Birbirinden Tuhaf 10 Japon Oyunu

Yazar bu oyunda ne anlatmak istemiş?

Yanlış anlama olmasın, tuhaf olan elbette Japonlar değil, yaptıkları oyunlar :) Gerçekten de şöyle bir oturup düşününce bugüne kadar oynadığımız en tuhaf oyunların çoğunun Japon geliştiricilerin elinden çıktığını görmek çok da şaşırtıcı değil, çünkü gerçekten de çok renkli bir hayal gücüne sahipler. Sadece oyunlarda değil, mangalarda, animelerde, diğer sanat dallarında da bu farklı ve özgün hayal gücünün pek çok örneğini görüyoruz zaten.

"Yahu bu kimin aklına gelir" dedirten oyunlar listesiyle karşınızdayız. Buyurun birbirinden tuhaf, birbirinden değişik 10 Japon oyunu (ki listeye Danganronpa, Zero Escape gibi oyunları da alamadık yani, düşünün).

D4: Dark Dreams Don't Die

"Çok tuhaf bir kaderi olan bir adamın hikayesi” diye başlayan D4'ün asıl kendisi tuhaf yahu, duyan da sadece adamın kaderi tuhaf sanacak. Yan komşumuz Amanda ağzında fareyle odanıza daldığında siz de aynı şeyi düşüneceksiniz. David Young rolünde cinayete kurban giden karımızın vakasını çözmeye çalıştığımız oyunda tuhaf karakterler ve absürt olaylar birbiri ardına karşımıza çıkıyor.

Bunlardan bazıları acayip abartılı, ama bir o kadar da komik. Duncan ve onun vitrin mankeni Sukey var mesela, ya da psikopat Antonio Zapatero. Access Games'in o tuhaf hayalgücünün nerelere kadar gittiğini çok iyi anlıyorsunuz böyle tipleri görünce. Çok tuhaf bir oyun D4, çok.

Hatoful Boyfriend

Daha önce neden var olduğunu anlayamadığımız oyunlar listemizde de konuk olan Hatoful Boyfriend'e garip demek az bile kalır. Bu randevulaşma-simülasyon oyununda içinde sadece güvercinlerin bulunduğu St. PigeoNation Akademisi’ni kazanan ilk insanı oynuyoruz.

Amacımız okulda başarılı olmak, hayırlı bir evlat olmak mı sandınız? Hayır efendim, amacımız güvercin bir sevgili yapmak. Yine de anime ve absürt komedi seviyorsanız bu oyunu da seveceksiniz, garip marip.


Incredible Crisis

Baştan söyleyelim, bu oyunun Crysis ile hiçbir akrabalığı bulunmuyor :) Amerikan ve Japon oyunlarının arasındaki radikal farkı ortaya koyan Incredible Crisis, Japon bir ailenin yaşadığı en tuhaf günün ardı sıra gelen olaylar dizisini konu ediniyor.

Çok eskilerden kalma bu oyunun içinde yaklaşık 24 mini oyun bulunuyor. 1999 yılında PlayStation ve Arcade makinalar (ataricide bu oyunu oynayan var mı?) için yayınlanan oyunun saykodelik dans bölümleri ise unutulmazlar arasında.


Tokyo Jungle

2012 yılında çıkmış Tokyo Jungle'da dönemine göre dahi 'güdük' diyebileceğimiz grafikler mevcut aslında. Oyunun konseptine gelecek olursak (tuhaf kısım da zaten bu) seçtiğiniz herhangi bir hayvanla hayatta kalma mücadelesi veriyorsunuz, ki seçeceğiniz hayvan tavuk bile olabilir. Çünkü oyun geleceğin Tokyo şehrinde geçiyor ama şehir tamamen vahşi yaşama ev sahipliği yapan, terk edilmiş bir bölge haline gelmiş.

Oyunun hayatta kalma modunda seçtiğiniz hayvanı kontrol ederek diğer hayvanlara karşı hayatta kalmaya çalışıyor, öldüğünüzde ise baştan başlıyordunuz.


Deadly Premonition

Şimdi size Guinness Rekorlar Kitabı'na oldukça ilginç biçimde giren bir oyundan bahsedeceğiz. Atmosferi itibariyle Quantic Dream'in Fahrenhein'ı gibi bir etki bırakan, grafikleri göz ardı etseniz bile ses efektlerinden dolayı kimi zaman çıldırma noktasına gelebileceğiniz Deadly Premonition'dan.

Bu oyunun iyi mi, yoksa kötü mü olduğuna dair o kadar çok tartışma yapıldı ki oyun "Eleştirmenleri En Kutuplara Ayrıştırıcı Hayatta Kalma Korku Oyunu" dalında ismini rekorlar kitabına yazdırdı. Ardında çok sağlam bir hayran kitlesi bulunan oyun kimi yerlerden 10 üzerinden 1 gibi yerlerde sürünen notlar alırken, bazı çevreler oyuna 10 üzerinden 10 verip yere göğe sığdıramadılar.


Bayonetta

Japon oyunlarının garipliğini, kendi içinde kesinlikle "kafayı yemiş" olarak nitelendireceğimiz Bayonetta'nın, bu listede görülen en aklı başında oyun olmasıyla anlayabiliyoruz. Ama elbette böyle dediğimize bakmayın, Bayonetta'yı ilk defa oynadığınızda, ilk 5 saatte vereceğiniz tek tepki "ne oluyor yav?" olacaktır.

Oyun ismiyle aynı adı taşıyan karakterimiz Bayonetta'nın iki oyunluk hikâyesini tek bir paragrafta açıklamaya bile çalışmak büyük bir hata olur. Zaten Bayonetta ve diğer yan karakterlerin aklınıza gelemeyecek "saçmalıktaki" hareketlerini gördüğünüz de ve oyunun durmak bilmeyen aksiyonu sayesinde elleriniz gamepad'e yapıştığında eminiz hikâyeyi takip edecek gücü  kendinizde bulamayacaksınız bile.


Catherine

Catherine'in yapımcısının, bizlere Persona serisini sunan Atlus olduğunu söylediğimizde aklınızda bu oyunla ilgili bir görüntü oluşmaya başlayacaktır. Hah işte, o görüntüyü alın ve 10'la çarpın: İşte karşınızda Catherine.

Catherine, Vincent adında bir karakterin hikâyesini takip ediyor. Oyun iki bölüme ayrılmış vaziyette, sabahları diğer karakterle konuşurken, gece oldu mu Vincent'ın zihnine giriyor ve oyunun oldukça zor bir platform-bulmacaya evrilmesine tanıklık ediyoruz. Catherine kesinlikle olabildiğince "garip" bir Japon oyunu. Ayrıca oyunun ESRB puanlamasının 17+ olduğunun da altını çizelim. Bizden söylemesi.


LSD Dream Emulator

LSD Dream Emulator'a oyun demek pek doğru olmaz zira geliştiricisi Osamu Sato'ya göre bu bir "modern sanat parçası". "Oyunun" daha  ilk 10 saniyesinden itibaren anlayabileceğiniz üzere, burada işler oldukça karışık sevgili Oyungezerler.

Yani, bunu nasıl açıklasak bilemiyoruz. Ortada bir hikaye ya da alışılmış oynanış döngüsü yok. Ortada aslında alışık olduğumuz hiçbir şey yok desek daha doğru olacak. Yaptığınız tek şey 3 boyutlu sürreal mekanları gezmek ve keşfetmek. LSD Dream Emulator gerçekten de açıklanacak gibi bir oyun değil. Siz en iyisi mi kendiniz deneyin. Ama dikkat, videolar baş ağrısı, akıl karmaşası ve hayatı sorgulama yaptırabilir.


Killer7

Killer7 hem tuhaf, hem de kült bir oyun. Tuhaf fikirleri hayata geçirmesiyle tanıdığımız Suda51'in bu unutulmaz oyununda "killer7" ismindeki bir grup elit suikastçiyi oynuyoruz. E bunda ne var diyebilirsiniz, burada bahsettiğimiz ekip aslında aynı kişinin, Harman Smith'in yedi farklı kişiliğinin vücut bulmuş hallerinden oluşuyor. Bunlar arasında Afrikalı Amerikan da var, İrlandalı Amerikan da, çıplak ayaklı Japonyalı Amerikan da, Albino Amerikan da.

Grasshopper Manufacture'un geliştirdiği bu oyun Japonların hayalgüçlerinin ne seviyede olduğunu gösteren en sağlam yapımlardan biri olsa gerek. Oyunun yayınlandığı yol pek çok 'En Yenilikçi Oyun' ödülü aldığını da eklemek gerek.


Katamari Damacy

Japon dostlarımızın oyun dünyasına bir başka ilginç armağanı. Yoluna bir okul projesi olarak başlayıp sonra da tam bir çılgınlık haline geliveriyor. Farklı platformlarda toplamda 8 oyunu çıkmış bir seri. Geçtiğimiz yıl Katamari Damacy Reroll adıyla remaster versiyonu çıkartıldı.

Peki nedir bu oyunun olayı, nasıl bağımlılık yapmış böyle? Oyunun adını Türkçe’ye çevirmeye çalıştığınızda “topak ruhu” gibi bir şey çıkıyor ortaya. Oyundaki amacımız tam olarak bu, topak yuvarlamak. Kosmosun kralı olan babamız yıldızları yok etmiş, o yıldızları yerine koymak da prens olarak bize düşmüş. İşte bu garip kütleyi yuvarlayıp hedeflenen boyuta ulaştırmaya, bir yıldız yapmaya çalışıyoruz. Kartopu gibi yuvarlandıkça büyüyen kütle, içine her şeyi alıyor; hayvanlar, insanlar, araçlar, stadyumlar, aklınıza ne gelirse. ‘Make a Star’ modu dışında da çeşitli görevler bulunuyor; belirli bir sürede en fazla nesneyi toplamak veya toplanabilecek en büyük şeyi toplamak gibi. Ama temelde yaptığımız şey hep aynı, yuvarlamak, yuvarlamak, yuvarlamak…

İyi güzel de kedi miyiz biz, ne diye topak yuvarlayıp duruyoruz ki? En iyisi çılgınlar gibi oynayan milyonlara sorun siz bu soruyu; bu kadar insan illaki bir şey biliyordur, değil mi?

YORUMLAR
ilhami.solak
2 Mart 2020 05:08

[Bu yorum kullanıcı tarafından silinmiştir]

ilhami.solak
2 Mart 2020 05:07

resimdeki animenin ismi nedir ?:d

Gilium
ilhami.solak
2 Mart 2020 08:08

Catherine işte yazıda bahsedilen


Parolamı Unuttum