Starship Troopers: Terran Command - İnceleme

En iyi böcük, ölü böcüktür!

İnanılmaz ofansif bir giriş yapmışım gibi görülebilir ama bu oyunu oynadıktan sonra gerçekten de böceklere karşı ciddi bir cephe aldım arkadaşlar. Starship Troopers ismine aşina olanların beni az çok anladığını düşünüyorum. Özellikle 1997 yapımı filmin atmosferine oldukça yakın bir çizgide olan oyun, börtü böceğe karşı insanı düşman ettirecek kadar stresli ama bir o kadar da eğlenceli.

Yine mi aynı şey ya… Ay yok değilmiş!

Uzaktan bakıldığında oyunumuz klasik bir Gerçek Zamanlı Strateji gibi dursa da aslında türün temel dinamiklerini barındırmıyor; daha farklı bir yapısı var. İzometrik bakış açısıyla, çeşitli askeri birimleri yönetiyoruz ama bunu Age of Empires veya Starcraft gibi derin bir kaynak yönetimiyle gerçekleştirmiyoruz.  Hemen her bölümün başında, elimize verilen kısıtlı sayıda askerle ufak bir üs ele geçiriyoruz. Ele geçirilen üsler, bize birkaç askeri birim basma hakkı veriyor. Böylece ordumuz biraz daha büyüyor. Ama “Maden var bak, altın bas!” veya “Bak bak, şuradan gaz çıkart fabrika kur işle!” gibi bir durum yok. Ele geçirilen noktalar bize kaynak (Supply Depot) sağlıyor, kaynak sayımızla orantılı ordumuzla yolumuza devam ediyoruz. Yani bina kurmakla, geliştirmekle falan vakit kaybetmiyoruz.

Bu durumun oyunun dinamiklerini basitleştirdiği bir gerçek. Fakat bu negatif bir durum mu? Bana kalırsa tam aksine, oyunun başarısını borçlu olduğu en temel konu bu. Oyunu öğrenmek gerçekten çok basit. Normalde bir GZS’nin dinamiklerini öğrenmek saatler alır. Bu binayla şunu geliştir, şu birim gelişince bunu yap, cart curt… Starship Troopers ise olabildiğince net. Oyundaki gelişim mantığını ve oynanışı anlamak, oyunlarla az çok aşina olan birisi için toplam yirmi dakika sürüyor (Bu kişi sensin sayın okur. Uzayda böcük patlatmalı fiçuv fiçuv ateş eden izbandut gibi adamlarla dolu bir GZS incelemesi okuyorsan, oyun sektörüne aşinasındır herhalde).

Terran Command, gerek atmosfer gerekse de tarz bakımından 1997 yapımı filminin izinden gidiyor. Fakat bu yalnızca “mizacından etkilenmek”le kalıyor. Yani senaryo bazında filmin/kitabın devamı veya bütünleyici bir parçası olma gibi bir durumu yok. Seriye aşina olanlar eminim oyundaki birkaç tatlı göndermeyi veya tanıdık ismi gördüklerinde gülümseyecektir ama bundan daha ötesi yok. Oyunda senaryo ikinci planda, Starship Troopers ismi de oyuna arka plan olmaktan ibaret anlayacağınız.

Senaryo kısaca şöyle: Kwalasha gezegenindeki kaynakları çıkartıp işlemek isteyen insanlarla gezegen ahalisi böcekler savaşıyor. Nasıl ama? Hayır ben çok kısaltmadım, senaryo gerçekten bundan ibaret. Bakın benim “yalandan senaryo” dediğim bir olay var.  Ayıp olmasın diye konulmuş, zerre ilgi çekmeyen ama oralarda bir yerlerde seyreden, varla yok arası senaryoları böyle adlandırıyorum. Buradaki durum da bu. Yalandan bir senaryo var işte. Güzelim külliyata yazık edilmiş diye düşünmeyin ama, ben bunun bilinçli bir tercih olduğunu düşünüyorum. Çünkü senaryo her ne kadar odağın dışında kalsa da başka etmenler öne çıkarak oyunu yine de parlatıyor.

Böcek İlacı 101

Oynanış tarafına baktığımızda keyifli ve taktiksel bir oynanış bizleri bekliyor. Oyunun kademeli olarak artan, mücadeleci bir zorluk seviyesi var. Üst zorluklarda bu durum saç baş yolduracak seviyede olsa da üçüncü ve dördüncü zorluk seviyelerinde oyunun mücadeleci yapısı oyuncuyu kendine bağlıyor. Hemen her bölümde bir önceki bölümden farklı düşmanlar karşınıza çıkıyor, farklı üniteleriniz oluyor ve farklı taktikler kurmak zorunda kalıyorsunuz. Bu sayede oyun sürekli değiştiği ve geliştiği için de oyuncu 19 bölümlük ana senaryonun sonuna kadar devam ediyor. Fakat şunu da belirtmem lazım, bazı görevlerin süresi diğerlerine göre fazla uzun olduğu için yer yer “Öff yeter be kaç saattir böcek kesiyorum” hissiyatı olabiliyor. Ama bu anların sayısı keyfinizi kaçıracak kadar fazla değil, merak etmeyin.

Oynanışa dair her şey iyi ve hoş mu peki? Maalesef değil. Bazen kamera açıları öyle kontrolsüz hale gelebiliyor ki… Mesela önünüzde bir bina var diyelim. Ünitelerinizi binanın arkasından dolaştıracaksınız. Aa, o da ne? Üniteniz kayboldu! Nerede? Binanın arkasında. Peki ben neden göremiyorum? Çünkü yapımcılar, bu tip durumlarda binanın şeffaf gözükmesi gerektiğini düşünmek yerine “Neyse canım sen de askerini oraya koyma” demiş sanırım. Aynı şekilde kontrol konusunda da bazen benzer sıkıntılar oluyor. Mesela her GZS severin yaptığı ve yapacağı klasik taktik olan önden bol canlı tank benzeri birimleri gönderip arkadan da yüksek hasar vuran narin birimleri peşlerine takmak istiyorsunuz. Aa! Bir bakıyorsunuz siz komutu doğru vermenize rağmen önde narin birimler, arkada tanklar gidiyor. Böyle durumlarda durdurup tekrar hizaya dizmeniz gerekiyor, bu da biraz can sıkıcı olabiliyor. Yani her ne kadar genel hatlarıyla başarılı bir oynanış olsa da bir Starcraft rafineliği yok.  

On beş böceğe saldırdım, vurdum vurdum saymadım…

Gelelim grafiklere… Gerek sanat tasarımı gerek renk paletleri gerekse harita tasarımları konusunda Artistocrats hiç de fena bir iş çıkartmamış. Grafikler muhteşem olmasa da gayet başarılı. Böceklerimiz gergin ve rahatsız edici, askerlerimiz sert ve gazlı. Yani böcek patlatmalı bir GZS’den isteyebileceğiniz her şeyi karşılıyor. Yalnız bu konuda, oyunun ara videolarına yönelik bir eleştirim var. Tüm ara videola, haber programı şeklinde tasarlanmış ve oyuncuya manipülatif haberler sunmak üzerine kurulu. Fakat zaten Starcraft’tan aşina olduğumuz bu sistem, benim açımdan zerre kadar ilgi çekici olmadı, olamadı. Hatta bazılarının bitmesini oflaya puflaya bekledim. Zevk meselesi tabii, eminim bu sinematikleri çok eğlenceli bulan kişiler de vardır. Harita tasarımları konusunda da benzer bir durum var. Oyun 19 bölümden oluşuyor ve her bölüm farklı bir haritada geçiyor. Ama çorak bir gezegenden bahsediyoruz, yani harita tasarımları oldukça kısıtlı diyebiliriz. Yapımcı yine elinden geleni yapmış. Şehir haritası, maden haritası vb. de var ama 19 bölüm yahu… Geri kalanları ya çölde ya da bozkırda geçiyor. Yani bilemiyorum, belki biraz daha yaratıcı davranılıp çeşitlilik sağlanabilirdi.

Bu güzel grafiklerin yanında inanılmaz başarılı bir optimizasyon sunulmuş. Evdeki külüstür bir bilgisayarda maksimum grafik ayarlarında şov yapa yapa oynattı kendini. Öyle kaotik anlar oldu ki yeri geldi gökten yüzlerce böcek yağdı; onlarca askerim bombayla, tüfekle böceklere karşı koydu ama oyun bir kere bile takılmadı. Çok uğraşılmış bir teknik başarı var ortada, umarım AAA şirketler de bundan birazcık feyz alır.

Olmalı mı, olmamalı mı?

Neredeyse sıfır beklentiyle başladığım Starship Troopers: Terran Command, beni gerçekten çok şaşırttı. Yenilikçi ve basit kaynak yönetimi, komplike taktikleri, keyifli oynanışıyla artık ayda yılda bir çıkan GZS türünü başarıyla temsil ettiğini düşünüyorum. Günahları yok mu? Gayet de var. Fakat bu, başarılı bir oyunla karşı karşıya olduğumuz gerçeğini değiştirmiyor.

SON KARAR

Beklenti yüksek tutulmadığı sürece, GZS sevenlerin mutlaka bir şans vermesi gerek

Starship Troopers: Terran Command
İyi
7.5
Artılar
  • Basit ve etkili oynanış
  • Öğrenmesi kolay – ustalaşması zor dinamikler
  • Starship Troopers atmosferini hissettirmesi
  • Muhteşem optimizasyon
  • Farklı ve özgün bir kaynak yönetimi sistemi
Eksiler
  • Yalandan senaryo
  • Ara sıra oluşan tekrara düşme hissi
  • Ara sinematik ve müziklerin vasatlığı
  • Çok oyunculu yapıya oldukça müsait olmasına rağmen yalnızca single player senaryo olması
  • Mekân çeşitliliğinin azlığı
  • Yer yer patlayan kamera açıları ve kontroller


YORUMLAR
allalla
21 Temmuz 2022 15:53

Eksiler kısmına, Rico'nun oyuna koymayı unuttuklarını da eklemenizi rica ediciğim!

Parolamı Unuttum