Broken Sword - Shadow of the Templars: Reforged - İnceleme
Kralın dönüşü!
Bazı oyunlar vardır, oynarken sizi eğlendirseler bile bitirdikten bir süre sonra onları unutursunuz. Tekrar kurup oynamak aklınıza bile gelmez, gelse de eliniz gitmez. Bir de bazı oyunlar vardır, bünyenizde öyle bir yer ederler ki olmadık zamanlarda aklınıza düşerler, tekrar tekrar kurup oynayasınız gelir onları ve bunu yaptığınızda en az ilk günkü kadar büyük bir keyif alırsınız.
İşte Broken Sword de onlardan biridir benim için. Gelmiş geçmiş en iyi macera oyunlarından biri olarak kabul edilen bu pikselli mucizeyi hatmedişimin üstünden 25 yıla yakın bir zaman geçti. Ama hâlâ ara ara kurar, hâlâ zevkle oynarım kendisini. Arada bir oyundaki sahneleri hatırlar, Nico’nun o aksanlı sesiyle “Jorj” deyişi çalınır kulaklarıma. O yüzden Broken Sword’ün yepisyeni grafiklerle tekrar karşımıza çıkacağını öğrendiğimde ne kadar sevindiğimi varın siz düşünün. Peki, Remastered… pardon, Reforged ibaresinin hakkını verebilmiş mi diye sorduğunuzu duyar gibi oluyorum. Cevabım kocaman bir EVET!
Tapınak Şövalyeleri yine iş başında!
Assassin’s Creed serisinde de başımıza bela olan Tapınak Şövalyeleri, Broken Sword’te de baş kötü koltuğunda oturuyorlar. Guybrush Threepwood’la tanışsa çok iyi dost olacaklarına inandığım, kara bahtlı kem talihli kahramanımız George Stobbart, tatil için gittiği Fransa’da bir kafeye oturmuş, kahvesini yudumlarken bombalı bir suikastın tam ortasında buluyor kendini. Azrail’den paçayı kıl payı kurtaran George, suikasta kurban giden yaşlı adamın son saniyelerine tanık olduğu için bu işi biraz kişisel algılıyor. Fransız polisinin yetersizliğini ve umursamazlığını görünce de katilin peşine kendisi düşmeye karar veriyor. Bu esnada yolu güzeller güzeli Nico ile kesişiyor ve ikili kendilerini insanlık tarihinin köklerine kadar uzanan, kadim bir komplonun ortasında buluveriyor.
Broken Sword klasik bir macera oyunu. Fare imlecini kullanarak karakterimizi hareket ettiriyor, farklı mekânlarda geziniyor, karşılaştığımız insanlarla kimi absürtlüğe varan diyaloglara giriyor, bulduğumuz kullanışlı nesneleri itinayla cebimize indiriyor ve bunları kullanarak karşımıza çıkan engelleri aşmaya çalışıyoruz. Ama onu benzerlerinden ayırıp en iyiler arasına sokan şey hemen hemen her açıdan birinci sınıf bir işçiliğe sahip olması. Bir kere bulmacaları çok mantıklı ve zekice düşünülmüş şeyler. Oyun hiçbir noktada kilitli bir kapıyı açmak için alakasız bir renk veya müzik bulmacasını çözmenizi istemiyor sizden. Diyaloglar ve hikâye anlatımı da çok kaliteli. Bir yandan Tapınak Şövalyeleri ve Haşhaşilerin arasındaki kadim çekişmenin tarihi gerçeklerini öğreniyor, bir yandan dünyanın dört bir köşesini gezip büyük bir komployu ortaya çıkartmaya çalışıyor, diğer yandan da George’un komik yorumları eşliğinde eğlenceli saatler geçiriyoruz. Nerede olduğunu bile bilmediğimiz “modern kitleler” için senaryoda herhangi bir gereksiz değişiklik yapılmaması da bir diğer artısı.
Bana Corci deme!
Broken Sword daha önce Director’s Cut adı altında bir kez daha elden geçirilmişti bildiğiniz gibi. Ama Reforged ile bambaşka bir seviyeye çıkmış oyun. Bir kere bütün grafikler elden geçirilmiş ve mekânlardan tutun da karakterlere, arka planlardan animasyonlara dek her şey baştan çizilmiş. Az buz değil, yaklaşık 30.000 çizimden bahsediyoruz burada. Yeni ışık ve gölge efektleri de olaya ayrı bir tat katmış. Broken Sword 5 grafikleriyle ilk oyunu oynuyormuş gibi hissediyorsunuz kendinizi. Tek bir tuşla (TAB) eski grafiklere dönebilmek ve aradaki farkları kıyaslamak da serinin eski hayranları için ekstra bir keyif oluyor.
Grafiklere ek olarak oyuna bir ipucu sistemi de eklenmiş. Böylece sıkıştığınız yerlerde bir çözüm rehberine danışma mecburiyeti de ortadan kaldırılmış. Otomatik kayıt özelliği de beklenmedik ölümlerle karşılaştığınız zaman son kayıt noktasına dönüp tüm o bulmacaları baştan çözme zorunluluğundan bizi kurtaran, harika bir eklenti olmuş doğrusu.
Son olarak oyuna “Klasik” ve “Hikâye” modları da eklenmiş. Klasik modda bildiğimiz BS tecrübesini yaşarken Hikâye moduysa daha sade, daha kolay bir oynanış sunuyor. Bunların yanı sıra ipucu açma/kapatma, hızlı ekran geçişi gibi birkaç ayar daha var.
Hiç mi eksisi yok derseniz evet, var. İlk oyundaki seslendirmeler kullanıldığı için sesler bazen biraz boğuk ve eski gelebiliyor kulağa. Her ne kadar onlar da elden geçirilmiş olsa da günümüzün ses kayıt teknolojisine yaklaşamıyorlar hâliyle. Ama farklı aktörlerin farklı seslerini duymaktansa orijinal sanatçıların biraz boğuk diyaloglarını duymayı tercih ederim açıkçası. Onun için çok da sorun etmedim. Zaten bir yerden sonra fark etmiyorsunuz. Bir de yeni envanter ekranı tam olmamış gibi; eşyaları seçmek bazen zor olabiliyor.
Eğri oturup doğru konuşalım. Eğer siz de benim gibi bir Broken Sword hayranıysanız oyunu ya çoktan aldınız, ya da istek listenize eklediniz. Oynama fırsatı bulduğunuzda hiç pişman olmayacağınızın garantisini verebilirim. Seriyle yeni tanışacak olanlara gelirsek… Daha ne bekliyorsunuz!
Başlıklar
Broken Sword hayranları oyunun bu yeni sürümünü gözleri kapalı alabilirler. Seriyle tanışmak isteyen macera tutkunları içinse başlamak için bundan daha iyi bir başlangıç noktası bulamazlar.
- Bildiğimiz Broken Sword
- Yepisyeni grafikler ve ara sahneler
- Şahane hikâye, mantıklı bulmacalar
- Tek tuşla eski grafiklere geçebilme
- Otomatik kayıt ve ipucu sistemi
- Seslendirmeler bir tık daha geliştirilebilirmiş
- Yeni envanter ekranı çok kullanışlı değil