Ya şimdi çok yaşlı muhabbeti yapmış olacağım ama Heroes of Might and Magic oynama şansına erişememiş nesiller için üzülüyorum be. Zamanında strateji denince ilk akla gelen serilerdendi, ondan esinlenen seriler bile bayağı başarılılardı. Hatta Heroes’un esinlendiği King’s Bounty bile ondan geri esinlenerek geri dönüş yapmayı başarmıştı. Diğer alt strateji türlerinden farklı bir hissiyatı, farklı bir oynanışı vardır türün ve Heroes serisi Ubisoft’un elinde ölürken türün diğer temsilcileri de o boşluğu bir türlü dolduramadı (Disciples: Liberation ve King’s Bounty II gibi).
Ama neyse ki bağımsız yapımcılar var ve Hulk’un Ant-Man’e sandviç uzatması gibi bize Songs of Conquest’i uzatıverdiler. Baştan vereyim güzel haberi: Oyun misler gibi. Eski Heroes’ları, özellikle de Heroes 3’ü özlüyorsanız Songs of Conquest’e bayılırsınız. Çoğu açıdan özlediğiniz her şeyi verecek, türün formülü üzerinde birkaç güzel oynama da yapan, derli toplu bir oyun. 3 boyutlu grafikleri veya 360 derece döndürülebilen kamerası vs. de yok, direkt Heroes 3 gibi görünüyor yani.
Kalelaka
Erken Erişim’de 4 fraksiyonumuz (Heroes ağzıyla konuşmak gerekirse kalemiz), bunların 2 tanesi için de nispeten kısa iki Campaign’imiz var. Kalelerin ana haritadaki de savaşlardaki taktikleri de birbirinden farklı farklı olmasına ama öyle komple de bambaşka sayılmazlar. Kendi tarzınızı asıl olarak kendi yaptığınız tercihlerle oluşturuyorsunuz. Yani mesela Heroes’taki gibi her şehre her binayı dikmek yok, bina slotu sayınız belli ve hangi birimlere-kaynaklara-araştırmalara yoğunlaşmak istediğinize göre dikiyorsunuz binaları. Karakteriniz seviye atladıkça da üç beş istatistiki değişimden çok daha fark yaratan tercihler yapıyorsunuz. “Ordunuzda bir tane daha fazla birlik barındırmak mı, büyülerle %30 daha fazla hasar vermek mi?” gibi dramatik tercihlerde bulunuyorsunuz. Ha evet, bin ejderhalı ordular da yok, birim kısıtlaması var. Kısacası oyun başında herkes aynı aşağı yukarı ama ilerleyen dönemlerde komple farklı ordu dizilimlerine ve kahramanlara sahip olabiliyorsunuz.
Hoşlanmadığım bir detay: Evet kaleler işlev olarak güzel ama bütün işi ana haritada çözmek, kalelerin içine girip atmosferleri içinize çekememek, kaleler arasındaki oynanış değil ama hissiyat farkını çok minimumda tutmuş. Heroes’un bana verdiği “Bugün nasıl hissediyorsam o hisse yakın bir kaleyle oynayacağım” tadını bulamadım. Bir de oyunun daha üst zorluk seçeneklerine ihtiyaç olduğu da kesin.
Büyü içimizdedir
Şimdilik çok detaya girmeyeyim ama oyunun büyü sisteminin de çok yaratıcı ve işlevli olduğunu not düşeyim. Ordudaki birimlerinizin sayısına ve türüne göre farklı büyü elementlerini biriktirip onlar sayesinde savaşın direkt içinde kilidini açtığınız büyüleri kullanıyorsunuz. Enteresan ve eğlenceli sistem.
Erken Erişim’deki senaryo kısa sürüyor ama bayağı bir Skirmish haritası var ki Heroes’un da asıl tadı o Skirmish haritalarında çıkardı zaten, burada da durum aynı. İçerik sonsuz olmasa da bayağı bol yani. Ki içeriği sonsuz hale getirecek oyuncu yapımı haritalar yavaş yavaş yığılmaya başladı bile. Ciddi bug’lar falan da yok. Pişman etmez kısacası.
Artılar:
- Unutulmuş bir türün şahane bir temsilcisi
- Basit başlıyor, kolay alışılıyor
- Sonra derinleştikçe derinleşiyor
- Hikâye başarılı
- Müzikler de öyle
- Hem güzel hem işlevsel harita tasarımları
- Büyü sistemi özellikle bayağı tatlı-
Eksiler:
- Kaleler arası hissiyat farkı az
- Üst zorlukların eklenmesi lazım
- Şimdilik içerik çok acayip fazla değil
Ara Karar: Heroes’ları özlediyseniz üzmez.