Armored Core VI: Fires Of Rubicon - İnceleme

From’dan babam çıksa yerim diyenlerin boğazına dizilen robot cıvataları

Bir mecha hayranıyım ve bunu da gururla söylerim. Hani bazı uzun ve geçmek bilmeyen gecelerde Steam’in köşesini bucağını dört dönüp kaza kaza ilginç mecha oyunları bulmak mı veya bir günde oturup 35 bölüm Gundam izlemek mi dersiniz, hepsine çok okeyim ve bu metal devlerin birbirleriyle kıran kırana kapışmaları benim için çocukluğumdan bu yana gelen bir eğlence unsuru. Aynısı uçaklar için de geçerli ki geçtiğimiz dönemde uzun yıllar aradan sonra çıkan Ace Combat 7 da beni mest etmişti. Benzer bir beklenti From Software’ın 1997’den beri geliştirdiği ve 10 yıllık bir aradan sonra dönüş yapacak olan Armored Core VI için de geçerliydi elbette ve bu bekleyişin sonu her ne kadar güzel çıksa da oyunun bazı kısımlarına da “ohaaa hâlâ mı bu kafadasınız, bu nasıl sunum, bu nasıl kamera!?” dediğim anlar oldu, olmadı değil. Tadım kaçmadı ama tam da tatmin olamadım anlayacağın sevgili okur. Ama biraz baştan alalım mevzuyu ve nedir bu Armored Core bir bakalım.  

Ayarlar tamam, göreve hazırım

Oyun fena sayılmayacak bir sinematikle mevzuya giriyor ve daha ilk anlardan anlıyoruz ki buradaki öykünün eski oyunlarla belli kavramlar ve özel kuruluşlar dışında büyük bir bağı yok. Ben de onları oynayalı yıllar oldu ve mevzularını da çoğunlukla unutmuşum açıkçası. O yüzden seriye buradan da girseniz de hiçbir şey fark etmez. Tabii yine eskiler için bazı küçük göndermelerin konduğunu söylemeliyim.

Oyun başlıyor, ilk görevde Rubicon 3 gezegenine kaçak giriş yapan bir paralı askeriz ve burada legal olarak çalışabilmek için bir lisans peşinde koşturuyoruz. Rubicon 3 ise başlı başına bir gizem topu. Burada Coral denen bir partikül enerjisi keşfedilmiş ve yapısı sebebiyle hem yakıt olarak hem de data taşıyıcı olarak kullanılabiliyor. Elbette gücü elinde bulunduran özel şirketler buraya hücum ediyor, ayrıca Rubicon’luları temsil eden bir de direniş gücü var. Biz de bir paralı asker olarak oyun boyunca bu fraksiyonların görevlerini yapıyoruz.

Lâkin burada şöyle bir sıkıntı var ki oyun PS1 zamanlarından kalma bir brifing al, git ve her şeyi vur tarzı bir görev yapısına sahip. Yani tamam serinin tarzı bu ve ara sahneler için bile insan modellemeye belki üşendiniz ama en azından konuştuğumuz karakterlere bir portre falan çizseydiniz de onları biraz daha tanıyıp benimseseydik. Ve evet oyunda tek bir insan yüzü dahi görmüyoruz, kendi adamımız 621 ‘kod adı Raven’ dahil.

Örneğin yine bu tarzdaki Zone of Enders 2’yi veya Ace Combat’ı düşünüyorum, sunumları bundan kat be kat iyi. Veya farklı bir türde olsa da benzer temadaki Front Mission’ın karakterlerinin yazımı da sunumu da muhteşemdir. Yani yapmak zorunda değilsiniz ama yapsanız oyunun aslında ilgi çekici olan öyküsü beni çok daha fazla içine çekebilirdi. Elbette From usulü diyebileceğim, bir yerlere girip bir şeyler okuma işi burada da mevcut ama elde ettiğimiz bilgiler daha çok teknik detaylar olduğundan çok da önemli sayılmazlar. Resmen “sunumsuz yakalanmışlar” ya da oyunun bütçesi gerçekten düşükmüş ki ağırlığı diğer alanlara kaydırmayı seçmişler. Neyse ki seslendirmeler iyi ve havaya sokuyor. Ha onları da savaş esnasında takip etmek mümkün değil ama en azından brifinglerdeki muhabbetlerde iyi iş çıkartılmış.

Ya pardon ben bunu PS5 için almıştım ama…

Bütçe diğer alanlara dağıtılmış derken bunlardan birisi kesinlikle grafikler değil, onu belirteyim. PS3’teki Armored Core V’i alıp HD remasterlayın, bundan pek de farklı görünmediğini göreceksiniz üzülerek. Elbette burada patlamalar falan oldukça ihtişamlı ve genel görsel efekt kalitesi yüksek. Lâkin çevre modellemesi gerçekten içler acısı. Bakın şurada bir kutu var 8 poligondan oluşan, neee bina mıymış? Her yer böyle kutu kutu pense yapılarla dolu ve yer yer ilginç ortamlar görsek de dünyaya kesif bir ruhsuzluk ve karaktersizlik hâkim. Hayır gidin bundan 4 yıl önce çıkmış Ace Combat 7’ye bakın, hem estetik hem de teknik anlamda bundan fersah fersah ileride grafiklerle karşılaşacaksınız. Ona karşılık Armored Core VI hem mekanlarındaki bu eskilik hem de kötü ışıklandırılmış bölüm tasarımlarıyla cidden eski nesildeymiş hissi veriyor.

Hatta yine Elden Ring’de olduğu gibi burada da PS5’e PS4 versiyonunu yükleyerek daha iyi verim alabilirsiniz oyundan frame rate anlamında. Zira PS5’te evet bir Ray Tracing seçeneği var ama açtığınız anda oyunda anlamsız kasmalar da başlıyor ve bu kadar anlık kararların önemli olduğu bir aksiyon oyununda düşük frame rate caiz olmadığı için hemen geri kapatıyorsunuz. Bence From’un artık iyi oyun mekaniklerinin ötesinde şu görsel kalite mevzusunu da bir coşturması gerekli. Tamam Elden Ring açık dünya dedik, sanat tasarımı çok iyi, oradan kurtarıyor dedik ama Armored Core’un bu düşük kalite görselliği ve yavan sanat tasarımı beni cidden kızdırdı. Hatta ve hatta oyunun CGI sinematiklerinin bile Armored Core V’ten geride olduğunu net olarak söyleyebilirim. Peki bu kadar laf sayıp döktüğüm oyunu neden keyifle oynadım yine de? Cevap basit; oynanış mekanikleri ve sunulan çeşitlilik.

Mechan mı var derdin var…

Ama bak haklarını yemeyeyim, adamlar tüm bu teknik vasıfsızlıklar içinden harika bir aksiyon oyunu da çıkarmayı bilmişler. Mechaya bindiğim ilk anlarda biraz hantal ve kullanışsız olmasıyla, oyunun ileri aşamalarında uçup kaçan ve her attığını vuran ölüm makinası arasında muazzam bir fark var. Oyunda bir level sistemi ya da yetenek ağacı yok, gelişim daha çok mechaya yeni parçalar ve silahlar takmak ve OS Chips denilen geliştirmeleri düzenlemekle oluyor. Yeni parçalar görevlerden kazanılan parayla gelirken OS Chips de özel sanal arena dövüşlerinden kazanılıyor. Yapımcılar oyunun tüm detayını mechalar üzerinden kurgulamışlar desem yeridir. Aracın ağırlığı, motor gücü, işlem kapasitesi, yükseklik stabilitesi ve türlü çeşitli silahlardan gelen ateş gücü arasında kurulan korelasyonlar tüm oynanışı da etkileyip yön veriyor.

Örneğin diyelim ki mecham çok güçlü ateş gücüne sahip ama biraz ağır kalıyor ve karşınızdaki boss da yerinde durmayıp sizi kum torbasına çevirip hacamat ediyor. Bir denedim iki denedim olmuyor. Ne yapıyorum, hemen build değiştiriyorum. Diğer From oyunlarının aksine bol bol build değiştirmek bu oyunun anahtarı ve elinizdeki en büyük koz. Neyse ki oyun insaflı davranıp boss’ların öncesine check pointler koymuş, hatta ölünce build değiştirip doğrudan boss’a da gidebiliyorsunuz;  ama hayati bir parça eksikse görevden çıkıp onu alıp görevi tekrar baştan yapmak da biraz sinir bozucu olabiliyor. Neyse ki görevler aşırı uzun değil.

Silahlarsa gerçekten envai çeşit ve iki tane omuza iki tane de ele alabiliyoruz. Bu dört silah arasında kuracağımız dengeyse savaşlardaki başarımızı direkt etkiliyor. Yani ben bir elime mitralyöz alıp tarayayım, omzumda da iki tane top olsun, öbür elimde de yine büyük top olsun derseniz biraz canınız sıkılabilir. Böyle bir buildle cephane dengesi ve atış aralığı gibi parametreler saldırı ivmenizi düşürüp boss’larda sıkıntı yaşamanıza sebep olur çünkü. Onun yerine omzunuza bir roketatar takmak, ele de yakın saldırı silahı almak daha etkili mesela. Bu gibi elementler oyunu oldukça zevkli kılarken bölümlerdeki bazı gizli belgeleri falan bulmak da ekstra silahlar ve parçalar kazanmanıza vesile oluyor ki bunların bazıları parayla satın alabileceklerinizden daha güçlü. O yüzden bölümlerde düşmanları hallettikten sonra sona gelmeden biraz keşfetmeye de bakın, buna değecek kesinlikle.

Baba parası değil alın teri

Şimdi savaşlar zevkli, görevler de olabildiğince çeşitli dedik ama tam da detayına girmedik bunun. Yapımcılar görev tasarımlarında ellerinden geldiğince yaratıcı olmaya çalışmışlar ve bir bölümde patlayıp çatlayan bir yerden hızla kaçmak gerekiyorken bir diğerinde gizlilikle ilerleyip düşmanın hatlarına fark ettirmeden sızmak gerekebiliyor. Bazen devasa boyutlardaki bir aracı indiriyorken bazense teke tek düellolarda iyi tasarlanmış rakiplerle kapışıyoruz.

Bu noktada yukarıda bahsettiğim çeşitlilik işi oynanışta büyük fark yaratıyor. Daha hafif parçalarla hıza abanan bir build kurup rakibi tokat manyağı yapmak da var, ağır sanayi hamlesi yapıp uzaktan topa tutmak da. Zaten bu zevkli çeşitlilik hissi ve tok aksiyon duygusu olmasa bu oyunu oynamak için çok da bir sebebimiz kalmayacakmış. Ayrıca bazı görevleri tekrar oynamak ve bunlarda daha hafif silahlanıp az cephane harcamak güzel bir gelir kapısı da oluyor, öneririm.

Sevdiğim bir diğer yönse oyunun New Game+ ve ++ kısımlarında açabileceğim iki farklı final, yeni silahlar ve bir sürü alternatif görev olmasıydı ki bu noktada oyunu toplam 15-20 saatte komple bitirebiliyorsunuz bu yan içerikleri de görerek. Bu da biz Türk oyuncuları fiyat performansta biraz dengesiz bir durumla baş başa bırakıyor. Bu oyun 1300 TL (Xbox’ta 1050 TL neyse ki) ve Türkçe dil desteği falan da yok. Özellikle mechanızın parametrelerini ayarlarken bu dil desteği faydalı olurmuş çünkü neyi neyle dengeleyeceğinizi öğrenirken aynı boss’a sürekli yenilmek sinir bozucu olabiliyor. Ha anladığınızda bu durum az biraz değişiyor ama klasik FromSoftware zorluğu bu sefer biraz da eksik açıklamalardan kaynaklanıyor diyebilirim. Örneğin hedefe kilitlenme gibi basit bir mevzu bile doğru düzgün anlatılmıyor ve biraz da ayarı zor olan bu özelliğin ne kadar önemli olduğunu anlamak bana zaman kaybettirdi. Kameranın önüne geçen objelerin şeffaflaşmaması gibi arkaik bir problemse bazı durumlarda ciddi hasar almalara yol açabiliyor. Bu gibi teknik ve yine sunumla alakalı problemler oyun zevkini düşürse de dakikalarca mechanın ayar ekranında şunu mu taksam bunu mu taksam dertlenmeleri ve kurduğum buildin gerçekten zıpkın gibi düşmanların içinden geçtiğini görme tatmini paha biçilemez cidden. Buna ileride açılan uçuk kaçık animevari silahların yıldırım hızındaki oynanışının tamamen değiştirdiği anları da eklersek Armored Core VI aksiyonu kurmak ve çeşitlendirmek alanında benden tam not alır.   

Pew pew boom boom!

Şunu da belirtmekte fayda var ki oyun serinin ruhunu tam olarak yansıtıyor. Bana kalsa o pilotu bir indirip ortamlarda dolaştırır, öyle de birkaç görev yaptırıp tempoyu değiştirirdim ara sıra. Sonracığıma, daha ilginç karakterler ekleyip sunumu da daha kişisel hale getirir, yaptığımız eylemlerin sonuçlarını az biraz daha hissedebildiğimiz bir dünya kurgusu yaratırdım. Ama belli ki bütçesel nedenler ve artistik vizyonun eldeki gibi olması sebebiyle oyun bahsettiğim bu noktalara ağırlık vererek o nefis aksiyon örgüsünün üstüne biraz daha derinine inebileceğimiz bir dünya sunmamış. Misal Coral enerjisi ve Rubicon’lular hayli ilginçler aslında ama tüm gezegen tek bir karakter üstünden temsil edilmiş. Veya bizim işverenimiz Walter geçmişi oldukça alengirli bir adam. Buralara nasıl düşmüş, neler yaşamış asla tam anlayamıyoruz; birkaç güzel flashback sahnesiyle bu durum çözülebilirdi. Bizim oynadığımız 621’in bile kim olduğu belirsiz, hani bunlar hakkında okuyabileceğimiz bir datalog falan dahi yok.

Yani Souls oyunlarında yancının yancısı karakteri bile merak ettiren o girift anlatının 10’da biri bile bu oyunda olsa kendisiyle kurduğum duygusal bağlar çok daha gelişkin olur, atmosfere daha bir girerdim. Şu anki haliyle kurabildiğim tek bağ “robotumu mor mu yapsam yoksam düz siyahtan devamke mi?” minvalinde yüzeysel serzenişlerden ibaret. Günün sonunda görevlerde önümüze geleni tekmelemek için sürekli mecha buildi değiştirmek yerine o mechanın içindeki adamı da birazcık tanıyıp değiştiğini hissetsek acaba daha keyifli bir oyun olur muydu Armored Core VI diye düşünmekten kendimi alamıyorum doğrusu.

SON KARAR

10 yıl sonra gelen bir devam oyunundan beklentim çok büyük değildi açıkçası, formülünü ve görselliğini “birazcık” cilalamış bu yeni oyun da beni yanıltmadı. AC VI bir PS4 oyunu olarak gayet hoş ama yeni nesle ait olmadığı kesin.


Armored Core VI: Fires Of Rubicon
İyi
7.5
Artılar
  • Sağlam mecha aksiyonu
  • Bol çeşitli kostümizasyon seçenekleri
  • Görevler fazla uzamıyor ve eğlenceli
  • Seslendirmeler başarılı ve havaya sokuyor
  • Görsel efektler gayet ihtişamlı
  • Boss savaşları yine oldukça çetrefilli ve çeşitli
  • Ses dizaynı özellikle kulaklıktayken çok iyi
  • Frame rate dengeli
  • New Game + ve ++’ın farklı görevlere ve sonlara sahip olması


Eksiler
  • Görsellik PS4 hatta 3 seviyesinde
  • Eski formüle pek de bir yenilik eklenmemiş
  • Karakterlerle bağ kurmak ve öyküyü önemsemek zor
  • Sunum çok yavan
  • Müzikler pek hissedilmiyor
  • Genel From Software kalite standartı bu oyunda çok hissedilmiyor


YORUMLAR
Atlas Estrella
29 Ağustos 2023 16:19

İnsaflı, hakkaniyetli, trarafsız bir inceleme yazısına benziyor amma velakin oyunu oynamanın yerini tutmaz, gidip oynayalım bakalım, burada yazılanlar doğru muymuş yerinde görelim. Bu arada Hidoş'a iki çift laf etmeden edemeyeceğim: Aşk olsun yani Hidoş abi! İnsan iki satır Türkçe eklemez mi oyuna? Abi dedik, bağrımıza bastık, karşılığı böyle mi olacaktı? Hiç yakıştıramadım abi, hiç!

Parolamı Unuttum