Harley Quinn ve 40 Vigilantiler
Devamını okuKasım ayında çıkan pek çok harika oyun ve film arasında işi gücü bırakıp kendimi League of Legends’a adayacağımı, Arcane ve Ruined King’in içinde boğulacağımı söyleseler kesinlikle inanmazdım. Asla uzun süreli bir LoL oyuncusu olamadım. Karakterlerle ilgili yazılan hikâyeleri çoğu zaman “gereğinden fazla” buldum. Bu ay Riot Games bana ne kadar da hatalı olduğumu gösterdi. Dungeons and Dragons’ın Faerûn’u ne kadar harika hikayelere gebeyse, Runeterra ile birlikte League of Legends’da da aynı harikulade hikayelerin anlatılması mümkün. Bunu cep telefonlarını adeta istila eden Wild Rift, Netflix’de gösterilen Arcane ve bu ay çıkan Ruined King fazlasıyla kanıtladı.
Arcane bu kadar övgü toplamışken Ruined King’in olabilecek en iyi karakterlerle çıktığını söylemem yanlış olmaz. Arcane ile tanıştığımız teknoloji ve harikalar şehri Piltower’ı ardımızda bırakıp Ruined King ile tekinsiz ama bir o kadar da cezbedici Bilgewater’a giriş yapıyoruz. Oyunun isminden tahmin etmediyseniz hemen ilk sahnede zaten bizi Viego nam-ı diğer “Ruined King” karşılıyor. Viego’nun lakabını almasına neden olan “Ruination” felaketini de ucundan da olsa görüyoruz. Şunu söylemem gerekiyor ki “Ruination” olmasaydı ve Viego’nun gelişini müjdeleyen kara sis Bilgewater’a ulaşmasaydı bile bu şehirden harika hikayeler çıkabilirdi. Her sokak suçlular, katiller ve dolandırıcılarla doluyken buranın yaşayanlarının sokakta olaysızca gezebileceklerini inanın hayal edemiyorum.
Koridorlardan kaçış yok
Oyunda hepsi League of Legends karakterlerinden seçilmiş toplam altı oynanabilir karakter var. Hikâye Miss Fortune ve biraz da Illaoi ile başlasa da zaman içinde Viego’nun yarattığı devasa tehdide karşı kahramanlarımızın yolu ister istemez kesişiyor. Ruined King sıra tabanlı oynanan bir oyun. Yanı Bilgewater ve çevresindeki bölgelerde serbestçe gezerken, yanınıza yankesicinin biri geldiğinde hop diye asıl savaş ekranına geçiyoruz. Eğer Final Fantasy ve benzeri oyunları biraz olsun oynadıysanız zaten aşağı yukarı ne yapmanız gerektiğini biliyor olmalısınız. Takım içinde bir sinerji yaratmak ve özel yetenekleri doğru zamanlarda kullanmak gerekiyor.
Oyunun benzerlerinden en önemli farkı Koridor yeteneklerinde ortaya çıkıyor. LoL’den ilham alınarak oluşturulmuş üç tane koridor var ve bu koridorlar büyünün etkisini belirliyor. Hızlı Koridor'da özelliğinizi olabilecek en hızlı şekilde ama daha az etkiyle yapmak mümkün. Normal koridor yeteneğin beklenen hasarı, ortalama zamanda yapmasına imkân verirken, ağır koridor ise bolca hasarı ciddi bir zaman dezavantajı olarak sunuyor. Koridor seçiminiz, oyundaki saldırı sıranızı ve sonraki turda nereden başlayacağınızı da belirliyor. Yani Braum’un yeteneğini doğru kullanırsanız mesela, düşmanlarından hemen önce ikinci yeteneğini yapacak şekilde yerleşimini sağlamak mümkün oluyor. Bu sayede o büyük düşman darbesinden önce koruma sağlamak veya rakibi afallatmak gayet olası hale geliyor.
Koridor konsepti sayesinde oyun benzerlerindeki en güçlü büyüleri kim vuracak yarışı olmaktan çıkıp zamanlamanın, doğru planlamanın büyük önem kazandığı komplike bir ürüne dönüştürmüş. İşin tuzu biberi olarak bir de bütün koridorları kapsayan özel bölgeler var. Örneğin kritik atak veren bölgeye denk getirdiğiniz saldırıların çifte hasar vurma ihtimali belirgin bir şekilde artıyor. İyileştirmeden, az hasar almaya kadar bir sürü bölge var ki bunları düzgün kullanmazsanız özellikle bölüm sonu düşmanlarında çok ama çok zorlanmanız gayet mümkün. Utanarak söylüyorum ki, yıllanmış bir oyuncu olarak bile Ruined King’de kaybettiğim dövüşler yüzünden zorluk seviyesini düşürdüğüm çok fazla an oldu.
Her karakterin kendine ait özellikleri ve oyun tarzı var. Örneğin Braum aynı LoL’de olduğu gibi takım arkadaşlarına koruma sağlayıp rakiplerini zayıflatırken, Illaoi hem şifacı kimliğiyle öne çıkıyor hem de uzayan savaşlar esnasında büyüleriyle birlikte gelen dokunaçlarla ekstra koruma sağlayabiliyor. League of Legends oynayanların tanıyıp sevdikleri karakterlere yabancı hissetmemeleri için her şey yapılmış resmen.
Korsanlara karşı zombiler
Oyunun ana hikâyesi olabildiğince çizgisel ilerlemesine rağmen bir yandan da yapılabilecek çok sayıda yan aktivite var. Mini görevler, güçlü düşmanlara karşı yapılan kelle avcılığı falan derken farkında olmadan saatlerinizi oyuna gömebilirsiniz. Ruined King’de yan görevleri yapıp güçlenmek öyle aman aman kötü bir fikir sayılmaz çünkü dediğim gibi oyun gerçekten çok zorlayıcı olabiliyor. Biraz deneyim kazanıp yetenekleri ve karakterleri geliştirmek hiç kötü bir fikir değil. Daha da önemlisi yan görevlerden bazılarının biraz da şahsi yönleri var. Özellikle Yasuo ve Ahri gibi kısmen daha gizemli karakterlerin geçmişlerini ve karakterlerini daha iyi anlamak istiyorsanız bazı görevleri kesinlikle kaçırmak istemeyeceksiniz.
Gelişim demişken, oyunun MOBA türünden ilham aldığını gösteren bir diğer konu da eşyalar olmuş. Bu tarz oyunlarda genelde eşyalar sadece yetenek puanlarını etkilerken, Ruined King’de özellikle koridor yeteneklerinin kullanımını etkileyen çok sayıda eşyaya denk geldim. Toplam 6 oynanabilir karakter olsa da bunların tarzını değiştirerek uygun kompozisyonlar yaratmak gayet mümkün hale gelmiş.
Ne yalan söyleyeyim Ruined King: A League of Legends Story’nin biraz daha asıl markadan nemalanan ve “Bakın bu oyunda Yasuo var” kafasında isimlerin arkasına sığınan bir oyun olmasını bekliyordum ama durum böyle olmadı. Darkest Dungeon 2’den çıkar çıkmaz en az onun kadar zorlayıcı bir sıra tabanlı strateji oyununa girmem ne kadar akıl karı oldu bilmiyorum ama şimdilik hiç şikayetçi değilim. İster League of Legends’a yıllarını vermiş veteran bir oyuncu olun isterseniz de benim gibi markaya yeni çıkan animasyon ve diğer ürünlerle ısınmaya başlayan bir acemi, Ruined King’i zevkle oynayacağınıza eminim. Yeter ki kafa olarak League of Legends’ın hızlı koridorlarından çıkıp Ruined King’in biraz daha sabır ve planlama isteyen stratejik tarzına hazır olun.
Başlıklar
Ruined King sadece bir yan oyun değil kendi başına türünün önemli örneklerinden biri olmayı başarmış. Runeterra dünyası ilginizi çekiyorsa sakın kaçırmayın.
- Koridor sistemi hem zorlayıcı hem de eğlenceli
- Saldırı animasyonları ve özel saldırılar muhteşem
- Bilgewater’u keşfetmek çok eğilenceli
- 6 League of Legends karakterini daha yakından tanıma fırsatı
- Oyunun zorluk seviyesi tutarsız olabiliyor