Pikmin 4 - İnceleme

Oyungezer’in geçen ayki sayısının sayfalarını karıştırmış olanlar Pikmin 1-2’ye dair olumlu hisler beslediğimi görmüşlerdir. Bu şirin GameCube klasiklerinin görece limitli Switch portunun bıraktığı kekremsi tattan bahsettiğimi de hatırlarlar. Pikmin 1-2 sonrası bir kez daha Pikmin evrenine seyahat etmekten epey memnunum aslına bakarsanız. Nintendo’nun seriye çağ atlattığını ve ana akım bir oyun serisi haline getirdiğini düşündüğüm Pikmin 4, tüm Pikmin külliyatının en iyi yanlarının bir birleşimi adeta. Elbette eleştireceğimiz birkaç yönü yok değil Pikmin 4’ün. Onlara da değineceğiz, şirinlikler yaparak kaçamayacaklar bizden…

Lafı hiç uzatmak istemiyorum ve konuya bodoslama giriyorum. Nintendo, Pikmin 4 ile sektöre bir masterclass dersi vermiş. Basit oynanışa sahip, çocuksu görünen bir oyunu her yaşa ve her oyuncuya hitap edecek uzun soluklu bir hale bürümek ve bunu Switch’in teknik kısıtlamalarını aşarak yapmak ancak Nintendo gibi bir firmadan beklenebilirdi. Pikmin 1-2 ve Pikmin 3’ten edinilen tecrübe Pikmin 4’e öyle güzel aktarılmış ki, oyunun her anında kaliteli işçiliği ve emeği görebiliyorsunuz. Bunun tam olarak hissedilmediği birkaç kısım var ki, onlar da beklentileri karşılasa yılın oyunu adayı olabilecek bir iş olurmuş Pikmin 4. Sanki bu sene yeterince yılın oyunu adayımız yokmuş gibi…

Değinmek istediğim bir diğer nokta Pikmin 4’ün seleflerine kıyasla ne kadar cesur bir oyun olduğu. Bu cesur adımlardan dikkate değer bulduklarımı aşağıda sıraladım. Okuyunca anlayacaksınız; Nintendo net bir şekilde Pikmin serisine seviye atlatmak istemiş ve bunu da layıkıyla başarmış.

Detaylarda kaybolmaya başlamadan önce Pikmin serisinin temelde nasıl bir oynanışa sahip olduğunu kısaca özetleyeyim. Pikmin serisi, Pikmin isimli renkli küçük canlıları gruplar halinde yönettiğimiz ve onlara verdiğimiz komutlarla bulmacaları çözüp, önümüze çıkan düşmanları alt ettiğimiz bir strateji ve bulmaca oyun serisidir. Şu ana kadar çıkmış dört oyunda da bu temel oynanış bozulmamış, eklenen farklı renkli Pikminler ve oynanış mekanikleriyle çeşitlilik sağlanmıştır. Serideki her oyunun bir hikayesi vardır ama Pikmin oyunlarında hikâye ana rolden çok deneyimi tamamlayıcı bir misyondadır.

Bu kısa tanıtımdan sonra Pikmin 4 ile gelen yeniliklere ve geri dönen mekaniklere göz atmaya başlayabiliriz.

Pikmin 4’ün (Geri) Getirdiği Yenilikler

Pikmin 4 ile tanıştığımız sadık köpeğimiz ve yol arkadaşımız Oatchi’den başlayalım. Bu sevimli dostumuzun oyuna kattığı derinlik ve hareketlilik gerçekten inanılmaz. Meğer daha önceki Pikmin oyunlarında arayıp da bulamadığımız hareket özgürlüğü ve çevre etkileşimi Oatchi’nin varlığıyla çözülebiliyormuş. Sevimli köpeğimiz bizi düşmanlardan koruduğu, hazine aramamıza yardımcı olduğu, bizi ve Pikminlerimizi üzerine alıp dolaştırdığı yetmezmiş gibi (suda bile götürüyor), bazı bulmacalarda onu kontrol etmemize izin verip baş role de soyunuyor. Evet Pikmin 4 seriye birçok yenilik getirmiş ama onlar içerisinde en dikkat çekeni ve hoşuma gideni Oatchi oldu.

İlk olarak Pikmin 2 ile tanıştığımız mağara ve zindan araştırma görevleri Pikmin 4 ile geri dönmüşler ve oyuna apayrı bir tat katmışlar. Hemen her bölgede ziyaret edebileceğiniz bu alanların kendine özgü kuralları ve gereklilikleri var. Ben her yere kırmızı Pikminlerimle gider temizler çıkarım diyemiyorsunuz. Her mağaranın gereksinimleri ve taktikleri farklı. Bu da oyunun stratejik derinliğini bir hayli arttırmış ve oyuncuya göre bir nebze kişiselleştirme fırsatı vermiş.

Pikmin 4’te hub şeklinde kullandığımız bir yerleşkemiz var. Günü geçireceğimiz ve hazine peşine düşeceğimiz bölgeye gitmeden önce bu yerleşkede ekip arkadaşlarımızla konuşup oyunun RPG yönünü oluşturan geliştirmelerimizi ve eşya üretmelerimizi yapabiliyoruz. Ben bu hub mantığını çok sevdim. Güne başlamadan önce biraz soluklanmak ve oyun stilime göre geliştirmeler yapmak meğer Pikmin oyunlarında görmek istediğim bir özellikmiş.

Pikmin serisinde bir ilk olarak Pikmin 4’te kontrol ettiğimiz karakteri biz kendi tercihlerimiz doğrultusunda oluşturuyoruz. Serinin efsaneleri Olimar ve Louie gibi karakterleri yönetmek isteyenler biraz hayal kırıklığı yaşayabilir ama kendi yarattığımız ve ismini verdiğimiz bir karakterin Pikmin evreninde fink atması bana epey eğlenceli geldi.

Pikmin 4’teki geri al (rewind) mekaniği de epey hoşuma gitti doğrusu. Eğer oynamakta olduğunuz bir gündeki performansınızdan memnun değilseniz, günün belirli anlarına geri dönüp tekrar oynamayı seçebiliyorsunuz. Saçma sapan bir sebeple kaybettiğiniz Pikminlerinizi geri getirme fırsatınızın olması rahatlatıcı ama oyunun zorluğunu düşürdüğünü de kabul etmek gerekiyor.

Pikmin 4 ile gelen yeniliklerden biri de Night Time Expeditions görevleri. Bir çeşit tower defense oyun modu olarak düşünebileceğiniz bu oyun biçiminde karanlıkta parlayan Glow Pikminlerimiz ile etrafı keşfedip düşmanlarla çarpışmamız gerekiyor. Oyuna çeşitlilik katan bir oyun modu olarak aklımızın bir köşesine koyuyoruz Night Time Expeditions görevlerini.

Üzerinde durmak istediğim bir diğer oyun modu da Dandori Battles. Tek kişilik oynanabileceği gibi co-op yapay zekaya karşı ya da oyuncuların birbirlerine karşı oynayabildiği, belirli sürede en fazla hazineyi toplama şeklinde bir oynanışı olan bir oyun modu diye özetleyebilirim.

Pikmin 4 çok sayıda yan görev de barındırıyor. Çoğunu ana görevde ilerlerken yapabiliyorsunuz ama bazıları için fazladan zaman ve efor harcamanız gerekiyor. Etrafta karşılaştığımız her şeyi arşivlediğimiz Piklopedia’yı doldurmak da epey keyifli.

Gelelim Eksi Yönlere

Üstte saydığım yenilikler oyunun size sunacağı tüm içeriği kapsamıyor. Pikmin 4 ile vakit geçirdikçe çok daha fazlasını bulacağınıza emin olabilirsiniz. Tüm bu içeriğin üst düzey bir prodüksiyon kalitesiyle bize sunulmuş olması da epey memnuniyet verici. Serinin en iyi oyunu olduğu konusunda kimsenin bir şüphesi yoktur diye tahmin ediyorum. Ama oyuna dair eksi olarak yazabileceğimiz husus yok değil. En başta ise bu kadar iyi bir oyunun adına yakışır bir multiplayer modunun olmamasını sayabiliriz. Ana oyunu oynarken ikinci oyuncu oyuna girdiğinde sadece sağa sola taş atabilen bir oyuncu olarak oyuna katılabiliyor. Bunun dışında gerçek bir co-op mantığında Pikmin 4’ü tam anlamıyla deneyimlemek mümkün değil maalesef. Bu eksiklik Pikmin 4’ün bir başyapıt olmasının önüne geçen en önemli nokta olarak karşımıza çıkıyor. Gönül, layıkıyla hazırlanmış bir multiplayer modu oynamak isterdi valla.

Oyuna dair eleştiri namına ekleyebileceğimiz bir diğer husus da zorluk seviyesi olacak. Özellikle Oatchi’nin oyuna kattığı yetenek ve hareket havuzu Pikmin 4’ü görece kolay bir hale getirmiş. Oyunu bitirmek için bir süre kısıtlaması da olmadığı için güle oynaya ilerlemek ve takıldıkça rewind yöntemiyle mükemmele ulaşmak gayet mümkün. Bu durum meşakkat arayan oyuncularda hayal kırıklığı yaratabilir netice olarak.

Daha İyisi Çıkana Kadar En İyisi

Pikmin 4 o kadar özgün bir oyunki karşılaştıracak başka bir yapım bulmak epey zor. En doğru yaklaşım serinin eski oyunlarıyla kıyaslamak olacak. Bu açıdan bakınca Pikmin 4’ün fevkaladenin fevkinde bir oyun olduğunu söylemek mümkün. Eğer bir de multiplayer modu ve zorluk ayarı olsaydı başka bir şey konuşurduk. Hem fanatik Pikmin oyuncularının hem de seriye yeni giriş yapacak oyuncuların bayıla bayıla zaman geçireceklerini düşünüyorum.

Pikmin 4 daha önceki oyunların tüm iyi yanlarını alıp kusursuza yakın bir paket halinde bize vermeyi başarıyor. Bu bilgiler ışığında Nintendo’nun artık lansmanını beklediğimiz yeni konsolunda şöyle hakkı teslim edilmiş bir Pikmin 5’i bize sunmasını talep edip huzurlarınızdan ayrılıyorum.