Oyundan beyaz perdeye
Devamını okuÇok sevdiğiniz Şehir Efsaneleri serimize, günümüzde hala etkilerini gösteren bir isim ile devam ediyoruz. Daha önce hiç “Polybius” ismini duymamış olan okuyucularımız, size sesleniyorum: kemerinizi bağlayın ve internet tarihinin en korkutucu şehir efsanelerinden birini dinlemeye hazırlanın.
Takvimler 1980’li yılları gösterdiğinde özellikle Kuzey Amerika’da atari salonlarının altın çağı yaşanıyordu. Henüz konsolların eve giriş yapamadığı bu dönemlerde oyuncuların göz bebeği bu salonlardı.
Hikayemiz işte bu salonlardan birinde geçiyor. Portland’daki bir salona Arcade kabinine benzeyen fakat üzerinde herhangi bir işaret bulunmayan bir oyun geliyor. Üzerinde sadece “POLYBIUS” yazısı bulunan bu kabinin diğer kabinlerdeki canlı renklere, illüstrasyonlara ya da logolara sahip olmadığı söyleniyor.
İlk bakışta Tempest gibi bir oyun olduğu anlaşılan Polybius’un; yanıp sönen ışıklara, garip ses efektlerine ve grafiklere sahip olduğu söyleniyor. Oyunu oynayan kişilerin Polybius’u bırakamadığı ve bir anda oyuna bağımlı hale geldiği iddia ediliyor.
Fakat Polybius’un insanlar üzerindeki etkisi bununla sınırlı değil. Oyunun gençler üzerinde fiziksel ve zihinsel zararlar yarattığı söylenirken bu oyunu oynayan kişilerde sık sık kabus görme, sinir krizi ve halüsinasyon gibi sorunlarla karşılaşıldığı, hatta bazı oyuncuları intihara sürüklediği bile söyleniyor.
Polybius'un popüler kültürdeki yansımaları: The Simpsons
Hatta görgü tanıkları bazı günler siyah takım elbiseli kişilerin Polybius üzerindeki verileri toplamaya geldiğini söylüyor.
Hikayenin derinine inince karşımıza oyunun yapımcısı “Sinneslöschen” ekibi çıkıyor. Bu ismin İngilizce çevirisi “sensory deprivation”, yani duygusal yoksunlaştırma. İşte bu sebeplerden oyuncular Polybius’un Amerikan hükumeti tarafından üretildiğine inanmaya başlamış.
Polybius'un popüler kültürdeki yansımaları: Wreck-it Ralph (sağda)
2006 yılına kadar kendisinden haber alınamayan ve neredeyse unutulan Polybius hikayesini tekrar ateşleyen fitil ise “Steven Roach” adlı bir kişiden gelmiş. CoinOp forumlarına yorum yapan Roach, “Sinneslöschen” adlı firmanın kurucularından olduğunu ve söylentilerin bir kısmının doğru olduğunu ifade etmiş. Amerikan hükumetiyle çalıştıklarını ve oyunun bağımlılık yapıcı olduğunu fark ettiklerini belirten Roach, bir çocuğun Polybius yüzünden hayatını kaybetmesi sonrası kabinlerin toplandığını söylemiş.
Fakat Roach yalan söylüyor olabilir, çünkü internette herkes istediği kişi olabilir değil mi? Maalesef hayır…
Polybius efsanesini derinlemesine araştıran gazeteci Cat DeSpira, “Steven Roach” isminin gerçek olduğunu ortaya çıkarmış. Roach ve eşinin korkutucu bir “çocuk eğitim merkezi” işlettiğini belirten DeSpira, bu merkezlerde fiziksel şiddet uygulanarak zihin kontrolü üzerinde çalışıldığını da belirtmiş.
Hikayede çok fazla tutarsızlık olsa da Polybius efsanesi yaşamaya devam ediyor. Kimileri bu girişimin meşhur MK ULTRA zihin kontrol testleri ile bağlantılı olduğunu ifade ederken, kimileri Polybius’un gerçekliğine bile inanmıyor.
Siz hangi taraftasınız?