Just Cause 4 - İnceleme

Rico Rodriguez ile Solis'te 4 Mevsim Kaos

Bazen sebepsiz yere oynamaya kaptırdığımız oyunlar / oyun serileri olur, değil mi? Saçma sapan bir durumdur aslında. Normalde çok da önemsemediğiniz, dönüp bakmayı düşünmediğiniz bir oyun olabilir; ama bir şekilde kendinizi o oyunu oynarken bulursunuz. İşin ilginç yanı oyunu oynarken anlamsız bir zevk de alıyorsunuzdur zaman zaman. İşte Just Cause serisi benim için tam olarak bu kategoride yer alıyor. O nedenle serinin dördüncü oyunu geldiğinde kendi kendime sordum "Yine mi?" diye. Günün sonunda şöyle bir cevap ile karşı karşıya kalmıştım: "Bilemiyorum. Ortam karışık!"

Ben Bu Oyunu Biliyorum!

Geçen ay Oyungezer'de şöyle bir soru sormuştum: Oyunumuzda psikopat bir adam ve yandaş(lar)ı var; ellerinin altında da bol sayıda silahlı adamları. Kontrol altında tuttukları coğrafyaya kan ağlatıyorlar. Kahramanımız bir şekilde teşrif ediyor olay mahalline. Direnişçilere destek oluyor, baş psikopatın yandaşlarını biçip onların kontrolündeki 'outpost'ları özgürleştiriyor, buralardan kaynak 'loot'luyor, silahlarımızı ve bilumum teçhizatımızı 'upgrade'liyor, direnişi adım adım büyütüyoruz. En sonunda da 'Big Boss'u haklıyoruz. Final! Sizce genel hatlarıyla paylaştığım bu oyun hangisidir?

Bu soruya cevap olabilecek onlarca oyuna Just Cause 4'ün de katıldığını söyleyebilirim artık.

 

Just Cause 4 ile değişen çok şey yok anlayacağınız. Belki loot kısmını bir miktar arka plana itmiş, outpost meselesini de epey hafifleştirmiş, hatta outpost statüsünden çıkartmış olabilir (halen özgürleştirilecek 30 kadar bölge bizi bekliyor). Ama özünde aynı mantıkla devam ediyor yoluna. Başta da dediğim gibi zaten farklı bir şey de beklenemezdi bu seriden. En baştan beri durum buydu, haliyle bu açıdan çok eleştirmek makul olmaz. Daha fazlasını vadetmiyordu ki sunmadığı için eleştirelim, değil mi? Peki bu oyunu oynatacak, keyif almamızı sağlayacak nedir?

Kaotik Aksiyon!

Bu oyunu sevdirecek şey çılgınlık noktasına varabilecek aksiyonu olabilir mi mesela? Neden olmasın! Bazen takip etmekte zorlanacağınız derecede hız kazanabilen, delicesine sağa sola ateş ettiğiniz, bir şeyleri patlatıp bir yerleri havaya uçurduğunuz, sizin de bol bol uçup kaçtığınız delicesine bir aksiyon. Aksiyonun dozunun tavan yaptığı noktalar var; zaman zaman tek düze giden bölümler olduğu gibi. Toplamına baktığımızda önceki oyundan geri kalmayacaktır diye düşünüyorum. Genel olarak tempoyu üstte tutabilecek malzeme var. Bu malzeme nasıl kullanılmış ona bakmak lazım tabii bir de. Ama bu nokta sırasını beklesin, biz diğer yönleriyle devam edelim isterseniz.

 

Bu serinin sevilen bir yönü etrafı dilediğinizce yıkıp dökmek, ne varsa patlatmaktır herhalde. Bu oyunda da yeterince patlama var şüpheniz olmasın. Bir helikopteri veya tankı da patlatabilirsiniz bir depoyu da, droneları da havaya uçurabilirsiniz arabaları da. Ortamı tam bir şenlik alanına çevirmek sizin elinizde. Oyunun vadettiği en zevkli noktalardan birisi de bu anlar oluyor zaten. Bunun için hem ele geçireceğiniz silahları, hem sağda solda yer alan nesneleri hem de serinin önceki oyunlarından da aşina olduğumuz o klasik teçhizatı kullanıyoruz. Tahmin ettiniz değil mi?

Wingsuit, Paraşüt, Kanca!

Just Cause serisinin kendine has bir mekaniğe sahip olduğu ortada. Bu oyunu oynatan genelde wingsuit, paraşüt ve kanca (grappling hook) kullanımıdır çoğu oyuncu için.

Özellikle kancanın farklı kullanım alanları bu oyunun en temel özelliklerinden biri ve dördüncü oyun da bunu devam ettiriyor. Kanca kullanımında çeşitlilik yeterli düzeyde denilebilir. Kancaya hızlı erişimden ulaşabileceğiniz 3 kullanım şekli tanımlayabiliyorsunuz. Her birinde 3 özelliğin (Air Lifter, Retractor ve Booster) belirli bir seviyesi atanabiliyor. Atanabilecek 3 seviye var; hafif, orta ve yoğun şeklinde. Dolayısıyla oluşturabileceğiniz kombinasyonlar içerisinden tercihlerinize, oyun yapınıza uygun 3 tanesini seçip hızlı erişime atamış oluyorsunuz. Bu kombinasyonlar oynanışa renk katıyor. Mesela Air Lifter ile Booster'ı birleştirdiğiniz bir kombo kullanıp, diyelim ki bir arabayı bir yandan balonlar ile havalandırıp bir yandan da nitroyu köklemiş gibi uçurabilirsiniz. Araçlar, sandıklar ve hatta insanlar üzerinde kullanabiliyorsunuz kancayı.

Ekipmanlar ile ilgili bir detayı daha paylaşayım; Sargento, Javi ve Garland'dan aldığımız görevleri yerine getirdikçe ekipmanlar için yeni modlar tanımlanıyor. Bir de bazı hareketleri yeterli düzeyde yaptığınızda, bazı silahları başarılı bir şekilde kullandığınızda, diğer bir deyişle bir başarım gerçekleştirdiğinizde "feat" kazanıyorsunuz ve bunlar da yapabileceklerinizi çeşitlendiriyor. Bu sayede yeterince çeşitlilik sunulmuş, hatta muhtemelen oluşturulabilecek kombolardan pek çoğuna göz atma fırsatınız bile olmayacak.

 

Kancanın kullanışlı olduğu noktalardan birisi de düşmana nişan alıp hızlıca üzerine doğru gitmek ve bir yandan da ateş etmeye devam etmek. Başka örnekleri var mı hatırlamıyorum ama bu oyunun zevkli aksiyon sahnelerinden birisi olarak belirtmek istedim. Yoğun ateş altında kalınca da hızlıca ortamdan uzaklaşmak için başvuracağımız ilk ekipmanımız oluyor. Tabii paraşüt ve wingsuit de gayet kullanışlı bu anlamda.

Bazı görevlerde süreye karşı yarıştığınız bölümler bulunuyor. Örneğin birbirinden uzak noktalarda yer alan konsollara kısıtlı bir süre içerisinde ulaşmanız veya belirli bir sürede üzerlerine bomba yerleştirilmiş belli sayıda aracı denizin derin sularına göndermeniz gerekebiliyor. Bu gibi görevlerde de bu üçlü en büyük kurtarıcınız oluyor haliyle. Görevi tamamlayabilmenin yegane yolu bu ekipmanınızı etkin bir şekilde kullanmak.

Oyun içerisindeki aksiyona sundukları katkının yanında, yolculukların da vazgeçilmez üçlüsü bu ekipmanlarımız. Dağlardan veya binaların tepelerinden atlayıp wingsuit ile dalışa geçmek, paraşüt ile süzülmek ve finalde de kanca ile kendimizi belirli bir noktaya çekip inişi tamamlamak oyunda sevdiğim ve sık kullandığım kombolardan oldu, siz de deneyebilirsiniz belki.

 

Önceki oyundan da hatırlayacağınız üzere en uzun uçuş/ dalış veya kanca ile kat ettiğiniz en uzun mesafe ölçülüyor ve kıyaslanıyor daha önce yapılan derecelerle. Oyunun hikayesini falan bir kenara bırakıp bazen sadece bu dereceleri yükseltmek, daha uzun uçmak, daha uzağa gitmek için uğraştığınız anlar olabilir. Yan görev olarak karşınıza çıkan wingsuit ile belirli sayıda halkadan belirli bir sürede geçmek, bir helikopteri veya aracı belirli bir sürede bir noktaya ulaştırmak gibi görevler de benzer şekilde oyalayabilir sizleri. Zaten oyunda yer alan çeşit çeşit araba, motosiklet, helikopter, tank, tekne vs. Rico'nun emrine amade, dilediğince kullanabiliyor. Sonuçta yılların ajanı, o kullanmayacak da ben mi kullanacağım!

Nedir Rico'nun Solis'teki Olayı?

Oyunumuzun geçtiği Solis adlı ülke, Oscar Espinosa isimli bir diktatörün kontrolü altında. Adadaki pek çok şey ona ait veya onun kontrolünde. Espinosa'nın emrinde Black Hand isimli bir silahlı kuvvet bulunuyor ve bu ordunun komutanı da Gabriela Morales isimli bir hanım ablamız. Oyunun hemen başlarında Gabriela'nın kuzeni olduğunu öğrendiğimiz Mira ise, bir Black Hand pilotu iken amcası ile ilgili bir mevzu yüzünden bu görevinden ayrılıyor (kovuluyor) ve Solis'te bir isyanın fitilini ateşlemeye niyetleniyor. Rico'yu Medici sahillerinde bulup Solis'e getiren de bu hanım ablamız.

 

Rico'nun babası Miguel Rodriguez'in geliştirdiği Illapa isimli meteorolojik silahı ortadan kaldırmak ilk hedefimiz ve Black Hand'e karşı adım adım büyüttüğümüz direnişçi grubu -Army of Chaos- da bu mücadeleye ortak oluyor. Eski oyunlardan tanıdığımız bir isim olan Tom Sheldon da Solis'e teşrif ediyor ve Illapa Projesini sonlandırmak için birlikte hareket ediyorlar. Ayrıca Rico'nun önceki oyunlarda alaşağı ettiği diktatörlerle Espinosa ve Black Hand arasında da bir bağ var.

Görüldüğü gibi ortada öyle çok muhteşem bir hikâye yok ama ek paketlerle gelecek içeriklerle gelişme potansiyeline de sahip. Önceki oyunu oynayanlar hatırlayacaktır, ek paketler oyunu daha zevkli hale getirmişti. Burada da benzer şekilde hikayeyi ve ekipmanları geliştirecek ek paketler oyunu toparlayabilir. Toparlayabilir mi dedik? Demek ki oyunun toparlanmaya ihtiyacı var. O zaman buyurun sebebine!

Gözlerim Kanadı!

Serinin bütün oyunlarının hemen hemen aynı hikâye etrafında dönmesini görmezden gelebilirsiniz; sonuçta hiçbir zaman öyle çok kuvvetli olduğu bir alan değildi oyunun hikayesi. Ama görmezden gelinemeyecek bir şey var: Grafik sorunları! O kadar ciddi bir sorun ile karşı karşıyayız ki, oyunun verdiği bütün zevki bir anda alıp götürebilir. PC versiyonu nasıldır bilemiyorum, ama PS4 versiyonunda grafikler gerçekten büyük sorun. Aslında keyif alabileceğiniz yan görevleri bir çırpıda geride bırakıp hızlıca oyunun finaline koşturmanıza sebep olacak derecede rahatsız edici bir görsellik var halihazırda. Yani sadece göz zevkinizi bozmakla kalmayıp oyundan alacağınız zevki bir de böyle etkiliyor bu hatalar.

Oyunda pek çok bug bulunduğunu, yapay zeka namına pek bir şey bulunmadığını, görevlerin tekrara düştüğünü de ekleyip bu faslı noktalayayım. Oyunun potansiyelinin bu kadar bariz hatalarla heba edilmesi beni gerçekten üzdü. Umarım en kısa sürede yama gelir ve şu oyunu ağız tadıyla oynayabiliriz. Yoksa, gerçekten yazık olacak.

SON KARAR
Hikayeyi çok kafaya takmam, tekrardan da sıkılmam diyenlerdenseniz, bu oyunla çılgınca bir aksiyona dalabilir, "wingsuit, paraşüt, kanca" üçlüsüyle keyifli anlar yaşayabilirsiniz. Ama grafik sorunları ve buglar cidden keyif kaçıracak cinsten. Acilen yamalanmalı!
Just Cause 4
İyi
7.0
Artılar
  • "Wingsuit, Paraşüt, Kanca" üçlüsü ve kombolar
  • Önceki oyunlarda olduğu gibi ortalığı yıkıp dökmek gayet zevkli
  • Zaman zaman soluksuz aksiyon yaşatıyor.
  • Geniş haritası ve yapılabilecek ek görevleriyle uzun bir oynanış süresi vadediyor.

 


Eksiler
  • Hep aynı hikâyeyi oynamak, aynı görevleri yapmak bir yerden sonra sıkıcı olabilir, değil mi?
  • Grafikler mevcut neslin yapabileceklerinin gerisinde kalmış.
  • Buglar
YORUMLAR
Parolamı Unuttum