Pasifik Okyanusu’nun bu teknolojik ve puslu adasında yaşananları anlattığımız bu oyundaki kişiler ve kurumlar; tamamen hayal ürünüdür.
GTFO tecrübelerimi göz önünde bulundurduğum zaman Den of Wolves’dan beklentilerim epey yüksekti. Kapalı kapılar ardında tanıtımı yapılırken en öne oturup “Haydi Payday ile zerre kadar ilgilenmeyen adama dört kişilik co-op FPS’i sevdirin!” ifadesi ile geliştiricilerin suratlarına dik dik baktım.
Sert eleştirmen tavrımdan bir gram etkilenmeyen 10 Chambers yetkilileri rahat bir şekilde şirketlerini ve GTFO’yu anlatmaya başladılar. On – onbeş dakika kadar sonra asıl mevzuya geldiler ve konuyu özetleyen konsept sinematiğini gösterdiler. O ana kadar içimden “Blade Runner 2077, Inception, Black Mirror ve banka soygunu mu? Ne alaka yeaaa” diye düşündüm durdum. Ancak o konsept sinematiğini, ardından teaser’ı gördükten sonra taşlar yerine oturdu.
Kısaca olay şu: yakın gelecekte Hacker’lar dünyanın en büyük belası haline geliyor, ortada ne banka ne dolar bırakıyorlar. Dünya’nın ekonomik sistemi çöküyor, dijital ortamda herhangi bir bilgi saklanamaz hale geliyor. Dünya liderleri radikal bir çözüm olarak Pasifik okyanusun ortasındaki Midway Adalarını serbest gelişim bölgesi olarak ilan ediyor ve şirketlere herhangi bir regülasyona veya kanuna bağlı kalmadan, diledikleri gibi at koşturabileceklerini söylüyorlar.
Hızlı bir şekilde gelişen adalar kısa süre içinde teknolojinin merkezi haline gelir ve bilgiyi hiçbir makinenin ya da bilgisayarın asla ulaşamayacağı yere saklamayı başarırlar: insan beynine. Bu noktada isim duyurusu ile biten sinematik tüylerimi diken diken etti. Blade Runner 2077, Inception, Black Mirror ve banka soygynu bir araya nasıl gelebiliyor görmüş oldum.
Bu arada banka soygunu diyorum ama anladığım kadarıyla ortada bir banka yok. Şirketler için casusluk yapacağız ve insanların beyinlerinden bilgi çalacağız. Bunu direkt olarak söylemediler fakat sinematikler oldukça kalın bir şekilde ima etti. O yüzden yakın gelecekte geçen bir Payday 4 beklemeyin derim.
Üç saniyelik kısa bir sahneyi saymazsak oyunun içinden bir şey göremedik ne yazık ki. Ama hiç değilse konu itibari ile Den of Wolves’a kesinlikle bir şans vermeyi planlıyorum.
GTFO’dan korkan Den of Wolves’u üfleyerek oynar
Geliştiriciler GTFO’yu zevkle yapmış olsalar da belli ki bu sefer maddi açıdan biraz daha anlamlı bir oyun çıkarmak istiyorlar. Detaylarına değinmediler fakat Den of Wolves GTFO kadar zorlayıcı olmayacakmış. Her ne kadar GTFO’nun o ağır temposunu sevsem de kimse oynamaya yanaşmıyor. Dilediğim kadar o ağır atmosferin içine dalamıyorum. Den of Wolves biraz daha kolay, biraz daha vurdulu kırdılı olursa en azından belki oynamak isteyecek birilerini bulabilirim.
Gelelim röportajımıza.
Soru: İlk sorum biraz teknik olacak. GTFO’yu geliştirirken Unity’nin ışıklandırmsını kullanmak yerine kendi sisteminizi kullanmayı tercih ettiğinizi söylemiştiniz. Den of Wolves için de benzer bir şey yapacak mısınız?
Genelde işe başlarken ya Unity’nin sunduğu hazır araçları kullanırız ya da Asset Store’dan satın alırız. Bir süre kullandıktan sonra da söz konusu araca derin bir nefret beslemeye başlarız. O noktada tam olarak neyin çalışmadığını ve neye ihtiyacımız olduğunu öğrenmiş oluyoruz ve sistemi baştan yazıyoruz.
Den of Wolves’a Unity’nin hazır HDRP’sini kullanarak başladık. Şimdi neye ihtiyacımız olduğunu tam olarak biliyoruz ve en azından bir kısmını kendimiz yazacağız. Kendimi tanıyorsam bütün sistemi baştan yazmadan duramam ama :)
Benzer şekilde bağlantı sistemini, oyunun tasarımı ve içerik üretimi için ihtiyacımız olan araçları şimdiden geliştirdik. Daha iyi performans alabilmek adına Unity’nin hemen hemen her aracını baştan yazmak istiyoum! Optimizasyon konusunda standartlarımız oldukça yüksek.
Soru: Unity’nin kendi araçlarını kullanmadığınu ve dolayısıyla geliştiricilerin neye ihtiyaçları olduğunu bilmediği yönünde eleştiriler duydum. Sizin de özellikle görsel anlamda Unity’nin sınırlarını zorladığınızı söylemek yanlış olmayacaktır. Unity’nin hiç sizden geribildirim istediği oluyor mu?
Birkaç yıl önce böyle görüşmelerimiz olmuştu. Fakat Unity çok genel bir motor. Mesela Unreal’ı ele alırsak Epic’in oyunlarına benzer oyunlar yapmak için şahane bir araç. Ama o formatın dışına çıkmak zordur. Öte yandan Unity her oyun türüne hitap etmeye çalışıyor. Bu anlamda HDRP niş bir ürün olarak kalıyor. Çünkü HDRP kullanmak istiyorsan muhemelen performansı da son damlasına kadar sıkmak istiyorsundur. Ve ancak o zaman motorun içini dışını bilen bizim, ya da Tarkov’un geliştiricileri gibi insanlarla konuşman lazım. Ama ortalama bir oyun için URP çoğunlukla fazla fazla yetiyor ve Unity daha çok o alanda ilerlemeye çalışıyor.
Soru: Den of Wolves’un merkezi bir sunucusu mu olacak yoksa GTFO gibi p2p mi çalışacak?
Evet, merkezi bir sunucu olacak. Ve tam olarak bu yüzden oyunda mikro ödemeler olacak. Tam olarak nasıl olacaklarını ya da fiyatlarını bilmiyoruz ama sunucuların ücretlerini bir şekilde karşılamamız lazım.
Açık dünya olmasa da oyun dünyasının biraz daha kalıcı olmasını istiyoruz. En azından şu anki planlarımız bu şekilde. Ayrıca mikro ödemeler için geliştirilmiş analiz araçlarını oyun tasarımını geliştirmek, daha eğlenceli bir hale getirmek için kullanmak istiyoruz. Bunu becerebilecek miyiz, göreceğiz. Ve tabii bunu yapmak epey vaktimizi alacaktır. Tahminimce oyun bunlar olmadan çıkacak ve aklımızdakileri zaman içinde ekleyeceğiz.
Soru: Olur da bir gün fişi oyunun çekmek isterseniz bir B planınız var mı? GTFO gibi oynanabilir olacak mı?
Eğer oyuna desteğini kesiyorsan sunucuları p2p yapmalısın. Ben böyle yapmak istiyorum. Ya da en azından oyuncuların özel sunucu açıp istedikleri gibi saçmalamalarına imkan vermek lazım. Neticede oyunun parasını verdiler. Doom ve Quake gibi oyunlar bu yüzden günümüzde oynanmaya devam ediyor. Hatta şu anda da oyunu test ederken yerel ağımızda özel sunucular açıp oynuyoruz.
Soru: Den of Woves’un GTFO ile herhangi bir bağlantısı var mı? İki oyun da aynı evrende mi yer alıyor?
Sanırım bunun cevabını veremem. Ne onaylayabilirim ne de reddedebilirim :) Arada bir tanıdık bir logo ya da şirket görebilirsiniz ama genel olarak aynı evrende olsun diye tasarlamadık. GTFO’da olanlar insanlık için biraz fazla devrimsel. Varoluşumuzu sorgulamamıza neden olacak kadar büyük. Bu konsepti Den of Wolves’a taşımak istemiyoruz.
Soru: Görevlerin yapısı nasıl olacak peki? GTFO’dakine benzer bir şeyler mi beklemeliyiz?
Oldukça benzer olacak, evet. Bu tarz oyunları yapmakta iyiyiz ve daha büyük bir ekip ile bu konsepti ileri bir seviyeye taşıyabileceğimize inanıyoruz. Eninde sonunda farklı bir yere varıyor olabiliriz ama çıkış noktamız bu olacak. Oyuna başlarken Payday ya da GTFO gibi bir şey bekleyebilirsin. Olur da olağanın dışında bir şey ile karşılaşırsan hoş bir sürpriz olacaktır.
Bu yapının çok önemli birkaç artısı var. Mesela hiç beklemeden, anında oyunu oynamaya başlayabiliyorsun. Geliştirme aşamasında en çok önem verdiğimiz noktalardan birisi bekleme sürelerini mümkün olduğu kadar çok azaltmak. Seyehat sürelerinden, yükleme ekranlarından kurtulmaya çalışıyoruz. Herkesin yaptığı şeyleri yapmak istemiyoruz. Sadece popüler diye açık dünya oyunu geliştirmek istemiyoruz. Açık dünya oyunlarını oynamayı çok sevsem de geliştirmekten hiç hoşlanmıyorum. Ayrıca açık GTFO ve Payday’in aksine açık dünya oyunlarının tasarımlarına yeni bir şeyler katabileceğimizden emin değilim.
GTFO’daki dramatik iniş-çıkışları Payday’in oyuncuyu yönlendiren yapısı ile birleştirmek istiyoruz. GTFO’nun biraz fazla bir hardcore yapısı var. GTFO, ateş etmekten kaçındığın bir FPS. Oyunda çatışamaya girmekten nefret ediyorsun. Kapalı kapılardan korkuyorsun. Düşmanları öldürdüğün zaman ödül almıyorsun, içlerinden eşyalar çıkmıyor. Sadece kaynaklarını tüketiyorlar. Bunlara rağmen eğer batırıp çatışmaya girersen Payday’in aksine her zaman gizliliğe dönebiliyorsun ve gerilmeye devam edebiliyorsun.
Soru: İki Payday oyunundan sonra değişik bir şey yapmaya çalıştığınız için GTFO yaptığınızı söylemiştiniz. Peki sizi soygun oyununa geri iten ne oldu?
Soygun oyunu diyoruz çünkü bu şekilde doğru beklentiyi oluşturduğumuzu düşünüyoruz. Ama bizim için Den of Wolves bir soygun oyunundan çok daha fazlası. Bugünkü soygun oyunların olduğu noktadan başlayıp çok farklı yerlere gitmeyi planlıyoruz.
Soru: Doğru beklentileri oluşturmaya çalışıyoruz diyorsunuz ama referanslarınız hiç yardımcı olmuyor. Açıkçası Heat, Inception, Black Mirror ve Bladerunner 2077 kafamda hiç birleşmiyor. Hepsi birbirinden oldukça farklı filmler.
Black Mirror tonu koruyup farklı hikayeler anlatmak için oldukça güzel bir örnek. Inception’ı düşünürsen de özünde bir soygun filmidir aslında. Hatta birçok filmi soygun filmi olarak düşünebilirsin. Kişisel çıkarların için yapmak istediğin bir şey vardır, planını yaparsın ve planı uygularsın. Bu filmlerin dünyayı kurtarmaya çalışmak ile ilgileri yoktur. Sadece yapmak istediğini yapmak ile ilgilidirler.
Soru: İçeriği nasıl yayınlayacaksınız? GTFO’daki gibi Rundown’lar mı olacak? DLC’ler? Güncellemeler?
Hikayeler dediğimiz görev zincirlerimiz var. Tek kişilik oyunların hikaye modları gibi düşünebilirsin ama bir görev sırası yok, bölüm 1-2-3-4 diye gitmiyor. Daha çok oyuncuların yaptıklarına yoğunlaşıyor. Oyunda birçok gizli öğe yer alacak. Üstelik sadece oyun dünyasında değil, menülerde de yeni yeni şeyler keşfedebileceksiniz.
Ama gelişigüzel (randomized) kelimesinden kaçınmaya çalışıyoruz. O kelime bir tasarım aşamasında bir amacımızın olmadığını ima ediyor. İçeriği üretici araçlarımız var ama ortaya çıkan her şeyi elden geçiriyoruz. Verileri tutku ile elden geçirip hızlı bir şekilde ortaya güzel tasarımlar çıkarabiliyoruz.
Soru: Den of Wolves’un dünyası kapitalizmin son aşamalarında yer alıyor. Bu konu hakkında oyunun bir yorumu ya da eleştirisi olacak mı?
Pek olmayacak, hayır. Kapitalist bir toplumun, dünyamızın geleceğini düşündüğün zaman ister istemez bu noktaya varıyorsun. Bu siyasi bir beyan değil. Bana sorarsan bugün ortalıkta, her konuda fazla fazla siyasi beyan var. Bir eğlence ürünü geliştirdiğimizi unutmamamız lazım. İnsanlara gerçek dünyanın dertlerinden bir süreliğine uzaklaşabilecekleri bir alan vermeye çalışıyoruz.
Tabii ki oyunda toplumu yansıtan öğeler mevcut. Ve bunların kötü olduğunu düşünüyorsan, sana kötü hissettiriyorlarsa muhtemelen kötüdürler. Ama oyun bu konuda bir duruş sergilemiyor.
Burada oyundaki karakterlerin siyasi davaları yok. Sisteme karşı koymaya, şirketleri devirmeye ya da isyan etmeye çalışmıyorlar. Şirketlerden başka şirketleri yok etmek için para alıyorlar. Oyuncu olarak kendine politik bir motivasyon bulabilirsin ama bu tamamen sana kalmış bir şey.