Kripto para madenciliği ile gün aşırı karşılaştığımız hikayelerden bazıları gerçekten de akıl almayacak kadar abartı olabiliyor, işte bu da onlardan bir tanesi. Quartz sitesinin AMD'nin hisse fiyatlarındaki artış ve kripto para madencilerinin bundaki payı hakkındaki araştırma yazısında işlerin ne noktaya geldiğini açıkça görebiliyoruz.
Şu anda pazar değeri olan Bitcoin'den sonraki en büyük ikinci para birimi olan Ethereum'e inanılmaz büyük bir ilgi var. Evinde kendi çapında Ethereum üretip kar etmeye çalışan veya işleri bir adım ileri götürüp çoklu ekran kartı sistemlerine büyük paralar yatırıp yine de tek başına para kazanmaya çalışan kullanıcıları bir kenara bırakalım. Bu işle uğraşan büyük maden çiftlikleri var. Bu çiftliklerde onlarca bilgisayar ve yüzlerce ekran kartının tek görevi Ethereum kazmak. Günde yaklaşık 36000 birim Ethereum kazıldığını ve bir Ethereum'un bugün 194 dolar olduğunu düşünürsek günde 7 milyon dolar getirisi olan bir pazardan bahsediyoruz. Toplam büyüklüğü bugün itibariyle 18.2 milyar dolar olan bir pazardan. Bunlar inanılmaz rakamlar.
Kripto para madenciliği sektörünün önde gelen isimlerinden Genesis Mining'in CEO'su Marco Streng "madencilikte zamana karşı yarış halindeyiz. Ekran kartlarını çiftliklerimize zamanında ulaştırmak için Boeing 747'ler kiralıyoruz. Nakliyeyi daha yavaş yollardan yapmaya kalksak çok şey kaybederiz" diyerek açıklamış durumu. "Eğer kartları 10 gün geç ulaştırırsanız 10 günlük madeni kaybedersiniz - işte bunun maliyeti bu kadar yüksek".
Bakın, burada dikkat çekici kelime dizisi Boeing 747. Bir zamanlar büyüklük rekorunu elinde tutan bir uçak bu. Sektör öyle bir noktaya gelmiş ki Streng'in söylediğine göre bu kartları fabrikadan çıkar çıkmaz alıp çiftliklere ulaştırmak en büyük öncelik ve Boeing 747 kirasına verilecek para, elde edilecek gelirin yanında son derece önemsiz. Hatta asıl bu masrafın altına girmemek gibi bir risk alamayacak hale gelmişler.
Sektörde kim bilir bunun gibi uçuk yollara başvuran daha nice maden çiftlikleri vardır. Kripto para madenciliğinin ulaştığı boyutları siz nasıl değerlendiriyorsunuz? Ürkütücü mü, yoksa "ben neden zamanında bu işe girmedim" diye hayıflanıyor musunuz?
