Nihayet sıra Dark Souls 3'e geldi
Devamını okuEskiden oyun incelemek inanın daha kolaydı. Hem bu kadar çok bağımsız yapımcı olmadığı için çıkan oyun sayısı azdı hem de tür oyun türleri bu kadar homojen değildi. “Aksiyon”, “Spor” diye başlıklar atarak incelediğimiz oyunların yerini “First Person, Co-op, Roguelike” gibi türler aldı. Eğer Gunfire Reborn’u oynadıysanız aslında zaten bu türün ne olduğunu az çok biliyorsunuz. Borderlands’i dört kişi oynayıp yavaş yavaş ilerlemek yerine, hızlıca oynayabileceğiniz mini arena modüllerinde gelen düşmanları temizleyerek ilerleyebileceğiniz bir oyun yapmak açıkçası gayet akıllıca. Mythforce da bu türün yolcusu. Lakin bunu yaparken hem bir tık daha zor yapısı hem de gördüğüm en tatlı görsel dil ile birleştiriyor.
Mythforce’un aslında çok ilginç bir tarzı var. Oyun He-man vari bir dünyada geçiyor. Görsellerine birkaç saniye bakınca zaten anlamışsınızdır, oyunun görsel dili resmen Masters of the Universe serisinden çıkagelmiş. Kahramanları, düşmanları, ortamdaki objeleri alın He-Man’e koyun asla sırıtmaz. Oyunun kendisinde ise bir He-man gibi güçlü bir karakter yok. Tema biraz daha süper güçlü kahramanın olmadığı bir dünyada yan karakterler güçlerini birleştirerek hayatta kalabilirler miydi kafasında geçiyor.
İleride değişir mi bilmiyorum ama Mythforce gayet net bir şekilde dört kişi oynanmak için tasarlanmış; tek kişi oynayabiliyor olsanız da asıl keyfi Co-Op’ta çıkıyor. Bu oyun gayet net bir şekilde dört kişi oynanmak için tasarlanmış. Şövalye Victoria tank görevi güderken, büyücü Maggie alan kontrolü sağlıyor. Rico ve Hawkins ise asıl hasarı vuran karakterler olmuşlar. Şahsi deneyimlerime göre özellikle bölüm canavarlarına karşı oyunda olması gereken ana karakter Victoria. Maggie de normal bölümleri rahatlatırken, hasar veren karakterler sadece oyunda ne hızla ilerleneceğini etkiliyorlar. Oyunu 1-2 kişiyle de idare eder şekilde oynamak mümkün yani.
Karakterlerin toplamda 3 adet yetenekleri var. Seviye atladıkça bunları geliştirmek veya büyülü silahlarla etkilerini değiştirmek mümkün. Rogue hariç neredeyse hepsinin özellikleri diğer karakterlerle birlikte çalışmak üzerine oluşturulmuş. Örneğin Hawkins attığı okla kalabalık bir güruhu yavaşlatırken, Maggie alan büyüsüyle kaçamayan düşmanlara ciddi hasarlar verebiliyor.
Yaratık dengesi de bu konuda fena değil. Başta çerez niyetine gelen iskeletlerin ötesinde, büyüyüp küçülen mantarlar, oyuncuyu tuzaklara çekmeye çalışan goblinler tarzında tatlı düşmanlar geliyor.
Bayramda dört Kişi iskeletora girmek
Mythforce’u ister istemez, Gunfire Reborn ile karşılaştırıyorum. GF Reborn kadar zor olmasına rağmen bu oyunun temposu çok çok daha düşük. Bazen odadaki düşmanları hızlıca temizlerseniz 10 saniye kadar yenilerinin gelmesini bekliyorsunuz mesela. Biraz da yakın - orta mesafe dövüşlerine ağırlık verildiği için süper bir karakteriniz olsa bile “Ben her şeyi yok ediyorum” hissiyatı asla gelmiyor. Oyun son anına kadar birlikte oynamanızı, destek olmanızı ve beraber takılmanızı şart koşuyor.
Mythforce hakkında hüküm vermek için biraz erken çünkü Erken Erişim’in başında olduğunu çok hissettiriyor. Tekrar eden bölümler, silah ve özellik çeşitliliğinin azlığı ve tek kişilik oynanmaya uygun olmaması gibi sorunlar biraz itici gelse de yakaladığı görsel dil muazzam. Yapımcı Beamdog’un bu oyunun altından kalkabileceğine inancım sonsuz. Sadece dört kişilik takım oyunu mantalitesinin biraz dışına çıkıp Roguelike’ların özünde olan o aşırı güçlü skill’ler ve değişik build’lere imkân vermeye başlasalar yeter.
Artılar:
- Görsel dili İNANILMAZ
- Bölüm tasarımları gayet hoş
Eksiler:
- Tek kişilik oynamaya uygun değil
- Şu an sunucuları boş
- Bölümler tekrar ediyor ve tempo düşük
- İlginç build’ler yapmak mümkün değil
ARA KARAR: Mythforce şimdilik göründüğü kadar iyi oynanmayan bir oyun. Erken erişimden çıktıktan sonra ne hale gelecek göreceğiz.