Post-Apokaliptik Bir Nükleer Makale
Devamını okuÜlkemizde eli Mouse tutan nice yiğitler biliyoruz ki kendilerini online alemlerden uzak tutuyorlar. Küfreden, hile yapan gençlik, bir zamanların 56K modemlerini kullanarak birbirini frag manyağı yapmış, Rocket Jumpları bizlere öğretmiş, Rail Gun konusunda doktorasını vermiş birçok eski toprağın online savaş alanlarından uzak durmasına neden oluyor. Eh, Quake’lere, CS’lere, Unreal’lara alışmış bünyeler de yeni neslin ücretsiz F2P oyunlarına pek saramadı. Fakat Warface online FPS oyunlarının bilinen standartlarının çok üzerinde, sandıklara kaldırılan Mouseların tekrar gün ışığına çıkmasına neden olacak kadar iyi bir oyun. İster 15 senelik bir FPS kurdu olun, ister daha “frag” nedir anlamını bilmeyen bir çaylak… Fark etmez. Warface, oyuncuyu rekabete dayalı FPS deneyiminin doruklarında gezdiren ve fena halde eğlendiren muhteşem bir oyun olarak ilk sınavını bizlere karşı verdi.
Bildiğiniz gibi dünya oyun sektörüne yön veren ve dünyanın sayılı oyun geliştirici firmalarından olan Crytek bir süredir iki sürpriz proje üzerinde çalışıyordu. Bunlardan biri Warface, diğeri de bir sosyal eğlence platformu olan GFace’di… Crytek İstanbul ofisinin açılması, bu iki tutkulu projenin Türkiye oyuncularına tamamen yerel hizmetle ulaştırılacağının müjdesini veriyordu. Biz de bu iki büyük projeyi yerinde denemek için geçtiğimiz ay Crytek HQ’suna gittik. Gittik ama bu denli eğleneceğimizi kim tahmin edebilirdi?
KARLAR ALTINDA SICAK SAVAŞ
Almanya’nın soğuğunu bilenler bilir… Biz de Frankfurt davetini ilk aldığımızda Şubat ayında şehrin bu kadar sıcak olabileceğini düşünmemiştik doğrusu. Fakat elbette ki karlar altındaki şehri ısıtan, yıllar sonra beni barut kokan serverlara geri döndüren Warface’di. Evet, ben de eski internet cafe farelerindenim… Hayatımın çok önemli bir kısmını CS ve Quake III için cafelere gömmüşlüğüm vardır. Öyle ki cafeden içeriye okul üniformalı birileri dalınca anlardım sabah olduğunu... Aradan yıllar geçti, o cafe sabahlamaları, LAN partiler çok uzaklarda kaldı… Ben de genelde tek kişilik senaryolu FPS’lere verdim kendimi. (Elbette ki meslek icabı arada tadına baktığım F2P oyunlarını saymıyorum.)
Crytek bizim için hoş sürprizler hazırlamış Frankfurt ofisinde… Oyunu deneyeceğimiz alana geçtiğimizde bir de baktık ki Gface hesaplarımız hazırlanmış bile. Hatta her hesap sahibinin küçük bir karikatürünü bile iliştirmişler avatar olarak. Bayıldık doğrusu… Ama bunca seneden sonra kaşınan parmaklarıma hâkim olamıyordum. Bir an önce kendimi Warface haritalarına atmak ve yıllar sonra eskiyip eskimediğimi görmek için yanıp tutuşuyordum. Öncelikle oyunun oynanacağı Gface platformu hakkında bilgilendirildik. Gface, üzerinde her türlü oyunun oynanabileceği bir sosyal eğlence platformu olarak önümüzdeki senelere damgasını vuracak, şimdiden söylemiş olayım.Kullanması son derece kolay ve arkadaşlarınızla adeta online ortamda kendi sanal internet cafe’nizi açmanıza olanak sağlıyor. Gface üzerinde buluşuyor ve oynamak istediğiniz oyunu seçiyorsunuz, hepsi bu…
İndirme ya da yükleme yok, tıkladığınız anda oyununuz karşınızda. Özellikle Warface gibi CryEngine 3 kullanan bir oyunu kusursuza yakın bir şekilde tarayıcı üzerinden oynamak mucize gibi bir deneyimdi. Ama Crytek bunu başarmış ve bizce önümüzdeki birkaç senenin teknolojisine şimdiden tanıklık etmiş olduk. Hızlı, kolay ve sorunsuz… Her şey tam hayalini kurduğumuz gibiydi.
Ve Warface… Nasıl anlatsam… Şimdiye kadar online FPS oyunlarında senaryo, grafik ya da müzik gibi değerler çoğunlukla es geçilmiştir ama Warface, üst kalite bir FPS oyunu nasıl olması gerekiyorsa, tam da o kalitede ustalıkla tasarlanmış bir yapım. Öncelikle benim gibi paslanmış oyuncuların ya da çaylakların tırsmasına hiç gerek yok çünkü oyun sizi ısındırmak için önce bir idmana sokuyor. Tam olarak tutorial diyemeyeceğim bu bölümde, atış talimi ve oyunun diğer FPS oyunlarından farklı olan bazı yanlarını deneme şansı buluyorsunuz. Warface takım çalışmasına benzerlerinden çok daha önem veren bir yapım. Mesela, harita içinde iki kişinin yardımlaşarak ulaşabileceği stratejik noktalar bulunuyor. Bu taktik avantaj sağlayan noktalara tek başınıza ulaşamıyorsunuz. Yine aynı şekilde düştüğünüz ve yaralandığınız zaman bir arkadaşınızın sizi gelip kurtarması gerekebiliyor. Oyunun haritaları da farklı sınıfların yeteneklerini sergileyebilecekleri şekilde tasarlanmışlar. Öncelikle oyunun yapısına ve dinamiklerine hâkim olabilmek için bu ısınma turlarını atmanız gerekiyor. Sonrasındaysa co-op bölümünde yapay zekâya karşı takım olarak önemli sınavlar veriyorsunuz. Bu muhteşem bir öğrenme eğrisi sağlıyor ve bir yanda eğlenerek oyunun mekaniğini çözmenize olanak sağlıyor.
BANA YÜZÜNÜ GÖSTER!
Son zamanlarda iyiden iyiye şöhret sahibi olan Özel Askeri Şirketlerden biri olan Blackwood’un ve onlara karşı direnen Warface askerlerinin mücadelesini konu alıyor oyun. Tüm uluslar çökmüş ve silahı olanın gücünü dayattığı bir ortam haline gelmiş dünya. Bu karmaşanın içinde, Warface birliğinizle birlikte Blackwood askerlerine karşı savaşarak başlıyorsunuz oyuna. Daha önce de belirttiğim gibi ilk görevler co-op ve yardımlaşmanın, taktik kurmanın ve birlikte ilerlemenin ne demek olduğunu, yapay zekâya karşı uygulamalı olarak öğreniyorsunuz. Bir görevde tanka eskortluk yaparken, bir diğerinde taktik noktaları ele geçirmeye çalışıyorsunuz. Eğer alacağınız puanı yükseltmek ve bu sayede daha güçlü silah tiplerine daha hızlı bir şekilde ulaşmak isterseniz, ekibinizi biraz daha sıkı tutup ikincil görevlere de dalabilirsiniz. Tüm bu co-op görevler silsilesi sizi asıl savaşın döneceği PvP kapışmalarına olabilecek en eğlenceli şekilde ısındırıyor. Oyun açık beta’ya geçtikten sonra PvP modlarının da sık aralıklarla güncelleneceğini belirteyim.
İşe dört piyade sınıfından birini seçerek başlıyorsunuz. Rifleman, temel piyade birimi olarak gerekli olan ateş gücünü sağlıyor. Özellikle hafif makineli saldırı silahlarını ustalıkla kullanabiliyor ve manevra kabiliyeti son derece yüksek. Medic, adından da anlaşılabileceği üzere, çatışma sırasında düşen askerleri iyileştirmekle görevli olan birim. Sniper, geriden sürpriz saldırılar gerçekleştirebilen keskin nişancı piyadesi… Son olarak Engineer da patlayıcılardan ve cephane sevkinden sorumlu olan birimimiz. Warface görev ve harita yapıları tamamen bu dört farklı sınıfın birbiriyle uyumlu çalışabilmesi üzerine kurulu.
Örneğin, ağırlıklı olarak A noktasından, B noktasına harita temizleyerek gittiğiniz co-op görevlerinde bol bol taktik deneyebilirsiniz. Yüksek noktalara nişancıyı yerleştirip Rifleman ile etrafa tahrik ateşi açarken, Engineer ile haritadaki ek cephane kaynaklarını tespit edebilirsiniz. Üzerinde çalıştığınız tüm taktikler iş PvP’ye geldiği zaman oyundan aldığınız keyfin ve başarınızın anahtarı olacak.
Co-op seansının sonuna geldiğimiz zaman üzerimdeki parmaklarımdaki örümcek ağları alınmış, üzerimdeki naftalin kokusu tamamen silinmişti. Tüm co-op seansının frag lideri olarak, PvP tarafında gerçek rakiplere karşı neler yapabileceğimi görmek için sabırsızlanıyordum. Fakat be kardeşim, oyun resmen yağ gibi akıyordu. CryEngine 3’ün sadece basit bir tarayıcı içinde bu kadar sorunsuz çalışabildiğine inanamamakla birlikte, çatışmalardan aldığım keyif CoD ya da Battlefield kadar yüksekti. Yılların FPS kurdu Crytek’ten beklentilerimiz elbette ki çok yüksekti ancak bir F2P oyun için çıtayı öylesine bir yere çekmişler ki erişebilene aşk olsun. Silahların balistik ayarları, dengeleri oyuncuya sağladığı taktik esnekliğin yanında, gerçekçi bir çatışma deneyimi sunmak için özenle çalışılmışlar. Tebrik etmek gerek. İşte bu denli gazlanmışken ben, karşıma rakiplerimi çıkardılar. Dünya oyun basınından dostlar kusura bakmasınlar ancak o noktadan sonra durmaya pek niyetim yoktu.
BECERİ VE KABİLİYET
“Online bir FPS’in asıl olayı her zaman PvP’dir” dersem sanırım kimse itiraz etmez. Warface’in PvP seçenekleri arasında takım bazlı taktik kapışmalardan, herkesin birbirine serbestçe dalabildiği maçlara kadar geniş yelpazede bir içerik sunuyor. Sıra PvP kapışmalarına geldiğinde zaman benim için yavaşlamıştı. Nefes alış verişim ağırlaşmış ve tamamen el-göz koordinasyonuma odaklanmıştım. İlkin Team Deathmatch ile başladık. Ben Rifleman alıp taktik saldırı tüfeği M4’ün üzerine holo nişangâh takıp ortama daldım. Tıpkı Crysis’ten alıştığımız gibi silahlarımızı gerçek zamanlı olarak modifiye edebiliyoruz. Modifiye seçenekleri ve bu seçeneklerin çatışma performansınıza etkisi size müthiş bir taktik esneklik sağıyor. PvP dinamiklerinden aldığım gazla söylüyorum, hem oynanabilirlik özellikleri, hem de harita yapıları olarak Warface gerçekten yeteneğinizin karşılığını alabileceğiniz bir oyun. Refleksleriniz ve harita okuma kabiliyetiniz oyuna alışma sürenizi kısaltacak başlıca iki unsur. Oyunda yönlendirdiğiniz sınıflar manevra olarak alıştığımız FPS karakterlerinden bir nebze daha fazlasını sunuyorlar bize. Örneğin, koşarken rakibinizi şaşırmak için yerden kayabiliyor ve bu esnada ateş etmeye devam edebiliyorsunuz. Elbette aynı manevrayı sipere girmek için de kullanabilirsiniz. Team Deathmatch haritalarında takım arkadaşlarınızın yardımıyla ulaşabileceğiniz avantajlı noktalar bulunuyor. Bu taktik üstünlük sağlayan noktaları belirleyip içine bir nişancı dikmek hem düşman, hem de cephane tespitini kolaylaştırıyor.
Zaten oyunun bu denli heyecanlı karşılaşmalara sahip olmasını sağlayan en büyük unsur harita tasarımlarındaki zekice yaklaşımlar olmuş. PvP haritalarında tansiyonun yükseldiği noktalar her sınıfın kendini gösterebileceği stratejik bölümlere sahip… Elbette ki bu noktaları değerlendirmek büyük ölçüde tecrübe gerektirse de, haritalara çalıştıkça rakibinizi gafil avlayacak noktaları hafızaya almaya başlıyorsunuz.
Team Deathmatch’i de lider olarak tamamlayan ben artık iyice coşuyor ve bir yandan takım arkadaşlarımı coşturuyordum. Eski Faruk resmen comeback yapıyor ve Team Deathmatch’in MVP’si seçiliyordu. Aferindi ona… Ama sırada en son ama en büyük sınav vardı. Bu yeni oyun modunda stratejik noktaları savunmamız gerekiyordu. Düşman askeri bizim tuttuğumuz noktaları ele geçirmeye çalışacak, eğer başarılı olurlarsa bizim takım geri çekilmek zorunda kalacaktı. Tutmamız gereken üç nokta olduğunu düşünecek olursak en fazla iki kez geri çekilebilirdik ve en son noktada kapana kıstırılmış olacaktık. Bir noktayı belli bir süre savunabilirsek de düşmanı defederek kazanacaktık. İlk birkaç el oldukça zor geçiyordu çünkü savunmaya çalıştığımız noktaların çok fazla açığı vardı. Dört kişilik ekibimiz tüm açık noktaları düşman ateşine karşı savunmak için yetersiz kalıyordu. Ve sonra bir plan yaptık. Savunma noktasını grubumuzun ortasına alacak ve ona sırtımızı dönerek saat yönünde manevra yaparak boş alan bırakmayacaktık. Tüm askerlerin arasında eşit mesafe kalmak suretiyle bu taktiği kullanarak neredeyse hiç zayiat vermeden maçı aldık. Taktiğimiz ve özellikle silah seçimlerimiz işe yaramıştı. Bombaların doğru kullanımı ve haritayı tanımak direkt olarak başarıyı getirmişti. Sonra ekip arkadaşlarımızla birlikte kahvelerimizi yudumlarken bunu tartıştık: Özellikle F2P FPS oyunları belli ekipmanlara ya da XP Boostlara para dökmeden başarılı olamayacağınız oyunlardır. Fakat Warface aradaki dengeyi mükemmele yakın bir şekilde sağlamış. Oyun tecrübeye, oyuna harcadığınız vakte ve yeteneğinize değer veren mekaniklere sahip. Oyundan zevk almak ya da başarılı olmak için para harcamak zorunda değilsiniz. Son derece kolay bir şekilde ulaşabileceğiniz Warface, sorunsuz bir oyun deneyimine ve gerçek ücretsiz FPS deneyimine sahip.
EZBERİMİZ BOZULACAK
Far Cry ve Crysis gibi iki oyunla FPS standartlarını yeniden tanımlayan Crytek bu kez Online F2P FPS türünün standartlarını belirleyecek gibi duruyor. Warface bugüne kadar gördüğümüz en kaliteli Online F2P FPS oyunu ve CoD, Battlefield, Crysis standartlarında bir FPS deneyimi sunuyor. Türkiye’de bu türün ne kadar popüler olduğunu bilen Crytek, Warface’i tamamen Türkçe bir şekilde, yerel müşteri desteği ve içerikle bizlere sunmaya hazırlanıyor. Warface hiç şüphe yok ki Türkiye oyuncusunun oyun oynama alışkanlıklarını derinden etkileyecek ve kısa sürede çok popüler olacak. Ben de yıllar sonra bir FPS oyununda sıralamaya girmek için mücadele ediyor olacağım. Şimdi… Nerede benim kamuflaj boyalarım?
Cevat Yerli ile röportaj videomuz: