Büyük bir Hitman serisi ve gizlilik oyunları hayranı olarak; bazı eski Hitman geliştiricileri, bilim kurgu türünde bir gizlilik/aksiyon oyunu üzerinde çalışıyor haberini duyduğumda yaşadığım heyecanı tahmin edebiliyorsunuzdur.
ECHO için, günümüz dünyasında biraz korkutucu, biraz da meraklandırıcı bir şekilde açıkça sarf edilmeye başlanılan “öğrenen yapay zeka” konseptinin, oyunlaştırılmış hâli diyebiliriz. Yapay zekanın sistemine kodlanan kelimeler, cümleler ve duyguların haricinde, insanlarla etkileşimi sonrasında kendisini geliştirmesi –ve tabii ki kaçınılmaz olarak dünya üzerindeki insanları teker teker öldürmesi- düşüncesi üzerine inşa edilen ECHO’nun ilgi çekici bir teması var. Yüz yıl süren derin uykudan uyandıktan sonra kendini “Saray” adı verilen, bir gezegen boyunca inşa edilmiş devasa bir mekanda bulan karakterimiz En (kendisini Game of Thrones’da Jon Snow’un eski sevgilisi Ygritte’in aktrisi Rose Leslie seslendirmekte), bu mekanın bitmek tükenmek bilmeyen uzunluktaki koridorlarında yatan korkunç sırrı çözmeye çalışıyor.
ECHO çok yavaş açılan bir oyun. Kağnı hızındaki giriş bölümünden sonra, Saray’ın uyumakta olan sistemlerini aktive ettikten sonra esas cümbüş başlıyor. İçinde bulunduğumuz mekan stabil bir sisteme sahip değil. Saray’ın sistemleri her birkaç dakikada bir kendini baştan başlatıyor. Bir önceki paragrafta bahsettiğim “öğrenen yapay zeka” konsepti de burada devreye girmekte. İlk birkaç yeniden başlatma sonrasında, Saray’ın güvenlik sistemleri karakterimiz En’in birebir kopyalarını yaratmaya başlıyor. Hareket bile edemeyen organizmalardan; atlayıp zıplayan, yeri geldi mi silah bile kullanmaya başlayan bu kopyaların referans noktası ise oyuncunun oynanış şekli. Nasıl yani? Şöyle ki; her sistem başlatma arasında iki-üç dakikalık stabil anlar var. Bu sırada yaptığınız her hareket, bir dahaki stabil anda kopyalar tarafından kullanılıyor. Ama bunu sizin hareketlerinizin birebir kopyası olarak düşünmeyin. Siz sağa gittiğinizde, kopyalar da sağa gitmiyor. Diyelim ki silah kullanarak bir kopya öldürdünüz ve suya bastınız, bu demek oluyor ki, bir dahaki stabil anda kopyalarınız da silah kullanıp suya basabilecek. Ya da kapıları açıp, düşmanları gizli bir şekilde öldürdünüz, o zaman sistem yeniden başlatma sonrası arkanızda bitecek kopyalara dikkat edin!
► Yapay zekadan korkmalı mıyız?
Bu kopyalama mekaniği çoğu zaman bizi zor durumda bırakacak durumlara sebep olsa da, eğer oyunu biraz taktiksel oynayıp, sistem yeniden başlatma anlarını kollarsanız bu olayı avantajınıza dönüştürebiliyorsunuz. Çünkü yeniden başlama anlarından birkaç saniye önce, sistemin ufak bir kör noktasına denk geliyorsunuz. Burada yaptığınız hiçbir hareket Saray tarafından okunamıyor. İşte tam bu anlarda koşturup, sağa sola sıkarak görevlerinizi tamamlamanız gerekmekte.
Saray’ın devasa yapısı; gezegen boyutundaki bu binada köşeyi her dönüşünüzde kaybolma hissini çok güzel bir şekilde veriyor. Fakat ne yazık ki, her ne kadar yapay zeka kopyalama mekaniği ve muhteşem sanat tasarımı ECHO’yu gözümde çok değerli bir oyun yapsa da, oynanış mekanikleri bir süre sonra kendini tekrarlamaya başlıyor. Bir de bunun üzerine inanılmaz yavaş açılış bölümünün, oyunun geri kalan kısmındaki hikâyeyi güçlü bir şekilde destekleyememesi de En ve Saray’ın hikâyesini en ufak bir şekilde merak etmememe neden oldu.
Saray’ın atmosferi ve sanat yönetmenliği ne kadar iyiyse, içinde gerçekleşen olaylar ve anlattığı hikâye de o derecede basit. Oyunun ilk iki saatinde, göze güzel gelen görselleri ve ilginç yapay zeka sistemini gördükten sonra, diğer iki saatinde aynı şeyleri yapmak canımı sıktı. En çok moralimi bozan da, bu zekice tasarlanmış sistemleri destekleyecek eğlenceli oynanış mekanikleri ve mekan çeşitliliği olmamasıydı. ECHO kısa bir sürede, devasa bir koridora gel, biraz yürü, açık alana gel, düşmanlardan saklan ya da onları öldür, hedefine git ve bu arada sistem yeniden başlatma mekaniği yapay zekaya özellikler atasın, döngüsüne girdi. Hikâye ilerlese de, oynanış mekaniklerinde hiçbir yenilik olmaması, ilerleme ve bir şeyleri becerme hissini tamamı ile söküp attı. ECHO keşke bu yenilikçi yapay zeka sistemi daha çeşitli mekaniklerle destekleyebilseydi. Ne yazık ki şu hâliyle fırından erken çıkmış bir yemeği andırıyor. Kokusunu alıyorum ve onu yemek istiyorum ama biraz daha pişmesi lazım.
SON KARAR: ECHO potansiyelinin altında ezilen bir gizliik/aksiyon oyunu olmuş. Yapay zeka sistemi ve Saray’ın yapısı ilgi çekici olsa da, iki saatlik oynanışın sonunda tüm sürprizler bitiyor.
Artılar:
- Kağıt üzerinde çok akıllıca tasarlanmış bir yapay zeka sistemi.
- İlk birkaç saatteki merak duygusu.
- Başarılı çevre tasarımı.
- Seslendirme sanatçılığı.
Eksiler:
- İlüzyon iki saatten sonra kayboluyor.
- Hikâye.... Var. O kadar.
- Birbirinin aynısı mekanlar.
- Kendini tekrar eden oynanış mekanikleri.