Çizgi Romanlarda En Çok İz Bırakmış 5 Siyahi Süper Kahraman

Bu dünya hepimizin

Malumunuz son dönemde yaşanan oldukça üzücü ırkçılık olayları tüm dünyada büyük bir yankı uyandırdı. Yaşayan tüm insanların eşit hak ve özgürlüğe sahip olduğu bu dünyada herkesin haklarını ve varlığını savunmak boynumuzun borcudur.

Bu yüzden Oyungezer ailesi olarak popüler kültürde iz bırakmış, insanların haklarını savunmuş ve onları temsil etmiş 5 siyahi süper kahramanı mercek altına aldık. Tabii ki bu sayı beşin üstünde de olabilirdi ancak listede yer alan 5 karakter gerçek anlamda ikon olmayı ve sadece çizgi romanlarda değil, popüler kültürde de iz bırakmayı başardılar.

5-) Storm (Ororo Munroe)

X-Men, ortaya çıkması itibariyle zaten ırkçılık karşıtı bir duruşun çizgi romanlardaki en kuvvetli temsilcilerinden birisi haline gelmişti. Verdiği mesajlar ve mutant nefreti üzerinden dünyaya bakış açısı yaşadığımız dünyanın bir aynası gibiydi. Bu ekibin olmazsa olmaz parçalarından Storm'un varlığı da sadece X-Men'i değil tüm popüler kültürü etkilemişti. İlk kez 1975 yılında yayınlanan Giant-Size X-Men'in ilk sayısında karşımıza çıkan Storm, Len Wein ve Dave Cockrum tarafından yaratılmıştı.

Hava olaylarına hükmedebilme yeteneğine sahip olan Storm, Kenya'nın da prensesi olarak karşımıza çıkıyordu. Arap-İsrail savaşları sırasında ailesini kaybeden Storm'un karakter gelişiminde gençliğinde yaşadığı Harlem'in de büyük bir etkisi oldu. X-Men'in de kilit parçalarından birinin olmasının ardından ırkçılığa karşı savaşın çizgi romanlardaki ikonlarından birisi olan Ororo, bir başka ikon karakter olan  Black Panther ile de bir dönem evli kalarak güçlü mesajlarını tüm Marvel Evreni içerisinde tüm dünyaya yaymayı başardı. 

4-) Blade (Eric Brooks) 

1970'lerde çok fazla siyahi süper kahramana sahip değildik. Marvel'ın Luke Cage ve Black Panther'ı ortaya çıkarması büyük beğeni toplamış ve çizgi romanların sosyal mesajları daha kuvvetli hale gelmeye başlamıştı. Blade'in ortaya çıkışı da 70'lerin ortalarına denk geliyor. 1973 yılında The Tombb of Dracula'nın 10. sayısında yan karakter olarak gördüğümüz Blade, daha sonra vampir avcısı olarak büyük bir ilgi toplayıp sadece çizgi romanlarda değil özellikle Amerika'da toplumun genelinde bir ikon haline gelmesine neden olmuştu.

1990'lı yıllarda kendi serileriyle Marvel'ın en önemli karakterlerinden birisi haline gelen Blade, sonrasında Wesley Snipes'ın canlandırdığı film serisiyle de popülerliğini arttırmıştı. "Vampir Avcılığı" gibi oldukça popüler bir konuyu Marvel Evreni içerisinde başarıyla sürdüren Blade, tüm dünyada tanınan bir vampir avcısı haline geldi. Blade'in bu maceraları sırasında yaşadıkları ve geçmişinin etkileri de insanları etkilemeyi başardı. Yeni MCU'da da Mahershala Ali'nin canlandıracağı bir filme kavuşacak olan Eric Brooks, halen dünyayı etkilemeye devam ediyor.

3-) Black Panther (T'Challa)

Çizgi romanlarda Gümüş Çağ olarak bildiğimiz 1950'lerin ortası ile 70'lerin başına kadar olan süreçte dünya da çok sayıda değişiklikten etkileniyordu. Bu durum çizgi romanlara da yansımıştı. Afrika ülkelerinin birer birer bağımsızlıklarını kazandığı bu yıllarda Marvel'ın da oldukça harika bir karakteri vardı. Stan Lee ve Jack Kirby tarafından 1966 yılında Fantastik Dörtlü'nün 52. sayısında gördüğümüz Black Panther sadece bir karakter değil bir ulus olarak da Marvel'ı sonsuza kadar değiştirecekti.

Marvel'ın hayali Afrika ülkesi olan Wakanda'nın prensi ve sonraki kralı T'Challa tüm Afrika ulusları için çok büyük anlamlar ifade ediyordu. Ayrıca bilinen Amerikan çizgi romanlarındaki ilk Afrika kökenli süper kahraman olan T'Challa'nın bu denli büyük bir etki başarması 60'lı ve 70'li yıllarda büyük yankı uyandırmıştı. Marvel Sinematik Evreni'nin de çok önemli bir parçası olan Chadwick Boseman'ın canlandırdığı Panther, solo filmiyle de büyük beğeni toplamış ve mücadele içerisindeki insanlara ilham kaynağı olmayı başarmıştı. 

2-) Miles Morales (Spider-Man)

Normal şartlarda bilinen bir karakterin sıfırdan bambaşka bir şekilde yaratılması pek olumlu karşılanmaz. Hele ki bu karakter Spider-Man gibi çizgi roman tarihinin en ikonik isimlerinden birisiyse. Ancak Miles Morales'in başardıkları gerçekten taktire şayan bir işti. 2011 yılında Marvel'ın Ultimate Evreni içerisinde gördüğümüz Miles, daha sonra o evrenin Spider-Man'i oldu ve diğer evrenlerde de boy göstermeye başladı. Miles'ın bu başarısını bu kadar ikonik kılan şey ise oldukça ilgi çekici. Spider-Man gibi büyük hayran kitlelerine hitap eden bir karakterin yeni sürümünü ortaya çıkarmak tepki çekebilir hele ki orijini bu kadar değişince ancak Miles'ın karakteri ve geçmişi o kadar ilgi çekiciydi ki çok sayıda Marvel okuru karaktere anında sempati beslemeye başladı.

Amerika'da da "Siyahi Spider-Man" olarak haberlere konu olan Miles, 9 senelik kariyerinde şimdiden çok büyük işler başardı. Özellikle Spider-Man: Into the Spider-Verse filmiyle popülerliğini arttıran Miles, yaklaşık son 4-5 senedir de Marvel Evreni'nin önemli karakterlerinden birisi. Hatta çizgi roman olarak beğenilmese de Marvel'ın en büyük olaylarından birisi olan Civil War 2'de büyük bir role sahip olan Miles, karakterlerin ten renginin değil kişiliklerinin önemli olduğunu tüm dünyaya bir kez daha haykırmayı başardı.

1-) Luke Cage (Hero for Hire)

Böyle bir listede Luke Cage'in zirvede yer almaması düşünülemezdi. 1972 yılında Archie Gooodwin, George Tuska, Roy Thoomas ve John Romita tarafından yaratılan Luke Cage'in çizgi romanlara girişi doğrudan kendi serisi ile oldu. Haziran 1972'de yayınlanan Luke Cage, Hero For Hire çizgi romanı aynı zamanda ilk kez bir siyahi süper kahramanın ana ve kapak karakteri olduğu seri olarak da tarihe geçti. 1970'lerden bu yana Avengers ve Fantastik Dörtlü de dahil olmak üzere çeşitli ekiplerde de yer alan Luke Cage'in özellikle Amerika'da yaşayan siyahiler için çok özel bir yeri var. 

Tüm dünyaya insanların yaşadığı zorlukları sayfalarında anlatırken, kendi mahallesine olan tutumu ve hayata bakış açısı Luke Cage'i bir çizgi roman ikonu olmaktan çıkarıp hayatın kendisiyle bütünleşecek bir karakter haline getirdi. Netflix'in Daredevil ile başladığı Marvel Evreni içerisinde Jessica Jones dizisinde ilk kez gördüğümüz Cage sonrasında kendi dizisine de kavuştu. Şüphesiz çizgi romanlardaki bu başkaldırının önderlerinden birisi olan Luke Cage'in mirası her geçen gün büyümeye devam ediyor. 

Dünyanın en aşağılık suçlarından birisi olan ırkçılığın 2020 yılında bile halen sürüyor olması hepimiz için gerçekten çok büyük bir ayıp. Bilim ve teknolojinin bu kadar ilerlediği ve gerçek anlamda uzaya çıktığımız yıllarda böylesine çağ dışı olaylar yaşamamız utanç verici. Medya ve popüler kültür her anlamda insanları bu kadar etkilemeyi başarmışken çizgi romanların da bıraktığı izler ve yarattığı etkiler kesinlikle yadsınamaz.

Bu listeye çok daha fazla karakter de dahil olabilirdi. Örneğin Todd McFarlane'in efsanevi serisi Spawn, özellikle Justice League Animated Series ile çizgi romanlardaki popülerliğini pekiştirmiş olan bir dönemin Green Lantern'ı John Stewart, Justice League'nin kilit parçalarından olan Cyborg ve Captain America'nın MCU varisi Falcon gibi isimler de yer alabilirdi. Ancak söz konusu bir duruş göstermek ve iz bırakmak olduğu için bu beş karakter daha uygun gözüktü. Umarım tüm bu ırkçılık adı verilen zavallıca düşünce yakın zamanda insanlık tarihinden tamamen silinir ve hepimizin eşit hak ve özgürlüklere sahip olduğu bir geleceğe sahip oluruz. 

YORUMLAR
Parolamı Unuttum