Alfa İzlenimleri - Diablo Immortal Oynadık!

Legendary cep telefonlarınızı kuşanın

Yüzünü ekşittiğini görebiliyorum sevgili okur. Hatta “Eheh, don’t you guys have phones?” dediğini de duyabiliyorum. Ancak gel şimdi Diablo: Immortal’ın duyuruluşundaki talihsizlikleri bir kenara koyalım. Evet, herkes Diablo IV’ü beklerken Blizzard’ın Immortal’a sahne ışığı vermesi yanlış bir karardı. Evet, sonrasında oyunu PC’ye getirip getirmeyecekleri sorulduğunda “Niye ki, telefonunuz yok mu?” diye cevaplamaları tam bir tüy dikme anıydı. Ama bu gerçekten de oyunun kötü olduğu anlamına gelmiyor. O yüzden gel, ben sana oyunu uzuuun uzun test ederek edindiğim izlenimleri anlatayım direkt.

En baştan yüreklere su serpeyim: Diablo: Immortal sulandırılmış bir NetEase oyunu klonu değil. İki yaratık kesip üçüncüsünü kesmek için 15 dakika beklemenizi şart koşan, beklemek istemiyorsanız kredi kartınızı ekrana yapıştırmanızı talep eden bir oyun da değil. Diablo: Immortal tam anlamıyla bir Diablo oyunu. Ve mobil. Üstelik oynaması ücretsiz.

Hani birkaç sene önce Diablo III’ü konsollara uyarlarken çok temiz ve rahat bir adaptasyon ortaya çıkartmıştı ya Blizzard, aynısını mobile geçişte de yapmışlar. Daha önce bir kere bile Diablo oynadıysanız her şey müthiş kolay ve net. Sol taraftaki yuvarlakla karakteri kontrol ediyorsunuz; sağ tarafta yetenekleriniz var. Yaklaşık 5 dakika içerisinde “Aa, Demon Hunter’la aynı anda hem ateş edip hem hareket edebiliyorum!” diye çılgınca katliam yapmaya başlıyorsunuz. Oyun hem ihtiyacınız olan her şeyi açıklama konusunda hem de anlaşılır bir şekilde ekrana yerleştirmede on numara iş çıkartmış. Olumlu anlamda şaşırmaya hazırlayın kendinizi.

DECKARD CAIN Mİ O?

Oyuna Wortham adındaki bir kasabada başlıyorsunuz ve sizi karşılayan ilk karakterlerden biri de Deckard Cain’in ta kendisi. “Aa, ama kelebek abla…” diyorsanız, bir durun! Immortal ikinci ile üçüncü oyun arasında geçiyor ve üzerinize tanıdık karakter atma konusunda da elini hiç korkak alıştırmıyor. Daha başlarda Diablo II’nin Necromancer’ı Xul’la karşılaşıyoruz mesela; ileride bir noktada Diablo III’teki canon sayılan Demon Hunter Valla’yla yollarımız kesişiyor. Akara, Kashya, Flavie gibi Diablo II’den hatırlayabileceğiniz dostlar yine maceramıza ortak oluyor. Düşmanlar cephesinde de serinin müdavimlerinin sırıtarak anımsayacağı tonla isim var. Leoric’in düşman olarak yer almadığı bir Diablo oyunu belli ki düşünülemiyormuş, zira kendisi burada yine var (bu sefer atını da yanında getirmiş). Yine Diablo II’de Forgotten Tower’da rün için mahzenini yağmaladığımız The Countess burada başımıza tekrar musallat oluyor. Ha, bir yerde de geçmişe ufak bir bakış attığımız sırada Tal Rasha ve Zoltun Kulle’yle birlikte Baal’ın Soulstone’a hapsedildiği anı *oynuyoruz*. Sırf şu sonuncusu bile beni fazlasıyla ihya etti, hatta Diablo III’ün sunduğu çoğu şeyden daha çok heyecanlandırdı sanırım. Kaldı ki sinematiklerin, seslendirmelerin ve müziklerin kalitesi gerçekten de mobil bir oyundan beklemeyeceğiniz seviyede. Mobil arayüz tuşlarını saklayıp “Bakın Diablo III’e yeni ek paket geliyormuş” diye göstersem zerre yadırgamazsınız (hele ki karakter modellerinin Diablo III’ten fersah fersah yüksek çözünürlüklü olması da bir yandan çok acı).

Biliyorum, yereyim istiyorsunuz aslında ama genel olarak Diablo III’ten iyi yaptığı bir sürü şey var Immortal’ın. Halihazırda neyin çalışıp neyin çalışmadığını bildiğinden farklı deneyler yapmışlar, eldeki sistemleri geliştirmişler… Mesela Bounty’ler. Günde 12 tane Bounty toplayıp yapabiliyorsunuz. Normal Diablo III’te bir yerden sonra beyin eriten bir aktivite hâline gelen Bounty sistemi burada canınıza okumayan, kısa ve hızlı bir aktivite olarak yer alıyor o sayede. Yine Diablo III’te arada Stash’te sakladığımız sayısız Legendary’nin arasında Varyemez Amca gibi dalıp yüzerken burada çok daha nadir Legendary buluyoruz. Ancak bulduğumuz zaman çok daha kıymetli geliyor; uzun süre kullanıyoruz. Hatta işe yararlılığı azaldığı noktada bile eşyaları “geliştirerek” daha iyi hâle getiriyoruz. Diablo III’te sürekli bir eşya devinimi olduğundan bir yerden sonra eldeki eşyaları Identify etme ihtiyacı bile hissetmiyorduk bazen; bu şekilde olması daha bile hoşuma gitti.

Bir diğer endişe verici durum… Oyundaki mikro ödemeler. Korkmayın, Legendary kredi kartınızı kuşanmanıza gerek yok; tutup da oyunun en iyi Legendary’lerini para basıp satın almıyorsunuz. Oyunun tüm hikâye içeriği ve karakterleri bedava kalmaya devam edecek Blizzard’ın açıkladığına göre. Oynadığım süre içerisinde gördüğüm, satın alabileceğiniz ya da almak isteyebileceğiniz iki önemli şey var: İlki Battle Pass. Henüz alfa’da “ücretli” kısmı aktif değildi ama gördüğüm üzere bolca Legendary Crest, Gem, Honor vb. birimler kazanabiliyorsunuz o kısımda. İkincisiyse doğrudan Legendary Crest’lerin kendisi. Bu Crest’ler endgame içeriği olan Elder Rift’lere modifiye özellikler ekleyerek Legendary Gem düşme şansını da garantiliyor. Normal oynayarak da elde edebiliyorsunuz ama çok nadir karşınıza çıkıyor şu an gördüğüm üzere. Özetle eğer “Elder Rift’te dünya derecesi yapmayı kafaya koydum” demiyorsanız beş kuruş harcamadan hikâyeyi görmek ya da casual bir şekilde takılmak mümkün. Yine de keşke en azından normal oynayışla da düşen Legendary Crest oranını biraz daha arttırsalarmış, böylece istiyorsak daha çok oynayarak o aradaki boşluğu kapatabilseymişiz. Ben üzerime düşeni yaparak yapımcılara bu yönde geri bildirim verdim ancak son hâli ne olur, orasını çıktığında göreceğiz…

Teknik Alfa’ya bakacak olursak çıkışı çok da uzak gibi gözükmüyor Immortal’ın. Tahminimce Şubat ayındaki BlizzConline’da çıkış tarihini alırız, kısa bir süre sonra da çıkışını yapar gibi geliyor bana. Diablo IV’ün yolunu gözlerken Diablo’ya dair keyifli bir şeyler oynamak istiyorsanız şimdiden gözünüzü Immortal’a çevirin, telefonunuz yoksa tez zamanda edinmeye bakın derim…

Yeni Cep Telefonunuz Yok Mu?

Diablo: Immortal için ilk duyurulduğunda ön kayıt yaptıranların bir kısmı geçtiğimiz haftalarda büyük bir hayal kırıklığına uğradı; zira önceden minimum gereksinimlere uyan cihazlardan bazıları artık desteklenmemeye başlandı bir anda. Tahmin edebileceğiniz üzere bu da internette tonla “Ne yani, yeni cep telefonunuz yok mu?” şakasına yol açtı. Blizzard’sa bir süre sessiz kaldıktan sonra Teknik Alfa’nın başlamasıyla birlikte bu konudaki suskunluğunu bozdu. Evet, gerçekten de Diablo: Immortal’ın minimum gereksinimleri artmıştı. Ancak Teknik Alfa’da alacakları veriler doğrultusunda daha geriye dönük eski telefonlarda da optimizasyon yapmaya uğraşacaklarını da eklediler bir yandan. Yani telefonunuz şu an için desteklenmiyor gözükse de umudunuzu kaybetmeyin; çıkış sırasında en düşük gereksinimler tekrar düşmüş olacak muhtemelen.

Kontrolör Desteği Yok Mu?

Günümüzde mobil oyunculuk artık değişti; birçok cihaz ve oyun kontrolör desteği sunuyor. Peki ya Diablo: Immortal sunacak mı? En çok merak edilen sorulardan birisi de bu muhtemelen lakin ne yazık ki henüz net bir cevap yok. Buna dair en yakın yanıt, BlizzCon 2019 sonrasında Wyatt Cheng’in Reddit’e yazdıkları: “Switch versiyonu henüz planlarımız arasında yok ama bunu tek isteyen siz değilsiniz, emin olun. BlizzCon’a katılanlar iPad (ki zaten fuarda 25 tane iPad vardı), kontrolör desteği ve görselleri TV’ye yansıtma gibi çeşitli taleplerde bulundular. Bunları değerlendiriyoruz ancak bu konuda henüz söz veremiyorum.”

Sınıflar

Diablo: Immortal’da Diablo III’teki neredeyse tüm sınıflar olacak. Barbarian, Wizard, Monk ve Demon Hunter şu an alfada da açık ve oynanabilen karakterler. Bunlara bir noktada Crusader ve Necromancer da eklenecek. Witch Doctor’un oyunda olmaması konusunda… çeşitli teoriler var. Mesela Çinli NetEase oyunun geliştirilme sürecinde Blizzard’ın ortağı olduğu için siyahi bir karakter olan Witch Doctor’ın Çin’de popüler olmayacağı düşünülerek oyundan çıkartılması gibi… Umuyoruz ki sebebi bu değildir ve ileride eklenecek karakterlerden biri olur.

Bu karakterlerin yetenekleri Diablo III’e göre sayıca daha az olsa da nitelik olarak ondan daha bir öne çıkıyorlar. Demon Hunter’lar hareket ederken ateş edebiliyor, Wizard’lar çeşitli büyülerle kombo yapabiliyor (Ice Crystal + Disintegrate kombosu Disintegrate’in ışınını kristal üzerinden yansıtarak çok daha geniş alana yayıyor mesela) vs... Ayrıca karakteri yaratırken kısıtlı olsa da kişiselleştirme seçenekleri var ve cinsiyet başına iki farklı tipten birini seçebiliyorsunuz kendinize.

YORUMLAR
Parolamı Unuttum