Ayşegül Aldinç “Beni Hatırla” deyince olay olmuyor ama Capcom bunu Paris’i mahvederek yapınca tüm dünya konuşuyor. Olacak iş değil!
Olan oldu ve uzun zamandır heyecanla beklediğimiz Remember Me’yi sonunda Aral İthalat’ın daveti ile ön gösterimde oynama fırsatına eriştik. Oyunun öncesinde izlediğimiz, gördüğümüz ve dinlediğimiz beklenti yükselticileri yüzünden açıkçası gergindim. Bu kadar sevilebilecek bir kurgu fos çıkarsa bizzat beklediğim bir oyun olması sebebiyle epey hayal kırıklığına uğrayacaktım fakat işler hiç de beklediğim gibi gitmedi. Remember Me yeni neslin seri olması beklenen en büyük ve eğlenceli yapımlarından olabilir. Mayıs’ta bir bomba geliyor ki, öyle böyle değil!
AŞK, ŞARAP, CYBER-PUNK
Paris’in 2084 yılındaki teknolojiyle yıkanmış topraklarında geçen hikayemiz, Nilin adındaki bir hafıza avcısının silinmiş hafızasını geri kazanma mücadelesini konu alıyor. Cyber-punk temasıyla olabilecek en güzel şekilde harmanlanmış bu atmosfer, ölme animasyonlarından billboard’lardaki afişlere kadar detaylıca tasarlanmış. Oyuna grafiksel olarak laf atmamız olsa olsa bir trolleme girişimi sanılabilir, o derece! Memoreyes adlı patronumuz tarafından korkulup da resetlenen hafızamız sayesinde geçmişimize dair hiçbir fikrimiz yok. Şimdi gelin bu maceramızda nelerle karşılaşacağımıza bakalım.
“Bana bir dayanma noktası gösterin, dünyayı yerinden oynatayım” -Arşimed
“Bana düzenlenecek bir hafıza verin, dünyayı değiştireyim” –Nilin
Sözleri ile açılan 10 dakikalık resmi videosundaki yetenek ve dövüşlere oyunun şimdilik izin verilmiş ilk iki bölümü oynarken tamamiyle tanık olamadık. Sanıyoruz ki oyunun tamamlanmış bölümlerinden olan bu oynanış hevesimizi perçinlerken ilk bölümlerdeki sadeliğin de çabucak geçmesini umut ettiriyor. Bastil Hapishanesi’nde oyuna gözlerimizi açar açmaz ilk olarak dünyayı incelemeye başladık. Atmosfer bütünlüğü açısından Remember Me’nin BioShock’un rakibi olabilecek düzeyde iyi olduğunu söylesem sanırım yalancı çıkmam. Harap olmuş bir gelecek en güzel bu şekilde tasarlanabildi diyor oyunun CyberPunk 2077 için de öncü bir örnek olacağını tahmin ediyorum. (Bu iki oyunun hatun karakterlerini karşılaştırırsak Nilin daha zayıf ama daha çekici, söylemeden edemedim beyler. Öhm.)
İlk öldüğümüzdeki ekrandaki grafik hatası benzeri animasyona verdiğim tepkiyi hatırlıyorum da, bir an için oyun mavi ekran hatası veriyor sanmıştım ki sonradan anladım, bu bir animasyonmuş. Böyle bir evrene de böyle dijital bir ölüm yakışırdı, ince ama güzel düşünülmüş. Anlayacağınız oyun başından sonuna çok özgün bir kurgunun iyi bir fırçadan çıkmış betimlemesi. Guild Wars 2’den sonra grafik sanatçılarının bu denli özgün bir eser verdiği oyuna ilk defa rastlıyorum son zamanlarda. Remember Me yeni bir konsept tasarımı modası yaratabilir, bizden söylemesi.
Gelelim vurdu kırdı tarafına. Hem tekme tokatsız hafıza tamiri mi yapılırmış? Şimdilik iki bölüm oynama fırsatımız olduğu için ilerisi ne olur bilmem ama oynadığımız kadarıyla hiç silah kullanmadığımızı ya da silahlı bir düşmanla karşı karşıya kalmadığımızı belirtelim. Oyun kendi oluşturduğumuz komboları yakın dövüşlerde kullanmak üzere tasarlanmış. Oynadığımız bölümlerde toplamda maksimum beş slottan oluşturabildiğimiz kombolar, değiştirilebilecek çok sayıda element sayesinde binlerce farklı şekilde çeşitlenebiliyor. Dövüş sırasında bunları kullanmak ve can-cooldown-vuruş gücü dengesini tutturmak tamamen kendi elimizde. Dövüşlerin akıcılığı ise dillere destan. Oyunun dövüş kalitesi ve mekaniklerini sürekli olarak Batman ile karşılaştırdık ve tadı damağımızda kaldı açıkçası. Olmuş.
UNUTMAK KOLAY DEMİŞTİN, ALIŞIRSIN DEMİŞTİN
Nilin kabiliyetleri sayesinde insanların hafızasını hem çalıp hem de değiştirebiliyor. Bunun kendimizi bulma serüvenimizde ne kadar yardımcı olabileceğini sadece bir düşleyin, düşünsenize; bir insanın hafızasını değiştirerek en sevdiğine bile düşman edebilirsiniz.
Çocukluğumdan beri aklımda ütopik bir senaryo vardı. Hep bunun kısa filmini çekmek istemiştim ama hiçbir zaman bunu yapacak kabiliyetlerim olmadı. Senaryo şöyleydi; Zamanı geriye al, önemli bir olayın gidişatını değiştir ya da yok et, zamanı tekrar ileri sar ve olanların farklılığını izle. Acaba dünya aynı mı kalırdı, şu an ben bu oturduğum koltukta oturuyor olur muydum ya da alfabe şimdiki sırasında mı olurdu? Zincirleme olayların insan hayatlarını ne kadar değiştirebileceği ortada. Hal böyleyken bir insanın hafızasını değiştirerek içinde bulunduğu durumu ya da olacakları değiştirmeniz de en olası şey. Capcom şimdilik bu dinamiğin saklı kalmasını istediği için oyunu oynarken bu bölümde kameramızı kapatmamız rica edildi. Ama benim hafızama Nilin müdahale etmediği için hepsi aklımda!
Bu hafıza bozma bölümlerinde zamanı ileri geri sarıp düzenlediğimiz hatıralar sayesinde düşmanlarımızı kendi safımıza katmak mümkün. Değiştirdiğimiz hafızalarla birlikte elimizi bile sürmeden birini birine öldürtebilir, işleri yola koyabiliriz. Topladığımız hafıza parçaları ile birlikte kendi geçmişizi de tamamlarken nedense bir de Skid Row – I remember you çalmaya başladı zihnimde, sebebi malum.
DÜMDÜZ GİBİ, AMA DEĞİL
Sinan Abi’nin çok sevdiğim ve beni etkilemiş bir sözü var: “Bir oyun ne kadar çizgisel olursa olsun, özgür bir dünyada hissettirebiliyorsa başarılıdır.” Remember Me ne kadar açık dünya oyunu olmasa da neredeyse bu cümlenin her kelimesinin hakkını vermek için tasarlanmış. Benim gibi yan görev sevmeyen ama özgür hissetmenin de tadını sevenler için hikaye anlatımı ve rahatlık hissiyatı da on numara olmuş. Capcom’un da derdinin yeni bir Assassin’s Creed klonu olmadığına eminim. Ama yine de bir takım kolaylaştırmalar da var. Oyunu zorluk seviyesi olarak “Normal”de oynadık, belki Zor’a getirdiğimizde böyle bir şey yoktur ama oyun sürekli olarak nereye gitmemiz, hangi platforma zıplamamız gerektiğini ufak bir imleç ile göstermekte. Durum böyle olunca da oyuncuya sadece emirleri dinlemek gibi bir hissiyat bırakılmakta. Sanki onlar olmasa çok daha rahat bir oynanış ve özgürlük hissiyatı olabilirdi. Şu haliyle bile açık dünya olmasa da nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde özgür hissettiren bu oyun o haliyle kim bilir nasıl rahat olabilirdi. Hatta bu oyuncunun yapacağı bir seçim ile opsiyonel de yapılabilirdi. Geri kalan tüm özgür hissayata ise tek bir sözüm var; Bayıldım!
Akıllı ol Capcom, bak bu kaçıralacak fırsat değil, ünlü et bu oyunu! Karakterin adı da Hafıze olsa ne güzel olurdu, neyse.