1981 yılında kariyerinin ilk filmlerinden birisini çeken Sam Raimi, yaşanan onca aksaklığa rağmen bu kadar sevilen, saygı duyulan hatta bir o kadar da tartışmalara konu olacak bir seri ortaya çıkaracağının henüz farkında değildi. Bu öylesine bir filmdi ki meşhur yazar Stephen King’in dahi övgüsünü kazanacak, kan ve vahşet içeren sahneler yüzünden de bazı ülkelerde yıllar yılı sansüre uğratılacaktı.
Dönemine göre oldukça yeterli düzeydeki görselliğine rağmen düşük bütçeli bir proje olmasından mıdır bilinmez.. bazı set çalışanları ve oyuncular film henüz daha çekim aşamasındayken setten ayrılarak ertelenmesini sağlamıştı. Bu da bir noktada filmin çekim süresini 2 yıl kadar uzatacaktı.
Filmin başrolünde yer alan Bruce Campbell en başından sonuna kadar disiplinli bir biçimde rolünü üstlendi. Zaten küçük yaştan beridir arkadaş olan ikiliden Bruce Campbell’ın bu sadakati yıllarca sürecek büyük bir dostluğun temelleri attı. Hatta Sam Raimi’nin meşhur Spiderman filmlerinde ufak da olsa hep bir rolü oldu.
Tamam da nedir bu Evil Dead denilen şey, bizlere ne anlatıyor?
Evil Dead Hikayesi
Bugünlerde oldukça klişe olarak gözümüze batsa da, o dönemlerde böyle bir senaryo nispeten de olsa özgündü demek abartı olmaz diye düşünüyorum.
Klişeden kastım bir grup arkadaşın ıssız bir yere tatile gidip sırayla ölmesi…
Ana karakterimiz Ash Williams, kız arkadaşı Linda ve diğerleri çok ucuza kiraladığı bir dağ evinde hafta sonunu geçirmek için yola koyulur. Ne tesadüftür yol boyunca başlarına gelen türlü badireler adeta yapılan yolculuğun çok tehlikeli bir yolculuk olduğunu betimler. Herşeye rağmen eve varan arkadaşlar, bir müddet sonra akşam yemeğini yemek için masaya oturur. İşlerin sarpa sardığı yerde tam olarak burasıdır. Evin altındaki mahzenin kapağı birden bire kendiliğinden açılır.
İnsan korktuğu şeyin içerisine sürüklenir deyimini kanlı canlı olarak gördüğümüz bu sahnelerde grubun erkekleri Ash ve Scotty mahzene iner. Kısa bir sürenin ardından buldukları ürkünç bir kitap ve ses cihazı ile de geri döner. Tüm arkadaşlar ses cihazındaki banda alınmış bir kaydı dinlemeye başlar.
Bahsi geçen bu kayıtta korkunç iblislerden bahsedilmektedir. Hatta öyledir ki kaydın dinlenmesi ve öncesinde de kitabında açılması, söz konusu iblislerin uyanmasını sağlar. Akabinde olaylar başlar. Tıpkı yazının başında söylediğim üzere bir kişi hariç bütün bir arkadaş grubu sırayla ölür.
Peki nedir bu Necronomicon?
İçinde yazan şeyler bizlere neyi anlatır?
Necronomicon
Hakkında yüzlerce söylenti ve komplo teorisi bulunan Necronomicon kitabı, resmi kayıtlara göre hiçbir zaman var olmamıştır. Piyasada bir çok kopyasını bulmak şu günlerde mümkün de olsa bunların orijinal versiyonu olmadığı iddia edilir.
Yaygın bir görüşe göre orijinalin Vatikan da gizlendiği de söylenir, İngiltere'de bir müzede saklandığı da... Ancak dediğim üzere bu şeylerin hiçbiri resmi kayıtlarda geçmez.
Necronomicon’un günümüz zamanına kadar ulaşan popülerliği hiç şüphesiz korku yazarı Howard Phillips Lovecraft’ın sayesinde olmuştur. Eser, Lovecraft'ın kendi yarattığı Cthulhu mitini desteklemek için uydurduğu kurmaca bir kitap olarak karşımıza çıkar.
Buna göre Necronomicon’u yazan yine Lovecraft’ın uydurduğu kurgusal karakter Abdul AlHazred’dir. AlHazred MS sekizinci yüzyılda Yemen'de yaşayan, Babil harabeleri ve Memphis’in yer altı gizemlerini araştıran bir gezgin olarak betimlenir. Sonu çok feci bir şekilde olmuştur.
Bir söyleme göre gözle görülmeyen mahluklar tarafından güpegündüz paramparça edilmiş, bir söyleme göre ise öğrendiği büyüler yüzünden işkencelere maruz kalmış, gözleri oyulmuş, dili kesilmiş ve acılar içinde idam edilmiştir.
Yazımızın konusu Evil Dead serisine de ilham olan Necronomicon, serinin ilk filminde fazla bir detaya sahip olmasa da devam filmlerinde bir arka plana sahip denilebilir. İkinci filmin başlarında - Necronomicon ex-Mortis veya Book of Dead (ya da Türkçe ismiyle Ölüler Kitabı) olarak adı geçer ve çok çok öncesinde, denizlerin kan ile köpürdüğü zamanlarda karanlık varlıklar tarafından yazıldığı anlatılır.
Hatta kitabın yazımında kullanılan mürekkebin de bizzat bu kan olduğu söylenir.
MS 1300’lerde kaybolan bu kitabın öyküsü, birazdan bahsedeceğim serinin son filmi Army of Darkness’ta işlenecektir.
Necronomicon, Evil Dead in temel yapı taşı olduğu için, 2015 yılında Ash versus Evil Dead dizisinde de kendisini gösterir. Buradaki hikâyede kısmen de olsa filmlere sadık kalmış kitabın karanlık varlıklar tarafından yazıldığı söylenmiştir. Sadece kitabın cildinin insan derisinden yapıldığı, içinde yazanların ise yine insan kanından olduğu eklemesi getirilmiştir.
Devam Filmleri ve Diğer Medyalar
İlk film muazzam bir başarıya sahip olmasına rağmen devam filmi tam tamına 6 yıl sonra, 1987 senesinde beyaz perdedeki yerini bulur. Hikayesi ilk filmle neredeyse aynıdır fakat bir nevi reboot edermişçesine yeniden uyarlanır. Bu kez dağ evine gelen 5 arkadaş değil, sadece Ash ve kız arkadaşıdır.
Sanırım bir sonraki devam filmi Army of Darkness ile tamamen bağlantılı olduğundan böyle bir değişiklik yapılmış.
Öte yandan ilk filmde ses kayıtlarını dinlediğimiz gizemli sesin sahibi hatta kızı da bu filmde yer alacak, sonradan eklenecek diğer karakterler de ayrı bir hava katacaktır. Fakat devam filmlerinde özellikle de üçüncü film Army of Darkness’ta, filmin korku gerilim unsurlarını korku-komediye bıraktığını görürüz.
Hatta yıllar sonra dizi olarak yeniden ekranlara gelen, şu anda Netflix’te de izlenebilen Ash versus Evil Dead dizisinin temellerinin de bir noktada burada atıldığını söyleyebiliriz.
Korku ve komediyi aynı çizgide anlatmaya çalışan bu film üçüncü ve son kurşunu da ikinci filmden 5 yıl sonra, 1992 senesinde Army of Darkness olarak atar. Necronomicon bölümünde anlattığım MS 1300’lü yıllarda geçen, orta çağ vandallıklarını sıklıkla gördüğümüz bir filmdir. İkinci filmin sonunda uzay zamanda açılan boşluk yüzünden karakterimiz bu zamana geçmiş, o dönemin insanları nazarında bir kurtarıcı olarak betimlenmiştir.
Ancak tuhaf olan filmin yanılmıyorsam alternatif olan sonu.
Ash herşey sona erdikten sonra kendi zamanına dönmek için bir çeşit iksir yudumlar. İçtiği bu iksir sayesinde yüzlerce yıl uyuyacak ve en nihayetinde kendi zaman dilimine dönecektir. Fakat bu iksirden sadece 6 yudum içmesi gerekir. Tuhaf olan, hatta bir yerde de komik olan kısım Ash’in iksiri yudumlarken şaşırmasıdır. Ash 6 yudumdan fazlasını içer ve kendi zamanı yerine bambaşka bir yerde gözlerini açar.
Takvim yaprakları 2013 yılını gösterdiğinde -İZLEYECEĞİNİZ EN KORKUNÇ FİLM- başlığıyla yeni bir Evil Dead filmi daha piyasaya sürülür. Bu kez serinin ikonik karakteri Ash Williams ı göremeyiz ama bizzat yapımcı olarak Sam Raimi ile birlikte arka plandaki yerini alacaktır. Serinin devam filmlerindeki komedi unsuru çıkarılmış tamamen saf korku üzerine yoğunlaşılmıştır. Bir kaç değişiklik haricinde hikaye ve hikaye işleyişi olarak temel düzeyde ilk filmi baz alır.
Peki izlediğimiz en korkunç film midir? Bunun cevabını yaklaşık 20 yıl önce sorsaydınız belki evet diyebilirdim ama yaş artık 32. Bu ve bunun gibi yeniden yapım işleri çoğu zaman önyargılara gebe olsa da şahsım adına konuşmak gerekirse 2013 senesinde çıkan Evil Dead filmi kötü bir film değildi. Elbette filmin kampanyası içerisinde gayet iddialı bir cümleyi barındırıyordu. İzlediğimiz en korkunç film olmayabilirdi ama dediğim gibi kötü de değildi diyerek biraz da şu meşhur diziden bahsedelim.
2015 yılında Ash versus Evil Dead adında tam 3 yıl sürecek yeni bir proje başlatılır. Serinin ikonik karakteri Ash, projenin isminden de anlaşılacağı üzere başroldür hatta yine yapımcıların arasında isminin yazıldığını görürüz. Yönetmen koltuğunda Sam Raimi yer almaktadır ve hikayesi dağ evinde geçen olayların tam tamına 30 yıl sonrasını konu alır. Ash bir yandan orta yaş krizleri ile baş etmek ile uğraşıyor bir yandan da hayatta kalabilmek için sigortalı bir işte çalışıyordur. Günlerden bir gün kadının biri ile kafayı bulup Necronomicon sayfalarını kurcalar ve öncesinde hapsettiği iblisleri yeniden serbest bırakır.
Ash versus Evil Dead ülkemizde fazla ilgi görmese de güzel bir dizidir. Tıpkı diğer filmler gibi kan ve vahşet unsurları zirvedir ama bir o kadar da mizah barındırır.
Evil Dead The Game
Yavaşça yazımızın sonuna doğru gelirken biraz da oyunlar hakkında konuşalım.
Günümüz zamanında online oyun denildi mi hiç şüphesiz büyük bir pazar olması durumu inkar edilemez bir gerçek. Hiç şüphesiz oyun yapımcıları da söz konusu bu gerçeği göz ardı etmeyen şirket politikaları ile yıllar yılı online oyun basmaya devam ediyor. Fakat azınlıkta olsa bazı oyuncular çevrimiçi oyun oynamaktan ziyade -hikaye teması olan- başka bir deyişle - bir hikaye anlatma derdi olan - oyunlara yönelmiş durumda. Benim de dahil olduğum bu güruh ne yazık ki yıllarca, özellikle de son bir kaç senedir oyun dünyasıyla barışık değil çünkü dediğim gibi herkes tabiri caizse bir çeşmenin başını tutmuş insanları nasıl daha çok ekran başında tutarız onun derdinde.
Evet..
Geçtiğimiz günlerde piyasaya sürülen Evil Dead The Game adlı oyundan bahsediyorum. Farkettiniz mi bilmiyorum yazı boyunca böylesine bir arka plana sahip, böylesine geçmişi olan, kült bir seriyi anlattım. Ne olurdu şu oyunu da şöyle story mode olarak oynayabilseydik...
Evil Dead The Game gerek oynanış açısından gerek ise serinin o atmosferini yansıtması açısından doyurucu. Oynanış dinamikleri hemen hemen World War Z oyunu gibi. Zaten yapımcısı WWZ'yi yapan firma Saber Interactive.
Fakat söylediğim üzere bir hikaye modu yok.
Aslında benim gibi hikaye severler için bir mod var oyunda ama o da hikayeden ziyade biraz Challenge mode gibi. Araç bul, bir yere git, iblisleri öldür, 10 tane iblis öldür diğer bölüme geç vs.. bu şekilde giden bir işleyiş söz konusu.
Ama yine de bölümlere başlamadan önceki seçim ekranında çıkan video kaset görselleri tatlıydı bunu da itiraf etmeden geçmeyelim.
Evil Dead Oyunları
Halbuki bu güzide serinin oyunları da tıpkı filmleri gibi köklü.
2001 senesinde Evil Dead Hail of The King
2003 senesinde Evil Dead A Fistfull of Boomstick
2005 senesinde Evil Dead Regeneration..
Hatta 1984 senesinde Commodore 64 için çıkardığı bir oyun ile oyun dünyasına bir göz kırpmışlığı var. Hatta ve hatta Evil Dead serisinin yarattığı bu medya imparatorluğundan çizgi roman piyasası da nasibini almıştır. Senelerdir basılan dergilerde ana karakterimiz Ash Williams kimi zaman Freddy ve Jason’a konuk olmuş;
kimi zaman Barack Obama’yı dahi kurtarmıştır.
Benim gibi dinozorların iyi bildiği Duke Nukem ve hala devam eden Doom serisi gibi oyunlara ilham olması, The Walking Dead adlı hemen hemen herkesin bildiği meşhur dizi de bir nevi Easter Egg olarak görünmesi de cabası.
Final
Evil Dead çok geniş bir yelpazeye sahip olan bir seri olmayabilir belki ama yıllar yılı devam eden içerikleri ile gördüğünüz üzere gayet köklü bir seridir. Son olarak Evil Dead Rise adlı yeni bir filmin duyurusu da yapıldı onu da söylemeden geçmeyelim.
Yazının sonuna kadar geldiğiniz için teşekkürler. Bu yazıyı video olarak da izleyebileceğinizi hatırlatayım. Keyifli günler dilerim.
Kaynaklar;
//tr.wikipedia.org/wiki/Necronomicon
//en.wikipedia.org/wiki/Evil_Dead