Sarp Kürkcü - Gaz Ve Toz Bulutu #2

Oyunculuğun terimleri öyle bir değişiyor ki...

İnsanın geçmişe, köklerine ve nostaljinin aldatmacasıyla kendisini kandırdığı anılara bağlanması bazen çok tehlikeli oluyor. Geçmişin bu normlarına takılıp kaldığınız zaman, sizinle aynı temeli paylaşmayan insanlarla iletişim kurmanız günbegün zorlaşıyor.

İşte oyunculuk da, yaklaşık 30 yıldan fazladır ilerleyen tarihçesiyle bu kırılmaları barındırıyor içinde doğal olarak. Sürece başlangıcınız ne olursa olsun, son on yıla kadar ufak bir kitlenin kendisine özel ilgi alanı olan video oyunları artık popülerleşmiş durumda. Siz Valhalla gibi yazı tabanlı macera oyunlarıyla girseniz de, DVO dünyasında Meridian 59 ile adım atsanız da, artık alışkanlıklar değişti. Bu alışkanlıklar yeni kavramlar doğurdu, eskileri rafa kaldırılmanın eşiğinde.

oyunculuk-degisiyor01

Ama eskilere alışkın olanların çektiği en büyük zorluk, bu geçişin ta kendisi.

HARDKOR!

Bu sektörün içinde olanlar, bir zamanların “Hardcore Gamer” tanımlamalarını hatırlayacaklardır. Hayatında yemek, tuvalet ve oyun üçlüsünden başka bir kavramla yaşamayan, her türlü boş vaktini video oyunları ile geçiren insanların kendilerini tanımlayış noktasıydı hardcore gamer’lık.

oyunculuk-degisiyor04

O zamanlar en çok frag yapmaktan ya da LoL’de en çok seviyeyi kasmış olmakla ölçülmezdi. Çünkü zaten LAN üzerinden oyun oynamak bile çoğunluk için lükstü. Aynı dönemdir, oyunların burundan kan getirircesine zor olması. Hayır, sadece çıplak vücut görünce kanamıyor o burun. Animeler yalancı işte! Ehem, neyse.

oyunculuk-degisiyor03

İşte o oyunlarla boğuşabilmek, onları alt edebilmekti oyuncuyu “hardcore” yapan. Aslında bakarsanız, çekişmenin ve meydan okumanın ruhu hep aynı. Sadece skor tablosu yerine credits ekranı vardı, o kadar.

Arayı hızlı geçiyorum, çünkü bıdı bıdı oyunculuk tarihini anlatacak değilim burada. Çok sıkıcı oluyor o konu, ben yazarken sıkılacağım. Kim bilir siz okusanız ne hale gelirsiniz. Ama oyunculuğun geniş kitlelere yayılıyor olması, oyunculuğun artık tek bir çizgide ölçülebilir olmasını ortadan kaldırdı diye devam edebilirim.

Hah, bu güzel bir giriş oldu bak. Buradan devam edelim en iyisi biz.

BA DUM TIS!

Oyunculuğun ufak toplulukların eğlencesinden geniş kitleleri ilgilendiren bir popüler kültür ögesine dönüşmesi, kendi içinde kategorilendirilmesine sebep oldu. Hayır, bu kategoriler dövüş, spor, strateji, aksiyon gibi kategoriler değil. Bu kategoriler oyunu oynarken neyi talep ettiğimizle alakâlı.

oyunculuk-degisiyor05

Bir tarafta, sanat olup olmadığı tartışılan oyunlar var. Gerçi, bu da çok yanlış bir cümle. “Sanat”ın ne olduğunu tartışmadan, ikinci bir terimi çorbanın içine katmak oldukça saçma kalıyor. En iyisi şöyle diyelim: “Oyunların bir kendini ifade biçimi olması tartışması var.” Bakın, bence daha güzel oldu bu.

Öteki tarafta, oyunun bir deneysellik, bir çılgınlık, farklı duyguları dürtmesinin sağlandığı bir kulvar var. Genelde bu alanı “bağımsızlar” diye kümelendiriyoruz. Kolları sıvayıp o alanı da talan etmek lazım bir ara. Çünkü Oculus Rift de bu bölümün içine girebiliyor, Don’t Starve da.

oyunculuk-degisiyor06

Daha önce benim de bahsettiğim Motion Gaming var. Nom nom nom. Ben seviyorum onu. Ama motion gaming, aslında bir alt kategori. Sadece eğlenmemizi, gülümsememizi, keyif kıkırdamamızı sağlayacak oyunların alt kategorisi.

BOM!

Farkında mısınız, bu çizgileri çekmenin başlarında bile yeni attığımız temeli sarsmaya başlıyoruz. Çünkü eğlenmek, gülümsemek pek tabii bağımsızların da görevi olabilir. Ya da diğer taraftan sanat olan oyunlar da bizde farklı duyguları doğurabilir. Motion gaming ise bunlardan tümüyle uzaklaşıp sadece bize spor yaptırabilir.

oyunculuk-degisiyor07

Bu tür tanımlamaların her daim işe yaramayacağını kendimi çürüterek anlatmak biraz dolaylı olsa da, karşınıza geçip “bakın, böyle böyle işte arkadaşlar. Aman dikkat edin.” demekten daha etkili diye düşünüyorum. Evet, böyle kategoriler var ama bunların çizgileri çoğu zaman hislere ya da deneyime güvenerek çekilen cinsten. Bunu bizler de yapıyoruz, sizler de yapıyorsunuz. Her daim aynı kalmıyorlar, biraz oynaklar.

O nedenle, şu anda herhangi bir kişiyi Hardcore, Casual ya da benzeri bir tanımlamaya sokmak, eskisine göre çok daha zor. Çünkü eskiden hardcore olarak nitelendirilen oyuncu profilini oturtabileceğiniz keskin hatları olan bir video oyun kulvarı yok artık. Öyle oyunlarımız çok nadir, gittikçe daha da niş bir markete dönüşüyor.

oyunculuk-degisiyor02

Aynı şekilde o günlerde kendisini hardcore diye tanımlayabilecek insanlar artık büyüdüler, aile sahibi oldular. Oyun oynayış şekillerinde  değişmeyen şeyler olsa da, oyuna ayırdıkları süreler azalıyor. Bir tarafta eş, bir tarafta iş, bir tarafta çocuklar derken zaman mı kalıyor sanki? Ama oyunculuğa olan bağlılık eskisi gibi süreyle ya da zor oyunla ölçülen bir şey değil ki.

Bunun yanında casual denen grup, eskiden oynanan oyun sayısı veya süresi ile tanımlanırken artık oyun türüne doğru kaymış durumda ki, bu da başlıbaşına anlamsız bir geçiş. Oyunların türleri ile kitleleri aşağılamak ya da yüceltmenin, ekonomi kbağları çok kuvvetli olan bir sektörde yerini de sorgulamak lazım. Artık bu tanımlamalar yerine ya yenileri gelmeli, ya da hepten kökünü kazımak gerekli.

oyunculuk-degisiyor08

İkincisi oldukça zor ve cesaret gerektireceğinden (ben de biraz yayılmayı sevdiğimden) birincisi ile devam edeceğim, ama şimdi değil. Bu tanımlamaları ve daha hiç bahsetmediğim eSpor ya da mobil konularını sonraki yazılara bırakıyorum. O zamana kadar, yorumlarda sizlerin fikirlerini görmek de keyifli olacaktır benim için.

YORUMLAR
Parolamı Unuttum