Varşova, 22. yüzyıl… Teknolojik gelişmeler arşa çıkmış, oyunlar gerçek hayatın vazgeçilmez bir parçası hâline gelmiştir. Öyle ki insanlar Matrix filmindekine benzer koltuklara bağlanıp ömürlerinin çoğunu sanal âlemlerde geçirmeye başlamıştır. Nasıl geçirmesinler ki? Realium’da (gerçek dünya) yoksul ve önemsiz biriyken Virtualium’da (sanal âlem) istedikleri herkes ve her şey olabiliyorlar ne de olsa. Hatta ünlü ve zengin bile…
Tabii insan faktörünün olduğu her yerde, özellikle de sanal âlem gibi kimliğinizi kolayca gizleyebildiğiniz bir ortamda suç unsuru da eksik olmuyor. İşte böyle durumlarda devreye Gamedec, yani Oyun Dedektifi denen kişiler giriyor. Eğer Virtualium’da bir sorununuz varsa – dolandırıcılar, hilekârlar, sapıklar – sorununuzun çözümü bir Gamedec tutmaktan geçiyor. Makul bir ücret karşılığında elbette…
Çok laf, az iş…
Gamedec alıştığımız RYO’lardan epey farklı. Bir kere oyunda hiç savaş yok, hatta neredeyse aksiyon da yok. Onun yerine etrafta dolaşıp insanlarla konuşuyor, bol bol diyalog okuyor, bilgisayarlara sızıyor, ipuçları topluyor ve tıpkı gerçek bir dedektif gibi çıkarımlarda bulunuyoruz. Bir RYO’dan ziyade bir macera oyununa daha yakın diyebiliriz kendisi için. Hatta bir parça Disco Elysium’a benzetmek bile mümkün. Ama daha küçük bir ekibin elinden çıktığından onun kadar derin değil tabii.
Oyunda karakter puanı, seviye atlama ve envanter gibi şeyler de yok. Onun yerine “aspect” (bakış açısı) denen bir sistem geliştirmiş yapımcılar. İnsanlara nasıl davrandığımıza, neler düşündüğümüze, kısacası “nasıl rol yaptığımıza” bağlı olarak dört farklı aspect puanı kazanıyoruz (Detaylı bilgiyi ilgili kutuda bulabilirsiniz). Bunları kullanarak da çeşitli meslekleri açıyoruz. Hacker, doktor, kabadayı, internet fenomeni, hileci… gibi gibi. Her biri farklı diyalog seçeneklerinin açılmasını, dolayısıyla da yeni ipuçları toplayabilmemizi sağlıyor. Ama bir oturuşta bütün meslekleri kazanamıyor ve karakterimizi her konuda ustalaştıramıyoruz. Bu da soruşturma sırasında bazı gerçeklere ulaşamamamıza sebep oluyor.
Bunun kulağa kötü bir şey gibi geldiğini biliyorum ama kesinlikle öyle değil. Tam aksine oyunu farklı karakterlerle tekrar tekrar bitirmek için çok leziz bir sebep sunuyor bize. Çünkü Gamedec’te sonuca gitmenin birden fazla yolu var. Üstelik hata da yapabiliyor, yanlış sonuca varıp yanlış kişiyi suçlayabiliyorsunuz da. Ama oyun o noktada sizi “Game Over” ekranına ışınlamak yerine seçimlerinize “adapte oluyor,” yanlış iz sürmenize rağmen macera devam ediyor ve hatalarınızla yüzleşmek zorunda kalıyorsunuz. Ve oyundaki diğer insanlar bunu hatırlıyor. Eğer bir davayı başarıyla çözerseniz sonraki bölümlerde, “Hey, sen şu Gamedec’sin!” deyip size güveniyorlar. Ya da sanal âlemde yanlış yaptığınız birine gerçek dünyada rastlayabiliyor ve onunla yüzleşmek zorunda kalabiliyorsunuz. Acaba farklı bir yol izleseydim ne olurdu diye büyük bir merak ve heyecana kapılmanız da cabası.
Oyun içinde oyun içinde oyun
Gamedec’in en çok beğendiğim yanlarından biri de bilgisayarımıza bağlanıp farklı farklı oyun dünyalarına geçiş yapabilmek oldu kesinlikle. Resmen oyun içinde oyun oynuyoruz. Mesela “Harvest Time” adlı çiftçilik simülasyonuna girdiğimizde Varşova’nın siberpunk dünyasını geride bırakıp kendimizi bir anda kovboyların cirit attığı, kendi çiftliğimizi satın alıp sebze yetiştirdiğimiz bambaşka bir oyunun içinde buluyoruz. “Twisted & Perverted” ise insanların birbirlerini öldürebildiği veya cinsel ilişkiye girebildiği, yetişkin temalı bir oyun. Gamedec’te bunun gibi 5-6 farklı oyun dünyası var. Ne yazık ki bunlardan sadece 3 tanesinde serbestçe dolaşılabiliyoruz. Diğerlerine senaryo icabı girsek de çok kısıtlı alanlarda, çok kısa süreliğine takılabiliyoruz. Ama bu durum oyunun tadını azaltmıyor kesinlikle. Sanal âlemde tanıştığınız kişilerle başka oyunlarda veya gerçek dünyada yeniden karşılaşmak da oyuna hoş bir tat katmış doğrusu. Mikro-ödeme esprileri, çok oyunculu yapımların klişe problemleriyle ilgili göndermeler falan gırla gidiyor.
Gelelim oyunun eksilerine… Şüphesiz en büyük sorun oyunun Codex sisteminde. Oyun daha ilk dakikalarından itibaren resmen sizi bir bilgi bombardımanına tutuyor ve bunu çok karmaşık bir şekilde yapıyor. Teknolojiler, kişiler, gerçek ve sanal âleme ait bilgiler ayrı ayrı kategorilerde yer alıyor ama yeni bir bilgi edindiğimizde bu hangi sayfaya gitti, hangi sırada yer aldı, anlamak gerçekten çok zor. Bunları okumadan geçebiliyorsunuz tabii ama bazı görevleri nasıl çözeceğinizin ipuçları da bunlarda yer alıyor. Hadi onu geçtim, oyun iki kere henüz tanışmadığım bir karakterin bilgilerini bana Codex girdisi olarak verdi ve resmen spoiler yedim. Bu da soruşturmamın tadını biraz kaçırdı.
Onun dışında bazı yazılar hâlâ Lehçe; İngilizce tercümesi unutulmuş diyaloglar var. Son yamayla sayıları epey düştü ama yine de arada sırada bir-iki taneye denk geliyorsunuz. Başka bir yerde de diyalog seçenekleri tükenmesine rağmen “konuşmayı sonlandır” şıkkı çıkmadığı için sohbet ekranında sıkışıp kaldım, son kayıt noktasına geri dönmek zorunda kaldım. İki kere de hiçbir şey yapmamama rağmen hatalı başarımlar açıldı, gene spoiler yedim. Son olarak oyunda seslendirme de yok. Bu eksiden sayılmaz gerçi ama gene de belirteyim.
Yine de bu saydığım eksiklerine rağmen bu yılın en iyi RYO’larından biri Gamedec. Sırf sürprizlerle dolu hikâyesi ve tekrar oynanabilirliği bile onu eşsiz bir tecrübe kılmaya yetiyor. Oynamadan geçmeyin.
Başlıklar
Disco Elysium gibi diyalog ağırlıklı ama okuması, anlaması daha kolay bir RYO arıyorsanız doğru yerdesiniz.
- Buram buram siberpunk atmosferi
- Başka sanal dünyalara geçiş yapabilmek
- Seçim ve sonuçların bolluğu
- Sürprizlerle dolu senaryosu
- Yeniden oynanabilirliği yüksek
- Dedektiflik mekaniği başarılı
- Öteki karakterlerle oyunların dışında karşılaşmak eğlenceli
- Ufak tefek hatalar
- Codex tam bir keşmekeş
- Bazı metinler hâlâ Lehçe
- Seslendirme yok