Asus Rog Strix XG35VQ - İnceleme

Boğaz manzarası gibi monitör!

 Ultra geniş kavisli monitörlere alıştık artık. Keyif bir tarafa, multi tasking için de avantajları var. Özellikle monitörün bir kere alınan ve yıllarca kullanılan bir parça olduğunu düşünüyorum; örneğin ekran kartı gibi terfi döngüleri yok. Bu bağlamda “bir kere al, tam al” mantığına da uyuyor.

Rog Strix XG35VQ, 34-35 inç 21:9 monitör segmentinde üst klasmanda yer alıyor. Daha üst bir ürün olarak, Asus ailesinden PG35VQ’yu örnek verebiliriz.  Ancak XG35VQ, 1440p çözünürlüğü, Freesync özelliği ve 100hz tazeleme hızıyla, bence gerçekçi bir yaklaşım sergiliyor. Zira 1080p üzeri çözünürlüklerde, şahsi tecrübem GTX 1080 gibi kartların bile tıkanmaya başladığı yönünde. Bu yüzden 100hz hem yeterli, hem de gerçekçi bir hedef.

Tabii monitörün segmentinde en tepede yer almamasının sebebi, hala en iyi performansı veren Nvidia kartlarla uyumlu çalışan G-Sync özelliğinin olmaması. Ancak yıllardır Nvidia kartlarla Freesync monitor kullanan birisi olarak, kabaca fps’yi tazeleme hızına eşitleyen bu özelliklerin hem önemli, hem de önemsiz olduğunu söyleyebilirim: Öncelikle, fps’niz düştüğü zaman monitörün de tazeleme hızı düşüyor, bu noktada değişen bir şey yok. En büyük fark olarak, düşüş sırasındaki yavaşlama hissinin, daha kademeli ve uyumlu olmasını gösterebilirim. Yani 80 fps, 100 değil, 80 hz’de daha güzel görünüyor; ancak dediğim sonuçta yine de 80 fps’ye teslim oluyorsunuz.

XG35VQ’da son dönemde sık gördüğümüz VA panel kullanılıyor. VA panellerin kontrast konusunda avantajları var, ancak söz konusu MS olduğunda, IPS ve TN paneller hala bir adım önde. XG35VQ’da da 4 ms’lik bir VA panel kullanılmış. Son dönemde VA paneller kullanan birisi olarak, yüksek tazeleme hızlarındaki ufak ghosting ve motion blur’un, şahsen beni rahatsız etmediğini söyleyebilirim.

Görüntü kalitesi de değinmemiz gereken bir başka nokta. XG35VQ’nun renklerini kutudan çıkan haliyle iyi bulduğumu söyleyebilirim. Alıştığımız 2560x1080’lik geniş ekranlara kıyasla, renkler daha derin ve görüntü daha keskin. Monitörün olumlu bir özelliği de çok fazla ayarın olması; renkleri olduklarından çok daha iyi hale getirebiliyorsunuz. Üstelik monitörün sağ tarafındaki, şahsen benim çok hoşuma giden ufak bir joystick sayesinde de ayar menülerinde kolayca gezinebilirsiniz. Bilen bilir, bu bazı monitörlerde büyük bir karın ağrısıdır.

Bu noktada ilginç bir özellik de var: ELMB (extreme low motion blur) özelliğini açarak, renklerden ve keskinlikten ödün vererek (epeyce), motion blur’u ve ghosting’i daha da azaltabilirsiniz. Misal rekabetçi CS oynuyorsanız, adeta bir TN panele çevirebilirsiniz. Bu arada unutmadan söyleyeyim: Bu özellik FreeSync’i de devre dışı bırakıyor.

Yine ayarlanabilirlik konusunda, monitörü öne ve geriye doğru yatırabilir ve yukarı aşağı dikine oynatabilirsiniz. Yatay hareket yok, zaten bu panellerin genişliği de buna müsaade etmiyor. Yere pençe gibi basan, oldukça sağlam üçlü ayak bence estetiksel açıdan monitörün en sıradan kısmıydı. Kötü değil, ama ben daha minimalist şeyleri tercih ediyorum. Ancak buradaki amaç ayağın altında boşluk yaratarak, batman-vari bir ROG logosu yansıtmak.

Bağlantı seçenekleri de zengin: Bir adet display port, bir adet HDMI 2.0 ve bir adet HDMI 1.4 yuvası var. 1440p’de 100hz alabilmek için ya bir display port, ya da bir HDMI 2.0 kablosuna ihtiyacınız var. Standart, her yerde gördüğünüz HDMI kabloları muhtemelen size 100hz vermeyecektir. Bunun dışında yine monitörün üzerinde 2x bir usb hub da mevcut.

Son olarak görünüşe gelirsek: Monitörün çerçevesi oldukça ince (üst ve yanlarda 9mm, alt kısımda 29mm), bu da zaten alıştığımız bir görüntü. Monitörün arka tarafında aura sync uyumlu bir RGB halkası var. Bu beni en az ilgilendiren özellik diyebilirim, ama RGB merakı olanlar için cazip olabilir. Arka kısımda kullanılan kaplama ve kesik tarz, benim hoşuma gitti ama dediğim gibi monitörümü duvara yasladığımdan, bu da hiçbir zaman fazla değer verdiğim bir özellik olmadı.

Asus Rog Strix XG35VQ, hem 100hz tazeleme hızı ve yüksek bir görüntü kalitesiyle oyun oynayabileceğiniz, hem de yüksek kalitede multimedya izleyebileceğiniz bir monitör. Hatta bir adım ileri giderek, bir iş monitörü olarak da kullanabileceğinizi söyleyebilirim (profesyonel tasarım monitörleri ayrı). Bu açıdan bakıldığında, çoklu ve ideal bir çözüm olabilir. Zaten bu segmentteki bir monitörün, bariz bir açığı olmadıkça zayıf bir özelliğini söylemek mümkün değil.

Artılar

  • Görüntü kalitesii.
  • Yeterli tazeleme hızı.
  • Zengin ayar seçenekleri.

Eksiler

  • Bazıları için fazla ışıklı olabilir.
YORUMLAR
Parolamı Unuttum