Türkiye’de bilgisayar oyunu yayımcılığı denince akla gelebilecek çok isim yok. Catoptric Games ise bu açığı fark ederek sektöre adım atmış, kuruluşlarının üstünden çok kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen yayınladıkları oyunların başarısıyla öne çıkan bir ekip. Kristal Piksel ve Paycell’in katkılarıyla, Catoptric Games’ten Volkan Bozkaya’yla oturduk, Türkiye’de PC oyunu Yayımcısı olmak nasıl bir şey, biraz sohbet ettik!
Volkan hoşgeldin, burada Toy Shire, Castle of Alchemist ve en genç Kristal Piksel kazananı Pile Up! gibi oyunların yayımcısı Catoptric Games’i temsilen karşımızdasın. Bize biraz kendinden bahsederek başla istersen.
Volkan: Merhabalar, ben Catoptric'in Genel Müdürü Volkan Bozkaya. Aslına bakarsanız benim geçmişimde oyun sektörüne dair bir eğitim ya da tecrübe yoktu. İTÜ’de Kontrol Otomasyon Mühendisliği okudum, 7 yıl mühendis olarak çalıştım. Fakat benim girişimci bir kişiliğim var, mühendislik bana uymadı. Sonrasında Bahçeşehir Üniversitesi’nde yüksek lisans yaparken Oyun Tasarımı Bölümü’yle tanıştım, tezimi de hyper-casual oyunların bir Yayımcı gözünden pazarlaması üzerine yazdım. O dönemde yerli ve yabancı birçok CEO’yla görüşüp fikirlerini tezime eklemiştim, oyun sektörüne ilk adım atışım da böyle oldu.
Peki bu hyper-casual muhabbetinden Catoptric’e geçişin nasıl oldu? Kim kim kurdunuz, nasıl bir gayeyle ortaya çıktınız? Catoptric neydi, nasıl bu günlere geldi?
Sektörle ilgili araştırma yaptığım dönemde şu anki ortaklarımla tanıştım. Benim onlar da o dönem e-spor sektöründe çalışıyordu, ancak e-spor kısmından ziyade bilgisayar oyunlarına ilgileri vardı. Pandemi döneminde tüm etkinlikler askıya alınınca boş durmamak ve biraz da sektöre yardımcı olmak amacıyla gerçekleştirilen, kar amacı gütmeyen Next Game Startup etkinliğiyle başlıyor aslında hikaye. Sonrasında bu etkinlikler aracılığıyla yatırım alan ekipler onlara geri dönüyor, bir şekilde sizinle çalışmaya devam edebilir miyiz diyorlar?
Ben de yaklaşık o zamanlarda ekibe katıldım. Türkiye'de hem bilgisayar oyunu geliştirme konusunda bir tecrübe eksikliği olduğunu, hem de bir Yayımcı eksiği olduğunu fark ettik. Ondan sonra kar amacı gütmeyen bir kuruluştan şirketleşme sürecimiz başladı. “Next in Game” adı altında düzenlediğimiz game jamler ile 1.5 yıl içinde hem 10-15 oyunun yapım ve yayımlama aşamasına destek verip hem de yayımcılıkla ilgili bir bilgi birikimi edindik. Ve ardından geçen yaz ilk oyunumuz Castle of Alchemist’i yayımladık, kendi etkinliğimizde geliştirilen Pile Up!’ı yayımladık. Bu yaz da son olarak ve yine bizim etkinliğimizden çıkan Toy Shire’ı yayımladık.
Peki yayımcı ve oyun geliştiricisi arasındaki iletişim nasıl oluyor? Yayımlayacağınız oyunlara nasıl karar veriyorsunuz?
Öncelikle biz kendimize bir tür belirledik. Benim “ponçik” dediğim tarzda; rahatlatıcı, renkli ve herkese hitap eden oyunlar mesela. Uluslararası olarak ayda 200’e yakın oyun inceliyoruz. Bu oyunlar arasında hangilerinin umut vaad ettiklerini ve ne kadar gelir elde edebileceğini analiz edip, bu verileri algoritmadan geçirerek belirliyoruz.
Mesela bizim ekibimizde çeşit çeşit bir sürü insan var. Direkt olarak oyun sektörüyle yakinen ilgili olanlar da, ara sıra Fifa atıp bırakanlar da bu oyunları deniyor. E sen Fifa oynayan adama ev düzenleme oyununu 15 dakikadan fazla oynatabiliyorsan demek ki bu oyun tutar!
Buna göre de geliştiricilerine teklif veriyoruz. Bu teklifte geliştiricilerin oyunun gelirinin çoğunu alması ve kendi ürünlerinin IP haklarını koruması da bizim için önemli noktalardan biri bu arada. Maalesef Discord üzerinden iletişim kuramamak bizleri çok zorluyor bu süreçte.
Türkiye’de çok az PC yayımcısı olduğundan bahsettik biraz, sence bunun sebeplerinden biri yayımcılara karşı bir güvensizlik olması olabilir mi?
Kesinlikle olabilir, doğal olarak günün sonunda geliştirici bir emek veriyor ve kimse bu emekten bir parçayı durduk yere başkasına vermek istemiyor. Bu yüzden geliştirici ve yayımcı arasında bir gerilim oluyor ister istemez. Çalıştığımız ekipler arasında hayatında sözleşme görmemiş olan oluyor mesela ve bu süreçlerde güven sorunları yaşanabiliyor. Özellikle uluslararası olan anlaşmalarda bu durum daha da öne çıkıyor.
Bu noktada karşılıklı güveni yaratabilmek hem yayımcının hem geliştiricinin görevi. Bizim geliştiricilerde o pırıltıyı gördüğümüz gibi geliştiricilerin de bizim bir yayımcı olarak yapabileceklerimizin de aldığımız risklerin de farkında olması gerekiyor. Örneğin geliştiricilerle yaptığımız sözleşmelerde oyunun çıkış zamanına karışmıyoruz veya belirli sayıdan az satan ya da çıkamayan oyunların geliştiricilerine ceza kesmiyoruz.
Yaptığımız tüm harcamalardan geliştiricilerin haberi olmasına önem veriyoruz. Bir reklam projesinin normal ücretinin %5’ine bile indirsek önce soruyoruz, faturasını paylaşıp onay alıyoruz.
Fakat aynı şekilde geliştiricinin de oyunlarının geliştirme süreci ve performansı konusunda gerçekçi beklentileri olması da bizler için önemli.
Pile Up! ile Kristal Piksel’de 2024 yılında bir ödülü siz de eve götürdünüz sayılır yayımcı olarak. Toy Shire ve Castle of Alchemist de çok başarılı oyunlar. Böyle 3’te 3 yapmış bir yayımcı olarak Catoptric Games’in geleceğinden bahsedebilir misin?
Daha 1 yıl oldu aslında Catoptric kurulalı, geçen senenin yazından bu yana olan süreçte bu üç oyunu çıkardık. Önümüzdeki senenin birinci çeyreğinde de abancı geliştiricilerden yemek temalı oyunlarımız “The Chef’s Shift” ve “Ominous Stew” ile Unpacking tadında bir oyun olan “The August Before” çıkışını gerçekleştirecek.
Şu ana kadar çıkmış oyunlarınızın çıkış sonrası desteklerini de sağlıyor musunuz?
Oyunların satışını iki döneme bölebiliriz zaten, çıkışı öncesi ve çıkışı sonrası. Çıkış öncesi reklamını yapmak, Steam sayfasını çekici kılmak ve Wishlist toplamak ana amaçlarımız arasında. Oyun çıktıktan sonra ise indirimleri planlamak en büyük işimiz, çünkü satışların çoğunluğu indirim dönemlerinde geliyor. Onun dışında farklı etkinliklere katılmak ve Bundle fırsatlarını değerlendirmek gibi dikkat edilmesi gerekilen farklı konular oluyor. Bunların takibini de biz sağlıyoruz.
Yayımladığınız oyunlar söz konusu olunca yabancı ekiplerle çalıştığınızı biliyoruz. Peki Catoptric Games’in yurt dışına gitmek gibi bir planı var mı?
Yurtdışında bir ofis açma gibi bir düşüncemiz olabilir elbette ama henüz düşünce safhasında olan bir şey bu. Farklı ülkelerin oyunlara ve geliştiricilere sağladığı teşviklerden bizimle çalışan geliştiricilerin de faydalanmasına olanak sağlayabilecek bir gelişme olur.