Alan Wake ve Max Payne sevdalılarının bileceği ve onaylayacağı üzere Remedy oyunları özel oyunlar. Doyurucu aksiyon ile harika grafikleri “yeteri kadar yazılmak” yerine üzerine ciddi ciddi düşünülmüş senaryolarla, gerçek oyuncularla birleştirmek Remedy’nin uzmanlık alanı. Şaşırtıcı bir biçimde, Sam Lake ve tayfasıyla bu kulvarda yarışan çok az stüdyo var. Bu yüzden ellerinden çıkan oyunlar illa ki alıcı bulur. İşte nihayet Control’ün da alıcısını bulma zamanı geldi çattı, bize de hakkındaki izlenimlerimizi yazıp sizi ilgilendiren bir oyun mu, değil mi onu ortaya çıkarmak kaldı.
Bilmeyenler için özetleyecek olursak, Quantum Break ile bilimkurguya kaçan stüdyonun doğaüstü mevzulara geri dönüş oyunu Control. Hikâye yıllar yıllar önce kasabasında gerçekleşen bir doğaüstü olay sırasında ailesini kaybeden Jesse Faden ile merkezini bulup içine dalar dalmaz ilginç bir şekilde yöneticisi ilan edildiği Federal Bureau of Control etrafında dönüyor. Federal Bureau of Control, isminden de anlaşılacağı üzere doğaüstü olayları ve objeleri hasıraltı edip kontrol altına almak ile görevli son derece gizli bir derin devlet örgütü. Örgütün karargâhı, Oldest House isimli, bir TARDIS kadar gizemli ve uçsuz bucaksız olan fazlasıyla anormal bir bina. Karakterimizin oyunun başında karşılaşıp The Hiss ismini verdiği gizemli bir güç Oldest House’un bütün tersanelerine girmiş, bütün ordularını dağıtmış ve mekânı bilfiil işgal etmiş. Bu kriz anında önceki direktörden görevi devralmak durumundaki Jesse olarak, The Hiss’in ardındaki gizemi çözmek ve asayişi berkemal eylemek bizim görevimiz.
Bu görevi yerine getirmek yolundaki en büyük yardımcımız da, Oldest House’ta saklanan “Objects of Power.” Adını Kudret Objeleri olarak çevirebileceğimiz bu eşyalar, paranormal (zira malum kelimeyi bir kere daha kullansam “hık” diye bayılacaktım) güçlerin etkisi altına girmişler ve oyundaki güçlerimizin kaynağı konumundalar. Bunlardan buldukça yeni güçler kazanıyoruz ve ilki, FBC yöneticileri tarafından kullanılan Service Weapon. Astral Alem ile bağı olan, biçim değiştirme gücüne sahip kendinden sonsuz cephaneli bu silahı bulmamızla FBC Direktörü ilan ediliyoruz. Bulduğumuz diğer anormal eşyalar da bize oyun boyunca kullanacağımız özel güçleri kazandırıyor:
Launch: Telekinezi gücümüz, aslında çok farklı kullanım alanları yok etraftan masa sandalye havalandırıp düşmanlarımızın üzerine fırlatmaya yarıyor. Geliştirme önceliğinizi bu arkadaşa verin.
Shield: Bir başka telekinetik güç. Etraftan moloz kaldırıp etrafımızda tutarak gelen saldırılardan kendimizi korumamızı sağlıyor. Bu gücü kullanırken maalesef başka pek bir şey yapamıyoruz.
Levitation: Uçma gücü, belli bir yükselme limiti var hızı da tabanvaya kıyasla pek yüksek değil ancak dışarıda göründüğünden daha kullanışlı ve tahmin edebileceğiniz gibi alan etkili yer saldırılarına imkân veriyor.
Evade: Yerde ve havada kullanabildiğiniz, belli bir mesafeyi hızla aşmanızı sağlayan beceri, adından da anlayacağınız üzere saldırılardan kaçmak ve düşmanlarla aranıza hızla mesafe koymak için kullanıyoruz.
Seize: Ölmeye yakın düşmanları hem iyileştiren hem de sizin tarafınıza çeken beceri. Düşmanların büyük bir kısmı kafalarına geliştirilmiş bir Launch ile atılan tek bir eşyayla öldüğünden, biraz gereksiz.
Silahımızın şarjörü kendi kendine doluyor, total cephanesi ise sınırsız. Güçlerimizi kullanmamıza yarayan bir enerji seviyemiz var ve bunu beceri ağacından ya da ekipmanlarla geliştirebiliyoruz. Öldürdüğümüz düşmanlardan ve etraftan bulduğumuz malzemeler ile silahımız için farklı formlar satın alabiliyor ve var olan formları geliştirebiliyoruz. Bunlar epey bilindik şeyler Shatter formu pompalı tüfek, Spin formu taarruz tüfeği, Pierce ise keskin nişancı tüfeği yerine geçiyor ancak problem şu ki hepsi aynı şarjörü kullanıyor ve temel şarjör dolum hızını sayısı pek az olan ekipman slotlarınızı kullanmadan geliştiremiyorsunuz. Bu yüzden de yeni form satın aldığınızda tadını doya doya çıkaramıyorsunuz. Kaldı ki Launch özelliği geliştirince fazla iyi bir hale geldiği için ve enerjinizin dolum hızı şarjör dolum hızından yüksek olduğu için, özel güçler ile silah kullanımı arasında bir dengesizlik oluşuyor. Silah sadece enerji dolup milletin kafasına masa sandalye fırlatabilene kadar başvurduğunuz, hasar çok daha az bir yöntem haline geliyor. Ekipman slotları da güçlerinizi etkileyenler ve silahlarınızı etkileyenler olarak ikiye ayrılıyor ve her ikisinin de maksimum sayısı 3. Bilin bakalım hangisini diğerinden önce geliştirebiliyorsunuz…
Diğer güçlerin Launch’e kıyasla epey kullanışsız olmasına kısmına gelmedim bile daha. Düşman tipleri bu tip bir oyun için yeterli denebilir, görünmez olanlar var, havada uçup sizi kafanıza ıvır zıvır fırlatanlar var, dayanıklılığı yüksek olup bomba fırlatanlar var… Ancak hepsini Launch ile temizleyebiliyorsunuz, eldeki diğer imkânları kullanmaya gerek kalmıyor. Seize gücünü eğitim bölümü dışında kullanmadım, Shield kullanma sayım ise iki elin parmaklarını geçmez.
Oyunun görselliği de, fizik motoru da harika. Bu yüzden de oynanış fazlasıyla tok bir hissiyat veriyor ve Control ne kadar kendini tekrar ederse etsin sıkılmıyorsunuz ancak oynanışın çok ihtiyacı olduğu derinlikten fazlasıyla yoksun olduğu bir gerçek. Eldeki bütün imkânların sadece orada olsunlar diye koyulmuş olması üzücü.
Oyun tasarım cephesinde bir açıdan çok iyi, bir açıdan da ortalamanın altında. Oldest House için seçilen görsel tasarım gerçekten çok güzel. Oyunun mekan çeşitliliği adına çok fazla şey sunduğu söylenemez, içinde devasa bir reaktör, çok sayıda laboratuvar, daha çok sayıda ofis ve bir adet labirent var. Bunların tasarımları, The Hiss’in etkisi altındaki kısımların kötücül bir kırmızı tonun hakimiyeti altında olması güzel. Renk paleti de gayet yerinde, eldekiyle olabildiğince iyi çalışılmış. Paranormal bir mekânda olduğumuzdan mütevellit The Evil Within’i hatırlatan bir şekilde çevrenin sapıttığı bölümler de var. Ancak bunlar sadece görüntüde güzel, bir işlevsellikleri yok. Bölüm tasarımları boş ve büyük ölçekleri boşa çıkıyor. Control’ün bölümleri Quantum Break ve Alan Wake kadar çizgisel değil ve bu durum oyunun süresini de bu yapımlara kıyasla uzatıyor. Ancak bunu anlamlı bir şekilde yapmıyor, bitirmesi 14-15 saat civarında bir zaman alacak olan ana senaryonun verdiği hissiyat dönemimiz Türkiye’sinde tanıdık: buzu kendisinden fazla McDonalds menüsü içecekleri gibi bir oyun Control.
İşin üzücü tarafı, oyuna uçma özelliği ve doğaüstü, değişken bir çevre koymuşken şu iki özelliği bir arada kullanıp olayı platform oyunculuğuna çevirmek akıllarına bile gelmemiş(veya bütçeleri yetmemiş). Bir tane gerçekten ilginç bölüm var (Ashtray Maze) ama onun ilginçliği de görsellikten öteye geçmiyor. Oyunun kalanı oradan oraya koşturmaktan ibaret. Üzerine bir de haritayı açma mevzunda fazla kolaya kaçılmış olması var elbette: oyuncuyu sağı solu değişip yeniden şekillenen doğaüstü, devasa bir binada bırakıp o binanın farklı kısımlarını “yetki kartlarıyla” açılan kilitlerin ardına saklamak yaratıcılık kavramına edilmiş bir hakaret bence.
Peki, bu oyunu şu raddede ne kurtarır? Elbette iyi yazılmış bir senaryo, güzel inşa edilmiş bir dünya. Control bu noktalarda genel oyun tasarımında gösterdiğinin ötesinde bir başarı gösteriyor neyse ki. Etraftan toplayacağınız, hem karakterlerin arka plan hikâyelerini hem de FBC mitolojisini genişleten bolca belge, kayıt vs. toplanabilir eşya var. Bunların sakladıklarını özümsemek keyifli. Oyunun başından itibaren aldığımız tekinsiz, esrarengiz hava da tam tadında. Çevreyi değiştiren paranormal nesneler, Oldest House’un başka boyutlarda yer alan odaları, bilmece sorar gibi konuşan hademe Ahti amca, garip sesler eşliğinden iletişim kuran büro yönetim kurulu vesaireleriyle beraber gayet güzel bir ambiyans oluşturuyor. Birkaç sürprizle taçlandırılan senaryonun kendisi de oyun piyasasının standartlarını düşününce hiç fena değil, oyunun dünyasıyla uyuşacak bir gizem perdesi var baştan itibaren ve bu sağlıklı bir süre boyunca mevcut kalıyor.
Akış her Remedy oyununda olduğu gibi burada da Live-Action sahnelerle renklendirilmiş; Max Payne’nin sesi olarak tanıdığımız James McCaffrey(Trench), Alan Wake ve Mr. Stratch rollerinde izlediğimiz Matthew Porretta(Dr. Darling) ve Quantum Break’te Beth Wilder olarak karşımıza çıkan, bu oyunda ana karakterimiz Jesse olarak izlediğimiz Courtney Hope izlemesi keyifli karakterler ile karşımızdalar. Öte yandan Control alıştığımız Remedy standardının altında bir sinematik yapı barındırıyor bünyesinde. Hr şey sapına kadar çizgisel olmadığı için kimi karakterlerle kendi istediğimiz şekilde laflayabiliyoruz ancak daha az yönetilmiş ara sahne olmasına da yol açıyor bir yandan, diyalog sahneleri RYO standartlarından alıştığımız havada karşılıklı dikilen iki karakterden ibaret bir hal alıyor . Oyun Remedy standardının üzerinde bir uzunluğuna sahip oluşu bu durumla birleşince, senaryo yoğunluğu ve temposu alıştığımız Remedy seviyesinin bir tık altında kalıyor.
Oyunun görsel yani gayet kuvvetli, hatta performansa bakılırsa biraz fazla kuvvetli. Doku çözünürlüğü, ışıklandırma, gölgelendirme ve özellikle fizik motoruyla gayet parlayan bir yapım Control. Ancak psişik gücü bol, mobilyaları hallaç pamuğu gibi atan bir oyuncu ve düşman kadrosu varken, kare oranı sık sık dibi görüyor. Hem standart PS4’te hem de Pro’da deneme şansına eriştiğim oyunda, her iki makineyle de ortalığın karıştığı anlarda çok ciddi FPS düşüşleriyle karşılaştım. Kesinlikle oynanamaz halde olduğunu düşünmüyorum, zaten oyunu çıkış tarihinden erken oynama şansına eriştiğim için performans sorunları yaşamış olma şansım da var. Ancak oyunun ilk günlerde aldığı güncellemelere gözünüzü kulağınızı açın derim.
Control, Remedy’nin yer yer farklı şeyler denediği, yer yer de kendi bildiği kafada takıldığı bir yapım olmuş. Genele bakıldığında Quantum Break’te yaşanan kalite düşüşü pek telafi edilememiş, bir Alan Wake değil. Epic Store indirimlerinde 40 TL’ye edinenlerdenseniz elbette iade falan etmeyin ancak ne PC’de ne konsolda indirimsiz tam fiyattan edinmenizi önereceğim bir yapım olamadı kendileri. Remedy yapımlarını seviyorsanız, uygun fiyattan bulduğunuz anda üzerine atlayın elbette. Yoksa sabredin, oyun sağanağına tutulmamıza pek kalmadı.
Başlıklar
Control, Remedy’nin yer yer farklı şeyler denediği, yer yer de kendi bildiği kafada takıldığı bir yapım olmuş.
İyi anlamda garip bir atmosfer
Keyifli sinematik anlatım
Harika grafikler ve fizik motoru
Tok oynanış
Oynanıştaki dengesizlikler
Geniş haritaların Remedy formülüne yaramamış olması
Performans sorunları
Valla çok çok iyi oyun. 7.5 çok düşük olmuş.