Far Cry oyunları üç özelliğiyle çok ön plana çıkıyor. İlki mütemadiyen değişmeyen oynanış mekanikleri, ikincisi biraz deli biraz karizmatik kötü adamlar sonuncusu ise gizli sonları. Üçüncü oyunun finali iki farklı sonla biterken dörtten itibaren daha oyunun en başından başka bir yol izleyebiliyorduk. Altıncı oyunda bu kervana katıldı. Ben de oynarken bu gizli sonun farkına vardım ama pek de gizli olmadığı için çok üzerinde durmadım. Tam da tahmin ettiğim gibi bir "gizli" son oyuna yerleştirilmiş.
Oyunun başında Clara ve Juan ile birlikte Libertad genel merkezine gittikten sonra size vaat edilen bir gemi ile Amerika'ya kaçıp yeni bir hayata başlayabiliyorsunuz. Zaten Dani'nin de ilk başta amacı buydu ancak büyük bir gerilla savaşı başlamışken kim böyle bir aksiyona hayır demek ister ki?! En nihayetinde eğer siz kaçarsanız, Anton savaşı kazanıyor ve devrim macerası daha başlamadan bitiyor.
Bu gizli sonların en akla yatanı bana göre dördüncü oyundaydı. Eğer en başta uslu uslu oturup Pagan Min'in gelmesini bekleseydik her şey tatlıya bağlanacaktı. Keza beşinci oyunda Joseph "Father" Seed de bize en baştan uyarıyı yapmıştı. O kadar uğraştık, şeker hastası ayılarla birlikte aynı şekilde düşman merkezleri ele geçirdik ama yine Father haklı çıktı. Neyse ki altıncı oyunda bu biraz, azıcık da olsa farklı.
Üçüncü oyunda Vaas deliliğin tanımını yaparken, "Her seferinde tekrar ve tekrar aynı şeyi yapıp bir şeylerin değişmesini beklemek" demişti. Far Cry'ın son üç oyununa bakınca Vaas'ın yine haklı çıktığını görmüş olduk. Yanlış anlaşılmasın ben deliliğimle epey mutluyum ama artık ortada gerçek bir devrim de varken Far Cry'ın geleceğinin de biraz daha farklı olmasını umuyorum.