Oyun basını tarafından tokat manyağı yapılan bir oyunla beraberiz bugün. Scars Above, bütçesini ve geliştiren ekibin ilk oyunu olduğu gerçeğini göz önüne alırsanız pek de fena bir oyun değil aslında. Çok iyi fikirler de barındırıyor, çok büyük yanlışlar da yapıyor. Fakat bu kadar sert eleştirileri ve düşük puanları hak ediyor mu, gelin birlikte bakalım…
Biraz dişini sık ya, vallahi açılıyor senaryo…
Scars Above, klişe oğlu klişe bir senaryo ile bizlere merhaba diyor. Metahedron olarak adlandırılan bir yapı, bir gün güneş sistemimizde beliriveriyor. Tüm dünya, bu cismin ne olduğunu tartışadururken, SCAR isimli (açılımı da var tabii ama açılımı bile klişe) bir ekip bu cismi incelemek üzere cisme doğru gönderiliyor. Dört kişilik ekibimizin bulunduğu uzay gemisi tam cisme temas edecekken, bir takım patlamalı zıplamalı olaylar gerçekleşiyor ve hop, ana karakterimiz Dr. Kate Ward yalnız başına, tamamen yabancı bir gezegende gözlerini açıveriyor.
Kate de şaşkın tabii, oksijen tüpü falan olmadan nefes alabiliyor, kaza yapmış olan gemilerinden üzerinde tek bir sıyrık dahi olmadan çıkabilmiş, arkadaşlarının ortalıkta esamesi okunmuyor… Biz de Kate’in kafasındaki tüm bu soru işaretleriyle, bu dünyayı keşfetmeye, arkadaşlarımızı bulmaya ve tüm olan biteni çözmeye çalışıyoruz.
Kabul ediyorum, “klişe be!” diye bağırmama rağmen, insanın içinde yine de bir kıpırtı oluşturabiliyor bu senaryo. Zaten sorun senaryonun kendisi değil, anlatım şekli. O kadar biçimsiz ve kalitesiz diyaloglarla, o kadar yanlış tercihlerle başlıyor ki senaryo… İnsanın gerçekten şans veresi gelmiyor.
Fakat şöyle de garip bir durum var: oyun ilerledikçe senaryo çatır çatır açılmaya başlıyor. Hikaye ilgi çekici bir hale geliyor, sorulara aldığımız cevaplar daha farklı soruların doğmasına sebep oluyor ve oyunun sonuna kadar senaryo bir şekilde sizi aktif olarak oyunda tutmayı başarıyor. Ama bunu büyük bir profesyonellikle de yaptığını söylemek zor. Zayıf diyaloglar, samimiyetsiz ilişkiler size oyun boyunca iç çektirmeyi yine de başarıyor. :)
AA ile AAA arasında, AaA gibi desek mesela…
Girişte de belirttiğim gibi, oyunumuz aslında arkasında çok da büyük bir bütçe olmadan vücut bulmuş. Zaten yapımcı Mad Head Games’in de ilk ve tek oyunu. Buna rağmen, grafikleri gerçekten de çok başarılı. Yabancısı olduğumuz gezegen harika gözüküyor. Kaplamalar, yansımalar, yağmur/kar gibi hava etmenleri, ormanı şusu busu derken, AA klasmanı bir oyun için beklentimin çok ötesinde bir grafik sunumu var karşımızda. Üstelik performans bakımından da PC’de oldukça stabil.
Ama… Arkadaşlar, sanırım Scars Above hayatımda gördüğüm en başarısız yüz animasyonlarına sahip oyun. Yani karakterler o kadar mimiksiz, o kadar tepkisiz, o kadar alıklar ki… Üstelik bu durum yalnızca oyun içerisinde değil, ara videolarda aynı şekilde. Karakterler, arada sırada göz kırpan ve ağızlarını açıp kapatan birer maske sanki. Hayır yani o kadar iyi grafiklerin altından kalkıp, yüz animasyonlarına bu kadar önem vermemek de inanılmaz bir vizyonsuzluk değil midir?
Soulslike oyunları sevenler ve yaşatanlar derneği
Geldik zurnanın “fiçuu fiçuu alien life form” dediği yere… Oyun “biraz ondan biraz bundan” tarzını benimsemiş olsa da ağırlıklı olarak soulslike bir yapıya sahip diyebiliriz. Klasik Dark Souls oyunlarındaki bonfire’lara benzer pillar’lar aracılığıyla, yalnızca belli noktalarda oyunu kaydedebiliyor, bu noktalar haricinde ölürsek küfürler edip klavyeyi tokatlıyoruz. Tane tane açıklamaya gerek yok, zaten bu satırları okuyan herkes türe aşinadır diye tahmin ediyorum. Fakat türün genel hatlarından ayrıldığımız birkaç nokta da yok değil.
Mesela, oyun lineer bir oynanış sunuyor. Açık dünya etmenleri neredeyse hiç yok. Ara sıra büyük haritalarda gezme şansımız olsa da gideceğimiz yerler ve yapacağımız işler net olduğu için, çizgisel oynanışın ötesine geçmek mümkün değil. Yanlış anlaşılmasın, ben soulslike oyunlara bu yaklaşımı da yakıştırıyorum. Bence Scars Above için de gayet yerinde bir tercih olmuş.
Malumunuz, soulslike denince saç baş yolmalı, gamepad fırlatmalı ve ev ahalisine bağırmalı oyunlar geliyor akla hep. Scars Above da bu klasmanda mı, bu biraz tartışılır…
Yalan olmasın, oyun başlarda çok zorlayabiliyor; fakat sonlara doğru her türlü ekipmanı ve silahı açtığımız için gittikçe kolaylaştığı da bir gerçek. Yani “souls zorluğu” olarak adlandırdığım “her şeyden, herkesten ve tüm evrenden nefret ettirme zorluğuna” yalandan bir göz kırpmakla kalıyor. İnsanın içindeki mücadeleci ruha minik bir buse kondursa da genel itibariyle souls zorluğu var demek de bu yüzden mümkün değil.
Bu arada oyundan daha fazla keyif almak için, oyunu mutlaka zor modda oynamayı önerdiğimi de eklemeden geçemeyeceğim. Bu tarz oyunlarda neden zorluk modu eklenir halen bilmiyorum ama oyunun yapısı göz önüne alındığında, kolay veya normal modda oldukça sıkıcı olacağından adım kadar eminim.
Kalem kılıçtan keskindir
Oyunun en öne çıktığı kısımsa, oynanış ve çatışma dinamikleri oluyor. Ana karakterimiz Kate bir asker ya da savaşçı değil, bir bilim insanı. Bu yüzden savaş meydanında cenk eylerken biraz beceriksiz olsa da, birçok silah ve ekipman üretip kullanmaktan da geri durmuyor.
Kate’in kullanabildiği elemental yapıda dört ana silah kategorisi var. Elektrik, buz, ateş ve zehir temalı dört kategoride farklı silahlar bulunuyor ve bu silahlar, mevcut elementlerle çeşit çeşit kombinasyonlara sokulabiliyor. Düşman suyun içinde mi? Yapıştır elektrikli silahı… Peki ya yağmur mu yağıyor? O zaman süper, ver buzu düşmana, ıslak olduğu için daha çabuk donsun. Bu elemental olasılıkları göz önüne alarak gerçekleştirilen savaşlar gerçekten çok keyifli ve taksiksel yapıda oluyor. Üstelik yine taksiksel olarak oyunu geliştiren, el bombaları, kalkanlar, panzehirler gibi daha birçok alet edevat da var. Yani dövüş mekanikleri, çeşitlilik bakımından oldukça başarılı diyebilirim.
Geri kalan oynanış etmenleri de çatışmalarda hiç fena işlemiyor bu arada. Tatmin edici vuruş hissi, mücadeleci bir hisle kontrol edilen dayanıklılık barı, sıyrılma mekanikleri falan derken aslında Scars’ın bu konularda ne kadar başarılı olduğu rahatça anlaşılabiliyor.
Zeki ama çalışmıyor
Tüm bu konuştuğumuz etmenler bir yana, Scars Above aslında oyunun genelinde bir “olmamışlık” hissi taşıyor. Vakit sıkıntısı mıdır ya da teknik ekibin işi aksatması mıdır bilmem ama biraz parlatmayla, çok daha iyi bir oyunu tartışıyor olabilirdik. Atlama zıplama animasyonlarındaki özensizlik, yüz tasarımlarındaki boşvermişlik, ara sıra yolumuzu dahi tıkayan sinir bozucu hatalar gibi daha birçok mevzu, oyuncunun oyuna önyargılı başlaması için yeterli motivasyonu sağlıyor. Ama yine de oynadıkça açığa çıkan gizli bir cevher barındırdığı da bir gerçek.
Özetle Scars Above çok daha iyi olabilecekken kendi topuğuna sıkan bir oyun olmuş. Oyunun ilk saatinde edineceğiniz önyargılardan arınırsanız ve biraz da sabırlıysanız, keyifli bir oyun tecrübesinin sizi beklediğini söyleyebilirim. Ama hayatın artık çok hızlı ilerlediği ve her şeyin hızlıca tüketilebilir olduğu günümüzde, tüm oyuncuların böyle bir emek ve sabrı vermesini beklemek de mümkün değil ne yazık ki.
Başlıklar
Barındırdığı potansiyelin altında kalan, fakat yine de sabırlı oyuncuları mutsuz etmeyecek bir oyun var karşımızda. Genel özensizliği ve çeşitli hataları çok sinirinizi bozmazsa, türü sevenler bir şans verebilir.
- Harika grafikler
- Elemental silahlar ve kombinasyonlar başarılı
- Dövüş mekanikleri iyi ve tatmin edici
- Oynadıkça açılan senaryo
- Atmosfere uygun çevre ve düşman tasarımları
- Rezalet ötesi yüz animasyonları
- Atlama, zıplama, tırmanma animasyonlarının özensizliği
- Yer yer insanı köpürten buglar
- Bayık başlayan ve uzunca bir süre klişe devam eden senaryo
- 8-9 saatlik görece kısa oynanış süresi
- Tekrar oynamak için en ufak bir sebep dahi sunamayışı
- Genel bir olmamışlık hissi…