Son Jeton - Pizza Tycoon

Mafya babalarının pizza zincirleri

Not: Bu yazı daha önce Oyungezer dergisinin Nisan 2018 sayısında yayınlanmıştır. Yazan: İpek Atam

1994 çıkışlı, MicroProse ve Software 2000 ortak yapımı olan Pizza Tycoon’a dair hikâyem biraz masum, biraz da komiktir. 10-11 yaşlarındayım. Yanlış hatırlamıyorsam 2 disketten oluşan oyunu kurup bir hevesle açıyorum. Fakat o da ne? Karmakarışık bir şeyler, nereden başlayacağım belli değil...

O dönemde fotokopi halinde çıkmakta olan çiçeği burnunda GameShow dergisi, o ay Pizza Tycoon’u incelemiş (3. sayıydı), dergiyi de disketlerle birlikte almıştım. Yazıyı okuyarak Quick Start ile başlıyor, hazır dükkân ve pizzalara konup, dergide yazanlardan oyunu biraz öğreniyorum. Ama sıra 2. dükkânımı açmaya gelince, dükkânın nasıl açılacağına dair en ufak bir fikrim yok. Tabii internet, Youtube falan ne gezer... O zamanlarda şimdiki halimden bile daha çekingen olan ben, dergide incelemeyi yazan kişiyi aramaya karar veriyorum. Normalde asla yapamayacağım şeyi, o gün oyunu oynayabilmek uğruna bir şekilde yapıyor ve dergiyi arayarak oyunu inceleyen kişiyi istiyorum telefona (Timur’du ismi yanlış hatırlamıyorsam). 10’lu yaşlara has saçma ince sesimle “Pizza Tycoon’da nasıl dükkân açacağım acaba?” diyorum. Telefonda birkaç saniyelik bir dumur sessizliği yaşandıktan sonra güzel güzel açıklıyor bana karşımdaki kişi (okuyorsa selam ederim, hevesimi kırmadığı için de teşekkür ederim). Not alıyorum anlattıklarını ve restoran zincirim yavaş yavaş büyüyor. Mafya babası olup, illegal ürünler alıp satma yöntemiyle milyoner bile oluyorum (bunu da dergiden öğrenmiştim). Deli gibi oynuyor, sıkılınca oyunu siliyor (o zamanlar harddisk boyutları malum), canım isteyince tekrar kuruyorum ve bu döngü böyle devam ediyor...

PIZZA TYCOON


Tür: Strateji
Geliştirici: Software 2000
Yayıncı: MicroProse
Çıkış Tarihi: 1994
Platformlar: Amiga, PC

Böyle bir anısı var işte Pizza Tycoon’un bende. Son Jeton sağolsun, hatırlayınca anılarım da canlandı ve yıllar sonra oyunu tekrar kurdum. Hani çocukken sevdiğimiz şeyleri olduğundan daha güzel, abartılı hatırlama gibi bir durum vardır. Bu oyun gerçekten bu kadar iyi miydi, yoksa benim “çocukluk abartım” mıydı diye düşünmüştüm oyunu kurmadan önce ama az biraz oynayınca, kesinlikle abartı olmadığını fark ettim. O boş pizza hamurunu görünce yaşadığım nostalji hissi, tuhaf bir hüzünle karışık mutluluk... Anlayamazsınız. Çeşit çeşit malzemeyle pizza yapma özgürlüğü, bir dolu ayrıntı, mikro yönetim özellikleriyle şimdiki stratejilere taş çıkaracak bir oyun bu. O dönem resmen yağmur gibi yağan tycoon temalı oyunlar arasında Theme Hospital’la birlikte favorim olmuştur her zaman.

|Sadece pizza yapıp sattığımız bir oyun olduğu yanılgısına düşmeyin. Arada yiyoruz da!

Eski olmayan oyunlara bile remake-remaster-reröre gelirken, şöyle gerçek klasiklere gelmemesi (Monkey Island serisi, Full Throttle, Day of the Tentacle, Baldur’s Gate ve Planescape Torment’i es geçerek ve o yeniden yapımlar için minnettar olarak) gerçekten sinir olduğum bir durum. Ha bunun yeniden yapılmaya falan ihtiyacı olduğundan değil, ki yapılacak olsa yenilenecek grafikler dışında en ufak bir dokunuşa ihtiyacı olmayacak kadar da bütünlüklü bir oyun, ama yine de güzel bir sürpriz olurdu. Yeniden yapım olmaz, restoran zinciri kurmaya yönelik yeni bir oyun olur, o da olumlu.

Neden Efsane Oldu?

 
İNCE AYRINTILAR

Ayrıntıları şöyle biraz sayayım: Her pizzanın tuz, yağ, acı ve tatlı yüzdelerini görüntülemek, bir pizzanın toplumun hangi kesimine ne derece hitap edeceğini görebilmek, toplumun kesimleri demişken, çocuklar, gençler, beyaz yakalılar, mavi yakalılar, iş adamları ve yaşlılardan oluşan 6 ayrı kesim, her kesimin hangi tadı, hatta hangi sebzeyi, eti vs. tercih ettiği bilgisi, dükkânın etrafında oturan kesimin daha çok kimlerden oluştuğuna bakarak buna göre strateji oluşturabilmek, düzenli kalite kontrolleri olması, kötü malzeme alınıyorsa ceza yiyebilmek, başka restoranlara fare vs. ile sabotaj yapabilmek, her kesimin mobilya zevkinin farklı olması... Daha birçok ayrıntı var emin olun ama artık bu kutuya veda edeyim izninizle.

PİZZA YAPMA ÖZGÜRLÜĞÜ

Önünüzde bomboş bir hamur var. Sebze, et, meyve, peynir ve baharat kategorilerinden oldukça çeşitli malzemeleri seçip, istediğinizi rendeleyip, istediğinizi bütün halinde koyabilirsiniz. Oyunun en güzel tarafı bu konuda tamamen özgür olmanız. Sadece meyveli pizza da yapabilirsiniz, bütün bir ıstakozu olduğu gibi hamurun üstüne koymuş olduğunuz fantastik bir pizza da. Karar sizin, zevk sizin.

TARİFLER

Oyunun kullanım kılavuzunda (GOG versiyonunda pdf formatında geliyor, oyun da 6 dolar bu arada) tam 14 pizza tarifi var. Bu tarifleri gerçek hayatta da kullanabileceğiniz gibi menüdeki pizzaların yapımı için de kullanmanız gerekiyor. Menüde sadece kendi yaptığınız pizzalar olursa insanlar restorana gelmiyor, tariflerdeki pizzalardan en az 4’ünü yapmanız lazım yani. Bu da oyunun kopya koruma sistemiymiş, o zamanlar.

MİKRO YÖNETİM

Pizzaların malzemelerini, fiyat/kalite bakımından değişen marketlerden tek tek almaktan, bu marketlerle kontrat imzalamaya, alınacak personelin yeteneklerine dikkat etmekten, sigorta yaptırmaya, farklı dükkânlardan masa, sandalye, dekor veya halı almaktan, reklam verebilmeye, belediye başkanına rüşvet vermekten, mafya babası olabilmeye kadar yapabileceğiniz, müdahale edebileceğiniz, tek tek düşünüp uğraşacağınız (kısacası mikro yönetim dediğimiz) bir dolu şey mevcut.

KARAKTER PORTRELERİ

Personelin türlü türlüsü yetmezmiş gibi, telefonla aradığımız bankalar, sigorta şirketleri, emlakçılar da birbirinden renkli. Kimi mumya şeklinde, kiminin kafası tamamen hamam böceğinden oluşuyor, hatta Michael Jackson bile var yahu.

YORUMLAR

Castlevania Dördüncü Sezonuyla Birlikte Ekranlara Veda Ediyor

Aynı evren, farklı dizi yolda

Castlevania Dördüncü Sezonuyla Birlikte Ekranlara Veda Ediyor

Hitman 3, Bir Önceki Oyunun Satışlarını Üçe Katladı

IO Interactive'te yüzler gülüyor olsa gerek

Hitman 3, Bir Önceki Oyunun Satışlarını Üçe Katladı

Hitman serisinin World of Assassination üçlemesi, bu yılın başında çıkış yapan Hitman 3 ile noktalandı; oyunun gerek incelemelerde başarılı bir performans sergilediğini gerek oyun severlerden gayet olumlu tepkiler aldığını söylemek mümkün. Görülen o ki bu tablo satış performansına da yansımış durumda.

IO Interactive CEO’su Hakan Abrak, Gamesindustry.biz ile gerçekleştirdiği röportajda, Hitman 3’ün serinin en iyi ortalamaya sahip oyunu olmanın yanında aynı zamanda en karlı oyunu olduğunun da altını çiziyor. Paylaşılan bilgiye göre Hitman 3, Hitman 2’ye göre ticari anlamda %300 daha başarılı olmuş.

World of Assassination üçlemesinin ilk oyunu Square Enix’in beklentilerini karşılayamamış, bunun sonucunda IO Interactive ile Square Enix’in yolları ayrılmıştı. Üçlemenin finali, ilk haftasında maliyetini karşılamış ve kara geçmişti; takip eden dönemdeki satışlarıyla da serinin rekorunu kırmayı başardığı görülüyor.

Hakan Abrak, “IO olarak nasıl yapılacağını iyi bildiğimiz bir şey varsa o da bir Hitman oyunudur. Bu ‘Ben Kung Fu biliyorum’ demek gibi, biz Hitman’in biliyoruz” diyor; ne kadar da güzel bir benzetme yapmış öyle :)

Hitman serisinin bu başarıısı, IO Interactive’in elini de rahatlatmış belli ki, üçüncü bir stüdyo kurduklarını, IO Barcelona’nın açıldığını da duyurdular. Kopenhag ve Malmö’deki stüdyolar gibi bu stüdyo da IO’nun James Bond oyunu Project 007’nin geliştirilme sürecinde yer alacak, aynı zamanda henüz duyurulmayan yeni bir IP üzerinde de çalışmalara katkı sunacak.

IO Interactive’in önümüzdeki dönemde imza atacağı çalışmaları merakla bekliyoruz, yakından takipteyiz.

Free Fire'ın Yönetmeni Ben Wheatly, Doom Filmi Çekmek İstiyor

Counter-Strike da listede

Free Fire'ın Yönetmeni Ben Wheatly, Doom Filmi Çekmek İstiyor

Çoğumuz sevdiğimiz oyunların bir noktada iyi birer film adaptasyonuna sahip olmasını isteriz. Fakat yönetmen olduğunuzda bunu gerçekleştirebilecek imkanların bir kısmına sahip olabiliyorsunuz. Free Fire'ın yönetmeni Ben Wheatly, hayranı olduğu Doom ve Counter-Strike'ın filmlerini çekmek istiyor.

Playlist isimli bir podcast'e konuk olan Wheatly, oyun dünyasının beyaz perde uyarlamalarından bahsetti. Oyunların "interaktif" bölümlerinin ortadan kalkması ile birlikte ortada ilgi çekici bir şey kalmadığını ifade eden yönetmen, buna rağmen bir Doom ya da Counter-Strike filmi yapmak istediğini belirtti.

Hatırlarsanız bundan tam 16 yıl önce başrollerinde Karl Urban, Dwayne Johnson ve Rosamund Pike gibi isimlerin bulunduğu bir Doom filmi vizyona girmişti. Pek çok kişinin düşman kesildiği bu film nedense hala benim "izlemekten keyif aldığımı söyleyemediğim" filmler listemde...

 

Parolamı Unuttum