"Oyunlara Üvey Evlat Gibi Davranmaktan Vazgeçmeliyiz"

BTK Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan,daha çok oyun üretmemiz ve paylaşmamız gerektiğini söyledi.

 Uluslararası Çocuk ve Bilgi Güvenliği Etkinlikleri kapsamında düzenlenen Dijital Oyunlar Çalıştayı'nda bugün bir konuşma yapan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan, "Dijital oyun sektöründe dünya pazarından katıldığımız kadar pay almalı, tükettiğimiz kadar da üretmeli ve pazarlamalıyız." dedi.

BTK'nın ev sahipliği yaptığı etkinlik, Çocuk ve Bilgi Güvenliği Derneği, Milli Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlendi. Çalıştayın gündeminde ülkemizin dünya oyun pazarındaki yeri, eksiklerimiz, oyuncuların yaşadığı sıkıntılar ve eSpor'un önünde bulunan, engel oluşturan tutumlar yer aldı.

Teknolojinin büyük bir hızla ilerleme kaydettiğinden bahseden Dr. Ömer Fatih Sayan, "OYUN BASİTÇE "OYUN" OLARAK KABUL EDİLEMEZ." dedi. Sayan açıklamasında dijital oyun pazarının bugün 100 milyar doları geçen bit pazara sahip olduğunun altını çizerken bunun çok büyük bir başarı olduğunu söyledi. Aynı zamanda gelişen teknolojinin de oyun sektörünü daha da ileriye götüreceğini belirtti.

DİJİTAL OYUNLARI MAVİ BALİNA ÜZERİNDEN TARİF EDEMEYİZ

Dijital oyun sektörünün çok haksız eleştirilerin hedefi olduğunu düşündüğünü dile getiren Sayan, “Yeterince destek alamamaya haksız eleştirileri, görmezden gelinmeyi de eklerseniz ortaya üzerinde çokça düşünülmesi ve tartışılması gereken birçok konu çıkıyor. Bir büyük medeniyetin evlatları olarak, çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceğinde önemli bir yere sahip olan dijital oyunlar sektörüne üvey evlat muamelesi yapmaktan vazgeçmeliyiz. Bir işi, bir grubu, bir sektörü, bir ülkeyi sadece kötü örnekler üzerinden tarif etmenin haksızlık olduğunu hepimiz biliyoruz. Evet! Kötü ve problemli olanlarla ilgili hemen inisiyatif almak gerekiyor ancak, sektörle gerek kamunun, gerek basının, gerek eğitim camiasının münasebetlerinin bu düzeyde kalması doğru değil… Nasıl ulaşımı trafik kazaları, sağlık sistemini hayatını kaybedenler, gastronomiyi yemekten zehirlenenler üzerinden tarif edemiyorsak, dijital oyunları da mavi balina üzerinden tarife kalkmamalıyız. Bu hususta gerek kamuoyunu gerek medyamızı doğru bilgilendirmenin BTK olarak takipçisi olacağımızı ifade etmek isterim. Çünkü amacımız sadece üzüm yemek.” ifadelerini kullandı.

> Türkiye eSpor Federasyonu Kuruluyor

Dijital oyun sektörünün haksız ve önyargılı bir şekilde eleştirildiğinden bahseden Sayan, "Dünyada söz sahibi olan 3-5 medeniyetten biriyiz. Hatta kendi havzalarının dışını etkileyenleri dikkate alırsanız tek rakibimiz Roma’dır. Biz dünyaya sözü olan bir medeniyetiz. Bu sözümüzü bu zamanda da söylemek durumundayız. Çünkü dünyanın buna ihtiyacı var. Bir tarafta en üst özelliklere sahip dijital makinalarla trend haline gelmiş sanal gerçeklik oyunlarını oynayan çocuklar varken, bir tarafta da –o savaş oyunundaki gibi- üstüne gerçekten bombaların yağdığı çocuklar, gençler ve kadınlar varsa, bu dünyaya söylenecek çok söz vardır ve biz bunu her dilde olduğu gibi oyun diliyle de söylemeliyiz." şeklinde konuştu.


MÜKEMMEL OLMAKTAN DEĞİL, İYİ OLMAKTAN SORUMLUYUZ

Sayan'ın dijital oyun pazarı ve ülkemiz üzerine yaptığı en renkli ve dikkat çekici yorum ise "Biz Bin yıldan beri Anadolu topraklarında yaşıyoruz. Bu toprakları sadece Farmville, Hayday, Farming Simülatör, Sim City oynayarak değil; biraz da Call of Duty, Battlefield, Red Alert, Age of Empires oynayarak elimizde tuttuğumuzu hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla çocuklarımızın savaş oyunlarından tamamen ayrışmış olması gibi ütopik, gerçeklerden çok uzak fikirlerimiz olmamalı. Devasa bir sektörden bahsediyorsak, imkan/mümkün dengesini iyi değerlendirmeliyiz. Mükemmel için iyi feda edilmez. Tamamı elde edilmeyenin tamamı terk edilmez. Biz bu dünyada mükemmel olmaktan değil, iyi olmaktan sorumluyuz." kısmı oldu diyebiliriz.

Microsoft Sonunda Windows Phone'un Geri Plana Atıldığını Kabul Etti

Oyunların çocuk gelişimine etkileri ve öğrenme sürecine yaptığı katkıdan bahseden Sayan, tabii ki her oyunun faydalı olmadığını, bunun yanısıra oyunlardaki şiddet, müstehcenlik ve kumara teşvik gibi içeriklerin çocuklar ve gençler üzerinde zarar oluşturabileceğinin de altını çizdi. Sayan, bu konuyla ilgili olarak "Katma değer yaratmayan oyunların aşırı tüketimi hem oyun bağımlılığına yol açabilmekte hem de zaman israfına sebebiyet verebilmektedir. Burada çocuk-aile ilişkisi ve çocuğun eğitim öğretim hayatında dijital okur-yazarlığın yeri önemli rol oynamaktadır. Hiç şüphesiz eğlence amaçlı kullanılması gereken dijital oyunlarda sunulan içeriklerin çocuk gelişimine zarardan ziyade fayda yaratacak şekilde tasarlanması gerekmektedir." ifadelerini kullandı.

TÜKETTİĞİMİZ KADAR ÜRETMELİ, PAZARLAMALIYIZ

Dijital Oyunların Türkiye’de toplamda 775 milyon dolarlık bir sektör olduğunu aktaran Sayan şu bilgileri paylaştı: “Doğru destek politikalarıyla ülkemiz dijital oyun sektörünün büyük bir genişleme yaşama imkân, zemin ve kabiliyeti bulunmaktadır. Bunları ifade ediyorum çünkü genç nüfusa sahip bir ülkeyiz. Ve gençlerimiz de yoğun bir şekilde oynuyorlar. Günde -2017 yaklaşık verisi ile söylüyorum- 31,2 milyon oyuncu ile 40 milyon saat oynuyoruz. 2016 itibarı ile oyuncu sayımız 29 milyon 300 bin görünüyor. Bunlar çok büyük rakamlar. Toplam hasılatın ise % 42,5 i mobil oyunlardan, % 57,5 i bilgisayar ve oyun konsollarından oynanan oyunlardan elde edilmiş. Türkiye’de 20 binden fazla internet kafe bulunuyor ve her ay aktif 7.5 milyon oyuncu buraları ziyaret ediyor. Oyun oynama süresi olarak ilk 3’teyiz. On-line oyunlara katılıma göre 11. Sıradayız. Diğer unsurlar eklendiğinde bu sıralamada daha öne de gelebiliriz. Bunlara karşılık gelir bakımından ise 16. Sırada bulunuyoruz. 2023 hedeflerine doğru ilerleyen bir Türkiye’nin bunu kabul etmesi mümkün değildir. Sayın Cumhurbaşkanımızın hep bir hatırlatması vardır: “Eskiden, Su akar, Türk bakar diye bir söz vardı. O devirler geride kaldı. Bunu kabullenmemiz mümkün değil” diye… Bizim de kabul etmememiz gerekir. Dünya pazarından hiç olmazsa katıldığımız kadar pay almalıyız. Tükettiğimiz kadar da üretmeli ve pazarlamalıyız.”

YERLİ ÜRETİCİLERİMİZE DESTEK VERMEYE HAZIRIZ

Yerli üreticilerimizin ortaya koyduğu doğru kurgulanmış, doğru tasarlanmış işlere destek vermeye, üreticilerimizi her alanda desteklemeye, işlerinin hızlanmasına yardımcı olmaya hazır olduklarını hatırlatan Sayan, Çocuk ve Bilgi Güvenliği Etkinliklerinin gerçekleştirilmesinde önemli bir misyon üstlenen başta Çocuk ve Bilgi Güvenliği Derneği’ne ve Başkanına, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına, Milli Eğitim Bakanlığına, Gençlik ve Spor Bakanlığına ve emeği geçen herkese teşekkür ederek konuşmasına son verdi.

YORUMLAR
Parolamı Unuttum