyor bu döngü. Herhangi bir hızlı etkileşim veya çözülmeyi bekleyen bulmaca yok. İstatistikler vs. de eklenmemiş. Dediğim gibi, bu konuda gayet sade bir tarz benimsenmiş.
Bunu düşük bütçeli bir yapım olmasına bağlayabiliriz (Oyuncular da zaten aile üyeleri). Dolayısıyla çok da eleştirel yaklaşmak istemiyorum. Ellerindeki imkanlar ölçüsünde bir şeyler anlatmak derdinde bir film/oyun.
The Empty House’un güzel yanlarından birisi, elde edilecek gelirin bir kısmının hem hastalara destek sunmak hem de tedavi yöntemi çalışmalarına katkıda bulunmak üzere demans ve Alzheimer ile ilgili çalışmalar yapan kuruluşlara aktarılacak olması. Bir yandan farkındalık oluşturmak gibi bir misyon üstlenirken bir yandan da doğrudan bir destekte bulunmayı tercih etmiş Dimitri Kozma, iyi de yapmış.
The Empty House, FMV türünün en iyi örneklerinden birisi diyemem. Fakat bir şekilde bizlere düşündürmeyi amaçladığı şeylerle ve en azından üstlendiği misyonunu göz önünde bulundurarak bir şansı hak ettiğini düşünüyorum.