Jason Schreier’ın dün Bloomberg’de paylaştığı haber, Blizzard’da suların durulmadığını ortaya koyuyor. Schreier; Blizzard Entertainment yöneticilerinden birisinin, çalışanlarına düşük değerlendirme puanı vermeyi reddederek istifa ettiğini paylaştı.
Bu “düşük değerlendirme puanı verme zorunluluğu”, Activision Blizzard’da geçtiğimiz yıllarda uygulamaya konulan bir politikadan ileri geliyor. Durum hakkında bilgi sahibi olanların aktardığına göre; çalışanların bir çan eğrisi olacak şekilde sıralamaya tabii tutulduğu ve yöneticilerin, personelin belirli bir yüzdesine düşük puanlar vermesini gerektiren “yığın sıralaması” (stack ranking) adı verilen bir sisteme geçilmiş 2021 yılında.
Bu uygulama, yöneticilerin, kendi ekiplerindeki personelin kabaca %5’ine düşük değerlendirme puanı vermesini gerektiriyor. Bu da, bahse konu çalışanların kar paylarından alacakları bonus ücretleri düşürüyor, ayrıca ilerleyen dönemlerde terfi almalarını da zorlaştırıyor. Bu uygulamanın geçerli olduğu merkez(lerden en azından birisi) Overwatch ve World of Warcraft gibi oyunlarda çalışan ekibin yer aldığı merkez.
World of Warcraft ekibindeki yöneticilerden Brian Birmingham, geçtiğimiz hafta ekibine bu politikadan duyduğu rahatsızlığı dile getirdiği bir e-posta göndermiş. Bu e-postada World of Warcraft ekibindeki yöneticilerin, geçtiğimiz 2 yılda bu uygulamadan kaçınabildiklerini, ama kendisine son dönemde kotayı doldurmak adına, bir çalışanı için verdiği “başarılı” değerlendirmesini “gelişmekte olan” şeklinde değiştirmesi, yani performans değerlendirmesini düşürmesini yönünde baskı yapıldığını açıklayıp bu konuda geri adım atılmaması halinde görevinden ayrılmayı planladığını açıklıyor. Sonrasında da istifa gelmiş.
Brian Birmingham da Twitter hesabından yaptığı açıklamalarla arka planda yaşananlara dair bazı bilgileri paylaşmış durumda.
Birmingham, bunu aslında kamuoyuyla paylaşmak niyetinde olmadığını, ama artık Blizzard Entertainment ile çalışmadığını söylüyor. İmkan verilseydi, görevine dönüp bu “yığın sıralama” politikasıyla şirket içerisinde mücadelesine devam etmek istediğini ifade ederken, kendisine bu politikayı Mike Ybarra’nın üstünde yer alan yöneticilerin, Activision Blizzard King (ABK) yönetiminin istediğinin söylendiğini de ekliyor. Birmingham’ın Blizzard’da görüştüğü herkes, bu politikaya karşı çıkmaktaymış.
Birmingham, Activision Blizzard hikayesine de değiniyor paylaşımlarında. Her şeyin 2008 yılında Activision Publishing’in Vivendi’den World of Warcraft’ı satın almak istemesiyle başladığını söylüyor. Blizzard’ın o dönemdeki piyasa değeri, Activision’ın şirketi satın almasına engel oluyor. Bu duruma bir formül bulunup Activision Blizzard adıyla yeni firma kuruluyor, Activision Publishing ve Vivendi’nin oyun bölümü (-ki Blizzard Entertainment da burada yer alıyor) bu yeni firmanın çatısı altına giriyor. Activision Blizzard’ın hisselerinin %50’den fazlası Vivendi’nin elinde o dönemde.
Bu firma kurulunca yeni bir CEO’ya ihtiyaç duyuluyor. Tahmin edin bu isim kim? Bildiniz, Bobby Kotick! Blizzard’ın Başkanı Mike Morhaime, Kotick’in ekibine karşı sorumlu hale geliyor.
Kotick, bir yatırım grubuyla birlikte Activision Blizzard hisselerini toplama işine girişiyor, hatta agresif bir satın alım politikasını benimsiyorlar ve böylece şirket içindeki hisselerin %50’sinden fazlasını kontrol eder hale geliyorlar. Bu da şirket üzerinden daha kuvvetli bir kontrol anlamına geliyor.
Takip eden dönemde, King de satın alınıyor ve böylece “Activision Blizzard King” kuruluyor. Yani Activision Publishing, Blizzard Entertainment ve King’i bünyesinde toplayan bir çatı şirket var artık karşımızda.
Yönetim, bu üç firmadaki performans değerlendirmelerini tek tipleştirmeye karar veriyor. Böylece, çalışanların %5’ine “gelişmekte olan” (developing) notunun verilmesini zorunlu kılan sisteme geçiliyor. Blizzard ekibi, “gelişmekte olan kotası politikası” konusunda direnç gösteriyor. Sonrasında cinsel taciz olayının da patlak vermesiyle şirkette bazı değişimler yaşanmaya başlanıyor. Ekip de bu performans değerlendirme sisteminde de bir değişiklik yapılmasını sağlayabileceklerine inanıyorlar.
Ama ne yazık ki, işler bekledikleri gibi olmuyor. Politikanın katı bir şekilde uygulanması için baskılar gelmeye başlıyor.
Brian Birmingham, “Blizzard’ın pozitif kültürünün ABK zehrinin üzerinden gelebileceğini umdum, ama bu konuda başarılı olamadık” diyerek hayal kırıklığını dile getiriyor.
Birmingham, bildiği ve her daim çalışmak istediği Blizzard’ın ABK tarafından paramparça edildiğini, bu durumun kendisini çok üzdüğünü söylüyor. Blizzard’da beraber çalıştığı geliştiricilere saygı duyduğunu, Blizzard oyunları oynamaya devam edeceğini eklerken, ABK’nın çok sorunlu bir çatı firma olduğunun altını çiziyor. WoW ek paketlerinin ikisi için de çıkış tarihini öne çekmek için baskı yapıldığını, bunun üzerine bir de bu iş için büyük bir özveriyle çalışan geliştiricilerin kardan hak ettikleri payı almalarını engelleyecek şekilde adımlar atılmasının adaletsiz bir durum olduğunu da belirterek ABK’yı suçluyor.
Birmingham; durumu 3 maddede özetlemiş: -“Gelişmekte olan” kotası toksik bir uygulama -Bu, ABK’nın politikası -Bu politika Blizzard’da da dikte edildi.
Blizzard oyunlarını boykot etmesi veya etmemeleri konusunda herhangi bir şey söyleyemeyeceğini, kendisinin böyle bir boykotta bulunmayacağını ifade edip oyuncuların kendilerince en uygun şekilde tepkilerini ortaya koymalarını salık veriyor.
Birmingham; Bloomberg’teki haberin kaynağının kendisi olmadığını, haberle ilgili olarak kendisine ulaşılmadığını, ama söz konusu haberde geçen bilgilerin doğruluğunu teyit edebileceğini söyleyerek paylaşımlarını sonlandırıyor.
Çok uzun bir yazı oldu, dolayısıyla daha fazla yazıp da sizleri çok fazla sıkmak istemiyorum. Söyleyeceklerimin önemli bir kısmını şimdilik kaydıyla bir kenara bırakıp, olaya dair ilk yorumumu paylaşarak yazıyı sonlandırayım. Bu durum, ABK yönetiminin bu işe emek veren geliştiricilere karşı kabul edilemez tutumunu gözler önüne serdiği gibi, Blizzard gibi vaktinde hayranlıkla takip ettiğimiz, geçmiş dönemlerde Diablo, Starcraft,Warcraft gibi markalarıyla gönlümüzde yer etmiş, duygusal bir bağ kurduğumuz bir firmanın, böyle yönetimler elinde nasıl can çekiştiğine dair de önemli bir veri sunuyor. Umuyorum bu konu yeterince gündemde tutulur, bu işin sorumlularının hesap vermesi sağlanır, bu işe emek veren insanların haklarının korunmasını teminat altına alacak sistemler geliştirilir, Activision Blizzard ve benzeri bütün firmalardaki toksik ortamın son bulması, yeniden o eski günlere dönülmesi için gerekli adımlar atılıp uygun şartlar sağlanır.