Bulmaca oyunları, bulmaca oyunlarımız… Çok seviyoruz, bağrımıza basıyoruz ama henüz daha “Portal gibi” şeklinde resmi bir tür olmasa da son zamanlarda çıkan bulmaca oyunları bu çerçevede gözüküyor. Bir test odası, nispeten teknolojik bir araç, birinci kişi bakış açısı ve tabii ki kafa açan nispeten felsefik bir hikâye… Yanlış anlaşılmak istemem, kötü bir formül değil. Kelimenin tam anlamıyla Portal serisine aşığım. Bu nedenle “Portal gibi” oyunları da en az Portal kadar seviyorum. Antichamber, Q.U.B.E., The Talos Principle, The Entropy Centre… The Swapper hariç olmak üzere sanırım son zamanlarda bu formülün dışında bir bulmaca oyunu oynamamıştım. Humanity’nin de “Portal gibi” tutumundan ayrı bir yerde olması bu nedenle beni çok mutlu etti.
Esasında Humanity, bayağıdır radarımda olan bir oyun. Tek bir kişinin yaptığını bildiğim, Japonya’dan çıkma bu oyunu ilk kez gördüğümde de büyülenmiştim. İnsanlık tarihinin en sadık dostu köpeğin onlara yol göstererek (ve hatta zıplamalarına bile yardımcı olarak) çıkışa götürmesi konsepti çok hoşuma gitmişti. Bu mekaniği bir de yaratıcı seviye tasarımlarıyla taçlandırdınız mı Humanity tadından yenmez bir oyun olurdu. Olmuş da! Humanity son zamanlarda oynadığım en eğlenceli bulmaca oyunlarından birisi.
Oyun istiyor o abisi :’)
Özellikle The Legend of Zelda: Tears of the Kingdom’ın çıkışıyla sağda solda duymaya daha çok başladığım bir söz var: Kesin burası böyle geçilmiyor. Bu sözün de felsefesi şu, oyunu tasarlayan ekibin sağladığı serbestlik öylesine geniş ki absürt bir şekille de olsa bölümü geçebiliyorsunuz. Açık dünya ya da sandbox oyunlarda bu cümleyi kurmak tabii ki doğal da lineer bir bulmaca oyununda bile bu cümleyi kurabiliyorsam “Helal olsun!” demekten başka bir şey bulamıyorum. Çünkü eminim ki… Bu bölüm kesin böyle geçilmiyor ya…
Oyunun amacı aslında çok basit: İnsanları giriş kapısından çıkış kapısına götürmek. Hal böyle olunca oyun, bunu nasıl yaptığınızla çok da ilgilenmiyor. Örneğin oyunda insanlar gruplarının aşağıya düşüp ölmesi gibi bir mekanik var. Herhangi bir puan ya da cezalandırıcı bir şey olmadığı için ölen insanların sayısı, süresi gibi miktarları dert etmeden bölümü nasıl geçeceğinize odaklanabiliyorsunuz. Bu da oyunu gerilmeden, rahatlıkla oynamanızı sağlıyor. Bu sayede “Of ya! Bu bölümü üç yıldızla bitirmek için kasmalıyım!” diye kendinizi germeden tamamen oynanışa gömebiliyorsunuz.
Bu konu hakkında başka bir örnek daha vermek istiyorum. Oyunda birtakım basınç plakaları var. Bu plakalar kimi zaman bir grup insanın kimi zaman da köpeğin basmasıyla aktifleşiyor. Eğer insanları oraya götürüp ileri ve geri komutlarını verirseniz o bir avuç insan oradan ayrılmadığı için plakanız her daim aktif kalıyor. Yani ne yalan söyleyeyim biraz hile gibi ama bunun gibi etmenler bir bölümün birden çok geçilmesini sağladığı için oyun zevkinizi baltalamıyor, aksine keyfinizi katlıyor.
Heee böyle geçiliyormuş :D
Şimdi “İyi de o bölümün öyle geçilmediğini nereden biliyorsun? Belki de gerçekten senin yaptığın bu yöntemle geçiliyordur” diyebilirsiniz. Çok haklı bir soru olurdu fakat buna bir cevabım var: Direkt oyunun içerisinde o bölümün nasıl geçildiğine dair isteğe bağlı izleyebileceğiniz çözüm videoları var. Bölümlerde bulunan ve hem gelişmenizi sağlayan hem de bir mücadele unsuru sunan “altın insan” toplama kısımlarını göstermemesi haricinde o bölümün üstesinden nasıl geleceğinizi görebiliyorsunuz. Tabii eğer ki bu videoyu izlemek isterseniz oyun sizi “Aga sen şimdi buna tıkladın da bak deli gibi spoiler var, emin misin he?!” diye uyarıyor.
Bu “altın insan” muhabbeti aslında yukarıda yazdığım gibi kestirip atılacak bir şey değil. Altın insanları toplamanız için sıradan insan sürünüze bir şekilde katmanız ve bir şekilde öldürmeden çıkışa ulaştırmanız gerekiyor. Bu altın insanları topladığınızda da zamanı durdurma, hangi plakanın neyi aktifleştireceğini görme, serbest kameraya geçme gibi geliştirmeler kazanıyorsunuz. Oyun kalitenizi devasa arttıran eklentiler olduğunu kabul ediyorum ama bazı geliştirme seçenekleri şapka takmak ya da kıyafet çeşitliliği gibi oyuna doğrudan etki etmeyen şeyler. Ne yalan söyleyeyim “Acaba oyun sahasına ne türden etki eden bir şeyin kilidini açtım?” diye heyecanlanırken bomboş ekrana “ŞAPKALAR” yazısı gelmesi pek de eğlenceli değil. Çok şükür Humanity’nin oynanışı ve seviye tasarımı öylesine iyi ki bu tip ufak şeyler oyunun genel olarak iyi bir iş çıkarmasını gölgede bırakmıyor.
Başlıklar
Sadece bir bulmaca oyunundan değil, genel olarak bir oyundan istediğiniz her şey Humanity’nin basit ama etkili formülünde zuhur etmiş. Keyifli oynanış, saksıyı çalıştırmaya iten fakat insanı çileden çıkarmayan bölüm tasarımları ve tatlı mı tatlı ana karakter… HAV HAV! Şey yani pardon oynayın, oynattırın.
- Serbest oynanış sayesinde birden çok çözüm imkanı
- Bölüm tasarımları çok keyifli
- Gereksiz mücadelelerle oyuncuyu germiyor
- Kendi tasarımlarınızı yapabileceğiniz bölüm editörü
- Oyun içi çözüm rehberi
- Hikâye biraz klişe
- Bazı güçlendirmelerin hiçbir anlamı yok
lemmings terk