Dünya Sağlık Örgütü (WHO), İsviçre'nin Cenevre şehrinde geçen gün düzenlenen 72. Dünya Sağlık Meclisi toplantısında oyun oynama bozukluğu kavramını hastalık olarak kabul etti. Oyun Oynama Bozukluğu, Ulusal Hastalıklar Sınıflandırması'nın 11. revizyonunda (ICD-11) kendisine yer buldu ve bu hastalık "insanın kişisel, ailevi, sosyal, eğitimsel, mesleksel veya diğer işlevsel alanlarda bozulmalara yol açabilen, sürekliliği olan ve tekrarlanan oyun oynama davranışları" olarak nitelendirilmiş.
WHO'nun tanımına göre bu hastalık kendisini üç şekilde gösteriyor:
- Oyun oynama üzerindeki kontrolün yitirilmesi (sıklık, süre, yoğunluk, oyunu bırakma vs gibi konularda kontrolü kaybetmek)
- Oyunlara verilen önceliğin, diğer ilgi alanlarına ve günlük aktivitelere üstün gelecek şekilde git gide artması
- Olumsuz sonuçlar görülmesine rağmen oyun oynamaya aynı sıklıkla devam etmek, hatta sıklığı arttırmak. Bu davranış şeklinin kişisel, ailevi, sosyal, eğitimsel, mesleksel ve diğer işlevsel alanlarda ciddi bozulmalara neden olabileceği belirtilmiş.
ICD-11'deki maddeye göre bu tür oyun davranışları sürekli de olabilirmiş, kendini tekrar eden biçimde ara ara da. Bu davranışlarn oyun oynama bozukluğu olarak teşhis edilebilmesi için en az 12 ay devam etmesinin gerektiği söylenmiş, ancak tüm tanılar konulduysa ve belirtiler çok ciddiyse bu sürenin kısaltılabileceği de belirtilmiş.
Bu karara tepkiler de gecikmedi. Dünyanın dört bir yanındaki sektör temsilcileri WHO'ya kararı gözden geçirme çağrısında bulundu ve tanımı yapılan bu rahatsızlığa dair yeterli delil bulunmadığı belirtildi.
Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Kore, Güney Afrika ve Brezilya'dan sektör temsilcileri (ESA, UKIE, ISFE gibi organizasyonlar buna dahil) yayınladıkları ortak açıklamayla "WHO saygıdeğer bir organizasyondur ve rehberliği de bağımsız uzmanlar tarafından desteklenen, kurallara uygun, kapsayıcı ve şeffaf incelemelere dayanmalıdır. "Oyun oynama bozukluğu" olarak nitelendirilen durum WHO'nun en önemli norm araçlarına dahil edilmeyi gerektirecek derecede yeterli sağlam delile dayanmamaktadr." diyerek WHO'nun kararından duydukları memnuniyetsizliği belirttiler.
Bakalım WHO kararını tekrar gözden geçirmek üzere toplanacak mı? Söz konusu belirtilerin muallak ve kişiye göre farklı yorumlanabilir olması cidden dikkat çekiyor.
Hastasıyız dedeeeee vurucaz kırıcaz patlıycaz