Neden önemli yatırımcılar ve biliminsanları yapay zekaya karşı bizi uyarıyor?
Devamını okuMerhaba. Bugün size insanlara saldırmasıyla tanıdığımız kazlardan bahsedeceğim. Özellikle Doğu Anadolu bölgesinde yetişen, ortalama ömrü 25 seneyi bulan kazların büyük çoğunluğu ot yiyerek beslenir. Çeşitli türleri mevcuttur ve çocuklarını koruma içgüdüsü yüksek olduğu için yanına yaklaştığınızda size öterek ve kanatlarını V şeklinde açarak saldırır. Kazların bu derin sevgisi eş seçimine de yansır. Zira ömür boyu tek eşle yaşadıkları bilinir.
Ha evet geçtiğimiz günlerde bu muhterem hayvanla ilgili bir de oyun çıktı. Oyunun herhangi bir adı yok, isimsiz. Pek tabii tahmin edebileceğiniz gibi ana karakterimiz beyaz kazın da herhangi bir adı yok. Bu kazla beraber çocukken yaşadığınız anıları tekrar hatırlamak mümkün. Ama bu kez roller değişiyor. Zira oyunda yapılan en büyük eylem kazın karşısına gelen insanları sinir etmek, işlerine ayak bağı olmak ve onları korkutmak.
Beyaz kazımız pek bir şirin yürüyor, uzaktan pek bir masum duruyor. Aynı zamanda kendisi nesnelerle de etkileşime giriyor ve oyunun verdiği görevleri yerine getirerek nereden geldiğini asla unutmuyor. Karşısına gelen insanlar bazen esnaf, bazen de ev halkı muhiti oluyor. Beyaz kazımız fazlaca muzırlık yaparsa oyundaki gizli görevleri de bulabiliyor. Yani tam bir “Ne kadar kazsınız?” testi var karşımızda.
Oyun kaz maceralarını anlatmak isterken olabildiğince sade ve canlı renkleri tercih etmiş. Beyaz kazımızın ve ezeli nefretimiz insanların animasyonları doğal duruyor. Nesnelerin fiziksel çarpışmaları da gerçekçi bir his oluşturmuş.
Ancak kazın ayağı öyle değil hehe. Beyaz kazla eğlenceli macera geçirmek uzun sürmeyebilir. Zira bir süre sonra beyaz kazı kontrol edebilen şanslı oyuncular aynı eylemleri yaptıkları için sıkılabilir. Yapımcı House House da bunu düşünmüş olacak ki oyunun süresini kısa tutmuş. 3-4 saatte bitirip tekrar kendi dünyanıza dönün de kaz kafalılık yapmayın demiş resmen.
Oyun bu eşsiz deneyimi sunarken piyano enstrümanını tercih etmiş. Müzikler sizin eyleminize göre yer yer heyecan oluşturuyor, yer yer gerilim. Aynı zamanda ilginizi çekecek bir olay olduğunda da dikkatinizi çekmek için yükseliyor piyano sesleri.
Neticede Untitled Goose Game, Goat Simulator benzeri bir oluşum olsa da onun sandbox yapısından tamamen uzak, lineer bir şekilde ilerleyen bir oyun. Tom ve Jerry, Road Runner gibi çizgi filmlerde gördüğümüz kovala-kaç sekanslarının bolca yaşandığı (daha sakin olanından), ona göre müziklerin ve hatta arayüzün tasarlandığı bir yapım olmak istemiş ve gayet de kotarmış. Ama oyun ilerledikçe görev yapısından dolayı bıkkınlık baş gösteriyor ne yazık ki.
Başlıklar
Çocukken sizi korkutan kazın yerini alarak rolleri değişmek isteyenler için güzel bir deneyim, diğerleri için aynı şeyi söyleyemeyeceğim maalesef.
Muhteşem kaz animasyonları
İnsanları sinirlendirmek hiç bu kadar keyifli olmamıştı
Duruma göre yükselip azalan müzikler
Yaptığınız eylemler çok az
Bir süre sonra sıkıcı hale geliyor
:D Görsel dasarımı şahane değil mi ya?